410) Kırgızlarda ve Hazarlarda, Bilim ve Teknoloji

Yayin Tarihi 25 Aralık, 2020 
Kategori KÜLTÜREL, TÜRK DÜNYASI

Kırgızlarda Bilim ve Teknoloji

Kırgızlar göçebe değildiler. Onların toprakları tarıma elverişli idi. Ayaklarıyla çevirdikleri değirmenleri vardı. Arpa, yulaf ve buğday yetiştiriyorlardı. Onların yararlandıkları hayvanlar arasında at, gergedan, dağ koyunları, siyah geyik vardı. Ayrıca yabani ördek, atmaca ve saksağanı da biliyorlardı. Onların yapmış oldukları resimlerden doğayı çok iyi tanıdıkları gözlenmektedir. Bu resimlerde develer, tilkiler, kaplanlar ve ayılar vardır.

Tanıdıkları ve çeşitli şekilde kullandıkları bitkiler arasında ise çam, kayın, söğüt, karaçam, vb. vardı. Onların yosunları da tanıdıkları ve bunları kullandıklarını biliyoruz.

Kırgızların belli başlı madenleri altın, demir ve kalaydı. Genellikle yağmurdan sonra maden aramaya çıkıyorlardı. Altay ve Sayan dağlarında bulunan zengin maden yataklarından yararlanmışlardır. Yüksek vasıflı manyetik demir ise daha çok Tuba nehri kıyılarından çıkarılmaktaydı. Çıkardıkları sert madenleri Göktürklere veriyorlardı. Kendileri ise bu madenlerden çeşitli kapkacak ve alet yapıyorlardı. Altını genellikle süs eşyası yapımında kullanıyorlardı. Bir bakır alaşımı olan bronzu tanıyorlar ve yine çeşitli eşya yapımında kullanıyorlardı. Bu madenlerden iki ağızlı hançer, bıçak ve saban demiri yapmışlardır. Ayrıca zırh yaptıkları da bilinmektedir. Bunların İran’dakilere benzerlik gösterdiği ifade edilmektedir.

Kırgızların topraktan kapkacak yaptıkları bilinmektedir. Bunlar Çin’deki Han Devri’ndeki porselenleriyle karşılaştırılmış ve daha kaliteli olduğu belirlenmiştir.

….

Hazarlarda Bilim ve Teknoloji

Bir Türk kavmi olan Hazarların, bir kısmı yerleşik bir kısmı göçebe bir hayat sürmekte idiler. Onların belli başlı şehirlerinden birisi Sarkel şehri idi. Şehrin etrafı savunma gayesiyle tuğla duvarlarla çevrilmişti. Don nehrine çok da uzak olamayan bu şehrin surları içinde olduğu kadar sur dışında da yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Surlar tesviye edilmiş toprak zemin üzerine yapılmıştı.

Genellikle, halk tarım ve hayvancılıkla ilgilenmekteydi. Şehirdeki oturma birimlerinin yapımında da aynı şekilde kerpiç kullanmaktaydı. Bunların benzerini, Tuna boylarında yerleşen Türk boylarının evlerinde görmekteyiz. Surların arka tarafında tahıl koymak için ambarlar yapılmıştı.

Şehir ilk yapılanmaya başladığında, daha çok askeri bir üs görüntüsü vermekteydi. Yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi, zaman içinde surların dışında da yayılmaya devam etti. Onuncu yüzyılda şehrin surları yıkıldı; hatta yeni yapılar için, surlardan çıkarılan tuğlaların da kullanıldığı oldu.

Bu devirdeki buluntular arasında buğday öğütmekte kullanılan aletlerle (taştan), orak, kemik, taş ve madenden günlük hayatta kullanılan çeşitli aletler vardır.

Yine bu dönemde kurulmuş olan şehirlerden biri de Mayatsko’dur. Bu şehir Hazarlar tarafından yapılmıştır. İran’dan etkilenerek inşa edilmiş olduğu söylenmektedir. Bu şehir de surlarla çevrilmiştir. Şehir dikdörtgen şeklinde bir plan üzerinde şekillenmiştir. Şehrin surlarının iç tarafında 5.5 m. derinliğinde hendekler vardır. Surlar, Sardel şehrindeki gibi belli şekilde düzeltilmiş bir zemin üzerine inşa edilmemiştir. Sardel şehrindeki gibi, burada da hububat depolarına rastlanmıştır. Şehrin tek kapısı vardır ve güneybatıya bakar. Bu şehre giren ve çıkanların kontrolünü sağlamak için yapılmıştır. Surların duvarlarının kalınlığı 6.40’a kadar ulaşmaktadır. Şehir blok şeklinde kesilmiş taşlardan meydana gelmiştir.

Her ne kadar Hazarların kökeni hakkında farklı görüşler varsa da, yaşadığı yerde görülen arkeolojik buluntular, onların Türk kökenli olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Buradaki evlerin yapılış şekilleri, kullanılan malzeme ve diğer buluntularda bu benzerliği belirlemek mümkündür. Bu benzerlikleri, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde yerleşen Türk kavimlerinde de görmek mümkündür. Bunun en tipik örneklerinden birisi, Bulgar Türklerinde görülür. Kerpiçten yapılmış evler ve kireçle sıvanmış sulama kanalları bunun en belirgin örnekleridir.

Türk kavimleri arasında yer alan Peçenekler, Kumanlar, Kıpçaklar ve Karluklar büyük bir devlet kurma şansına sahip olamamışlardır. Ancak, onlar gittikleri yerlerde, Türk kültürünün etkin olmasına sebep olmuşlardır. Bu kavimler ve diğer bazı Türk kavimleri vasıtasıyla, Türk kültürü, Avrupa içlerine kadar yayılmış; Asya’nın kuzey bölgesini de içine alan geniş bir alanda etkin olmuştur. Bunlardan Karluklar, İslamiyet’in yayıldığı dönemde, yani Hicret ve IX. yüzyıl arasında uzun süre Taraz’ı elinde tutmuştur. Böylece, İpek Yolu’nun ana kapılarından biri olarak, Karluk Kapısı da denen bu giriş yerini kontrolü altında tutarak, dolayısıyla, ticareti kontrolü altına almıştır. Karluklar yaşadıkları Talas’ta, Fergana ve çevresinde etkili olmuşlardır.

Prof. Dr. Esin KAHYA

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi

NOT: Makalenin tamamına bu linkten ulaşılabilir:

http://www.larendem.com/turk-tarihi/eski-turklerde-bilim.html

Eski Türklerde Bilim - Türktoyu - Türk Dünyasını Keşfet

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap