552) İRAN FAŞİZMİ

Yayin Tarihi 19 Mart, 2009 
Kategori BASIN-YAYIN

“Onlar İslam Adı Altında Bize Pan Farsizmi Dayatıyorlar”

8 Mart 2009- Azerbaycan Azadlıq Radyosu- Hatice İsmayılova

image00133.jpg

İran’da Azerbaycanlı insan hakları aktivisti Vedud Esedi, kendisi hakkında verilen mahkeme kararına karşı temyiz başvurusunda bulundu. Ancak Esedi, İran mahkemesinin bu başvuruyu dikkate almayarak kendisini hapsedeceğini belirtiyor.

Vedud Esedi, tutuklanmadan önce Azerbaycan’ın Azadlıq radyosuyla bir röportaj gerçekleştirdi:

-Vedud Bey, sizin hükmünüz okundu mu?

-Evet, mahkeme kararı 10 gün önce açıklandı. Bir yıl hapis cezası verildi. Reşt İnkılap Mahkemesi, beni sistem aleyhine propaganda yapmakla, bu düzenin İslami hükumet değil, Fars hükümeti olduğunu, zalim ve faşist bir sistem olduğunu söylemekle suçluyor. İki arkadaşım olan Hüseyin ve Muhsin Rehimi de benimle birlikte tutuklanmıştı, Hüseyin’e 6 ay hapis cezası verilmiş, kardeşi Muhsin’in hükmü henüz belli değil.

Peki onlar neden mahkemeye çıkarıldılar?

-Onlar da aynı suçlamalarla yargılandılar. Biz Türkler her zaman İslam’a uyduk, İran’ın nüfusunun yarısını Türkler oluşturuyor. Ama onlar islam adı altında bizi Farslaştırmaya çabalıyorlar. Biz kendi ana dilimizde eğitim görme hakkından, bu dilde okuyup yazmaktan mahrumuz.

Oysa Fars dilini ve kültürünü uluslararası camiada tanıtmak ve yaymak amacıyla yüzlerce okul açılıyor, veya yalanlarla dolu İran Tarihi kitapları yazarak bunları dünyanın her yerindeki kitaplıklara hediye ediyorlar.O kitaplarda Türkler barbar, vahşi ve geri kalmış bir millet olarak gösteriliyor ama Azerbaycanın yeni nesli olarak biz artık buna göz yumamıyoruz.

30 yıl önce İslam devriminde Tebriz ve diğer Azerbaycan şehirleri olarak ayağa kalkıp İslam bayrağı altında,kardeşçe yaşayarak milletimizi geliştireceğimiz umuduyla Şah Pehlevi rejimini yıktık. Bu kadar şehit verdik, milletimiz devrim yolunda çarpıştı ama bu fedakarlığın cevabını hiçbir zaman alamadık. Milletimizin kendi ana dilinde tek bir okulu bile yok.Faal gençlerimizi bilinmeyen yerlerde gözaltında tutup, mahkemelere çekip, hapishanelerde çürüterek geride analarını,bacılarını gözüyaşlı halde bırakıyorlar.

Benim sisteme karşı çıktığımı söylüyorlar, oysa ben sadece milli haklarımı talep ettim. Eğer milli hukuku talep etmek sisteme karşı çıkmak oluyorsa, demek ki sistem benim haklarımı çiğniyor.

Türkler Hangi Kitaplarda Aşağılanıyorlar?

-İran’da bütün tarih kitaplarında Türkler aşağılanıyor ve özellikle lise kitaplarında, Türkler ve Türk hükümdarları barbar, vahşi ve geri kalmış topluluklar, Fars hükümdarları ise insan haklarını koruyan önderler olarak tanıtılıyorlar. İran’ın İsfahan, Şiraz, Tahran gibi bir çok şehri Safeviler döneminde geliştirildi, neden şimdi Türk tarihine böyle iftiralar atıyorlar? Bizim tarihimizin aşağılanması Rıza Şah Pehlevi döneminde başladı ve hala da devam ediyor. O zamanlar analarımızın Azerbaycan Türkçesinde ninniler söylemesi bile yasaktı, çocuklara Türkçe isimler koyulamazdı. Bunu da belirtmeliyim ki, İran’da Türklerin yaşadığı bölgelerin ekonomik durumu oldukça kötü. Reşt şehrinin yarısından çoğunu Azerbaycan Türkleri oluşturuyor, ama onlar bir parça ekmeğe bile muhtaç durumdalar. Bizim ne suçumuz var ki kendi vatanımızda bir lokma ekmek bulamıyoruz, şehirlerimiz, caddelerimiz harabe halinde…

İran’ın hükümetinde birçok Azerbaycan Türkünün olduğu, bu yüzden de İran’da Türklerin durumunun kötü olmadığı söyleniyor, bu konuda fikriniz nedir?


-“Azerbaycan Türklerinde bir deyim var, derler ki “vatanı, milleti için yüreği yanmayan insan, han olsa, sultan olsa ne fayda..”. Evet, dediğiniz doğrudur, İran nüfusunun çoğunluğu, 30 milyondan fazlası Türktür. Dikkat ederseniz İran’ın futbolcusundan, askerine, siyasetçisine kadar hepsi Türktür. Ancak ne yazık ki, zihniyet Fars zihniyetidir, o yüzden de onların hepsi bu sistemin hizmetindedirler.

Dini lider Ayetullah Hamaney yaptığı konuşmalarda “Azerbaycan uyanıktır, inkılabın arkasındadır” diyor. Ama Afganistan’ın cumhurbaşkanı İran’ı ziyaret edince onunla baştan sonra Fars dilinde konuşup, Azerbaycan cumhurbaşkanı gelince çevirmen kullanıyor, oysa o Azerbaycan Türkçesini gayet iyi biliyor.

Lise kitaplarında Timur Han’ın Firdevsi’nin mezarını açtırıp, oranın gül bahçesi olduğunu gördüğü, kendi babasının mezarlığının ise kanlar içinde olduğu yazılıyor.Bu hangi kaynakta doğrulanmış, hepsi yalan ve uydurma.. Firdevsi’nin İran ile Turan arasındaki savaş anlattığı Şehname destanında da Türkler aşağılanarak Fars propagandası yapılıyor. Bütün bunlar hayal kırıklığı oluşturuyor ve onların dayattığı sözde İslamın arkasında ben iyi bir siyaset görmüyorum.

Sizi ne zaman gözaltına aldılar?

-Düğünümden hemen sonra.

Verilen hükümde, düğününüzde Azerbaycan Türkçesinde şarkılar çalındığı iddia edilmiş, doğru mu?

-Aslında bu tutuklamanın nedenleri daha önceye dayanıyor. Ben Erdebil üniversitesinde okurken “Seher” adlı bir derginin yayın yönetmeniydim, burda milli kültürümüzü ve unutulmuş folklorumuzu öğreniyorduk. Bizi tutuklayamıyorlardı çünkü kanunsuz birşey yapmıyorduk. Üniversiteden dönüp geldiğimdeyse Ettelaat (istihbarat ve güvenlik bakanlığı) memurları beni tutuklamak için düğünümü beklediklerini açık açık söylediler.

Biz ne dine karşıyız, ne de kendimizden başka bir millete düşmanlığımız var. Sadece biz de insanız, bizim de dilimiz var, haklarımızı elimizden almayın diyoruz.
Eğer zülmle, hapsetmekle siyaset olsaydı o zaman bizim yaşadığımız topraklara bir kapı koyup “Azerbaycan Zindandır” demeleri gerekirdi.

Siz hangi alanda eğitim gördünüz?

-Ben geomorfoloji bölümü mezunuyum. Önce Erdebil şehrinde okudum, daha sonra Reşt’e dönüp burda devam ettim. Üniversiteyi bir yıldır bitirdim, 29 yaşımdayım, eğer yüksek öğrenim görmeme karşı engel çıkarılmazsa eğitim hayatımı devam ettirmek istiyorum.

Mahkemeye temyiz başvurusunda bulunacak mısınız?


-Arkadaşlarım avukat tutmamı söylediler ama burda mahkemelerin nasıl çalıştığı belli. Bizim haklarımız Kuran’ı Kerim’de tanınmıştır. İran İslam Cumhuriyetinin Anayasasının 19. maddesinde de, herkesin kanun önünde eşit olduğu yazılmıştır. Ama onlar kendi yazdıkları kanunlara bile uymuyorlar.

İddianamede ben İran devletinin faşist bir hükumet olduğunu söylemekle suçlanmışım, bu iftiradan başka bir şey değil. Peki şimdi beni hapse atmalarıyla mesele çözülebilir mi? Benim kardeşlerim,ailem, milletim ve vatanım var. Bırakın Azerbaycan milleti evlatlarının nasıl hapishanelerde çürütüldüğünü görsün. Temyiz mahkemesi için yazılı başvurumu hazırladım ama bunun hiçbir faydası olacağına inanmıyorum, onların verdiği karar zaten bellidir.

***

Erdebil Azad Üniversitesi İslami Öğrenci Birliğinin eski başkanı olan insan hakları savunucusu Vedud Esedi, öğrenci dergilerindeki yazılarıyla tanınıyor.

2006 yılının Mayıs ayında resmi “İran” gazetesinde Azerbaycan Türklerine yönelik hakaret içerikli yazı ve karikatürün yayınlanmasından sonra üniversitede başlatılan protesto gösterisine ve açlık grevine katılan Vedud Esedi bu dönemde tutuklanarak yaklaşık dört ay boyunca hakkındaki suçlamalar belirtilmeden gözaltında tutulmuştu.

İran İslam Cumhuriyeti Anayasasının 15. maddesi, ülkede yaşayan bütün halkların anadillerinde eğitim görerek kültürlerini koruma haklarını tanısa da bu madde Azerbaycanlılar için uygulanmıyor. İran’da çeşitli kaynaklara göre 20-35 milyon Azerbaycanlı yaşıyor.

Uluslararası Af Örgütü, İran’da milli hakları için mücadele eden Azerbaycanlı kültürel aktivistlerin İran’da çeşitli baskılara ve işkencelere maruz kaldıklarını ve bu aktivistlerin “vicdan mahpusu” sayıldıklarını belirtmiştir.

KAYNAK:  
http://www.azadliq.org/content/Article/1506330.html

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap