352) 7 Kapı

Yayin Tarihi 10 Temmuz, 2015 
Kategori KÜLTÜREL, SOSYAL

7 Kapı

Anamı Hakk’a kavuştuğu gün rahmetle anarken, hafızamda geçmişe bir yolculuk yaparak O’nun bazı olaylarını hatırladım. Hem güldüm, hem ağladım…

Bu olayların içinde bazıları çok ilginçti. Aslında bunu yazıp yazmamak ta tereddüt de ettim. Ancak Türk Halk geleneklerinin unutulmaya yüz tuttuğu bir dönemde, gelecek kuşağa bir not olması bakımından bunu yazmak zorunda olduğumu anlıyorum.

Anam, anasından el almış otacı olmuş. Otacılığı Allah rızası için hiç bir menfaat karşılığı olmadan sadece kadınlara yönelik yapardı. Ebe değildi. Kadın hastalıkları ile haddini aşmadan ilgilenirdi. Özellikle gebe kalamayan gelinlere bakardı. Aktardan aldığı otları, baharatları havanda döverek macun haline getirdiğini görmüştüm. Allah’ın izni ile, Anamın ilacı ile şifa bulanlar, evimize gelir, Anamın elini öper, çam sakızı çoban armağanı hediye verirlerdi. Şehirden gelenler genellikle kumaş türü, köyden gelenler ise bir sepet dolusu incir-üzüm-ceviz getirirlerdi. Anamın basur ilacı da meşhurdu…

Asıl anlatmak istediğim olay şu:

Bu olayı çocukluğumda iki defa yaşadığım için biliyorum.

Ergenlik dönemine girmeden 6-7 yaşlarında kasıklarım şişmişti. Anama söylediğimde, “sümdüklük yapmışsın” der, kasığımı elleriyle kontrol eder, “ağrı var mı?” diye sorardı. Bende “çok acıyor” diye cevap vermiştim.

Hacı Anam mutfaktan bakır tası alır, komşuların kapısına gider, onlardan bir yemek kaşığı kadar zeytinyağı isterdi. Tam 7 kapıdan zeytinyağı alır, eve gelirdi. Zeytinyağı istediği evde küçük erkek çocuk varsa içeriye girmez kapıda alırdı. Eve getirdiği zeytinyağının içine kuru soğanı ikiye böler atardı. Tası ocağın üzerine koyar kaynatırdı. Kaynayan zeytinyağlı soğanı, yumurtalarımın iki yanına yapıştırır, zeytinyağını da kasıklarıma sürerdi. Birkaç saat sonra ağrım ve ateşimin kalmadığını yaşadım.

Artık bu zamanın çocuklarında sümdüklük yaparak böyle rahatsızlıkların varlığını bilemiyorum. Olsa da, tıp bilimi ölüm hariç her hastalığa ilaç geliştirmiştir.

Esenlikler dilerim.

YILMAZ KARAHAN

Sümdük: Gördüğü ama yiyemediği bir yiyeceği, yemek için arzulayan kişi

image001

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap