925) Amerika Kızılderili Şamanizmi İle Orta Asya-Sibirya Şamanizm’in Benzerlikleri

Yayin Tarihi 1 Mart, 2016 
Kategori TÜRK DÜNYASI

AMERİKAN KIZILDERİLİ ŞAMANİZMİ İLE ORTA ASYA–SİBİRYA TÜRK ŞAMANİZM’İNİN BENZERLİKLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA

Amerika Kızılderili Kabileleri ile bugün Orta Asya, Kırgızistan, Kazakistan, Güney ve Kuzeydoğu Sibirya’da yaşayan Tuva, Altay, Hakas, Televi ve Saka Türkleri arasında bütün canlılığı ile yaşayan Türk Şamanizm’inin ortak özelliklerine geçmeden önce, Amerika Kızılderililerinin nereden Amerika Kıtası’na geldiklerine dair bazı kayıtlara göz atmamız gerekmektedir.

Amerika’da binlerce yıl yaşadıkları halde, bugün, tamamen yok olmuş kabul edilen yerli Kızılderili kabileleri arasında yaşayan Kızılderili Şamanizm’inin durumunu daha iyi anlamak için, onların hangi yollarla Amerika’ya geçtiklerinin bilinmesi şarttır. Kızılderililerin Amerika’ya geçiş yolunu ve asıl çıkış noktalarını tespit ettikten sonra, Sibirya’da yaşayan Türk Şamanizm’i ile neden bu kadar yakın benzerlik gösterdiği konusu daha iyi anlaşılmış olacaktır. Amerika Kızılderilileri bu kıtaya gökten gelmedikleri gibi, onların inandıkları yerli Kızılderili Şamanizm’i de yoktan var olmamıştır. Amerika Kızılderili Şamanizm’i, büyük bir göçle Orta Asya ve Sibirya’dan koparak Bering Boğazı üzerinden Amerika Kıtası’na geçenlerin beraberlerinde getirdikleri ve yaşattıkları tarihî kültür hatırasının bugüne kadar canlılığını korumuş olan gerçek uzantısıdır.

Amerika yerli Kızılderilileri, başlarına getirilen tarihî felâketi ve “Soluk Benizli’lerin organize ettikleri katliâmlarla ilgili hatıralarını kendi kabilelerinin karakterine uygun bir tarzda anlatırlar. Kızılderililerin, Avrupa’dan gelen define avcısı “Beyaz”ların başlattığı katliâm, yağma ve sürgünlere hangi gözle baktığını Amerika ve dünyada hiçbir kimse yazmamıştır. Beyazlar ise, Kızılderilileri hep “kafa derisi yüzen”, cani, çapulcu ve soyguncu katil tipinde göstermeye çalışmıştır. Sadece Hollywood stüdyolarında, Amerika’daki Kızılderilileri kötüleyen ve onları alçaltmaya yönelik 15 binden fazla film çevrilmiştir. Bunun yanında “Beyazlar” hiçbir zaman Avrupa’dan gelip, Amerika Kıtası’nda onbirlerce seneden beri yaşamakta olan bu Kızılderili kabillerini katletmeye haklarının olup–olmadığını yazmamışlardır. Bunu itiraf etmeğe cesaret edememişlerdir.

Eğer “Beyazlar”, Kızılderililerin onbirlerce yıldır yaşamakta oldukları topraklara saldırmayıp, onların büyük değer verdikleri ve hayatlarını devam ettirmeleri için büyük bir titizlikle korudukları yüz binlerce buffaloyu, yaban sığır varlığını sadece derileri için sürüler halinde katletmeselerdi, içme sularını kirletip zehirlemeselerdi. Kızılderililerin “Beyaz”lardan bu kadar nefret etmeleri asırlar boyu devam etmezdi. Beyazlar, Avrupa’dan gelip Amerika Kıtası’na ayak bastıkları 1492 yılına kadar Amerika yerli Kızılderili kabileleri arasında “çiçek”, “kızamık”, “boğmaca”, “frengi”, “cüzzam” gibi öldürücü ve bulaşıcı zührevî hastalıkların hiç birisi yoktu ve bilinmiyordu.

Beyazların Amerika’ya ayak basmasıyla Kızılderili katliâmları başladı. Kızılderililerin yaşayış ve yerleşim yerleri büyük bir hızla yağma ve tahrip edildi. Kızılderililerin dinî merasimleri için diktikleri mabedler yakıldı–yıkıldı ve içlerindeki değerli altın, gümüş ve kıymetli taşlarla süslü eşyalar yağma edildi. Kabile halkının büyük değer verdiği ve hürmet ettiği tarihçiler, liderler ve yaşlı kabile reisleri boğazlandılar. Dünyaca ünlü nüfus uzmanlarının hesaplamalarına göre Avrupalıların Amerika’ya ayak basmasından sonra 16. yüzyılın sonlarına kadar devam eden katliâmlar, hastalık ve sürgünlerden sonra Güney ve Kuzey Amerika’da 50 milyon Kızılderili sistematik olarak bilinçli bir şekilde yok edilmiştir. Amerika Kızılderilileri, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük soykırımına kurban olmuş tek millettir. Ünlü nüfus ve demografya uzmanları, Kristof Kolomb’dan önce Amerika kıtasında 30 milyona yakın Kızılderili’nin yaşamakta olduğunu tahmin ediyorlar. Bugün ise Amerika Kıtasında yaşayan Kızılderililerin nüfusu 3 milyondan biraz fazladır.

Beyazların Amerika’ya ayak basmasından sonra yerli Kızılderililerin hayat tarzı tamamen dağıtılmış, bu sefer “Avrupalılaştırma” devri ve bu gaye için uygulanan tahribat, zorla “Hıristiyanlaştırma” hareketleri ile katliâmların ikinci perdesi başlamıştır. İspanyollar’ın yaptıkları tahribatlar incelenirse, Yucatan’da (Yukatan) Kızılderili Şamanları Hıristiyanlaştırmak için Maya’lardan kalma bütün kitaplar yakılmıştır. Maya’ların gerçek tarihi ancak gizli kalmış abide ve duvar yazıtlarından binbir güçlükle gün ışığına çıkarılabilmiştir.

(…)

Tarihte kayıtlara geçmiş ve adı bilinen ilk Şaman, Sümerler’in Destan kahramanı Gılgamış’tır. Orta Asya Türk, Sibirya, Yakut, Altay ve Tuva Şamanlarında olduğu gibi, Amerika Yerli Kızılderili Şamanlarının en önemli aracı “davul” ve “tokmak”tır. Yine tarihte bilinen en eski “davul” ve “tokmak” Sümerler’in zamanında “her şeyi bilmesi” ile tanınan Şaman Gılgamış tarafından kullanılmıştır. Tarihte bilinen en eski yazılı Sümer tabletlerinde, Inanna tarafından Fırat Nehri’nin kenarında yetişen “Kutsal” bir ağaçtan yapılmış “Davul” (Pukku) ve “Tokmak” (Mikku) Gılgamış’a en şerefli bir hediye olarak verilmiştir. “…Gılgamış ve ona zorlu mücadelesinde yardım eden Ereçli’ler birlikte ağacı kestiler ve bu ağacı kendisine taht ve divan yaptırmak isteyen Ianna’ya getirdiler. Ianna, Gılgamış’ın bu kahramanlığına karşılık, bu ağaçtan bir tane “Pukku” (Davul) ve bir tane de “Mikku” (Tokmak) yaptı ve bunları Gılgamış’a hediye etti…”29

Sibirya Şamanizmi’nin en canlı bir şekilde yaşadığı ve yaşatıldığı (Yakutistan) Saka Eli’nde Şamanların dinî ve mevsimlik ayinlerde kullandıkları “Davul” ve “Tokmak” Sümerler’in Şamanı Gılgamış’ın kullandığı davul ve tokmakla aynı paralelliği göstermektedir. Sümerler’de ve Sakalar’da Şamanların kullandıkları davul ve tokmağın kullanıldığı yer ve maksat aynıdır. Gerek Sümer Şamanları ve gerekse Saka Eli Şamanları, “karanlık” dünyaya ruhlarla görüşmek için yaptıkları seyahatte, davul ve tokmak Şamanlara “rehberlik” eder.

Eğer davulun sesi kesilirse, Şaman, karanlık dünyada kalır ve yolunu bulup yeniden “ışıklı” dünyaya çıkamaz. “…Saka Eli’ndeki Türk Şamanları, dinî ayinlerinde istifade ettikleri ve karanlık dünyaya yaptıkları seyahatlerinde, ruhlarla buluşmak için kendilerine yol gösteren “davul” ve “tokmak” Sakaların mukaddes “Hayat Ağacı”ndan yapılmıştır. Saka Türkleri’nin, Hayat Ağacı’ndan yapıldığına inandıkları Şaman “Davulu” ve “Tokmağı”na derin saygı duymalarının sebeplerinden biri budur…”30 Şamanizm kültürü ile iç–içe yaşamış toplumlarda, insanların her iki dünyada saygı duydukları ortak nesne, “toprak” olmuş ve özellikle Türk Kültürünün yayıldığı sahalarda ve Amerika Yerli Kızılderili toprakları üzerinde yaşayan insanlar arasında “Toprak Ana” (Mother Earth) olarak anılmış ve saygı gösterilmiştir. Kızılderili ve Türk toplumunun savaşçı fertleri bir savaş veya herhangi bir şekilde yaralandıklarında, yaptıkları ilk iş, “Toprak Ana”nın bağrından, onun şefkatli yüzünden alınan temiz “kuru toprak”la yaralarını ovmak ve kanı durdurmak hareketi olmaktadır. Türk toplumunda ve Kızılderili milleti arasında, anadan doğduğumuzda, göbeğimiz kesildikten sonra, geride kalan kısma “it ağzı” değmesin diye, yine “Toprak Ana”nın bağrına gömülür. Kızılderili Milleti ile Türk Milleti’ninin “Toprak Ana”ya bağlılığı, daha doğarken başlar. Göbeğimiz kesildikten sonra arta kalan ve halk arasında “Eş” olarak nitelendirilen kısım toprağa gömüldüğü an, öldüğümüzde varacağımız son “mekân” tespit edilmiş olur. Kızılderili ve Türk toplulukları arasında ölüler gömüldükten sonra, üzerine “hamile kadının karnı” gibi bir toprak kümesi yığılması, öldükten sonra da tekrar “Toprak Ana”dan vücuda geleceğimizin fikri ortak “sembolizm” ile vücut bulur: “…Ölü gömüldüğünde, Toprak Ana’nın karnındaymış gibi, ölünün üzerine hamile kadının karnına benzeyen, “höyük” veya “kurgan” gibi bir toprak yığılır. Mezara hamile bir kadının şekli verilir.”31

Orta Asya Türk, Tuva, Altay, Hakas, Televit ve Saka Türk Eli’nde ve Amerika Yerli Kızılderili kabileleri arasında halkın hayatına nizâm veren ve “her şeyi bilen” erdemli kişiler olarak saygı duyulan Şaman’lar, katiyen “büyü” yapmaz ve “nusha” yazmazlar. Şamanların ortak özellikleri incelendiğinde, onları tamamen “ruhlar alemi” ile “ölümlü dünya” arasında sehayat eden ve acı içinde kıvranın “bizlerden biri” olarak görürüz.

Macar ve Türk Şamanlarının ortak özelliklerine baktığımızda, bugün “İslâm”ı tanımış ve “Müslüman” olarak yaşayan Türk topluluklarında bile hâlâ tarihî Türk kültüründen kopmadan, “Şamanizm”in izlerini takip ettiğimiz görülür.

– Şamanlar, çeşitli hastalıkları iyileştirir ve onlara çare bulurlar.

– Şamanlar devamlı olarak süt isterler. Bir insanın boğazına kaçan yılanı geri çıkarmak için bir tasa doldurulan temiz sütten istifade ederler (Bu duruma aynen Kars’ta rastlamaktayız). Macar Şamanları bazen ev ev dolaşarak, kapıları döver ve süt isterler. Sütün zehirlenmeye karşı panzehir olduğu Türk Toplumu tarafından bilinmektedir. Kazakistan ve Kırgızistan’da zehirlenmelere karşı kısrak sütü ve Kımız kullanırlar. Türkiye’de ise süt ve yoğuttan zehirlenmelere karşı panzehir olarak istifade olunur.

– Macaristan “Taltos” dedikleri Şaman, anadan doğduğunda “dişleri” ile doğar. Şaman anadan doğduğunda dişleri vardır.

– Şaman yedi yaşına geldiğinde kaybolur. Şamanların yedi tane yardımcısı vardır.

– Şaman zamanı gelince dünya işlerinden uzaklaşır ve derin uykuya dalar, günlerce uyur.

– Şaman uzun bir zaman kaybolduktan sonra eve gelir ve içmek için süt ister. Eğer içecek süt bulamazsa, etrafta kasırgalar doğurur.

– Şaman daha sonra kaybolur ve yeraltı alemine göç eder.

– Şaman, at yılkıları yetiştirilen bölgelerde at, geyik beslenen bölgelerde geyik ve sığır beslenen bölgelerde ise “Boğa” kılığına girerak mücadele verir.

– Masallarımızda görünen “göklere uçma”, yeraltı ve karanlık dünyaya gidip– gelme, tipik Şaman unsurlarıdır.32

Bir zamanlar Tsistsistas (Cheyenne)–Çayan Kızılderili devri öncesinde, Algonquians Kızılderilileri ile aynı kültürü paylaşan Kuzey Sibirya ve Sakalar’ın Şamanları ile Cheyenne (Çayan) Şamanlarının ortak özellikleri üzerinde yapılan araştırmada aşağıda belirtildiği gibi paralellikler gösteren bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu mukayeseli karşılaştırmada, benzer olan durumlar “var”, benzer olmayan durumlar “yok” şeklinde gösterilmiştir:

Sibirya – Cheyenne

– Kâinatın birden fazla mertebesi vardır: Var Var

– Her mertebenin kendine ait ruhları var: Var Var

– Yerin derinliği ve merkezi vardır: Var Var

– Yerin ruhları hayvanları korur: Var Var

– Hayvanların ruhları yeraltında yaşar: Var Var

– Hayat Ağacı: Var Var

– Gökkubbe dünyanın üzerine atılmış örtüdür: Var Yok

– Gökkubbe aynı zamanda bir kazandır: Var Var

– Zühre Yıldızı Semanın kazığıdır: Var Yok

– Gökyüzünün birçok bögesi vardır: Var Var

– Gök Tanrı semanın en üstünde oturur: Var Var

– Gök Tanrı kainatı yaratandır: Var Var

– Kâinatın yaratılışı Şamanist bir olaydır: Var Var

– Kâinatın dört köşesinde dört bekçi vardır: Yok Var

– Birinci Semadan sonra, ikinci Sema vardır: Var Var

– Yerin merkezine Mukaddes Dağdan giriş vardır: Var Var

– Dünyanın ruhuna bağışlanan seremoni: Var Var

– Seremonide hayvan kılığına giren insanlar: Var Var

– Merasimde meydanın ortasına dikilen direk Gök Tanrının birliğini sembolize eder: Var Var

– Baharda tabiatın canlanması ile ilgili merasim: Var Var

– Dağda bulunan mukaddes merasim yeri: Var Var

– Günahlardan arınmak için terleme otağı: Yok Var

– Dünyanın bir kuş tarafından kurtarıldığına dair inanç: Var Var

– Dünyayı sulardan kurtaran Mamut: Var Yok

– Dev yılanlar: Var Var

– Gök Tanrı’ya adak olarak sunulan kurbanlar: Var Var

– Gök Tanrı’ya adak olarak sunulan beyaz hayvan:Var Var

– Aracı ruhların koruduğu Kozmik düzen: Var Var

– Dünyanın semaya açılan kapısı “Yıldızlar”: Var Yok

– Ölmüş yakın akraba ve geçmişlerimiz “Yıldız”: Var Var

– Yeryüzündeki hareketleri yönlendiren “Yıldız”: Var Var

– “Yedi” sayısına verilen değer: Var Var

– “Dört” sayısına verilen değer: Var Var

– Mevsim değişmesine sebep olan gökteki ruhlar: Var Var

– Hayvanları koruyan gizli ruhlar: Var Var

– Hayvanlara hürmet gerektir: Var Var

– Hayvanların kendileri kurban olmaya hazırdır: Var Var

– Yeryüzündeki erkek ruh: Var Var

– Yeryüzündeki dişi ruh: Var Var

– Değişik bölgelere bakan görevli ruhlar: Var Yok

– Belirli yerlere bakmakla görevli ruhlar: Var Yok

– Belirli koruyucu ruhlara yardım eden canlılar: Var Var

– Ruhun yeniden başka birinde canlanması:Var Var

– Birden fazla ruha sahip olmak: Var Var

– Hayvan ve insanlar için özel ruhlar: Var Var

– Ruhlar hiçbir zaman tamamen yok edilemez: Var Var

– Ruhlar başka birine transfer edilebilir: Var Var

– Atalardan miras yolu ile geçen ruhlar: Var Var

– Ruhun bedenden ayrılmasıyla gelen ölüm: Var Var

– Bunun hayvanlar ve insanlar için doğru olması: Var Var

– Ölüm olayının bir kısmında ruh seyahat eder: Var Var

– İnsan iskeletindeki kemikler tamamen yok oluncaya kadar ruhun bir kısmı cesetle kalır: Var Var

– İnsan ve hayvan vücutları ruhu geçici tutar: Var Var

– Ölmüş bir canlının ruhunu herhangi bir fetiş veya figürde toplamak: Var Var

– Hayvan kemiklerine hürmet konusunda özel kural: Var Var

– Hayvan cesetlerinin gömülmesi: Var Var

– Hayvanların yeniden canlanmasına ruhlara bekçilik etmekle görevli olanların mani olması: Var Var

– İnsan ruhu yeniden canlanmayı reddedebilir: Var Var

– Ruhlar, düşüncenin hızı ile hareket ederler:Var Var

– Herşeyin kendisine has bir sesi vardır: Var Var

– Ağaç ve bitkilerin de ruhları vardır: Var Var

– İnsan gruplarının olduğu gibi hayvanların da kendilerine ait bölgeleri vardır: Var Var

– Hayvanlar hürmet edilmesi gereken varlıklardır: Var Var

– Avlanmak, av hayvanları ve ruhlar aleminin bekçileri tarafından düzenlenen dini merasimdir: Var Var

– Hayvanlara işkence edenler, koruyucu ruhlar tarafından cezalandırılır: Var Var

– Bazı insanlar hayvan neslinden türemiştir: Var Var

– Ayı, yeraltı dünyasıyla yakından ilgilidir: Var Var

– Ayı ilâhi bir avcıdır: Var Yok

– Uzaklaştırma merasimi: Var Var

– Ayıyı uzaklaştırma merasimi: Var Yok

– Kartal, yukarı semanın kutsal kuşudur: Var Var

– Turna, yukarı semanın kutsal kuşudur: Var Var

– Saksağan, yukarı semanın kutsal kuşudur: Var Var

– Kuğu, yukarı semanın kutsal kuşudur: Var Yok

– Hayvanlar öldükten sonra insan kılığına girer: Var Var

– Kurt, hayvanlar aleminin en ustasıdır, ona özet olarak hürmet etmek gerekir: Var Var

– Özel nedenlerle ruhların beslenilmesi gereği:Var Var

– Birisinin ruhunun dikkatli olarak ayrılması: Yok Var

– Birisinin ruhunun Şaman tarafından ayrılması: Var Var

– Her şahsın koruyucu bir perisi vardır: Var Var

– Her Şamanın koruyucu meleği vardır: Var Var

– Şaman atasından kalan koruyucu periye sahiptir: Var Yok

– Şaman insanüstü gösteriler yapar: Var Var

– Bir Şaman ruhlar tarafından seçilir: Var Var

– Şaman, bir ruhu aradığı gibi, başka bir ruh tarafından da aranabilir: Var Var

– Ruhlar Şamanı seçeceği zaman, o yaşadığı çevresinden ayrılır ve “halvete” çekilir: Var Var

– Şaman görevini yaparken ruhlarla gezer: Var Var

– Şamanın gücüne ulu ruhlar karar verir: Var Var

– Ruh, düşüncelerini insanlara açıklamak için Şamanın kullandığı kelimeleri ve dili kullanır: Var Var

– Şamanı ilk önce kutsal ruhlar eğitir: Var Var

– Şamanı, sonra tecrübeli Şaman eğitir: Var Var

– Şamanın kullandığı eşya ve takıları parlaktır: Var Var

– Şamanın eşyalarını başkaları kullanamaz: Var Var

– Şaman öldükten sonra onun eşyaları gömülür: Var Var

– Şaman maske kullanır: Var Yok

– Şaman yüzünü boyar: Yok Var

– Şaman beline kemer bağlar: Var Var

– Şaman eldiven ve çizme giyer: Var Yok

– Şaman başına süslü başlık giyer: Var Yok

– Şamanın davulu vardır: Var Var

– Şamanın elinde çıngırak vardır: Var

– Şaman, Kartal, Saksağan, Turna teleği kullanır: Var Var

– Gökyüzünde uçan Şamanlar vardır: Var Var

– Şamanlar yıldızları okurlar: Var Var

– Yeryüzünde görev yapan Şamanlar var: Var Var

– Bazı Şamanların renkli kuşakları var: Var Var

– Şamanların yardımcıları bazen maske takarlar: Var Var

– Kutsal çark (Oxem): Var Var

– Hayvan figürleri: Var Var

– Şamanın yapma bebekleri vardır: Var Var

– Şaman kainatta her yeri temsil eder: Var Var

– Şamanlar gizli bir dille konuşurlar:Var Var

– Şamanlar gizli bir grup oluşturarlar: Yok Var

– Birbirine zıt Şamanlar vardır: Var Var

– Şamanlar uzak mesafeden istediğini öldürürler: Var Var

– Şamanlar bölgelerini perileriyle korurlar: Var Var

– Şamanlar ölülerin ruhunu öbür dünyaya götürür: Var Yok

– Şamanlar birini diriltmek için ruh getirir: Var Yok

– Şamanlar kendileri de dahil ölümü kontrol eder: Var Var

– Şamanlar dini merasimleri yönetir: Var Var

– Şamanlar derde deva ararlar: Yok Var

– Şamanların mukaddes direği vardır: Var Var

– Dini merasimde mabedin ortasında ağaç vardır: Var Var

– Ağaçta, yedi tane çentik bulunur: Var Var

– Ağaç, Dünya ağacı olarak bilinir: Var Var

Ahmet Ali ARSLAN

Yard. Doç. Dr. Selçuk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi

Bu sayfada makalenin bazı bölümleri yayınlanmıştır. Makalenin aslı dosya(pdf) halinde sunulmuştur:

amerikan-kizilderili-samanizmi-ile-orta-asya-sibirya-turk-samanizminin-benzerlikleri

image001

Düzenleyen: Yılmaz Karahan

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap