362) Küreselleşen Dünya’da Kırım’ın Etkileri

Yayin Tarihi 17 Nisan, 2014 
Kategori SİYASİ

Küreselleşen Dünya’da Kırım’ın Etkileri

 image001

Küreselleşme ile birlikte siyasi, ticari ve askeri sorunların dünyaya olan etkilerini Kırım üzerinde bir kez daha açık bir şekilde görmekteyiz.

Rusyalı Putin gücü seviyor ve bunu her defasında kullanmaktan geri çekilmiyor. Kırımın her ne kadarda referandumla  Rusya’ya bağlanma isteği güya demokratik bir seçim gibi gözükse de başta ABD ve AB bu ilhaka karşı yapabilecekleri pek bir şey yok. Her ne kadar pek telaffuz edilmese de en son şık olarak karşımıza çıkacak olan Rusya’nın karşısına gelebilecek bir askeri güç bulunmamaktadır. Batılı devletlerin Rusya’ya siyasi ve ticari ambargo koymaktan başka çareleri kalmadı. Bu da Rusya’yı ne kadar ciddi bir şekilde etkiler tartışılır. Çünkü Rusya ithalatının büyük bir bölümü AB ülkeleri ile yapıyor bu da yaklaşık 265 milyar Euro’yu bulan miktar. Aynı şekilde AB’nin Rusya’dan yaptığı ithalat da azımsanmayacak düzeyde. Bu yüzden ticari ambargo her iki taraf için beklenmedik risklere dönüşebilir. Putin’in gücü sevmesi Kırım’ın alındığını eski Rusya çarlarının önemli zaferler ilan ettiği Georgiyevski Salonun’da ilan etmesi oldukça manidar.

Türkiye açısından Kırım’ın alınması zamanlama açısından oldukça sıkıntılı bir zamana denk geldi. Bir yandan Suriye’de yaşanan durum, diğer yandan da iktidarın içinde bulunduğu sıkıntılı kriz, Kırım’ı göz önünden biraz uzaklaştırmış olabilir. Suriye’yi düşman görmesi kadar Rusya’yı düşman olarak lanse etmesi o kadar kolay olmayacak olan Türkiye geç kalınmış bir mekik diplomasisi başlattı. Yaşanan mekik diplomasisi ile hem batı hem de Rusya’nın çıkarları korunmaya çalışılıyorsa da Rusya bu görüşmelerin önünü tıkayacak bir emrivaki politikasının içine girdi. Kriz’in ilk çıktığı alanlarda Ukrayna-Rusya veya Kiev-Kırım arasında konuşulabilseydi çözüm daha çabuk olurdu. Ama tıpkı Gürcistan’da olduğu gibi Batı-Doğu bloğu tartışmasına dönüşmesi çözümü zorlaştırdı. Bu kutuplaşmadan sonra da ortaya rasyonel bir çözüm sunmak kolay olmadı. Rusya’nın bu ilhakı tüm toplumların tepkisini çekti ama yaşanan en son soğuk savaş yıllarında gördüğümüz blok çatışması bu tepkilerin uluslararası alanda bir farkındalıktan başka bir işe yaramayacağını herkes görüyor.

Türkiye bu durumdan oldukça yararlı bir şekilde çıkabilir. Şu ana kadar sürdürdüğü tarafsız politika ile dış politikasını doğru temellerle sağlamlaştırdı. Türkiye hem Ukrayna, hem Kırım hem de Rusya ile komşu olan ve Rusya ile stratejik işbirliği olan tek ülke konumunda. Bu batılı devletler için çok önemli, dolayısıyla yaşanan bu ilhak Türkiye’nin AB konusunda ilerlemesinin önünü açacak ve daha da hızlandıracaktır. Önemli olan Türkiye’nin tarafsız politikasını sürdürmesidir.

Kırım ile Ortaya Çıkan Hatay-Kıbrıs-Kosova Tartışması

Rusya’nın Kırım’ı sözde demokrasi ile ilhakı Hatay, Kıbrıs ve Kosova hakkında soru işaretleri oluşturuyor. Hepsinin birbirinden farklı olduğunu teker teker  açıklayalım. Kıbrıs’ta 2004 yılında BM’nin kontrolünde bir referandum yapıldı yani BM bu referandumu tanıdı. 2004 Annan referandumu olarak adlandırılan bu referandumunun Kırımda’ki BM’nin tanımadığı referandum ile kıyaslamamak gerekir. Hatay’da durum daha farklı, orda bağımsız bir devlet yoktu. Suriye, Fransa sömürgesi halindeydi, yani orda geçici bir hükümet vardı.Fransa çekildikten sonra Hatay referandumla kendi isteği ile Türkiye’ye katılmak istedi ve Türkiye de bunu kabul etti. Kosova’da ise yapılan baskıcı uygulamalar yüzünden Kosova halkının 10 yıl içinde çektiği sıkıntılar artık Sırp ve Kosovalı vatandaşların bir arada yaşayamayacağı anlaşılınca Kosova tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. Ama Kırım’da Ukrayna’nın baskıcı bir uygulaması yoktur. Görüldüğü gibi hepsi birbirinden farklı sonuçlar doğurmuştur.

Kırım ile Değişen Enerji Politikaları

Bir diğer sıkıntıda enerji politikasında ortaya çıktı. Şöyle ki; Kırım Ukrayna’nın GSYH’sının sadece yüzde 4’ünü oluşturuyor. Ancak Kırım Karadeniz’de petrol ve doğalgaz sahaları Ukrayna için Büyük önem oluşturuyor. Ukrayna 2013 yılında 55 milyar metreküp doğalgaz kullanmış ve bunun yüzde 60’ını Rusya’dan ithal etmiştir. Yani Kırım’ı kaybetmek Ukrayna’nın doğalgazda Rusya’ya bağlılıktan kurtulma planlarını sekteye uğratacaktır. Ukrayna için diğer alternatif İran gazı kullanmak olacaktır. Ama burada da İran’ın yaşadığı ambargodan dolayı en az 2020’ye kadar kayda değer bir doğalgaz alışverişine izin vermeyecektir. Ukrayna geçtiğimiz Eylül ayında Exxon Mobil ve Royal Dutch Shell firmalarıyla Kırım’ın Karadeniz’de yer alan en büyük gaz sahası olan Skifska’da yıllık 5 milyar dolar metreküp üretim için anlaşmıştı. Söz konusu sahada 250 milyar metreküp doğalgaz olduğu tahmin ediliyor. Ancak yaşanan kriz dolayısıyla Exxon firması ocak ayında söz konusu yatırımın dondurulduğunu açıkladı.

Rus gazının Karadeniz’den geçirilerek Orta Avrupa’ya taşıyacak Güney Akım projesinde yeni bir rota çizilip Kırım üzerinden Avrupa’ya taşınması projenin ana yatırımcısı olan Gazprom’un maliyetini 10 milyar dolar azaltması öngörülüyor. Ancak Polonya’da politika analizcisi olan Aleksandr Szpor “Avrupa komisyonun 5. Enerji paketini ihlal ettiği ve Avrupa yasalarına uygun olmadığı için Güney Akım projesine Kırım olayından önce müdahale ettiğini söyledi.” Projenin ikinci büyük yatırımcısı ENİ ‘de geçtiğimiz günlerde projenin akıbeti hakkında endişe duyduğunu açıkladı. Projenin iptal olması Avrupa için çok önemli olmayacaktır. Çünkü Szpor’a göre “Projenin diğer alternatifi olan Nabucco projesi tekrar gündeme gelebilir. Nabucco tedarikçi olarak Rusya’yı ve geçiş ülkesi olarak Ukrayna’yı içermiyor. Nabucco ‘ya göre tedarikçi İran, Irak ve Azerbaycan olacak ve geçiş ülkesi olarak da Türkiye ileride Nabucco ile beraber geleceği daha parlak olabilir” yorumunu yaptı. Bütün bu verilerle birlikte dünyada sistemin sadece siyasi olarak değerlendirmenin yanlış olacağını söylemek doğru olacaktır. Küçük bir toprak parçasının dünya sistemini nasıl etkilediğini küreselleşme ile tekrar görmekteyiz.

MEHMET TAHA AKCA

Selçuk Üniversitesi,Uluslararası İlişkiler

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap