781) TÜRKİYE TARIMDA İHRACATÇI İKEN, İTHALATÇI OLDU
Yayin Tarihi 9 Temmuz, 2010
Kategori BASIN-YAYIN
Türkiye tarımda ihracatçı iken, ithalatçı oldu
Bir zamanlar ihracatçı olduğumuz tarım sektöründe artık ithalatçı konumuna düştük.
ATO hazırladığı “Tarım İthalatı” raporunda Yunanistan’ın yüzölçümünün yaklaşık iki katı büyüklüğünde tarım alanına sahip olan Türkiye’nin, Yunanistan ve ABD’den pamuk, Rusya’dan buğday, Fransa’dan arpa, Mısır’dan pirinç, Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Çin’den sarımsak, Panama’dan muz, Meksika’dan nohut, Kanada’dan mercimek ithal ettiğine dikkat çekti.
TARIM ALANLARIMIZ VAR AMA EKİLMİYOR
ATO “Tarım İthalatı” raporunu yayınladı. Raporda, Türkiye’nin, 15-20 yıl öncesine kadar dünyanın tarımda kendi kendine yeten 7 ülkesinden biri olduğuna dikkat çekilerek, bugün Türkiye’nin 100’ü aşkın ülkeden tarım ürünleri ithalatı yaptığı kaydedildi.
Türkiye’nin 24.5 milyon hektar büyüklüğünde tarım alanı bulunduğu, bu alanın 4.2 milyon hektarlık bölümünün ise her yıl nadasa bırakıldığı belirtilen Raporda, “Türkiye’nin tarım alanlarının büyüklüğü, AB üyesi Lüksemburg’un yüzölçümünün 95 katı büyüklüğünde, İngiltere’nin ise yüzölçümüne eşit. Danimarka’nın 5.6 kat, Hollanda’nın ve İsviçre’nin 5.9, Moldova’nın 7.2, Belçika’nın ise 8 katı büyüklüğünde tarım alanına sahip olan Türkiye, her yıl Hollanda büyüklüğünde tarım alanını nadasa bırakıyor. ‘Türkiye’nin buğday ambarı’ iken adı artık kuraklıkla anılan Konya Ovası’nın yüzölçümü, Lüksemburg’un toplam yüzölçümünün 6.5 katı büyüklüğünde. Dünyanın en verimli ovalarından biri olan Konya Ovası’nda sulanabilir arazinin ancak dörtte biri sulanabiliyor” denildi.
30 MİLYAR DOLARLIK TAHIL İTHALATI NORMAL DEĞİL
1980’lerin başında Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının 2 milyar dolar seviyesinde iken, ithalatının sadece 50 milyon dolar olduğuna dikkat çekilen Raporda, 30 yıl sonra gelinen noktada, tarım ürünleri ihracatının 4.3 milyar dolar, ithalatının ise 4.5 milyar dolara ulaştığı kaydedildi. Raporda, 30 yılda tarım ürünleri ihracatı iki katına çıkarken ithalatın 90 kat büyüdüğü belirtildi. Son 10 yılda Türkiye’nin 29 milyar 925 milyon dolarının tarım ürünleri ithalatına harcandığı vurgulanan Raporda, tarım ürünleri ithalatının toplam ithalat içindeki payının 2009 yılı itibariyle yüzde 3.2 olarak gerçekleştiği belirtildi. Raporda, “TÜİK’in Uluslararası Standart Sanayi Sınıflamasına göre, tarım sektörü 2007 yılında 643 milyon dolar, 2008 yılında 2 milyar 228 milyon dolar, 2009 yılında da 112 milyon dolar açık verdi. Bu yılın ilk 5 ayında açık miktarı 646 milyon dolara ulaştı” ifadeleri kullanıldı.
ŞEKER PANCARI-NOHUT VE PATATES’DE KENDİMİZE YETİYORUZ
Pek çok üründe ihtiyacı altında üretim yapan Türkiye’nin, TÜİK’in Nisan 2010’da açıkladığı “Bitkisel Ürün Denge” verilerine göre, sadece şeker pancarı, patates ve nohutta kendi kendine yetebildiğine işaret edilen Raporda, Türkiye’nin, ihtiyacı olan ayçiçeğinin yüzde 46.6’sını, kırmızı mercimeğin yüzde 45.2’sini yeşil mercimeğin yüzde 65.7’sini, pirincin yüzde 75.6’sını, mısırın yüzde 79.9’unu, kuru fasulyenin yüzde 83.7’sini ancak üretebildiği bilgisi verildi. “Buğday ambarı” olarak bilinen Türkiye’nin, iç talebe yetmediği için artık buğday ithal ettiği, 2009 yılı verilerine göre Türkiye’nin 20.6 milyon ton buğday ürettiği ancak bu miktarın, ihtiyacı karşılamadığı belirtilen Raporda şu ifadeler kullanıldı:
“TÜİK’in 2008-2009 üretim dönemini dikkate alarak yaptığı belirlemelere göre, kişi başına 216 kilogram buğday tüketen Türkiye, 3 milyon 628 bin ton buğday ithal etti. Bu rakamla Türkiye’nin 2008-2009 üretim dönemindeki ‘ithalat şampiyonu’ buğday oldu. Türkiye, 2009 yılında 27 ülkeden 902 milyon dolarlık buğday ithal etti. Bu ülkeler arasında Rusya, Almanya, Kazakistan, Ukrayna ve Yunanistan başı çekiyor. Türkiye, geçen yıl Rusya’dan 521 milyon dolar, Almanya’dan 102 milyon dolar, Kazakistan’dan 70 milyon dolar, Ukrayna’dan 51 milyon dolar, Yunanistan’dan ise 32 milyon dolarlık buğday ithal etti. Türkiye son 10 yılda toplam 3 milyar 858 milyon dolarlık buğday ve mahlut ithalatı gerçekleştirdi.”
HANGİ ÜLKELERDEN NE ALIYORUZ?
Türkiye’nin, geçen yıl Fransa, Rusya, İngiltere, Ukrayna ve Hırvatistan’dan yaklaşık 28 milyon dolarlık arpa ithal ettiği belirtilen Raporda, bu ülkeler arasında 25 milyon dolarlık ithalatla Fransa’nın başı çektiği, Rusya’dan 2 milyon 140 bin dolarlık, İngiltere’den 556 bin dolarlık, Ukrayna’dan ise 119 bin dolarlık arpa ithal edildiği böylece son 10 yılda toplam 226 milyon dolarlık arpa ithalatı gerçekleştirildiği kaydedildi. Türkiye’nin geçen yıl 19 ülkeden 135 milyon dolarlık pirinç ithal ettiği, en çok pirinç ithal edilen ülkenin 43.7 milyon dolarla Mısır olduğu ifade edilen Raporda, bu ülkeyi 17.8 milyon dolarla Uruguay, 16.3 milyon dolarla ABD, 10.3 milyon dolarla Pakistan, 9.4 milyon dolarla İtalya’nın izlediği bilgisi verildi. Raporda, Türkiye’nin son 10 yılda pirinç ithalatına harcadığı paranın ise 1 milyar 44 milyon dolara ulaştığı vurgulandı.
ÇAY ÜRETİMİNDE 5.SIRADAYIZ AMA 23 ÜLKEDEN İTHALAT YAPIYORUZ
Türkiye’de 1 milyon insanın geçim kaynağı durumunda olan çayın tarımının 204 bin üretici tarafından 767 bin dekar alanda küçük aile işletmeciliği şeklinde yapıldığı belirtilen Raporda, “Türkiye, kuru çay üretiminde Hindistan, Çin, Sri Lanka ve Kenya’dan sonra dünyada beşinci sırada yer almasına rağmen 23 ülkeden çay ithal ediyor. 2009 yılında 15 milyon dolarlık çay ithalatı yapıldı. Çay ithalatı yaptığımız ülkeler arasında 8.3 milyon dolarla Sri Lanka başı çekerken, bu ülkeyi 2.2 milyon dolarla Kenya, 1.4 milyon dolarla Almanya izliyor. Türkiye 2000-2009 yıllarını kapsayan son 10 yıllık dönemde 88 milyon dolarlık çay ithalatı gerçekleştirdi” denildi.
AYÇİÇEĞİ DE ŞAMPİYONLAR LİGİNDE
Türkiye ayçiçeği üretiminde kendi kendine yeterli olmadığı için bu üründe net ithalatçı durumunda olduğu ifade edilen Raporda, yaklaşık 3 milyar dolarlık bitkisel yağ ithalatının üçte birini ayçiçeğinin oluşturduğuna dikkat çekildi. Yağlı tohumlarda uygulanan dış ticaret politikasının ithalatı teşvik ettiği, Türkiye’nin geçen yıl miktar olarak en fazla ithal ettiği tarım ürünlerinden ikincisinin ayçiçeği olduğu, yağlık olarak kullanılan ayçiçeğinde ithalatın 1 milyon 675 bin ton olarak gerçekleştiği bilgisi verildi.
SOYA ÜÇÜNCÜ SIRADA
Türk halkının son yıllarda kullanımına yöneldiği soyanın, geçen yıl miktar olarak en çok ithal edilen üçüncü ürün olduğu, Türkiye’nin 1 milyon 150 bin tonluk soya ihtiyacının 1 milyon 140 bin tonunun ithalatla giderildiği belirtilen Raporda, “Türkiye aynı dönemde 459 bin ton mısır, 224 bin ton kırmızı mercimek, 183 bin ton pirinç, 143 bin ton arpa, 121 bin ton kolza, 66 bin ton pamuk, 40 bin ton patates, 35 bin ton kuru fasulye, 33 bin ton şeker, 15 bin ton yeşil mercimek ithal etti” denildi.
YILDA YAKLAŞIK 95 BİN TON SUSAM İTHALATI
Susamın en çok simit üretiminde kullanıldığı, ağırlıklı olarak Çukurova, Antalya, Fenike, Muğla, İzmir ve Trakya bölgelerinde yetiştirilen susam bitkisinden elde edilen yıllık 40-50 bin tonluk üretimin, 450-500 bin tona ulaşan tüketim ihtiyacına cevap vermediği kaydedilen Raporda, açığı kapatmak için susam ithalatı yoluna gidildiği vurgulandı. Raporda, Afrika ülkelerinin bu ithalatta başı çektiği, Türkiye’nin en çok susam ithalatı yaptığı ülkelerin Sudan, Etiyopya, Burkina Faso, Hindistan, Afganistan, Pakistan, Mozambik, Uganda ve Nijerya olduğu, yılda yaklaşık 95 bin ton civarında susamın ithal edildiği bilgisi verildi.
ÜRETMEK DAHA PAHALI
Tarlasından topladığı ürünün fiyatı enflasyonun gerisinde kalan çiftçinin, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığına dikkat çekilen Rapor şöyle devam etti:
“Bakanlar Kurulu kararı olarak her yıl Resmi Gazete’de ilan edilen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sulama ücretlerine ilişkin tarifeleri, 2002 yılından bu yana hep enflasyonun üzerinde seyretti. 2002 yılı ile Nisan 2010 arasında Tüketici Fiyatları Artışı yüzde 144.6 olurken, hububat sulama ücretleri yüzde 225.7, şekerpancarı sulama ücretleri yüzde 234.2, pamuk sulama ücreti yüzde 234.2, tütün sulama ücreti yüzde 231.8, ayçiçeği sulama ücreti yüzde 230.7, narenciye sulama ücretleri yüzde 232.5 oranında artış gösterdi. Gübre ve tohumluk fiyatları da üreticinin belini büken diğer girdiler oldu. 2002-2010 yıllarını kapsayan dönemde DAP gübresinin fiyatı yüzde 196.8, üre gübresinin fiyatı yüzde 166.7 oranında arttı. Mazottaki artış ise Ocak 2002-Nisan 2010 döneminde yüzde 136.6 olarak gerçekleşti. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun 2009 yılı yıllığında yer alan verilere göre, Türkiye, buğday üreticisi 121 ülke arasında buğdayı en pahalıya üreten 21. ülke durumunda. Türkiye buğdayın tonunu 284 dolara üretirken, buğday ithal ettiği ülkelerden Rusya 128 dolara, Almanya 169 dolara, Kazakistan 110 dolara, Ukrayna 114 dolara, Yunanistan, 223 dolara, Litvanya 179 dolara, Moldova 112 dolara, Macaristan 156 dolara, Bulgaristan 141 dolara, ABD ise 174 dolara üretiyor. Pirinçte de durum farklı değil. Türkiye, pirinç üreticisi 81 ülke arasında pirinci en pahalıya üreten 16. ülke. Türkiye pirincin tonunu 584 dolara üretirken, pirinç ithal ettiği ülkeler arasında ilk sırada yer alan Mısır 210 dolara üretiyor. Pirinç ithal ettiğimiz diğer ülkeler arasında yer alan Uruguay 159 dolara, ABD 224 dolara, Pakistan 231 dolara, İtalya 329 dolara, Arjantin 287 dolara, Rusya 157 dolara, Yunanistan ise 211 dolara mal ediyor. Mısır üreticisi 114 ülke arasında en pahalıya mısır üreten 26.ülke olan Türkiye, soyada 79 ülke arasında 22., tütün üreten 100 ülke arasında 21.ülke durumunda bulunuyor.”
ATO BAŞKANI AYGÜN: TOPRAK KÜSTÜ
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye’nin tarımda dışa bağımlılığa doğru hızla yol aldığını belirterek, Türkiye’nin, nüfusu hızla artan bir ülke olmasına karşın, tarımsal üretimin nüfus artışına paralel olarak yükselmediğine dikkati çekti. Aygün, “2000 yılından 2009 yılına kadar 6,8 milyon kişi artan Türkiye nüfusu yüzde 11.9 oranında büyürken, aynı dönemde, tarımsal üretim artışı yüzde 9.5 ile nüfus artışının gerisinde kaldı” dedi. Son 10 yılda 1.26 milyon hektar büyüklüğünde yüksek verimli tarım alanının tarım dışına çıkarıldığını, verimli arazilerin atıl kaldığını kaydeden Aygün, “Türkiye’de toprak küstü. Bir ülkede toprağın küsmesi demek o ülke insanlarının Rusya’nın buğdayına, Meksika’nın nohutuna muhtaç olması demektir” ifadelerini kullandı. Tarım politikasının temel amacının artan nüfusun beslenme ihtiyacını ülke üretimiyle karşılamak olması gerektiğini belirten Aygün, tarımsal üretimin ve verimliliğin artırılması, kendine yeterlilik seviyesinin yükseltilmesi, kırsal kesimin kalkılması ve göçün önlenmesi gerektiğini vurguladı.
DÜNYA BÜLTENİ
Yorumlar
“781) TÜRKİYE TARIMDA İHRACATÇI İKEN, İTHALATÇI OLDU” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
İlk okul yıllarımızda Ülkeler Coğrafyası işlediğimiz dersimiz olan coğrafya dersinde şu bilgiler öne çıkardı,Türkiye Tarım ve Hayvancılık Ülkesi…..Ozamnki öğretmenlerim acaba bu günleri görse bizemi kızardı (yanlış biliyorsunuz diye)yoksa bu hale gelmemize neden olanlaramı,yoksa kendilerinimi suçlarlardı biz bu çocuklara hiç bir şey öğretemedik) diye.Ben size söyleyeyim bu duruma gelmemizde hepimizin suçu var.Hepimizin yere göye sıydıramadığı,sadece ölüm gününde onu hatırladığımız ve andığımız sevgili ATAmızın hiç bir vasiyetini yerine getirmedik ve halada getirememekteyiz.Şuna eminimki hiç bir mazeret bizi affettiremez.Bu CUMHURİYET’in kurulmasında çekilen acıların ve özverinin yerini neyle doldurabilirsiniz.Şu an böyle bir fedakarlık yapmanız gerekirse kaç kişiyapar.ATAMIZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR ” DERKEN
“ANANIDA AL GİT DİYEBİLECEK KADAR KÖYLÜSÜNÜ SEVMEYENLERİN ELİNE DÜŞMÜŞTÜR.
Gelelim yazımızın özüne TÜRKİYE bir tarım ve hayancılıkla ünlenen bir ülke iken şu an düştüğü duruma bakın.Dışarıdan almadığımız hiç bir ürün kalmamış.Bu gidişle her yerde onurla dalgalandırdığımız bayrağımızın kumaşınıda,üzerindeki al rengide,ay yıldızındaki beyazınıda başka ülkelerden temin edeceğiz.Bumu ATAMIZ MUSTAFA KEMAL’İN BİZE EMANET ETTİĞİ TÜRKİYE,BUMU ÖLÜMÜNE KORUDUĞUMUZ CUMHURİYET,BUMU TÜRKİYE……………ATAMIN DEĞİL KEMİKLERİ RUHU SIZLIYOR UYAN EY TÜRK…..
bence devlet buna el atsın tarım bıtıyor
ÇİN’DEN GELEN SUSAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
http://www.kayseri.net.tr/yazar.asp?yaziID=8848