98) ÇİFT BAŞLI EJDERHANIN KISKACINDAYIZ -1

Yayin Tarihi 25 Ocak, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Çift başlı ejderhanın kıskacındayız-1-

 

 

 

SUNUŞ
Türk ekonomisinin verilerine bakıldığında Türkiye’de sermaye ciddi bir üretim sıkıntısı içerisine girerken, bu sıkıntıyı aşmak isteyen Türk yatırımcısı çareyi yurt dışında buluyor. Ekonomistlere göre ise sıkıntının altında yatan temel neden izlenen ekonomik program. Sürekli ötelenen sorunlar ve yaşanan krizler üretimi ortadan kaldırırken, ekonominin içinden geçtiği süreçte sosyal sorunların başında gelen işsizlik ise artık kronik bir durumda. Türk sermayesi yurt dışında üretim sorunlarını çözmeye  çalışırken, Türk insanı işsizlik içerisinde. Bu hazin çelişkinin aşılabilmesi için uzmanlar kesinlikle Türkiye’nin ekonomik programını değiştirmesi gerektiğini ifade etmekte. Eğer Türkiye mevcut ekonomik programını değiştirmez ve ulusal bir ekonomik program izlemezse siyasal hayat kendi iradesinin ötesinde bir noktaya gelecek. 2002’den Kasım 2007 sonuna kadar olan dönemde Türk sermayesinin yurt dışındaki yatırımlar yoluyla gerçekleştirdiği toplam sermaye transferi 6 milyar 606 milyon dolara ulaştı. Buna karşın, Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin hiçbir katkısının bulunmaması ise endişe verici. Ekonomistlere göre gelen sermaye hiç yatırım yapmıyor, istihdam yaratmıyor, bunun da ötesinde Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alıyor. Yani Türkiye’yi istedikleri gibi sömürüyor. Bu yazı dizimizde, Türkiye’ye çıkarları doğrultusunda yatırım yaptıran, en kârlı kuruluşlarımıza küresel aktörleri aracılığı ile el koyan çift başlı ejderha; emperyalizm ve yabancı sermayenin ülkemizdeki hareketlerini irdeleyeceğiz. 


Emperyalizm hem sömürüyor hem ‘iş vereceksiniz’ diyor
Yurt dışında komşularını finanse eden bir ülke konumunda olan Türkiye, kendi geleceğini emperyalist sömürünün ellerine bırakıyor
Türk firmaları aracılığıyla yurt dışında yatırım yaparak istihdam sağlayan Türkiye, işsizlik had safhada olmasına rağmen, izlediği ekonomik programdan hiç taviz vermiyor. Bu durum, kan emici emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyor. Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman, konuyla ilgili yaptığı değerlendiremede, Türkiye’ye sakın eden yabancı sermayenin, yatırım amacıyla gelmediğine dikkat çekti.

Yüksek faiz çekiyor
Prof. Konukman, iş imkanı sağlamayan yerli sermayenin olduğu kadar, Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin de istihdam yaratsa bile kâr transferi yapmak suretiyle ülkeden para çıkaracağını ifade etti. Yatırım yapsın ya da yapmasın, üretimden elde edilen kâr Türkiye’de kalmadıktan sonra bir anlam ifade etmeyeceği uyarısında bulunan Prof. Konukman, şunları söyledi: “Türkiye’ye kabul  ediyoruz ki son dönemde ciddi anlamda sıcak para dediğimiz sermaye geliyor. Bunun nedeni açık. Yatırım yapmadan, yüksek faiz nedeniyle para kazanıyorlar. Bu son dönemde çok ciddi bir sorun ve Türkiye’nin acil önlem alması gereken konuların başında geliyor. Ancak öte yandan baktığımızda Türk sermayesi yurt dışına gidiyor. Örneğin Romanya’ya gidiyor, fırın açıyor fabrika kuruyor, istihdam yaratıyor. Bunun nedenleri sorgulandığında ise karşımıza çıkan tablo farklı. Burada sorun girdi maliyetlerin düşük olması, vergi indirimlerinin olması ve daha bir dizi neden. Ancak iki nedene özellikle dikkat etmek gerekiyor. Türkiye’nin hem kendi yerli sermayesi yurt dışına çıkıyor, hem de yabancı sermaye çok ciddi bir kâr transferi yapıyor.” 

Faturası ağır olacak
Türkiye’de son dönemde 1.5 milyar dolar civarında bir kâr transferinin olduğuna da değinen Konukman, “İleride Türk ekonomisine bunun yansımalarının ve sonuçlarının faturası çok daha ağır olacak” dedi.  Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcıların fabrikaların mülkiyetine sahip olduklarını söyleyen Konukman, bunun da çok önemli bir durum olduğunu kaydetti. Mülkiyet sahibi olan yatırımcının kâr transferini de rahatlıkla yaptığını ifade eden Konukman, “Türkiye’ye gelen yatırımcı ister özelleştirmeler aracılığıyla ister özel sermayenin elinden fabrikaların mülkünü alsın kâr transferini çok rahat yapıyor. Bir kere mülkiyetine sahip olduğu fabrikada yaptığı üretimden elde ettiği kâr ona kalıyor” diye konuştu.
Türkiye’ye yatırım yapmaya gelen firmaların yapısına da dikkat çeken Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman şunları belirtti:

Üretim yapmıyorlar
“Ülkemize yatırım yapmaya gelen şirketler, çok uluslu şirketlerin yan kolu olan firmalar. Bu firmalar üretim yapmadan önce girdilerini yurt dışından sağlıyor. Girdi maliyetlerini yurt dışındaki ana firmalarından kârşıladıkları için zaten maliyetleri yüksek faturalandırıyor. Aynı zamanda kârlarını düşük gösteriyor. Bu da bir anlamda kâr transferi oluyor.”

Ulusal firmaların yatırım konusuna el atmasını isteyen Prof. Dr. Aziz Konukman, “Aksi takdirde istihdam yaratmak ve ülkemize ekonomik anlamda artı değer kazandırmak oldukça güç görünüyor” uyarısında bulundu.

Türkiye’ye yatırım için gelmiyorlar
Eski Devlet Bakanlarından Ufuk Söylemez, bankacılık ve finans sektörünün yabancılara çok cazip geldiğini söyledi

Türkiye’de yaşanan sorunların ana nedeninin, çarpık ekonomik model ve ekonomi yönetiminde yetersizlik olduğunu kaydeden eski Devlet Bakanlarından Ufuk Söylemez, “Türkiye’de ekonomi tamamıyla tüketim üzerine kurulu. Bu nedenle ülke, çarpık geometrik şekillere bürünmüş, alış veriş merkezlerinin sömürüsüyle karşı karşıya kaldı” dedi. Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı olmasına rağmen, dışarıya sermaye ihraç etmesinin altında tüketimin şeklini yitirmiş, çarpıklaşmış ekonomik modelin olduğunu vurgulayan Söylemez, şöyle devam etti:

Ulusal çıkarlar önemli
“Bugün Türkiye’de kimse doğrudan yabancı yatırımcının gelip ülkemizde yatırım yapmasına karşı çıkmaz. Ancak bunun da bir takım kuralları olması gerekir. Dışarıdan gelen sermaye istediği şekilde yatırım yapmamalı. Gelen sermaye öncelikli olarak finans sektörüne ve bankacılık sektörüne yatırım yapıyor. Sıcak para kısa yoldan para kazanıyor. Bir kere Türkiye’nin böyle bir sorunu bulunuyor.”
Türkiye’de yabancı sermayenin yaptığı limitlerin aşıldığına dikkat çeken Söylemez, “Türkiye yabancı yatırımlar konusunda özellikle stratejik alanlara ve sektörlere dikkat etmeli. Bu alanlarda yapılacak yatırımların tek ölçüsü olarak Türkiye’nin çıkarları göz önüne alınmal” dedi. 

Geleceğimiz kararıyor
Yabancı sermaye yatırımlarının kısa vadeli ve spekülasyon içerikli olduğunu kaydeden Söylemez, bunun faturasının kısa ve uzun vadede Türkiye ekonomisine çıkacağını kaydetti.  Söylemez, Türkiye’nin yatırım sorununu çözebilmesi için öncelikli olarak kayıt dışı ekonomi sorununa çözüm bulması gerektiğini belirtti. Yatırım konusunda yaşanan ihmallerin faturasının, sadece sosyo ekonomik alana değil, siyasete de yansıyacağını kaydeden Ufuk Söylemez, “Ekonomiyi kısa vadede ayakta tuttuk diyebilmek için ya da kısa vadeli olarak pembe çizmenin uğruna ülkenin geleceğini karartmanın hiçbir anlamı yok. Türkiye bugün yapılan yanlışlar nedeniyle uzun vadede sıkıntılı bir sürece gireceğinin sinyallerini vermektedir” diye konuştu. 

Ülke yarı açık pazar
Türkiye’de yabancı sermaye yatırımlarının spekülatif amaçlı olduğunu kaydeden eski Devlet Bakanlarından Ufuk Söylemez, “Borsa ve bonoya gelen sermaye 108 milyar dolara çıkmış durumda” dedi. Ekonomide acil tedbirler alınıp, yatırıma yönelik olarak açılımlar gerçekleştirilmediği takdirde, Türkiye’nin yarı açık pazar haline geleceği uyarısında bulunan Söylemez, “Dünyanın hiçbir ülkesinde 36 milyar dolar cari açık ve 60 milyar dış ticaret açığı yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde milli gelirin cari açığa oranı yüzde 8 değil. Bunun dünya üzerinde şu anda bir örneği bulunmuyor. Bu ihmal edile edile bu hale getirildi. Sorun büyüyor, ancak Türkiye’de ekonomi yönetimi buna bir çözüm bulamıyor. Tüm bunların üzerine bir de Türk yatırımcısı bile yurt dışına kaçıyor. Yani bırakın yurt dışından Türkiye’ye yatırım için sermaye gelmesini siz elinizdekini kaçırır hale geldiniz.”

YENİÇAĞ

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap