62) EFE, ZEYBEK, KIZAN KİMDİR ?

Yayin Tarihi 23 Aralık, 2007 
Kategori TÜRK DÜNYASI

EFE, ZEYBEK, KIZAN KİMDİR?

Efe, zeybeklerin başıdır. Zeybekler, kızanlardan sorumlu  kolbeyidirler. Kı zanlar ise efenin buyruğundaki askerlerdir.

image001

EFE :

Nasıl Efe Olunur ?

Efe olabilmenin bazı koşulları vardır. Eğer Zeybekler yaptıklarıyla ün kazanmışlarsa, cesur, mert, acizleri koruyan değillerse onlara “EFE” adı yakıştırılamaz. Yüksek yaylalar, dağlar ve doğa; Efelerin, Zeybeklerin karakterini etkilemiştir. GURUR ve SUKUNET…

Bu koşullar seçimle gerçekleşir. Efe’yi zeybekler ve kızanlar seçerler. Efe’nin oğlu da babasının yerine efe ölebilir. Ancak, babasının taşıdığı tüm özellikleri taşıması gerekir. Efe öldüğü zaman, O’na şanına layık bir cenaze merasimi yapılır. Cenaze bitimi kahvenin önünde Zeybekler ve kızanlar toplanırlar. Efenin oğlu meydana çıkar; babasının kahramanlıklarını, yaptıklarını sayar ve sonra kendisinin de babası gibi bir kahraman olduğunu söyler. “İşte er meydanı” diyerek ortaya atılır. Eğer etraftan hiç ses çıkmazsa, bu bir çeşit kabulleniş sayılır. O zaman oğul, babasının tüm şahsi eşyalarını meydana getirip yığar. Babasından kalan altın ve para da ortaya konur. Oğul şöyle seslenir: “Babama ait tüm paralar ve mallar sizindir.” Bunun üzerine tüm zeybek ve kızanlar malları ve paraları yeni Efe’ye miras olarak terk ederler. Bu tören bittikten sonra, önce Zeybekler gelir, yeni Efe’nin alnından öperler. Zeybeklerin ardından Kızanlar, Efe’nin ellerine öperek bağlılıklarını bildirirler. Böylece Efe’nin oğlu da efe olur. Eğer Efe’nin oğlu Efeliğe layık görülmezse genellikle en yaşlı Zeybek Efeliğe seçilir. Efe uygun bir gün seçer, bir büyük şölen verir. O gün yenilir, içilir; bağlamalar, davul ve zurnalar çalınarak çeşitli Zeybek oyunları oynanır.

image002

Efeler birbirlerine ateşli silah çekmezlerdi. Zira bu korkaklık sayılırdı. Mintanlarının yaka düğmeleri sürekli açıktır. Sakal bırakmazlar, pala bıyıklıdırlar. Başları ustura ile tıraş edilir, arka ortadan “Perçem “ sarkardı. Bindikleri at erkek, koşumlarının metal aksamları gümüştendir.  Ayaklarında “kayalık” denilen özel işlemeli çizmeler bulunur. Uzun namlu’lu silah olarak da “Filinta “ taşırlardı.

ZEYBEK 

Zeybekler, Efelik müessesesinin temel elamanlarıdır. Zeybek’in Özbekçede “Silahlı Kişi” anlamına geldiği bilinmektedir. Zeybekler efelerin yanında birer kol beyi gibidir. Zeybek emrine verilen gençleri , yani kızanları yönetir,eğitir. Kızanlıktan yetişmiş, üstün özellikleriyle dikkati çekmiş, nişancı, zeki ve çok cesur kişiler zeybek olabilirler.

image003

Zeybeklik Türkmenlerin Batı Anadolu’ya gelmeleri ile ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de kökleri Türkmenlere kadar uzanmaktadır. Şemsettin Sami “Kamus-u Türki” adlı eserinde Zeybekliği hafif silahlı ve güvenliği sağlamakla görevli eski bir sınıf asker olarak tanımlamaktadır.

Gerçekten de zeybekler Anadolu’da esas olarak kolluk görevi görmüşlerdir. Bunlar, yolları koruyorlar ve her iki fersah ta bir bulunan kervansaraylarda ve mola verilen yerlerde bekçilik yapıyorlardı. Bu hizmetleri karşılığında ise, yollardan geçen yolculardan aldıkları az miktardaki paralarla geçimlerini sağlıyorlar, ancak bu işi yaptıklarından dolayı buralardan zor kullanarak para almıyorlardı.

Zeybekler tutuculuktan uzak kişiler olduklarından bazı zamanlarda adları  gavura da çıkmıştı. Aynı zamanda derbentlik yaparak ve ayanların maiyetlerinde bulunarak da geçimlerini sağlıyorlardı. Zeybekler 19.yüz yıl  başlarından sonra bir takım sıkıntılar içine girdiler. Bu dönemlerde ayanlığa karşı girişilen hareketler sonucu yeni gelen yöneticiler ile zeybekler arasındaki ilişkiler eskisi gibi süremedi. 

1800 lü yıllarda zeybekler:

 image004

 Batı Anadolu ayanların zeybeklere karşı olan olumlu davranışları, 2.Mahmud’un bu yöreye gönderdiği valilerle değişmiş ve sertleşmiştir. Bu davranışlarıyla Aydın halkının eğilimleri hakkında fazla bilgileri olmadığını gösteren yeni yöneticiler oldukça tehlikeli bir ortamın doğmasına neden olmuşlardır. Atçalı Kel Memet İsyanı böyle bir ortamda patlak vermiştir. Batı Anadolu da Aydın’dan Çanakkale’ye kadar olan bölgede, dağlarda, ovalarda yaşayan bu Türk zümresinin bir diğer özelliği, hatta en bariz özelliği giydikleri orjinal elbiselerdir. Bu kıyafet hakkında da çeşitli görüşler mevcuttur. Ancak kısa dizlik hariç diğerlerinin asli Türk kıyafeti olduğuna şüphe yoktur. Türkler kendi geliştirdikleri pantolonu Batı Anadolu da iklim icabı kısa giymiş olabilirler. Bu kısa dizlik yani Zeybek donu üzerinde cepken ve başta bir külah vardır. 2.Mahmud’un reformları döneminde Aydın Valisi Çengeloğlu  Tahir Paşanın zeybeklerin geleneksel giysilerini değiştirmelerini istemesi sonucu çıkan ayaklanmada zeybekler önemli kayıplara uğramış ve yenilerek yeni giysileri kabullenmek zorunda kalmışlardır.

Zeybekler arasındaki kitlesel bir başkaldırı olayıda 1854’de başlayan Sinanoğlu ayaklanmasıdır. Aydın Kaymakamı Kani Paşa’nın askerlerini yenerek üç dağa egemen olan baba oğul Sinanoğulları daha sonra Arnavutluktan getirilen kuvvetlerin yardımıyla Hekim İsmail Paşa tarafından yenilgiye uğratılarak idam edildiler. Zeybekler 19.yüzyılın son çeyreğine kadar geleneklerini korumuşlardır. 1862’deki Karadağ harekatı ile 1877 Osmanlı-Rus savaşında önemli görevler üstlenmişlerdir.

Ancak Osmanlı Devletinin son zamanlarında hükümet otoritesinin yok olması, adaletsizlik, Osmanlıya güvensizlik, köylülerin hor görülmesi, asayişsizlik, harplerin yarattığı ekonomik kriz, sosyal düzenin bozulması sosyo-kültürel alanda zeybekliğin bir kurum olarak ön plana çıkmasına neden oldu.

Köylü çocuğu küçük yaşlardan itibaren zeybeklik hikayeleri ile büyür ve bu kişilere büyük bir hayranlık duyarlardı.

Zeybekler 1.Dünya Savaşı yenilgisinden sonra eşkiyalığı bırakarak yavaş, yavaş köylerine dönmeye başladılar. Hele Yunan işgalinden sonra vatanın müdafaasız kaldığını gören bu Türk çocukları silahları ve adamlarıyla dağlardan inerek Kuva-yı Milliye saflarına katıldılar. Esasen efe ve zeybeklere karşı büyük hayranlık duyan halk da onları tabii bir lider olarak  gördüler ve bir çok vatandaş gönüllü olarak onların saflarına katıldı. Bu suretle Kuva-yı Milliye Ege Bölgesinde etkili bir şekilde efe ve zeybeklerin etrafında oluştu.

Yörük Ali Efe, Demirci Memet Efe,  Danişmentli İsmail Efe, Köşklü İsmail Efe, Sökeli Ali Efe, Kıllıoğlı Hüseyin Efe ve Uzunlarlı Yörük Karahasan Efe  bir çokları vatan savunmasında ve düşman işgalinin kırılmasında etkili oldular. Yurdumuzun düşman çizmesi altında kalmasına isyan eden kadın efelerimizi de unutmamak gerek; bu kadın mücahitler, Emire Ayşe Aliye, Şerife Ali Kübara ve Ayşe (diğer adı) Mehmet Çavuş…….daha bir çok isimsiz kahraman.

KIZAN
Kızanlar efenin maiyetindeki askerlerlerdir. Kızan kelime anlamı olarak; Batı Anadolu’nun bazı yörelerinde “Çocuk” anlamında kullanılan bir sözcüktür.
Kızanların; Mintanlarının kolları uzundur. Giyimleri sade, cepkenleri sırma işlemelidir. Başlarının ortası traş edilir. Uzun namlulu silah olarak da “Martin” kullanırlardı. Efenin izni olmadan evlenemezlerdi.

Zeybekliğe Geçiş Töreni :

image005

Kızanlar belli kurallar çerçevesinde zeybekliğe geçerler.Yapılan törende halka olma, çok önemlidir. Yalnızca zeybek adayı kızan ayakta durur, yatağanını çeker, üç kez öperek efenin önünde diz çöker. Efe de aşağıdaki andı içirir:

 image006

– Bu koca dağların sahibi kim?
– Erimiz!
– Yiğiti kim?
– Efemiz!
– Yiğit kime derler?
– Sözünde durana, efesiyle ölene !
– Korkak kime derler?
– Sözünden dönüp, aman diyene!
– Varyemezlere acımalı mı, dayak mı haktır?
– Dayak haktır!
– Susuz derelerde kavak bitermi?
– Bitmez.
– Bitkisiz diyarlarda duman tütermi?
– Tütmez.
– Adem kuşağına bel bağlanırmı?
– Bağlanırsa ağlanır.
– Yiğitlerde ne yoktur?
– Merhamet yoktur.
– Şeytan’a bel bağlanır mı?
– Yardımcımızdır bağlanır!
– Sözünde durmayan kahpe bacının kızanı olsun mu?
– Olsun.
– Şu dualı yatağan böğrüne batsın mı?
– Batsın.
– Doğru söylediğine Nasuh tövbesi olsun mu?
– Olsun.

Bu and içme bitince, efe kalkıp defne ağacının yanında durur. Zeybekler çevresine toplanırlar. Efe, zeybek adayının yatağanını defne ağacına saplar; zeybek adayı kızan, efesine sadık kalacağına and içerek yedi kez yatağanının altından geçer. Ardı sıra tüm zeybekler de geçerler. Efe yeni zeybeğin alnını, yeni zeybek de efesinin elini öper. Efe, yatağanı defne ağacından çekip yeni zeybeğe verir. Böylece kızan artık zeybek olmuştur.

HAZIRLAYAN. YILMAZ KARAHAN

image007

 

Paylaş:

Yorumlar

“62) EFE, ZEYBEK, KIZAN KİMDİR ?” yazisina 8 Yorum yapilmis

  1. hayati özcan yorum tarihi 25 Aralık, 2007 23:11

    onur akdoğu hocayı anmadan zeybek tarihi hep eksik kalır.geçen yıl yitirdik,kitapları stratejik önemde.egede zeybek tarihini yunan tarihçileri karartmış,karartma devam etmektedir.
    başarı dileğimle.hayati özcan

  2. FikirYolu.com » Blog Arşivi » ERGENEKON SİTESİNDE TÜRK DÜNYASI yorum tarihi 10 Mart, 2008 11:48

    […] 62) EFE, ZEYBEK, KIZAN KİMDİR ? […]

  3. birgül üzgün yorum tarihi 20 Temmuz, 2009 21:42

    öncelıkle tesekurler benım hayran kaldıgım kişilik vasfını gostermenız cok yerınde bır konuya deyınılmıs gunumuzde nerde oyle efeler keske ama bazende emıtasyon cıkıyor onada sukur

  4. kamil beki yorum tarihi 18 Ekim, 2010 16:58

    ya ben ne zaman oluşmuş ve tarihini arıyom bunlar ne diyo!!!(performansım varda:d)lütfen azcık iyi şeyler koyalım nete.

  5. efe fani(Yaşar UYAR) yorum tarihi 20 Nisan, 2011 13:17

    tüm efe yüreklilere selam olsun milli kahramanlarımız olan efelerimize onların akraba ve sevenlerine,onları anlatanlara,onları unutmayanlara,dostlarına selam olsun.efelik müessesesi çökmedi,efeler yok olmadı ve saklanmadılar.gerektiğinde burdayız diyeceklerdir.efeler güneş gibidir,ortaya çıkınca karanlık yok olmaya mahkumdur.Efeler devlet ve milletimizin sigortasıdır.Hak yar ve yardımcımız olsun.sevmeyi bilenlere selam olsun.

  6. Burak Engin yorum tarihi 21 Nisan, 2011 01:07

    Cok tesekkürler bu degerli bilgi icin,kültürümüze ait bu tür yapilarin yeniden modern caga uygun yapilandirilmalari mümkünmü diye düsünmedim degil bu yazinizdan sonra.Saygilar..

  7. sahin beyan yorum tarihi 21 Kasım, 2011 18:43

    çookkkkkk teşekkür ederimmmmmm

  8. Kartal Erkin yorum tarihi 13 Ağustos, 2013 12:00

    Efelik giyim kuşamda değil yürektedir. Türkiye’ de Efelik ölmemiştir. Yüreklerde yaşamaktadır. Bu yiğitlik kültürümüzü yeni nesillere aşılamalıyız. Zeybeklik külhanbeyliği değildir. Bir çoğumuz böyle zannederiz. Halbu ki zeybekler bu çalıkakıcılara, bu mırmırlara karşı koyan yiğit, bahadır kişilerdir. Zeybek oynamak, at binmek, atıcılık, yatağan kılıç sanatı gençlerimize öğretmemiz gereken spor ve sanatlardandır. Uzak doğu dövüş sporlarını kültürüyle, öğretisiyle bir çok Türk öğrenmektedir. Bizim onlardan kat kat üstün zeybek kültürümüz var. Bence bu kültürde iyice araştırıp öğretilmeli.

Yorum yap