83) Elazığ Akıl Hastanesinden Bir Delinin Allah’a Yazdığı Dilekçe

Yayin Tarihi 7 Eylül, 2018 
Kategori ÖYKÜ

ELAZIĞ TIMARHANESİNDEN BİR DELİNİN RABBİNE YAZDIĞI DİLEKÇE

1965 yılında vefat eden 
Bir “deli”nin son dilekçesi..!

“Ben dünya Kürresi, 
Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, 
(El-Aziz –Elazığ ) Tımarhanesi 
(Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) 
Sakinlerinden; 
İsmi önemsiz, cismi değersiz, 
Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, 
Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, 
Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakiminin 
Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..!

Ben gam (dertlilik) deryasında, 
Fakirlik vatanında, 
Horluk ve rezillik kaftanında 
PADİŞAH yapılmışım..!

Meyvalardan dağdağana, 
Çalgılardan ney-kemana kapılmışım… 
Benim yatağım akasya dikeninden, 
Yorganım kirpi derisinden farksızdır. 
Kalbim Ayizman’ın 
(Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını, 
ve sahranın çöl fırtınasıdır..!

Ruhum aşık-ı Hüda Mahbub peresttir, 
Lakin aklım kaderin cilvesi ve 
talihin sillesiyle gurestir (gelgittir)..!

Bana gelen derdü gamın kilosu beleştir. 
Nerde bir güzel varsa bana karşı 
Keleştir (yüz vermez, cesaretlidir), 
Bütün yiğitlerde bana hep ters ve terestir.

Aylar geçti, 
Tek temizliğim, 
Gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım 
Teyemmüm abdesttir..!
Yani, içtiğimiz kezzap suyu, 
Mezemiz ise ateştir..!

Ol Resuli zişan ve Sultanı dücihan: 
“Cenabı Allah’ın insanları dünya, 
Dünyayı ise insanlar için yarattığını; 
Ruhları vücut için, 
Vücutları ise ruhlar için yarattığını; 
Erkekleri kadınlar; 
Kadınları erkekler için yarattığını; 
Cenneti mü’min kullar, 
Mü’min kulları da cennet için yarattığını; 
Cehennemi inkârcılar ve münafıklar, 
İnkârcıları ve münafıkları da 
Cehennem için yarattığını” 
Hadisleriyle haber vermiştir..!

Peki acaba benim gibi meczup divaneleri 
Ne maksatla halk etmiştir..? 
Bilen babayiğit, 
Meydana çıkıp söylesin..!

Allah sana iman verdi sen tuğyan edersin; 
O in’am etti sen küfran (nankörlük) edersin; 
O ikram etti sen inkar edersin; 
O ihsan etti sen isyan edersin; 
Bir de kalkıp bana deli divane diye 
Bühtan edersin..!

Bu söylediklerimin hepsi 
Ruhumun içinde cenk etmektedir..!
Eğer dilekçemin cevabı gelirse 
Bu manevralar sona erecektir.

Şimdi adresimi arz ediyorum: 
Kur’an’ı geldiği yere, 
Yine Kur’an’ı getiren geri taşısın. 
Madem ki ahkamı ve ahlakı kalmadı, 
Kur’an’ın kağıdı ve yazısı neye yarasın..!
Taki Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince 
Yeniden okunup yaşansın..!

Ey zerrelerden kürrelere, 
Yerlerden göklere 
Bütün alemlerin Rabbi..!

Ey cemadi, nebati, hayvani, 
İnsani, ruhani ve nurani 
Her şeyin ve herkesin yegane sahibi..!

Ey iman ve şuur ehli kalplerin 
En yüce habibi..!

Ey dertli bedenlerin kederli gönüllerin, 
ve yaralı yüreklerin tabibi..!

Ben biçare kulun ki; 
Garipler garibi, 
Hüzünlerin esiri, 
Zulümlerin muzdaribi, 
Öksüz, yetim ve 
Sahipsiz bir tımarhane delisi..!

Ama kutsi muhabbet ve 
Hasretinin divanesi!…

Herkesi ve her şeyimi elimden aldın, 
Ama sana sığındım, 
Aşkına sarıldım, 
Yegane Sen kaldın!. 
Yurdumdan yuvamdan, 
Evimden barkımdan ayırdın, 
Gurbete ve hasrete saldın, 
Ama onları ararken Sana ulaştım, 
Sevdana daldım..!
Böylece fani ve hayali 
Görüntülerden kurtarıp 
Hakiki tecelline mazhar kıldın..!

Yüceler yücesi Rabbim, 
Efendim..!

Hakk’tan saparak ve haddimi aşarak, 
Haşa senden, 
Burak bineği, 
Cebrail seyisi, 
Sidretül Münteha menzili, 
Cümle mahlûkatın en şereflisi, 
Rahmanın en mükemmel 
Tecelli ve temsilcisi..!
Kainatın fahri ebedisi,
Ahir zaman Nebisi ve Mehdisi, 
Levhi Mahfuzun (Kader projesinin) 
Tercümanı ve tebliğcisi, 
Efendiler efendisi 
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in Mahbubiyetini mi istedim..!

Hanif Dinin üstadı ve nice Nebilerin atası 
Hz. İbrahim’in haliliyetini, 
Hz. Süleyman’ın saltanat ve servetini 
Hz. Musa’nın Celadet ve cesaretini, 
Hz. İsa’nın ruhaniyetini mi istedim..?

Hz. Ebu Bekir Sıddık’ın 
Yüksek fazilet ve kurbiyyetini, 
Hz. Ömerül Faruk’un 
Dirayet ve teslimiyetini, 
Hz. Osman’ı 
Zinnureynin asalet ve sehavetini, 
Hz. Aliyyül Murtaza’nın 
İlim ve velayetini mi istedim..?

Senden mülkü hâkimiyet, 
Şanü şöhret, malü servet mi talep ettim..? 
Senden vücuduma sıhhat ve afiyet, 
Aklıma ziya ve selamet, 
Hayatıma huzur ve istikamet dilendimse, 
Bunlar için de bin kere tevbe ettim..!

Çünkü Şeriatın iptal, 
Tarikatın ihmal, 
Hakikatın ihlal ve mü’minlerin iğfal edildiği 
Bir zillet ve rezalet döneminde, 
Bana akıl ve mükellefiyet verseydin, 
Bu sadece benim mesuliyet ve 
Mahzuniyetimi ziyadeleştirecekti..!

Sultanım Efendim:
Ben Senden sadece seni istedim; 
Pahası elbet böyle yüksektir ve 
Tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi 
Uğruna feda etmektir..!

Rabbim, 
Elbet vardır hikmeti ki, 
Bu kuluna 
Böyle zillet ve zahmet çektirirsin..!
Ben haşa itiraz değil, 
Naz ederim ama, 
Umarım Sen niyaz kabul edersin..!

Aile efradımı, 
Aklı izanımı alıp beni hicrana saldın..!

Ama yine de şükür; 
Ya akıllı kalıp 
Ama hain ve hilekâr olaydım..!

Ya varlıklı kalıp ama 
Zalim ve sahtekâr olaydım…

Ya âlim ve saygın kalıp ama 
Gafil ve riyakâr olaydım…

Ya arkalı etraflı kalıp ama 
Azgın ve zulümkar olaydım…

Ya sağlıklı sefalı kalıp ama, 
Sapıtmış, 
Ahlaksız ve vicdansız olaydım!..

Derdü bela ki, 
Sabredenlerin vesile-i miracıdır. 
Müminler kalbimin tacı, 
Mücrimler rahmetin muhtacı, 
Münkirler hikmetin icabı, 
Sadık ve aşık ehli cehd adaletin ilacıdır..!
Velakin bu münafık 
Hain ve zalimler ise çıban başıdır, 
Akrep gibi sancıdır; 
Şerefli insana, 
Helali dışında bütün kadınlar 
Kızlar ana-bacıdır..!

Ey Rabbim, 
Efendim..!

Malum-u aliniz ve zaten yüce takdirinizdir ki; 
Ne özenli-bezekli elbiselerle 
Gezdiğim bayramlarım oldu..!
Ne onurlu ve huzurlu 
Seyahatlerim ve seyranlarım oldu..!
Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren 
Dostlarım ve hayranlarım oldu..!

Lezzet ne imiş, 
izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım; 
Ama şikâyet şekavettir; 
Bütün bu fani ve fena nimetlerin 
Asıl sahibi olan 
Padişahlar Padişahını buldum..!

Beni yoktan var ettin, 
İman ve hidayet buyurup 
Varlığından haberdar ettin, 
Ama aklımı alıp kulunu bi-karar ettin, 
Sana sonsuz şükürler olsun..!

Şimdi son dileğim beni yanına al ve 
Bir daha huzurundan ve 
Sonsuz nurundan ayırma, 
Ne olursun..!

Umarım 
Bu dilekçeyi yazdım diye 
Bana darılmazsın; 
Çünkü ;
Zaten Zatından gayrıya 
Yalvarıp yakarmanın 
ŞİRK olduğunu buyurdun..!

 

Dilekçeyi yazan ortadaki kişi. Allah rahmet eylesin.

http://www.ozelburoistihbarat.com/turk-ve-dunya-sanati-mizah-karikatur-fikra-komik-video/mizah-elaziz-timarhanesinden-rabbine-bir-dilekce-yazan-bir-danenin-biz-akillil-8403

 

Paylaş:

Yorumlar

“83) Elazığ Akıl Hastanesinden Bir Delinin Allah’a Yazdığı Dilekçe” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Genç cahil yorum tarihi 22 Eylül, 2018 09:42

    Çok güzel bir yazıymış.İnsana deli dediklerimiz mi deli yoksa biz mi sorgulatır.

Yorum yap