392) Tuzla Jeep Fabrikası’nın Gizemli Öyküsü
Yayin Tarihi 4 Mayıs, 2015
Kategori SİYASİ
Tuzla Jeep Fabrikası’nın Gizemli Öyküsü
Yıllar sonra, 1988’de, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ortak projesi harekete geçirildi. Tuzla’da, “Askeri Jeep (jip) Üretimi”… Ve Tuzla Jeep Fabrikası, 1990’da seri üretime geçti. 15 yıldan fazla sürede, yerli 13 bin kadar askeri jip üretti, çeşit çeşit; her ihtiyacı karşılayan… Sonra, 2006’da, üretim durduruldu, hiçbir açıklama yapılmadan!.. “İhtiyaç yok” denildi. Artık ihtiyaçlar daha pahalıya gelen ithal araçlarla gideriliyor… Tuzla üretimi askeri araçlar halen TSK’da kullanılıyor. Bu üretimlerin ayrıntıları, “askeri proje” olması nedeniyle saydamlıktan uzak tutuldu. Üretimin neden durdurulduğunu değil kamuoyu ve basın; projede görev alan askeri ve sivil uzmanlar dahi anlayamadı, açıklayamadı. Tuzla’da Jeep’lerin üretildiği fabrika, 1954 yılında, “Türk Willys Overland” adıyla kurulmuştu. Türkiye’nin ilk otomotiv fabrikası sayılan bu yerde, ABD’den getirilen parçalar yerli parçalarla montajlanarak sivil ve askerî amaçlı Jeep, kamyonet üretiliyordu. Fabrika daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devredildi. 1986 yılından itibaren ‘T Model’ adıyla jiplerin yerlileştirilmesi çalışmalarına geçildi. 1990’lı yıllarda da yüzde yüz yerli GT ve GTD Model olarak askerî jip üretimine başlandı. Araçlara ait marka tescili, 1995’te Türk Patent Enstitüsü tarafından ‘Tuzla 1013’ adı ve ‘T’ logosuyla yapıldı. Ayrıca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü’nden araç tip onay belgeleri alınarak, ihracat için gerekli şartlar elde edildi.
NE OLDU ? NEDEN OLDU?
“Tuzla Jeep Fabrikası’nda üretime neden son verildi?” sorusunu, bu işin içinde olan kime sorarsak soralım, yüzlerinde anlamlı, hüzünlü bir ifade gördük. Yanıt hep aynı: “Bilmiyorum. Anlamadım.” Ama sanki biliyorlar, anlıyorlar da söyleyemiyorlar gibi… Bu konuda, en açık konuşan ve bilgilendiren isim, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Güçlü. Kendisi, Tuzla Fabrikası’nda yerli jip üreten ekibin içinde yıllarca görev üstlenmiş bir mühendis ve akademisyen… “Neler oldu? Neden oldu? Tuzla Jeep Fabrikası’nın yerli üretimi neden durduruldu?” sorusuna yanıt verirken, “Bu konuyu yetkililer de bilmiyor. Yanıtı ancak üst düzey makam ve yetkililer verebilir, onlara sormak lazım. Ordu’nun bir konsept değişikliği yapacağı, imalat sektöründen çıkacağı, farklı bir konsepte gireceği şeklinde bir düşünce ifade ediliyordu. Bu fabrikada üretimin durdurulacağı, hatta fabrikanın kapatılacağı zaten sürekli konuşulan bir şeydi. Birileri bu işten memnunken, birileri de rahatsız olmuş olabilir” diyerek söze başlayan Prof. Güçlü şöyle devam ediyor: “İmalat kolay iş değil. Yatırım, risk gerektirir. Herkes bunu göze alamıyor. Çoğu sanayici bundan kaçınıyor, ithalat kolaya geliyor. TSK da bugün ithal ediyor… Bizim yapmaya, gerçekleştirmeye çalıştığımız; yerli olarak ürettiğimiz ama her seferinde içeriden ve dışarıdan önümüzün kesildiği onlarca proje var. Devrim arabaları bir örnek… Benzin unutuldu diye proje iptal edilir mi? Buna kim inanır? Türkiye uçak yapıp Hollanda’ya ihraç ettiği zaman da proje durduruldu. Dış güçler engel oluyor ama tabii içerden de onlara destek olanlar çıkıyor.”
“Tuzla Fabrikası, Türkiye’nin yerli malı ilk seri üretim otomotiv fabrikasıdır. Burada 4 x 4 yerli askeri arazi araçları üretildi, 15 farklı model… Komutan aracı, personel aracı, mobil silah araçları, ambülans… Ben kesin cümlelerle şunu ifade edeyim: Bu projede geldiğimiz noktada ürettiğimiz araçlar, teknolojik açıdan, yurtdışından ithal edilen araçlardan çok daha üstündü. İthal taşıtların tırmanamadığı eğime bizimkiler tırmanır…”
SORUŞTURMA İHTİYACI
Türkiye’nin ilk ulusal yer gözlem uydusu Göktürk-2 projesinde de yer alan Prof. Dr. Rahmi Güçlü, 2006 sürecini “üzücü bir nokta” olarak nitelendirirken ve “Yetkililer tarafından araştırılması, niye böyle olduğunun soruşturulması, sorgulanması gerekir” derken, mevcut sistem ve altyapının farklı bir açıdan ele alınabileceği, üretime tekrar başlanabileceği mesajını veriyor: “Bugün milli uydumuz Göktürk-2’nin üretilmesi ne kadar önemliyse, 1990’lı yıllarda yerli bir askeri araç tasarlamak ve üretmek de o kadar önemliydi, bugün de halen çok önemli. Bu projenin kahramanları var: Ben o zamanlar Yıldız Teknik Üniversitesi Araştırma Görevlisi olarak ekipteydim. Bir avuç Türk mühendisin ve komutanın örnek gösterilecek başarısıdır bu. Ders kitaplarına, tarihe not düşülecek bir konudur. TSK açısından stratejik önemi çok büyük bir proje ve üretimdi. Ben inanıyorum ki bugün bile böyle bir yerli üretim olanak ve teknolojisine sahip fabrika pek yoktur. O tarihte vites kutusu hataları, orada kurduğumuz deney setiyle tespit edilebiliyor ve böylece tüm vites kutusu hatalı diye çöpe atılmıyordu. Her ihtiyaç ya fabrikada üretildi veya iç piyasadan temin edildi. Üretilen araçların maliyeti, ithal edilenlerin maliyetinin çok altındaydı.”
İRADE MESELESİ
“Yurtdışına, ithalata harcanan paranın çok daha az bir bölümü bu projenin yürütülmesine ve geliştirilmesine harcansaydı bugün dünya markası jiplerimiz olurdu” diyen Prof. Rahmi Güçlü şöyle konuşuyor: “Böyle bir kabiliyet var, böyle bir başarı yakalanmış. Memleketi, ulusal çıkarları düşünen komutanların başlattığı bir proje… İrade meselesi… Bu araçları tatbikatlarda gören, satın almak isteyen İran, Pakistan gibi ülkeler oldu. O dönemde mevzuat elvermedi. Üretim devam etseydi, sivil ihtiyaçlara yönelik talepler de karşılanabilirdi. Üretim durduruldu ama fabrika yerinde… Parça üretiliyor, mevcut askeri araçlara lojistik destek sürüyor. Orası daha verimli hale nasıl gelir, imalat yapılabilir mi, gözden geçirmek lazım. İnsanımız çalışkandır, beyin gücümüz de var. İrade ve teşvik gerekiyor. Bu ülkenin başaramayacağı hiçbir şey yok. Tuzla Jeep Fabrikası’nda Jeep üretiminin durdurulması, ülkemize yapılan en büyük kötülüklerden biri olup soruşturulması gereken bir husustur.”
GİZLİ KALAN BAŞARI
“Ülkemizde, Tuzla’da üretilmiş askeri jiplere ilişkin başarı gizli kalmıştır. Türkiye’de yerli araba üretimi denilince, ilk akla gelen Devrim otomobilleridir. Daha sonra da, Anadol’ların kısa macerası hatırlanır. Devlet yetkililerimiz dahil birçok kişi yerli otomobil yapacak babayiğitler aramaktadır. Ne yazık ki bu araçları üretmiş babayiğitleri bilen yok” diyen Prof. Güçlü şöyle devam ediyor: “Oysa, Türkiye’de, 1988-2006 yılları arasında, YTÜ işbirliğiyle, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1013. Ordu Donatım Ana Tamir (Tuzla Askeri Jip) Fabrikası’nda “Tuzla 1013” markasıyla on bin’in üzerinde yerli askeri jip tasarlanmış ve seri olarak üretilmiştir. Yani bu jip projesinin yönetimi, tasarımı ve imalatı tamamen ülkemize aittir. Türkiye için övünç kaynağı olan bu başarı hikayesini, ne yazık ki Ordumuzun içerisindeki küçük bir grubun ve otomotiv sektöründeki bazı duayenlerin dışında kimse bilmemektedir. Daha da acısı, bu yerli jiplerin üretimi 2006 yılında anlaşılmaz bir şekilde durdurulmuştur. Dolayısıyla, ‘Yerli araç üretemiyoruz’ iddiaları yanlıştır.” “Bu askeri jiplerin geliştirilmesi projesinde üniversite-sanayi işbirliği kapsamında görev aldım. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde, 10 binden fazla yerli askeri jip ve mobil silah yer alıyor; hâlâ kullanılmakta olan bu araçları kışlalarda ya da törenlerde görebilirsiniz. Bugüne kadar bu jiplerin kamuoyu tarafından bilinmemesi, askeri bir proje olmasından kaynaklanıyor.” “Hem yerli araç olarak, hem de üzerine yerleştirilen farklı silah platformlarıyla mobil silah olarak, askeri açıdan büyük stratejik öneme sahip Tuzla jiplerinin başarısı ve kalitesi, gerçekleştirilen testlerle ve yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlandı. Yurtdışından ithal edilen emsal araca göre teknik açı- dan daha üstün ve çok daha ucuza mal olmasına rağmen, üretimin neden durdurulduğunun yetkili makamlarca araştırılması gerekiyor.” 15
FARKLI MODEL
Bu askeri jiplerin ve mobil silah platformlarının geliştirilmesi projelerinde, Fabrikanın komutanlarından Tuğgeneral Rumi Özyalçın, mühendislerden Albay Sabahattin Ergönenç, Bnb. Hamdi Akgül, Yzb. Tevfik Zengin, Yzb. Mevlüt Yerlikaya, Yzb. Süleyman Yangınlar, birçok subay, astsubay ve sivil personel ile YTÜ’den Prof. Necati Tahralı öncülüğünde, kendisiyle birlikte, YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Prof. Dr. Ahmet Topuz, Prof. İrfan Yavaşlıol ve Makina Müh. Bölümü’nden bazı öğretim elemanlarının yer aldığını ve halen hayatta olduklarını belirten Prof. Dr. Rahmi Güçlü, asker ve sivil Türk mühendislerin başarılarıyla, 15 farklı model yerli askeri aracın üretildiğini vurguluyor. Özellikle, Tuzla 1013 markalı GT Model Jip’in vites kutusuyla ilgili çalışmaların kendi doktora tezi konusu olduğunu, süspansiyon sistemiyle ilgili çalışmaların da Prof.Dr. İsmail Yüksek’in doktora tez konusu olduğunu ifade eden Güçlü, “Devrim arabasının başına gelenlerin Tuzla askeri jiplerinin de başına geldiğini ve aynı kaderin yaşandığını” belirtiyor. Tuzla Askeri Jiplerini Geliştirme Projesi’nde, motor dahil tüm parçaların Türkiye’de üretildiği, özellikle vites kutusu, arazi dişlileri, diferansiyel mekanizması, şaftları ve diğer aktarma organları, şasi, kaporta, iç ve dış tüm aksamın K.K.K. 1013. Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası’nda yerli olarak üretildiği belirtiliyor.
Prof. Güçlü, “3, 4 ve 5 vitesli bu araçlar, sadece komuta kontrol aracı olarak değil, savunmaya yönelik silahlı mobil araç haline dönüştürülerek, üzerine havanlar, tanksavarlar ve çeşitli tip silahlar yerleştirilerek de kullanılmıştır. Bunlarla birlikte, bu araçlara radar sistemleri ve haberleşme amaçlı sistemler de monte edilmiştir. Bu araçlar, şasileri büyütülerek, personel taşıyıcı, ambulans ve cenaze araçları olarak da tasarlanmış ve üretilmiştir. Bu tip araçlar, Ordumuzun talebine göre üretilerek hem ihtiyaç karşılanmaya, hem de yurt dışına bağımlı olmaktan kurtulmaya çalışılmıştır” diyor.
MALİYET
Prof.Dr. Rahmi Güçlü, “Yurtdışından ithal edilen araçlarla, Tuzla 1013 markası ile üretilen araçlar arasında bir karşılaştırma yapıldığında, Türkiye’de teknik özellikleri ve kabiliyetleri açısından çok daha üstün bir araç üretildiği görüldü. Bu araçların maliyeti, ithal edilen araçların maliyetinin, modeline göre, yaklaşık dörtte biri veya beşte biriydi. Büyük bir tasarruf sağlanmıştı. Bu jiplerle ilgili yapılan projelerin ve testlerin sonuçları, gerek üniversitede hazırlanan lisansüstü tezleriyle, gerekse Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde, bilimsel konferanslarda ve basın yayın organlarında yayımlanan makale ve yazılarla belgelendi. Bu bilgi ve belgeler, Tuzla Askeri Jip Fabrikası’nda mevcuttur” diyor ve ekliyor: “Benzin konulmasının unutulduğu söylenerek yapımı durdurulan Devrim arabalarına niçin daha sonra benzin konularak çalıştırılmadığını milletçe anlayamadığımız gibi, binlerce adet üretilen Tuzla askeri jiplerinin üretiminin durdurulmuş olmasını da anlayabilmiş değiliz. Bugün farklı bir isim (K.K. Lojistik Komutanlığı 7. Bakım Merkezi Komutanlığı Fabrikası) ve işlevle çalışmakta olan bu askeri fabrikada, o günün şartlarında bir avuç azimli ve vatansever insanın her türlü riski göze alarak elde ettiği, bu içimizi burkan başarı hikayesi, tarih ve ders kitaplarına girecek ve gençlere örnek gösterilecek kadar önemlidir. Devrim Arabası’nın filmini sinemada içimizi burkarak seyretmiştik ama bu fabrikada içimizi binlerce kez burkacak ve çok sayıda film yapılabilecek gerçek hikayeler mevcuttur. Bu fabrikada var olan yüzde yüz yerli askeri araç ve mobil silah üretimi yeteneğimizi kaybederek yeniden yurtdışına bağımlı hale gelmemiz, ülkemiz adına çok büyük bir kayıptır.” Fabrikanın Milli Savunma Bakanlığı ya da Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca ele alınıp, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na devredilmesinin ya da TSK Güçlendirme Vakfı’nın TUSAŞ ve ASELSAN örneklerinde olduğu gibi, yerli sanayici ile birlikte otomotiv endüstrisine ve ekonomiye kazandırılmasının uygun olacağını belirten Prof Güçlü, “fabrikaya sahip çıkılırsa” gerekli revizyonlarla, bu araçların üretimine tekrar başlanabileceğine dikkat çekiyor. Prof.Dr. Rahmi Güçlü, “Türkiye ve TSK için stratejik açıdan da çok büyük önem arz eden Tuzla askeri jiplerinin tasarım ve üretiminin nasıl başarıldığının ve neden durdurulduğunun araştırılması gerektiğini” belirterek, “bu durumdan, Türkiye’nin savunma sanayindeki hedefleri ve geleceği adına önemli dersler çıkarılarak, aynı akıbetin, çalışmalarında yer aldıkları Sakarya Arifiye’deki Askeri Fabrika’da üretilen Fırtına Obüs gibi diğer başarılı projelerin de başına gelmemesi” temennisinde bulunuyor.
http://www.anadolu.eu/Dergi/jeep.pdf
Yazının aslı dosya (pdf) halinde sunulmuştur: jeep
Ek bilgi: http://listelist.com/jipe-ismini-veren-marka-jeep-hikayesi/
Yorumlar
“392) Tuzla Jeep Fabrikası’nın Gizemli Öyküsü” yazisina 17 Yorum yapilmis
Yorum yap
Sağolun Yılmaz Bey, eksik olmayınız.
Sağlık ve afiyetler dilerim.
İstanbul’dan selamlar…
bu araçlardan hava kuvvetlerinede verildi malesef 6-7 yıl çok zor şartlarda idamesi sağlandı sonra birer birer kal edildi. şanzıman, defransiyel, motor uyumu yoktu.
Bu araçlardan yıllarca kullanan birisi olarak söylüyorum,bol keseden atmışsınız ve olayı dramatik hale getirmişsiniz.Araç bir işe yaramaz ve sizi her zaman yolda bırakır.Bu araçlarla göreve gidişler hep hüsranla sonuçlandı.Yol güzergahındaki tüm tamircilerle arkadaş olurduk.50 litre benzinle ancak 140 km giderdi.Araçta amortisör sistemi yok bildiğiniz kağnı gibi,motor Ford 2000 CC taanus da kullanılan motor ve 3 vites.Aracı faal halde bulundurmak imkansızdır.Araç yangın çıkarmaya müsait bir araç.Fabrikayıda gezdim 1970 lerin teknolojisi hakim araç tamamen elle yapılıyordu.
Tuzla araçların ilgi ve görev alanımda oluşu ve teknik eleman olarak yıllarımı verdigim konu itibari ile orduda kullanımı uygun degildi çünkü dayanıklılık açısından zayıf ve çabuk iş göremez duruma geliyordu,2000cc Ford Taunus binek araç motorunu (seri motor)bu gücü kaldıramayacak üç ileri konumlu motora adapte edilmesi yanlıştı bundan dolayı baskı ve balata sorunları zirve yapıyordu-yakıt sarfiyatı fazlaydı kısacası ordumuza uygun bir araç degildi,mühendis arkadaşlarımız ve sıralı komutanlar teknik olarak kıtalarda bilgi ve görüşlerimizi araştırmadılar pratik ile teorik birbirleri ile bağdaşmıyabiliyor,tuzla jeeplerde olduğu üzere.
Malesef kullnılan motor rakip firmalardan biri olan FORD motor idi ve yeterli değil idi. Bu arada Fırtına Obüs üretimide durduruldu bilgilerinize.
30 sene bu araçların bakım ve onarımını yaptım.cj3b modeli jeepler tuzla jeep adı altında uzun bir süre silahlı kuvvetlerin yükünü taşısada,T model adı altında üretime başlanan ve GT,ensonda GTD modeli olarak yenileştirildiği ve geliştirildiği söylenen araçlar birlikler tarafından ne idame ettirile bildi nede kullanıla bildi.Hiç bir zaman değişik araçların parçalarının kullanılarak piç bir araç montajını yapıp ben yerli araç ürettim denmesi o savunduğunuz üniversiteye yapacağınız en büyük hiyanet bu vatanada yapacağınız en büyük hiyanettir.Türkiyede çok güzel yerli projeler var.Land rover silahlı kuvvetlere nasıl atılan büyük bir kazıksa Aynı firma tarafından üretilen cobra aracıda bence o kadar başarılıdır.Bir araç üretirkene ilk ürettiğiniz deneme üretiminden sonra aksaklıkları beklemeden yarım yamalak düzeltmelerle üretime devam edilmesi,komuta kademesine bunun çok güzel gösterilip bunun üzerinden puan toplayarak paşa olmak gibi.Ürettiğiniz en son model üzerinden konuşursak kullandığınız kabortada sırp sacı kullandınız araç tepeden şase dahil çatladı,elbette bu araca 10 kat makas kullandınız araçta en ufak bir süspansiyon yoktu makası polofonik makasa çevirdiniz yetersiz olmakla beraber biraz yumuşattınız.Araç 70 km üzerinde arka köprü içinde ne kadar yağ varsa dışarı attı ,sık sık aks kesti herşeyde Ford transit malzemesi kullandınız arka köprüyü piyasada hiç bir aracın uymadığı özel yaptırdığınız bir köprü kullandınız.hala bu sıkıntı devam ediyor.gösterge panosunu değiştirdiniz ordan görüşü daralttınız.Şu an kıbrıs hariç GTD,poyraz,tayfun haricinde kullanılan yok.yakında onlarda kaydı silinir.Elbette yerli olsun bizim olsun sıkıntısını düze çıkana kadar çekelim.Fakat sizin yaptığınız gibi bir parça tofaştan,bir parça renodan,biraz Forddan kullan bütün parçaları Fortdan aradığımızda bulalım.Üreten Albayımla o zaman tanışmıştık kaça malettiniz demiştik 17000 tl ye demişti.Sayın komutanım şuan Ford transitin vergisiz fiyatı 9000 tl dediğimizde siz bizi anlamıyosunuz demişti,enson 2006 üretildi araçlara harcanan para aracı tekrar satın alır.Aracın o kadar sorunu varki keşke araç üzerinde anlata bilseydik.Saygılar.
M.Alkan kardesim doğru soylemiş…bu araçlarda motor sanzuman ve diferansiyel uyumu hic yok….bir araci yurutmek onun arac oldugu anlamina gelmez…1940 amerikan jeepler bu mahsettiginiz ucube aractan cok daha ileriydiler…Turk subayinin ben yaptim oldu demesiyle olmuyor bu isler…daha orduda subay astsubay aradindaki insani olmayan ayrimciligi kaldirmayan egisu yuksek subaylar…malesef yaptiginiz yaptirdiginiz hocbirsey bir boka yaramiyor cunku once insan demelisiniz ve bilim ile bunu taclandirmalisiniz ki basarili olabilesiniz…
Arkadaşlar bu aracın aksamalara neden olması tesisin ve mühendislerimizin mi hatası yoksa siyasi iradenin tesise gereken önem vermeyişinden mi kaynaklanıyor? Bu tesis kurulduysa modern teknoloji ile desteklenmeliydi. Özverili çalışmalarla bir yerlere getirilen hizmeti aşağılamak değil, desteklemek gerekir. Çocuk önce emekler, sonra yürür. Montaj sanayi de bile becerisi olmayan bir ülkenin imalat sanayiye geçişi elbette sancılı ve sıkıntılı olacaktır. “Yapamıyoruz” düşüncesi ile bugün olduğu gibi el kapısına muhtaç oluyoruz. Sizler de bilirsiniz, Devrim otomobilleri öyküsünü! Otomobil yapmışız. içine bazı suistimallerden dolayı benzin koyulamamış. Araba törende hareket edemediği için, imalatı durdurulmuş, proje iptal edilmiş. Daha sonra benzin koyup da yürütmeyi akıl mı edemedik? Yoksa kolaycılık ve menfaatçilikten dolayı mı milli projeleri ayaklar altına alıyoruz? Sözün özü; 2006 yılında Tuzla fabrikasının kapanışı, araçların teknolojik olarak uygun olmayışı değil, özel sektörün ve küresel şirketlerin baskısı ile gerçekleşmiştir. Araç hakkında verdiğiniz teknik bilgilerden dolayı teşekkürler. Esenlikler dilerim.
Jeep üretmek ileri toplumların işi bizim ülkede daha böyle teknoloji yok. Ama internette ki fısıltılarda biz her şeyi üretmişiz. Araştırıyorsun ne fabrika var ne bunları üretecek bilği birikimi var nede bunları üretecek bir labaratuvar yada üniversite var. Bu işlerden pek anlamam ama üretmek okadar kolay değil.
[…] 392) Tuzla Jeep Fabrikası’nın Gizemli Öyküsü […]
Halka arzedilseydibir çok yabancıl ari
sollardi
bu tuzla jipleri ülkemizin gururudur ben izmirde askerken şöfördüm bede zimmetliydi ben çok sevmiştim bufabrika neden kapatıldı lütfen devlet büyüklerimiz düşünsün
Araştırdığım kadarıyla araç yerli parça üretimi değil. Farklı yabancı araç parçaları bir araya getirilerek montaj yapılıyor. Verimsiz, kalitesiz, parçalar arası uyumsuz, sık sorun çıkaran bir araç olmuş. Bu araç su günün şartlarında çok savunmasiz ve zayıf kalır. Koruma yok. Su anda uretilen yeni nesil kobra ve ejder gibi askeri araçlar arazi veya her türlü şartlarda tâm koruma sağlayan son derece modern araçlar.
hatayda bu araclardan kullandık lüks görünümlü dış görünüşü amerikan jeep lerini aratmayacak kadar gösterişli ama ya göreve gitmeden şanzuman motor sıkıntısı yada görevde proplemli bi arac notor fort tanus kasa cok basit
bence geliştirilmesi lazımdı kapatmak hata
benim bugün merak ettim Tuzla jip faprikasini neden kapandini kapandiyi icin cok üzüldüm ben 1971den beri almanyada calistim ben almanyada gördüm yapilan bir isin eksiyi varsa yaptikca isin eksiyi tesbit edilir ve giderilir 60li yillarda yapilan arabalarinla bu günki yapilan arabalar birmi yaparsin gelistirirsin devamedersin ama birileri para kazanmak icin böyle yapiyor zamanin bülen ecevit iktidar duz gaz yok sülayman demirel iktidar hersey var memleketi kimse düsünmüyor hep cep düsünüyor
Bugün ortadoğuda Amerikan ya da baska ülkelerin canavar gibi arazi araçları varken Tuzla Jeep zayıf kalır. Ancak esaslı mühendislik hizmeti almış bir üretim istisnası ile.
Tüm yorumları okudum kimine katılıyorum kimine katilmiyorum.2006 model poyraz t 1013 sahibiyim kendini jip sanan çoğu arabayi da gülünç duruma düşürdüm aracımda 1998 transit motoru ve sanzumani var gram problemi yok ve parça durumu super.katildigim nokta da bu bir yerli uretim degil mumkun olan parcalarla birlestirilerek yapilan bir proje