650) AHTAPOTUN KOLLARI: GİZLİ DÜNYA DEVLETİ KURULUŞLARI

Yayin Tarihi 3 Ocak, 2013 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

AHTAPOTUN KOLLARI

GİZLİ DÜNYA DEVLETİ KURULUŞLARI

image001.gif

Gizli Dünya Devleti (Ahtapot), yaklaşık 3000 yıllık bir mücadelenin sonucudur. Mücadeleyi etkin kılan,  Gizli Dünya Devleti kurucularının, Kabala, Tevrat ve Talmut eksenli (Felsefi ve mistik bir teori) bir yapılanış içerisinde olmalarından dolayıdır. Acı ve mağlubiyetlerle dolu bir tarihten ders çıkararak kendilerini yenilemiş olması, bugünkü sonucu doğurmuştur. Gizli Dünya Devleti kitabı okunduğunda bu gerçek, daha güzel görülebilecektir.

İsrail oğullarının son sürgünden sonra, dağıldıkları bölgelerde gizli örgütlenme ve mücadele etme yeteneklerini geliştirmeleri ile birlikte bugün, merkezinde Siyonist Hahamların olduğu, kolları dünyanın dört bir tarafına uzanmış, gizli ve açık bir teşkilat yapısına sahiptirler. Bu yapının görülememesi, asıl tehlikedir. Geçmişteki yazılarda bu yapının varlığını ve değişik alanlarda verdiği mücadeleyi, beyin ve ana gövdesini ana hatları ile incelemiştik. Burada, Ahtapotun kolları, yanı değişik milletlerin ve devletlerin içerisinde kurdukları açık ve yarı açık yapılar, ‘Gizli Dünya Devleti’ kitabı kapsamında ele alınmaktadır.

Ahtapotun Kolları

Gizli Dünya Devleti, piramit şeklinde yapılanmıştır. En üstten en alta doğru, kesin itaat içeren, kademeli hiyerarşik bir yapı vardır. Gizli Dünya Devleti kitabına göre, en üstte herkesi gözleyen, kontrol eden göz ile en altta var olan insanlık arasında 3 ana düzlemde, kademeli bir yapı bulunmaktadır (1,2):

• 1- Hiç Görünmeyenler:

a. RT (3 Kabbalisten Oluşan Üst Komuta Kademesi)

b. 13’ler Meclisi

c. 33’ler meclisi

d. 300’ler Kulübü

13’ler Meclisi, 33’ler meclis ve 300’ler meclisi, SANHEDRİN, En üst Yönetim Meclisi olarak isimlendirilmektedir.

• 2-Ucu Gözüken Büyük Kısmı Gizli Olan Kademeler (5 Kademe) :

a. B’nai B’rıth- Bilderberg(Görünen en üst Ara Koordinasyon ve Yönetim Kademesi)

b. Büyük Şark Locası Teşkilatı(Fransız Mason Locası)

c. Komünizm( Rusya Mason Locası)

d. İskoç Locası Teşkilatı: 1-33 Derece( İngiliz Mason Locası)

e. York Locası Teşkilatı( Alman Mason Locası)

• 3- Halkın İçine Giren Ve Yukarının Emirlerini Uygulayan Saçaklar (Alt Kademeler; Üç Kademe):

a. Rotary-Lions-Diner-Propeller, YMCA

b. Mavi Localar

c. Önlüksüz Masonlar

Gizli Dünya devleti yapılanışını Ahtapota benzetirsek, hiç görülmeyenler kademesi (RT ve Sanhedrin), Ahtapotun baş ve gövdesi ile; dünyaya yayılmış diğer tüm yapıları da(2. ve 3. Düzlemdeki Kademeler), ahtapotun kolları ile temsil edebiliriz. Dışarıdan bakanlar, kolların bağlantı yerleri hariç, kolları kolaylıkla görebilmektedirler. Ancak, kolların nereye bağlı olduğu, yanı bağlantı noktalarını görmeleri mümkün değildir. Sır dedikleri konu da budur. Sırra ancak belli eğitimleri alıp belli imtihanlardan geçenler, o da belli boyutu ile vakıf olabilir. Onlar da Beyin ve gövde takımını oluşturan, Hahamlar topluluğudur.

Gizli Dünya devleti, açık ve nispeten açık yapıları ile dünyayı örümcek ağına benzer bir ağla örmüştür. Her bir yapının ana amaçla bağlantılı ve uyumlu, ayrı bir amacı vardır. Her biri bu amaca uygun olarak çalışmaktadır. Gizli Dünya Devleti Kitabına göre, Ahtapotun kolları, B’NAİ B’RİTH VE BİLDERBERGİ, BM, DÜNYA BANKASI, IMF, NATO, CFR, CIA, BUSINESS ROUND TABLE, AIPAC, AB, TRİLATERAL, MASON LOCALARI, ROTARY, LIONS KLÜPLERİ, DINER, PROPELLER, YMCA gibi yapılardan oluşmaktadır.

Ahtapotun Kolları: B’nai B’rith

B’nai B’rith, Siyonizm’in hedefi olan Dünya hâkimiyetini sağlamak için çalışmaktadır. Bunun için Birleşmiş Milletler, teşkilatının beyin kadrosuna sızarak alınan kararların, Gizli Dünya Devletinin menfaatlerine uygun çıkmasını sağlamaktır. Dünya bankası ve IMF, B’nai B’rith’ e bağlı olarak çalışmaktadır. Kendisine bağlı ” Aleph Zadik Aleph” adlı teşkilat vasıtasıyla, bütün dünyada ki 13-21 yaş grubuna mensup gençlere, Siyonist düşüncesini aşılamak için uğraşmaktadır. Türkiye’deki “Fakirleri Koruma derneğinin”, B’nai B’rith ile bağlantılı olduğu söylenmektedir(1).

Ahtapotun Kolları: Bilderberg Grubu(“Dünyanın Efendileri”)

Bilderberg Grubu, 1954 yılında Hollanda’da Ostertbeek kentinde ki Bilderberg otelinde, İsveç Farmasonluğunda Ustad-ı Azam olan Yahudi din adamı Joseph Retinger tarafından kurulmuştur(1). Gizli Dünya Devleti Kitabına göre, Bilderberg, Sanhedrin meclisinin altında en yetkili yönetim merkezidir. Bilderberg’in yönetici kadrosunu, hahamlar ve 33. dereceden masonlar oluşturmaktadır. Grubun Yahudilerden oluşan 25 yönetici kadrosu, emirleri hahamlardan almaktadır (1).

Grupta gizlilik esas olduğu için, grubun çalışmaları hakkında açık bilgi elde etme imkanı yoktur. Örgüt, kara para, siyaset, gizli örgütler ve iş dünyasının ünlülerini bir araya getirmektedir. Yapılan yıllık toplantılara, mutlaka üst düzey bir NATO yetkilisi katılmaktadır(1). Grup, her yıl üç gün toplanır. Toplantılar esnasında konuların gizli kalacağına dair söz verilmektedir. Gizli, masonik bir teşkilat olan Bilderbergin en belirgin özelliği, devletlerin kilit noktalarında ki en üst düzey masonları bünyesinde toplamış olmasıdır.

Gizli dünya devletini kurabilmek amacıyla ihtilallar düzenlemek, devletler kurmak ve yıkmak gibi roller üstlenmiştir. Özgürleştirildiği söylenen pek çok ülkenin başına Mason Devlet başkanlarını getirerek ülkeyi yönetmeyi amaçlamaktadır(1). Dünya ekonomisini ve siyasetini, Siyonizm’in menfaatleri istikametinde yönlendirmek istemektedir. İrlanda’da çıkan Newa Nation adlı derginin Ocak 1964 tarihli sayısında Bilderberg’in amacı şu şeklide ifade edilmektedir:

“Bir Dünya Devleti Kurmak için Bilderberg Teşkilatı, B’nai B’rith tarikatı ve diğer gizli Siyonist teşkilatları ile gayet sıkı işbirliği yapmaktadır.”

AB’nin temellerini oluşturan Ortak Pazar, Bilderberg toplantılarında kararlaştırılmıştır. Trilateral Komisyonu da, Bilderberg tarafından kurulmuştur (1).

Ahtapotun Kolları: CFR (Council of Foreign Relation= Dış İlişkiler Konseyi)

Siyonistler, Dünya politikalarını kendi kontrollerinde tutmak amacıyla, Walter Lippmann önderliğinde, CFR adlı kuruluşu ABD’de kurmuşlardır. 37 daimi üyesinin 10 tanesi, Yahudi; diğerleri ise, yüksek dereceli masondur. ABD’nin dışişleri bakanlığı göstermelik olup gerçek Dışişleri Bakanlığı, CFR’dır(1).  ABD’nin 6 başkanının dışişleri danışmanlığını ve CFR başkanlığını yapan John Mcloy, “Yeni bir isme ihtiyacımız olduğunda CFR üyelerine bir göz atmamız ve New York’u aramamız yeterliydi.” demek suretiyle, CFR’nın gücünü ifade etmiş olmaktaydı(1). Dış İşleri bakanlığının neredeyse kahir ekseriyeti, genellikle, CFR üyesidir. Amerikan ekonomisinin güçlü isimleri ve medya kuruluşları CFR üyesidir (1).

Ahtapotun Kolları: Business Round Table

Bilderberg’in emir ve komutasına göre hareket eden, dünyanın en büyük şirket ve kuruluşlarını bünyesinde barındıran bu yapı, dünya ekonomisini kontrol etmekle sorumludur. En etkili 200 civarında ki şirketi bünyesinde barındırarak ABD içinde etkin lobi gücüne sahiptir(1). Bu kuruluş tüm endüstri ve iş sahasında ki masonları bir araya getirmektedir.

Dünyadaki Siyonist Petrol şirketleri, Standart Oil, Exxon, Texaco, Atlantik Richfield Oil, Golf Oil, Shell; Ağır sanayı alanında U.S. Çelik, Bethlehem Çelik, Boeing Co, Caterpillar Co.; üretim şirketlerinden Johnson

Prof. Burhanettin Can 

http://www.rasthaber.com/yazar_14014_834_ahtapotun-kollari-gizli-dunya-devleti-kuruluslari.html

Paylaş:

Yorumlar

“650) AHTAPOTUN KOLLARI: GİZLİ DÜNYA DEVLETİ KURULUŞLARI” yazisina 7 Yorum yapilmis

  1. Hüseyin SAÇIKARA yorum tarihi 3 Ocak, 2013 16:51

    Ya bilgisizce ya da kasten yazılmış bir yazı. Piramit ve onun katmanlarından söz ediyorsunuz. Bu katmanların arasına komünizmi de yerleştiriyorsunuz. Komüizmin ne olduğunu ya bilmiyorsunuz ya da çarpıtıyorsunuz. Komünizm “sınıfsız ve katmansız bir enternasyonalist dünya sistemidir” Bilmiyorsanız öğreniniz. çarpıtmayınız.

  2. ziya acar pusatçıoğlu yorum tarihi 15 Ocak, 2013 15:16

    Bütün okuma yazması olanların okuması gereken bir çalışma.Dünyanın ve Türkiye nin durumu maalesef. Kurdukları teşkilatlarda süpriz isimler oluyor. Büyük Atatürk problemi çözüp 1935; te Locaları kapattırdı.Bütün masonların düşmanı oldu.1947 de Thuruman 100 milyon $ vererek. Locaları açtırdı. Büyük Ata.türk,e yapılan. hiyanete kimse karşı çıkmadı.Insan bazen bu yapılanlardan utanıyor,Türkiye yi. Ve Dünyayı esir almışlar istedikleri zaman savaş istedikleri zaman ekonomik kriz çıkartıyorlar.1998 krizinde IMF nin reçete yazması için gönderdiği. Stanley Ficher 2000. yılından beri Israil Merkez Bankasının başında.ne tesadüf,Atamızı seviyorsak. Locaları. Kapatmalıyız.

  3. kemal demir yorum tarihi 10 Ekim, 2013 23:53

    mason olanında olmayanında ergenekonunda üst yapınında alta yapında 33 lerinde 13 lerinde komistlerinde fşistlerinde bu yazıları yalan olarak yazanında veya doğru ise belge koymayanında …

  4. Mehemmed Abbasov yorum tarihi 13 Ekim, 2013 15:35

    EGER TURK DUNYASI OLARAK ISTIYORSAK BERABERCE MASONLARA KARSI GIZLI ORGUTLER KURABILIRIZ VE ONLARI KENDI ICLERINDEN COKERTE BILIRIZ.BU MUMKUNMU?

  5. Akdeniz Bugün yorum tarihi 10 Mart, 2017 09:25

    ROTARY KULÜPLERI ve KÜRESEL EMPERYALIZM …
    Küresel Emperyalizmin sömürmek üzere hedefe koyduğu ülkeleri soymak üzere değişik stratejiler uygularlar. Öncelikli olarak ülkeyi içerden fethetmek için işbirlikçiler yetiştirirler. Emperyalizmin baronları şunu çok iyi bilirler ki bir ülkede milli bilinç yıkılmadan ya da zayıflatılmadan kansız işgal yapmak mümkün olmaz. Bunun için de direnç gösterecek milli güç odaklarını zayıflatmak gerekiyor. Aksi halde sömürülmek istenen ülkeye diz çöktürülemez…
    **
    Şimdilerde sömürgeleştirilmek üzere Türkiye Cumhuriyeti hedefe oturtulmuştur emperyalizmin baronları tarafından… Atatürk’ün vefatından sonra, 1940’lardan itibaren Türkiye bu amacın hedefindedir. Bu bağlamda Türkiye’de işbirlikçi olabilecek kadrolar oluşturulmuş, yetiştirilmişlerdir. Devletin tüm kurumlarına, zaman içinde, idari katmanlarına sömürücülere hizmet için “itaatkâr” işbirlikçiler sızmış / sızdırılmışlardır.
    Sivil toplum kuruluşlarına, medya gruplarına, gazete köşelerine, işçi sendikalarına yeterince işbirlikçi sızmış, emperyalist amaçlara hizmeti gaye edinmişlerdir.
    Bu amacın nasıl gerçekleştirileceği çeşitli basın organlarında yayınlanmıştır.
    İlginç olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığını temel kabul eden Batı emperyalizmi; sömürmek için hedefe koyduğu bu Ülkede, emperyalist güçlere hizmet edenler arasında kendilerine ‘Atatürkçüyüm!’ diyen kişilerin de olması dikkat çekicidir. Bunların büyük bir kısmı üye oldukları kuruluşların ne kadar Atatürk düşmanı bir felsefe üzerinden işlev yaptığını bilmezler. Çoğu samimi ve özenti nedeniyle üyedirler, işin farkına varan ise “çıkmak” isteseler de bir türlü ayrılamadıklarını ifade ederler… Bağlayıcı güç (??) bilinmiyor…
    Bunlar arasında Batı emperyalizminin en sadık kurumlarının maskeli örgütlerine üye olup bununla gururlananların olması son derece ilginç bir durumdur. Bunlardan kimisi masumane “özentili” duygularla bu örgütlerin çemberine girer, kimisi de “hainlik damar akrabalığı” ile bilinçli olarak bulunur.
    **
    Bulunduğum ilde, moda deyimle ‘sosyal sorumluk projeler’ ile ilgilendiklerini söyleyen bazı dernekler, kulüpler vardır. Bunların başında da sosyal statülerini belirlemek ve biraz da işini geliştirmek için çevre yapmak amacıyla, Liyons, Rotary kulüpleri var. Tanıdığım epey arkadaşım da bu kulüplere üye. Son 1-2 seneden beri bendenizi bu tip derneklerin özgün toplantılarına vesileli olarak konuk konumuyla bulundum ve bu dostluğa dayanarak beni “bilgi edinme konferanslarına” davet etmektedirler.
    Bu kulüplerin davetlerinde sorduğum bekli sorulardan biri, hangi fikri temsil ettikleri ve faaliyet alanlarının ne olduğu yönündedir. Bunların çoğunluğu şöyle cevaplar verdiler: “Ben Atatürkçüyüm! Emperyalist devletlere sonuna kadar karşıyım. Rotaryen olmanın bu görüşle çeliştiğini düşünmüyorum!” demeleri son derece ilginçti…
    Bazı yazılarımı okuduysanız küresel emperyalizmin Türkiye üzerindeki emellerini ve yeni haçlı seferlerinin nasıl başladığını hatırlayacaklardır. Bu kulüplerden 1-2 tanesinde sunduğum konferanslarımda emperyalist güçlerin tek hedeflerinin, dünyayı sömürmek olduğunu ve buna karar verenlerin de küresel çete olduğunu, bunun en üst kuruluşu ise, CFR (Council on Foreign Relations; Dış İlişkiler Konseyi) olduğunu, bunlardan örnek olarak Bilderberg, Trileteral verilebileceğini hatırlattım…
    Türkiye’deki çoğu Rotaryen vatandaşımız, bu kulüplerin Batıdaki ‘Guvernorler’ine (Guvernörler) teşkilatına bağlı olduğunu bilmiyor olabilir. Bu kuruluş ve benzerleri Devletler ve hükümetler üstü bir örgütlenmenin sadece yüzlerce, belki de binlerce şubesinden biri olduğunu da bilmiyorlar; belki de bu örgütlenmenin ‘enternasyonalist’ ağının bir üyesi olduklarını da bilindiğini de…
    Dahası var; Türkiye’deki Rotary ve benzer kurumların esas amacının milli ve millici olan her şeyle çeliştiğini de bilmiyor olabilirler… Aslında bu ‘enternasyonalist’ örgütlenmenin özelliği ve üstünlüğü, kendini bu haliyle gizleyebiliyor olmasıydı…
    **
    Kendini güya ‘sosyal sorumluluk proje’ uygulayıcısı olarak tanıtacaklar; bir iki okula bilgi sayar hediye ederek, duvarlarını onararak, sınırlı öğrenciye burs vererek, düzenli olarak çok lüks otellerde, özel giysilerle ‘elit’ toplantılar yaparak dünyaya uyum sağladıklarını sanmak da işin gizli ajandasını anlaşılmasına yardımcı olmaz… Benzer kuruluşlara bilerek ya da bilmeden ya da ‘özenti’ teşvikle masumca katılan sevgili vatandaşların bilmesi gereken çok özel durumlar vardır, hatırlatalım…
    Şöyle ki; ana hedef, Dünyayı egemenliklerine almak, doğal kaynakları sömürmek, karşı çıkan ülkeleri küçük parçalara ayırıp kendilerine bağlı sömürgeler yapmak, milli ve millici olmayı ret eden, bu akıma karşı plan ve stratejiler geliştiren bize göre ‘organize suç örgütü…’ Ulus devlet fikrine karşı, millici olanı da yok etmeye yönelik önlem alıyor içinden… İşte CFR bunun için kurulmuştur…
    **
    Dış İlişkiler Konseyi, Bielderberg ve benzerleri küresel sermaye tarafından kurulmuş en üst örgütlerdir. Küresel sermayenin kuruluşlarıdır. Bunlar aynı zamanda Rotary kulüplerinin de kurucularıdırlar. Örneğim “Rotary İnternational” örgütün perde arkasındaki kurucular, “İnternational Bilderberg Group” kurucularındandır. Bir isim de verelim: Prens Bernhard of Lippe Biesterfeld… Bu zatın isminden de anlaşılacağı üzere bir prens yani bir “derebeyi”… Bu zat şimdiki Hollanda Kraliçesi Beatrix’in babası olduğunu da belirtelim. Merak edenlere bir hatırlama daha yapalım; kendiniz Wikipedia’dan gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz… Eğer; ‘Ne var bunda!’ diyorsanız, diyeceğim olmaz! Siz sağ ben selamet…
    **
    Avrupa’nın ortasında küçücük bir ülke olan Hollanda’nın dünya ekonomisinde etkin rol almasını sağlayan kurumların başına adam yetiştirtmeleri son derece ilginç ve önemlidir. Nitekim Prens Bernhard, 2004’de ölene kadar bu kurumun başında yani küresel emperyalizmin baronlarının olduğu kuruluşun önde gelen isimlerinden biri olması dikkat çekiyor. Sadece Rotary ve Bilderberg kuruluşların kurucusu olmak kalmayıp, aynı zamanda şimdi “Al Gore” olarak bilinen kuruluşun başkanlığında bulunmakta… Al Gore ne yapıyor diye sorabilirsiniz…
    Sömürülmesine karar verilen ve hedef ülke olarak belirlenen her neresi ise orada ‘şirinlik maskesi takarak yeni yolsuzluklar, amiyane tabirle ‘fırıldak’ çeviren kuruluşlar icat edip ön hazırlık yapmak…
    Örnek mi? Doğal Hayatı Koruma (World Wildlife Fund) Derneğinin de kurucu başkanıydı Prens Bernhard… Diğer bir parlak görevi ise ikinci Dünya Savaşında ‘kahraman’ olarak tanıtılmış olmasıdır Prens Bernhard… Ayrıca adı bir skandala da karışmıştır; “Lockheed” rüşvet skandalının ortasında yer aldığından kenara çekilmeye mecbur edilmiştir.
    **
    Dikkatiniz çekti mi bilmiyorum; pek çok ülkede (iddiaya göre yüzlerce ülkede,20-30 bin civarında şubesi olan) “insani yardım” görüntü ile kurulmuş, aslında dünyayı yönetmeye yönelik bir hedefe kilitli “derin devlet” örneğine nazire niteliğinde “derin dünya” denilebilecek bir örgütlenme var… Bu örgütlenmelerden bir ayağı da “Rotary İnternational” kuruluşu olduğu söylenir.
    “Rotary” örgütü, küresel emperyalizmin ekseninde yer alan sömürgeci dev şirketlerin yaygınlaşması ve etkin olmaları için faaliyet gösteren bir örgüt olup Birleşmiş Milletler ile derin ilişkiler yürüttüğü bilinen bir gerçek… Bir örnek olsun diye söyleyelim; yıl 1945, San Francisko, BM toplantısı, katılan delegelerden 50 kadarı “Rotaryen” danışman… Dünyaca bilinen bir başka örgüt UNESCO bile Rotary konferansı sonucunda kurulmuştur.
    **
    “Rotary İnternational” temsilcilerinin neler yaptıklarını merak edenler, açıklıkla ifade edilen belgelerden anlaşıldığı kadarıyla, dünya kapitalizmine hizmet bağlamında bilgi akışını sağlayan ve kontrol eden küresel emperyalizmin baronlarına (elit konseyine) hizmet ettiklerini görürler.
    “Rotary İnternational” üyelerinin nüfuz ettikleri şu kuruluşlar öndedir; BM Çevre Programı, Avrupa Konseyi, Dünya Gıda Programı, Afrika Birliği Örgütü, Dünya Bankası, IMF, Unesco gibi küresel emperyalizmin amaçlarına hizmet eden kuruluşların kalbinde ‘görev’ yaparlar…
    Şimdi bir hatırlatma yapalım; emperyalizmin emrinde çalışan, ‘derin dünya’ denilen bu örgütün amaçlarına hizmet eden bir örgüt, kendi amaçlarına tamamen ters düşen “millici” bir düşünceye taraftar bulabilirler mi?
    Örneğin Türk Kurtuluş Savaşına taraf olabilirler mi?
    “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’i severler mi?
    Mustafa Kemal, böyle ‘derin dünya’ örgütleriyle nasıl aynı kazanda pişen çorbaya kaşık sallayabilir ki?
    O zaman “ben Atatürkçüyüm” diyen Rotaryan dostlarımız büyük bir yanılgı içinde olmalılar…
    Mustafa Kemal, mülksüz bir kahramandır. Bütün hayatı, emperyalistlerle savaşmakla geçmiştir… Batı emperyalizminin Mustafa Kemal’e ve Türk milletine olan kinleri ve hınçları bundan dolayı devam etmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türkiye’deki “mason” derneklerini bu dünya emperyalist güçlere hizmet ettiği gerekçesiyle kapatması bir mesaj değil midir?!
    **
    Mustafa Kemal Atatürk’ün yırtıp attığı Sevr’i yeniden hayata geçirmek için, yani “Büyük Kürdistan” ve “Batı Ermenistan” hayallerini gerçekleşmesi için, Batı emperyalizminin kurguladığı plânlar ve stratejiler aşamalar halinde uygulanmaktadır. Servin bir başka versiyonu olan BOP denilen proje, aslında Orta Doğu’daki enerji ve su kaynaklarının paylaşım projesi olduğunu bilelim ve uyanalım.
    Emperyalizmin yeni stratejisi, işgal edeceği ve sömüreceği ülkelerin kalelerine artık bayrak çekmiyorlar, burçlarına flama dikmiyorlar…
    Askerlerini de harcatmıyorlar…
    İçerden fethediliyor ülkeler…
    Kukla idareciler bulup iş başına getirerek…
    Köşe kapıcısı, eşik bekçisi hainlere makam, yetki, söz ve yazı hakkı tanıyarak…
    Artık uyan ey Türk halkı uyan…
    Vatanına, bayrağına, cumhuriyetine, iffetine sahip çık…
    Yarın uyandığında iş işten geçmiş olabilir…
    Bu haykırışa kulak ver…
    PROF DR RAMAZAN DEMIR
    http://www.antalyabugun.com/index.php?page=makale&MID=15499

  6. Prof. Dr. Ramazan Demir yorum tarihi 11 Mart, 2017 12:16

    ROTARY KULÜPLERI ve KÜRESEL EMPERYALIZM …
    Küresel Emperyalizmin sömürmek üzere hedefe koyduğu ülkeleri soymak üzere değişik stratejiler uygularlar. Öncelikli olarak ülkeyi içerden fethetmek için işbirlikçiler yetiştirirler. Emperyalizmin baronları şunu çok iyi bilirler ki bir ülkede milli bilinç yıkılmadan ya da zayıflatılmadan kansız işgal yapmak mümkün olmaz. Bunun için de direnç gösterecek milli güç odaklarını zayıflatmak gerekiyor. Aksi halde sömürülmek istenen ülkeye diz çöktürülemez…
    **
    Şimdilerde sömürgeleştirilmek üzere Türkiye Cumhuriyeti hedefe oturtulmuştur emperyalizmin baronları tarafından… Atatürk’ün vefatından sonra, 1940’lardan itibaren Türkiye bu amacın hedefindedir. Bu bağlamda Türkiye’de işbirlikçi olabilecek kadrolar oluşturulmuş, yetiştirilmişlerdir. Devletin tüm kurumlarına, zaman içinde, idari katmanlarına sömürücülere hizmet için “itaatkâr” işbirlikçiler sızmış/sızdırılmışlardır.
    Sivil toplum kuruluşlarına, medya gruplarına, gazete köşelerine, işçi sendikalarına yeterince işbirlikçi sızmış, emperyalist amaçlara hizmeti gaye edinmişlerdir. Bu amacın nasıl gerçekleştirileceği çeşitli basın organlarında yayınlanmıştır.
    İlginç olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığını temel kabul eden Batı emperyalizmi; sömürmek için hedefe koyduğu bu Ülkede, emperyalist güçlere hizmet edenler arasında kendilerine ‘Atatürkçüyüm!’ diyen kişilerin de olması dikkat çekicidir. Bunların büyük bir kısmı üye oldukları kuruluşların ne kadar Atatürk düşmanı bir felsefe üzerinden işlev yaptığını bilmezler. Çoğu samimi ve özenti nedeniyle üyedirler, işin farkına varan ise “çıkmak” isteseler de bir türlü ayrılamadıklarını ifade ederler… Bağlayıcı güç (??) bilinmiyor…
    Bunlar arasında Batı emperyalizminin en sadık kurumlarının maskeli örgütlerine üye olup bununla gururlananların olması son derece ilginç bir durumdur. Bunlardan kimisi masumane “özentili” duygularla bu örgütlerin çemberine girer, kimisi de “hainlik damar akrabalığı” ile bilinçli olarak bulunur.
    **
    Bulunduğum ilde, moda deyimle ‘sosyal sorumluk projeler’ ile ilgilendiklerini söyleyen bazı dernekler, kulüpler vardır. Bunların başında da sosyal statülerini belirlemek ve biraz da işini geliştirmek için çevre yapmak amacıyla, Liyons, Rotary kulüpleri var. Tanıdığım epey arkadaşım da bu kulüplere üye. Son 1-2 seneden beri bendenizi bu tip derneklerin özgün toplantılarına vesileli olarak konuk konumuyla bulundum ve bu dostluğa dayanarak beni “bilgi edinme konferanslarına” davet etmektedirler.
    Bu kulüplerin davetlerinde sorduğum bekli sorulardan biri, hangi fikri temsil ettikleri ve faaliyet alanlarının ne olduğu yönündedir. Bunların çoğunluğu şöyle cevaplar verdiler: “Ben Atatürkçüyüm! Emperyalist devletlere sonuna kadar karşıyım. Rotaryen olmanın bu görüşle çeliştiğini düşünmüyorum!” demeleri son derece ilginçti…
    Bazı yazılarımı okuduysanız küresel emperyalizmin Türkiye üzerindeki emellerini ve yeni haçlı seferlerinin nasıl başladığını hatırlayacaklardır. Bu kulüplerden 1-2 tanesinde sunduğum konferanslarımda emperyalist güçlerin tek hedeflerinin, dünyayı sömürmek olduğunu ve buna karar verenlerin de küresel çete olduğunu, bunun en üst kuruluşu ise, CFR (Council on Foreign Relations; Dış İlişkiler Konseyi) olduğunu, bunlardan örnek olarak Bilderberg, Trileteral verilebileceğini hatırlattım…
    Türkiye’deki çoğu Rotaryen vatandaşımız, bu kulüplerin Batıdaki ‘Guvernorler’ine (Guvernörler) teşkilatına bağlı olduğunu bilmiyor olabilir. Bu kuruluş ve benzerleri Devletler ve hükümetler üstü bir örgütlenmenin sadece yüzlerce, belki de binlerce şubesinden biri olduğunu da bilmiyorlar; belki de bu örgütlenmenin ‘enternasyonalist’ ağının bir üyesi olduklarını da bilindiğini de…
    Dahası var; Türkiye’deki Rotary ve benzer kurumların esas amacının milli ve millici olan her şeyle çeliştiğini de bilmiyor olabilirler… Aslında bu ‘enternasyonalist’ örgütlenmenin özelliği ve üstünlüğü, kendini bu haliyle gizleyebiliyor olmasıydı…
    **
    Kendini güya ‘sosyal sorumluluk proje’ uygulayıcısı olarak tanıtacaklar; bir iki okula bilgi sayar hediye ederek, duvarlarını onararak, sınırlı öğrenciye burs vererek, düzenli olarak çok lüks otellerde, özel giysilerle ‘elit’ toplantılar yaparak dünyaya uyum sağladıklarını sanmak da işin gizli ajandasını anlaşılmasına yardımcı olmaz… Benzer kuruluşlara bilerek ya da bilmeden ya da ‘özenti’ teşvikle masumca katılan sevgili vatandaşların bilmesi gereken çok özel durumlar vardır, hatırlatalım…
    Şöyle ki; ana hedef, Dünyayı egemenliklerine almak, doğal kaynakları sömürmek, karşı çıkan ülkeleri küçük parçalara ayırıp kendilerine bağlı sömürgeler yapmak, milli ve millici olmayı ret eden, bu akıma karşı plan ve stratejiler geliştiren bize göre ‘organize suç örgütü…’ Ulus devlet fikrine karşı, millici olanı da yok etmeye yönelik önlem alıyor içinden… İşte CFR bunun için kurulmuştur…
    **
    Dış İlişkiler Konseyi, Bilderberg ve benzerleri küresel sermaye tarafından kurulmuş en üst örgütlerdir. Küresel sermayenin kuruluşlarıdır. Bunlar aynı zamanda Rotary kulüplerinin de kurucularıdırlar. Örneğim “Rotary İnternational” örgütün perde arkasındaki kurucular, “İnternational Bilderberg Group” kurucularındandır. Bir isim de verelim: Prens Bernhard of Lippe Biesterfeld… Bu zatın isminden de anlaşılacağı üzere bir prens yani bir “derebeyi”… Bu zat şimdiki Hollanda Kraliçesi Beatrix’in babası olduğunu da belirtelim. Merak edenlere bir hatırlama daha yapalım; kendiniz Wikipedia’dan gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz… Eğer; ‘Ne var bunda!’ diyorsanız, diyeceğim olmaz! Siz sağ ben selamet…
    **
    Avrupa’nın ortasında küçücük bir ülke olan Hollanda’nın dünya ekonomisinde etkin rol almasını sağlayan kurumların başına adam yetiştirtmeleri son derece ilginç ve önemlidir. Nitekim Prens Bernhard, 2004’de ölene kadar bu kurumun başında yani küresel emperyalizmin baronlarının olduğu kuruluşun önde gelen isimlerinden biri olması dikkat çekiyor. Sadece Rotary ve Bilderberg kuruluşların kurucusu olmak kalmayıp, aynı zamanda şimdi “Al Gore” olarak bilinen kuruluşun başkanlığında bulunmakta… Al Gore ne yapıyor diye sorabilirsiniz…
    Sömürülmesine karar verilen ve hedef ülke olarak belirlenen her neresi ise orada ‘şirinlik maskesi takarak yeni yolsuzluklar, amiyane tabirle ‘fırıldak’ çeviren kuruluşlar icat edip ön hazırlık yapmak…
    Örnek mi? Doğal Hayatı Koruma (World Wildlife Fund) Derneğinin de kurucu başkanıydı Prens Bernhard… Diğer bir parlak görevi ise ikinci Dünya Savaşında ‘kahraman’ olarak tanıtılmış olmasıdır Prens Bernhard… Ayrıca adı bir skandala da karışmıştır; “Lockheed” rüşvet skandalının ortasında yer aldığından kenara çekilmeye mecbur edilmiştir.
    **
    Dikkatiniz çekti mi bilmiyorum; pek çok ülkede (iddiaya göre yüzlerce ülkede,20-30 bin civarında şubesi olan) “insani yardım” görüntü ile kurulmuş, aslında dünyayı yönetmeye yönelik bir hedefe kilitli “derin devlet” örneğine nazire niteliğinde “derin dünya” denilebilecek bir örgütlenme var… Bu örgütlenmelerden bir ayağı da “Rotary İnternational” kuruluşu olduğu söylenir.
    “Rotary” örgütü, küresel emperyalizmin ekseninde yer alan sömürgeci dev şirketlerin yaygınlaşması ve etkin olmaları için faaliyet gösteren bir örgüt olup Birleşmiş Milletler ile derin ilişkiler yürüttüğü bilinen bir gerçek… Bir örnek olsun diye söyleyelim; yıl 1945, San Francisko, BM toplantısı, katılan delegelerden 50 kadarı “Rotaryen” danışman… Dünyaca bilinen bir başka örgüt UNESCO bile Rotary konferansı sonucunda kurulmuştur.
    **
    “Rotary İnternational” temsilcilerinin neler yaptıklarını merak edenler, açıklıkla ifade edilen belgelerden anlaşıldığı kadarıyla, dünya kapitalizmine hizmet bağlamında bilgi akışını sağlayan ve kontrol eden küresel emperyalizmin baronlarına (elit konseyine) hizmet ettiklerini görürler.
    “Rotary İnternational” üyelerinin nüfuz ettikleri şu kuruluşlar öndedir; BM Çevre Programı, Avrupa Konseyi, Dünya Gıda Programı, Afrika Birliği Örgütü, Dünya Bankası, IMF, Unesco gibi küresel emperyalizmin amaçlarına hizmet eden kuruluşların kalbinde ‘görev’ yaparlar…
    Şimdi bir hatırlatma yapalım; emperyalizmin emrinde çalışan, ‘derin dünya’ denilen bu örgütün amaçlarına hizmet eden bir örgüt, kendi amaçlarına tamamen ters düşen “millici” bir düşünceye taraftar bulabilirler mi?
    Örneğin Türk Kurtuluş Savaşına taraf olabilirler mi?
    “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’i severler mi?
    Mustafa Kemal, böyle ‘derin dünya’ örgütleriyle nasıl aynı kazanda pişen çorbaya kaşık sallayabilir ki?
    O zaman “ben Atatürkçüyüm” diyen Rotaryan dostlarımız büyük bir yanılgı içinde olmalılar…
    Mustafa Kemal, mülksüz bir kahramandır. Bütün hayatı, emperyalistlerle savaşmakla geçmiştir… Batı emperyalizminin Mustafa Kemal’e ve Türk milletine olan kinleri ve hınçları bundan dolayı devam etmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türkiye’deki “mason” derneklerini bu dünya emperyalist güçlere hizmet ettiği gerekçesiyle kapatması bir mesaj değil midir?!
    **
    Mustafa Kemal Atatürk’ün yırtıp attığı Sevr’i yeniden hayata geçirmek için, yani “Büyük Kürdistan” ve “Batı Ermenistan” hayallerini gerçekleşmesi için, Batı emperyalizminin kurguladığı plânlar ve stratejiler aşamalar halinde uygulanmaktadır. Servin bir başka versiyonu olan BOP denilen proje, aslında Orta Doğu’daki enerji ve su kaynaklarının paylaşım projesi olduğunu bilelim ve uyanalım.
    Emperyalizmin yeni stratejisi, işgal edeceği ve sömüreceği ülkelerin kalelerine artık bayrak çekmiyorlar, burçlarına flama dikmiyorlar…
    Askerlerini de harcatmıyorlar…
    İçerden fethediliyor ülkeler…
    Kukla idareciler bulup iş başına getirerek…
    Köşe kapıcısı, eşik bekçisi hainlere makam, yetki, söz ve yazı hakkı tanıyarak…
    Artık uyan ey Türk halkı uyan…
    Vatanına, bayrağına, cumhuriyetine, iffetine sahip çık…
    Yarın uyandığında iş işten geçmiş olabilir…
    Bu haykırışa kulak ver…
    http://www.antalyabugun.com/index.php?page=makale&MID=15499

  7. Ali Mete Mert yorum tarihi 13 Mart, 2017 23:11

    LIONS NEDİR , NEYİ AMAÇLAR ?
    1917’de ABD’nin Texas eyaletine bagli Dallas sehrinde masonlar tarafindan kurulmus olan Lions Kulübü adını Ingilizce de ;”hürriyet ve anlayis beraberligi milletimizin teminati(korunmasi)” anlamina gelen “Liberty Intelligence Our Nations Safesty ” kelimelerinden aldığı iddi edilmekle birlikte, LIONS kelimesinin her bir harfinin KABALA (Yahudi Tasavvufu) kaynakli oldugu ve yüksek manalarla yüklü oldugu seklinde ifadelerde mevcuttur, Bu ifade Masonik guruplarin Kabala ile baglantilari göz önünde bulundurularak ele alınırsa hiçte mantik disi degildir. AŞAĞIDA İSMİ GECEK KİŞİLER BIR ARAYA GELEREK ULUSLARARASI LIONS KLÜPLER BIRLIGINI KURDULAR. DR. WILLIAM P. WOODS ILK GENEL BASKAN SEÇILDI.- SIGORTACILIK YAPAN MELVIN JONES,
    – OPTIMIST KLÜBÜ BASKANI HARLINGTON WOOD,
    – YUVARLAK MASA SOYLU SÖVALYELERI ÖRGÜTÜ BASKANI CLAUDE RITTER,
    – ULUSAL KANUN KOYUCULARI MENSUPLARI BASKAN YARDIMCISI ALBAY JOHN THOMAS
    TAYLOR,
    – AMERIKA KARSILIKLI ILKELER KLUBÜ BASKANI DR. CHARLES ROTH,
    – CIVITAN KLÜBÜ BASKANI JAMES MAC LEAN,
    – SONRADAN ULUSLARARASI LIONS’UN BASKANI OLAN BEN RUFFIN,
    – AMERIKA IS KLUPLERI 2. BASKAN YARDIMCISI JAMES HAGE,
    – KOZMOPOLITAN KLUBÜ ESKI BASKANI JOHN PETRITE,
    – BORSA KLÜBÜ SAYMANI ROBERT NITSCHE
    AMBLEMLERINDEKI SOLA DÖNÜK ARSLAN KIVANÇ DUYULAN HIZMETLERI, SAGA DÖNÜK ARSLAN ISE GELECEGIN ASAMALARINI SIMGELER. ASLINDA HER IKISI DE YAHUDI KÜLTÜRÜNDEN KAYNAKLANAN SEMBOLLERDIR. 1925 YILINDA CEDAR POINT’DEKI LIONS GENEL KURULUNDA HELEN KELLER’IN LIONLARI, “KÖRLERIN SÖVALYELIGI”NE ÇAGIRMASI, ÖNEMLI BIR OLAY ADDEDILIR. BÖYLECE LIONLAR KORLÜKLE MÜCADELEDE ÖNCÜ KURULUS HALINE GELDI. ARASTIRMA KLINIKLERI, GÖZ BANKALARI, ÖNCÜ KÖPEK OKULLARI VE DIGER PROGRAMLARI ILE ADINI DUYURDU. KISACASI LIONLAR KENDI PROPOGANDALARI IÇIN HELEN KELLER GIBI SAGIR-DILSIZ-KÖR OLMASINA RAGMEN KONUSMASINI YAZMASINI ÖGRENIP, ÜNIVERSITE BITIREN OLAGANÜSTÜ BIR KADINI ISTISMAR ETMEKTEN KAÇINMADILAR!.. ONUN ARACILIGI ILE “HAYIRSEVER” BIR KURUM GÖRÜNTÜSÜ ALDILAR VE BÖYLECE ESAS AMAÇ VE FAALIYETLERINI GIZLEMEK IMKANINI BULDULAR. Her yıl 14 Ekim tarihi DÜNYA LIONS GÖZ NURU günüdür.1946’DA 18 ÜLKEDE 5500 KLÜPTE 279.116 LION VARDI. 1950’LERDE “HIZMET EDIYORUZ” SLOGANI BENIMSENDI. 1966’DA KLÜP SAYISI 20.000’E, ÜYE SAYISI 800.000’E ULASMISTI. 1973’DE 30.000 KLÜP, 1.000.000 UYE VARDI. 1982 DE 152 ÜLKEDE 35.611 KLÜPTE 1.486.642 ÜYE VARDI. Uluslararasi Lions Kulüpleri bugün 1,5 milyon kadin ve erkek üyesi ve gençlik teskilati olan Leo’lari ile faaliyet göstermektedir.
    — TÜRKIYE’DE ILK LIONS KLÜBÜ ISTANBUL’DA, 1963’DE KURULMUSTUR. KURUCULARI ESKI ISTANBUL VALISI FAHRETTIN KERIM GÖKAY, ESKI MILLI EGITIM BAKANI CHP’LI NECDET UGUR, O TARIHTEKI ISTANBUL VALISI NIYAZI AKI, MILLIYET YAZARI APDI IPEKÇI VE ISTANBUL M. EGITIM MÜDÜRÜ HALIS KURTÇA IDI. 1969’DA LIONS GENEL BASKANI W.R.BRYAN, “TÜRKIYENIN 118. YÖNETIM ÇEVRESI OLARAK ÖRGÜTLENDIGINI VE PROF. FAHRETTIN K. GÖKAY’IN ATANDIGINI” BILDIRMISTIR!.. SADECE BU IFADE DAHI LIONS KLUBÜNÜN DIŞA BAGIMLI BIR KURULUS OLDUGUNU GÖSTERMEK IÇIN YETERLIDIR!.. BÖYLECE YERLI LIONLAR, ICAZETLERINI BRYAN ADLI NE IDÜGÜ BELIRSIZ KISIDEN ALARAK ORTAYA ÇIKABILMISLERDIR! — TÜRK LIONS VAKFI DA 1979 DA KURULMUSTUR. ANKARA’DA KURULAN LIONS KLÜBÜNDE ISE, HARICIYECI SEMIH AKBIL, NECDET UGUR’UN MÜSTESARI ILHAN ÖZDIL YER ALMISTI. Dünya halklari arasinda genis bir hosgörü ve anlayis ruhunu yaymak, iyi idare ve iyi yurttaslik suurunu gelistirmek ve medeni, sosyal, ticari ve ahlaki konulara halkin ilgisini çekmek gibi PARLAK SÖZLER ARASINA GIZLENEREK MILLI ve MANEVI DEĞERLERI YIPRATMAK DINI ve MILLI ORTAK paydaları ve BIRLIĞI YOK edip MASON kardesligini gerçeklestirilmek gayesi ile kurulmus olan Lions kulüpleri dünyanin her tarafinda 185 ülke ve cografi yörede faaliyet göstermektedir. LIONLAR toplumuzu YOZLAŞTIRMA, ÖRF, ADET,,AHLAK, DIN, DIL gibi MILLI ve MANEVI DEĞERLERIMIZI DEJENERE ETMEK suretiyle MILLETIMIZI KÖLELEŞTIRME olan ASIL AMAÇLARINI nasıl kendi ağızlarıyla ITIRAF EDIYORLAR . Kaynağımız TÜRK LIONS DERGISI SAYI 10, 1977 ifade aynen şöyle “LIONLAR ULUSAL GÖRENEK VE GELENEKLERE AYKIRI GÖRÜNÜM VERMEMELI!.. VE YENILIK HAREKETLERINDE(!) ÇEVREYI ALISTIRA ALISTIRA (!…) UYGULAMAYA GEÇMELIDIRLER.”Bu ap açık itifafa karşın hala belli menfaatleri temin uğruna Lions ve diğerlerine talep sürürüyor, üyeleri her gecen gün aratıyor. Çoğu sade vatandaş onların varlığından bile habersizken duyanlarda “TOPLUMA FAYDALI SAGLIK, EGITIM VE ALTYAPI HIZMETLERI YAPAN DERNEKLER” olduklarını zannediyor. Belli sartlari ve çalisma kurallari olan Lions Kulüpleri, milliyet ve din farki gözetmedikleri için daha çok okumus ve sosyal çevresi genis kimseleri üye kayit etmektedirler. Esnek üyelik sartlari oldugu, meslek ve is guruplarina göre kati bir kontenjan uygulanmadigi için Kisa sürede taraftar bulabilmektedirler.Üye olabilmek için aranan sart adayin iki üye tarafindan tavsiye edilmesi ve kulüp tarafindan davet edilmesidir. Tavsiye edilen aday hakkinda genis bir sorusturma yapildiktan sonra üyelige kabul edilmek üzere davet edilir.Lions kulüpleri de diger mason localari ve kulüpleri gibi insanlari aldatmak ve insanliga hizmet yaptigina inandirmak için masonluk faaliyetlerinden baska özürlüler ve müzmin hastalar için yardim programlari, genel sosyal refah projeleri, bilginin özendirilmesi ve Birlesmis Milletlerin desteklenmesi gibi çalismalar ve programlar düzenlemektedirler. Kadinlarin da üye olabildigi Lions kulüpleri 150 ülkede faaliyet göstermektedir.
    İlerleyen yazılarımızdan birinde MASONIK YAN KURULUŞLARIN GENÇLERIMIZI ve HANIMLARIMIZI HEDEF ALDIĞI Lioness, Lio, ROTARACT, İNTERACT ve Aiesec hakkında geniş bilgi vereceğiz.
    Lions GENEL MERKEZI ABD’ nin Illinois eyaletinin Oakbrook sehrindedir. Ülkemizde de subeleri bulunan Lions kulüpleri bilhassa Istanbul, Ankara, Izmir gibi büyük sehirlerde yogun faaliyet göstermektedirler. Sadece Istanbul’da 176 Lions subesi vardir.(1993)Daha önce gayri resmi olarak çalisan Lions kulüplerinin kurulusuna , 1.4.1963 tarihli Resmi Gazetede yayinlanan 6/1607 nolu Bakanlar Kurulu karariyla izin verilmistir. Ismet Inönü’nün baskanligindaki hükümetin verdigi bu karar su sekildedir: ” Içisleri Bakanliginin 30-3457/38530 sayili yazisi üzerine 3512 sayili kanunun 10. maddesine göre Bakanlar Kurulunca 1.4.1963 tarihinde Lions International Kulübünün Türkiye’de kurulmasina karar verilmistir (IMZA CUMHURBASKANI – CEMAL GÜRSEL ) Gazeteci-Yazar Ilhami Soysal, Lions’larin MASONLUK iliskisi konusunda, Nermin Sungur’un ; ” Lions ve MASONLUK iliskileri üzerine dayanaginiz nedir ? ” sorusuna söyle cevap vermistir ”
    Lions külüpleri MASONLARIN bir nevi ANAOKULUDUR. Bu kulüpler TAMAMI ile MASONLUK ILKELERINE GÖRE ÇALISIRLAR. Törenleri,sembolleri,üye alimlari ,üyeleri çalistirma biçimleri, renkleri (MOR, LACIVERT, SARI) BÜTÜN BUNLARIN HEPSI MASONLARDAN ETKILENMISTIR. Kanaatimce benzerligin bu kadari da biraz fazladir. Ayrica Lions kulüplerinin BÜTÜN ÜST DÜZEY YÖNETICILERI de MASONLARDAN gelme. Lions kulüpleri hemen her semtte kurulurlar,yani sayilari çoktur. Kurulan her kulüpte de o yörenin en zengin ve mesleginde sivrilmis kisilerini alir ve onlara baskanlik payesi verirler.” (Yeni Gündem Sayi 27, 21-27 Temmuz 1986) Kurulus ve çalisma sekilleri bakimindan bazi farkliliklar olmakla beraber, Rotary kulüpleriyle ayni gayelere hizmet eden Lions kulüpleri MASONLUGU YAYABILMEK, MASON olmayanları ve yeterli vasıflara sahip olmayanlarıda MASONLUK YARARINA KULLANABILMEYI AMAÇLAR. Insanlara hos görülen bazi fikirlerin ve çalismalarin ARKASINA GIZLENEREK milletlerin sahip olduklari MILLI ve MANEVI DEGERLERI YOK ETMEYE ve ülkelerin IDARI, ASKERI, SIYASI ve EKONOMIK gelismelerini KONTROL ALTINDA TUTMAYA çalismaktadirlar.
    ALİ METE MERT (EĞİTİMCİ – ARAŞTIRMACI – YAZAR)

Yorum yap