376) DÜNYA MEDYASI, BU İTİRAFLARI VERMEZ…

Yayin Tarihi 24 Eylül, 2008 
Kategori BASIN-YAYIN

Dünya medyası bu itirafları vermez…

image00125.jpg 

Irak’taki işgalde aktif görev alan ABD’li askerlerin itirafları duyanları hayretler içerisinde bırakıyor.

Irak halkı bir yana, Amerikan ordusunun Irak’ta neler yaptığını Amerikan askerlerinden daha iyi bilen yok. Amerikan işgalinin Irak’ta yarattığı tahribatı askerlerin cümleleriyle gözler önüne seren yeni bir kitap yayınlandı.  

Haymarket Kitap tarafından yayınlanan “Winter Soldier Iraq and Afghanistan: Eyewitness Accounts of the Occupation” adlı kitap, Amerikan ordusunun Irak’a ve de kendi askerlerine neler yaptığını anlatan, insanın kanını donduracak bir vakayıname. Savaşa Karşı Irak Gazileri (IVAW) ve gazeteci Aaron Glantz tarafından yazılan kitap, Mart 13-16 2008 tarihlerinde Maryland, Silver Spring’deki National Labour College’da yapılan tanıklıklardan derlenmiş.  

“Yürüyen bir kadını hatırlıyorum” diyor onbaşı Jason Washburn, “büyük bir çanta taşıyordu ve bize yaklaşıyor gibiydi ve bu yüzden Mark 19’la ateş açtık; toz duman dindiğinde fark ettik ki çantası bakkaliye ile doluydu. Bize yiyecek getirmeye çalışıyordu ve biz onu paramparça etmiştik.” 

Irak’ta çatışmanın kurallarının ele alındığı panelde tanıklık eden Washbrun,  bu kuralların ne kadar laçka olduğunu, neredeyse fiilen kural diye  bir şeyin söz konusu olmadığını gözler önüne serdi. “Irak’ta bulunduğum üç dönem süresince çatışma kuralları çok değişti. Tehdit yükseldikçe daha da  sertleşmemize müsaade vardı ve öyle davranmamız bekleniyordu.”  

Washburn’un duygu yüklü tanıklığı, gayri insanilik, sivil tanıklıklar, ordu’daki cinsiyet ayrımcılığı, gâzilerin sağlık durumları ve ordunun dökülmesi gibi meseleleri de gündeme getiriyor ki bu konulara diğer gâziler tekrar tekrar değiniyorlar kitapta.  

“Teşvik edildiğimiz bir başka şey de yanımıza (drop weapon) silah ya da üçüncü gelişimde olduğu gibi kürek (drop shovel) almamızdı. Kazayla sivil öldürdüğümüzde bu silahları ya da kürekleri cesedin yanına bırakarak onlara direnişçi süsü vermek için taşıyorduk” diyor Washburn.  

Dört gün süren yakıcı tanıklıklar, bunları dinleyen bir yazar tarafından okumaya tahammül etmesi çok güç bir kitap olarak bir araya getirildi. Kitabın her bir sayfası, askerlerin anlattığı acı hikayelerle ve öldürülen insanlarla çekilmiş “hatıra” fotoğraflarından işkence ve sivil katliamlara kadar bir yığın fotoğrafla dolu. 

IPS’ye konuşan Glantz, “kitabın, bu savaşta yaşanmakta olanları ve savaşın gerçekte ne olduğunu anlatan bir tarihi vesika olmasını istedik” diyor.  

Irak’ta bir yıl görev yapmış, 82’nci Hava İndirme Tümeninden Hart Viges, telsiz emirlerinden birini şöyle naklediyor: “Birgün, tüm taksilere ateş açmamızı söylediler çünkü düşman, nakliye amaçlı olarak taksileri kullanıyordu… keskin nişancılardan biri cevapladı, “Afedersiniz? Doğru mu duydum? Tüm taksilere ateş? Yarbay cevap verdi: “Beni duydun asker, tüm taksilere ateş edin.” Tüm birimlerin araçlara ateş etmeye başlamasıyla şehir yanmaya başladı. Bu, savaştaki ilk tecrübemdi ve genelde bu minvalde seyretti.” 

Hedef belirlemeksizin şehre doğru şarjörlerin boşaltılmasını, Hummer ciplerle cesetlerin çiğnenmesini ve “hâtıra” olsun diye durup cesetlerle fotoğraf çekilmesini anlatan makineli tüfek eri Vincent Emanuele de Irak’ın Suriye sınırına yakın el Kaim’de bir yıl bulunmuş. “Arabalara rastgele ateş açmak çok sık yapılan bir harekettir” diyor. “Münferit bir hâdise değildir ve orada bulunduğum sekiz ay süresince  her zaman meydana gelmişti.”  

IVAW müdürü Kelly Dougherty, Irak’taki askerlerin davranışlarından Amerikan hükümetinin politikalarını mesûl tutuyor: “İşgal sırasında yaşanan ihlaller ‘bir kaç çürük elmanın’ kötü davranışları olmaktan çok uzaktır ve hükümetimizin Ortadoğu politikalarının sonucudur.”  

Bunu bilmek, açıklamaların yarattığı duygusal ve mânevi tahribatı hafifletmiyor ne yazık ki.  

Kasım 2004’te Felluce saldırısında bulunmuş donanma onbaşısı Michael Leduc, şehre girmeden evvel taburdaki Askeri Hukuk Müşaviri’nin “beyaz bayraklı bir kişi gördünüz, hiçbir şey yapmıyor fakat yavaşça size ilerliyor ve emirlere riayet ediyor; hile olduğunu farzedin ve onu öldürün” dediğini aktarıyor. 

Bir kez yer veren Washington Post hariç büyük medya gruplarının hiçbirinde bu konulara rastlayamayacak olmalarından dolayı bilhassa Amerikan kamuoyu için çok önemli bir kitaptır. The New York Times, CNN, ve  ABC, NBC ve CBS gibi kanallar bütünüyle görmezden gelmişlerdir. Donanma eri Jon Turner’un şu ifadesi ışığında daha bir önem kazanmaktadır: “Yanımızda ’embedded’ muhabirler olduğunda hareketlerimize dikkat ederdik. Asla aynı şekilde davranmazdık. Herşeyi kitabına uygun yapardık.” 

Glantz şöyle diyor: “Benim için savaşın neye benzediğini tasvir eden bir resim bu. Çünkü burada, Amerika’da, savaşın arı-duru bir çeşidi biliniyor. Fakat savaş, silahlı büyük bir insan grubunun   çok sayıda öteki insanları öldürmesi demektir. Gâzilerin tanıklığını okurken elde edecekleri resim işte bu…savaşın gerçek yüzü.” 

Irak halkına gayri insâni muameleler de var. Onbaşı Brian Casler’ın, Irak savaşında şahit olduğu olaylardan birisi : “Bu konvoylarda, hazır yiyecek çantalarına büyük abdestini yapıp veya şişelerin içine idrar yapıp yol kenarındaki çocuklara atan askerler gördüm.” Askerler, hacı, havlu kafa, çöl zencisi gibi aşağılayıcı anlamda ifadeler kullanıyorlardı. 

2005-2006 arasında Irak’ta gören yapan Scott Ewing, panellerden birinde askerlerin Iraklı çocuklara  şeker verdiklerini ve bunun “kafaları ve kalpleri kazanmak” için değil başka sebeplerden dolayı yapıldığını kabul etti. Çocuklara şeker verilmesinin bir başka nedeni de: “Şayet çocuklar araçların etrafında olursa kötü adamlar saldıramayacaktı. Çocukları kalkan olarak kullanıyorduk.” 

Glantz, bunun ortalama Amerikalının okumaya tahammül edemeyeceği bir kitap olduğunu kabul ediyor ve  hal böyleyken, gâzilerin tarihi tanıklıklarını ifade ederken neler çektiklerinin anlaşılacağına inanıyor.  

“Kahramanlar olabilirlerdi fakat burada yaptıkları çok daha büyük bir kahramanlık – hakikati anlatmak daha büyük bir kahramanlıktır. Öne çıkmak zorunda değillerdi. Öne çıkmayı seçtiler.” 

Dahr Jamail
Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın

Paylaş:

Yorumlar

“376) DÜNYA MEDYASI, BU İTİRAFLARI VERMEZ…” yazisina 3 Yorum yapilmis

  1. Metin Yılmaz yorum tarihi 26 Eylül, 2008 00:28

    Dünyanın en rezil, en sefil, en şerefsiz askeri emperyalist amerikanın askeridir. Askerliğin yüz karası , insanlığın utancıdır Coniler. Şu mübarek Kadir Gecesi Rabbimden dileğim bu kirli devletin çöktüğünü görmektir!

  2. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 26 Eylül, 2008 13:57

    AMİN.
    ”COK DEGERLİ Y.BEY,
    BU YAZININ SANKİ BURADA DURMASI GEREKLİYDİ..HEP!
    KALSIN.
    -İNSANA COK SEYİ HATIRLATIYOR.

  3. Temel ANIK yorum tarihi 28 Eylül, 2008 02:40

    Allah’ından Bulası Devlet eşittir abd.suçlusu amerikada yaşayan halklar topluluğu değil bunları yöneten israil asıllı güçler.tabii milli ve dini düşmanlar topluluğumuz

Yorum yap