314) ASYA KÖKENLİ BARINAKLAR

Yayin Tarihi 31 Ekim, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

 

ASYA KÖKENLİ BARINAKLAR

Orta Asya’nın dağlık ve düzlük bölgeleri arasında yarı-göçer olarak yaşayan Ön-Türk toplulukları yazın sıcak günlerinde yüksek yaylalara yerleşir, kışın ise düz ovalara inerlerdi. Bu yaşam tarzına en uygun barınak türü kolay kurulup kolay sökülen çadırlardı. Çadırlar genellikle keçi kılından örülmüş keçe kumaşlarla örtülürdü.

  Çadırların şekli yuvarlak olup geniş tabanlı ve sivri tepeli, dağ görünümünde idiler. Çadır sözü çatmak /uzun dalları tepede birleştirmek/ sözünden türer. Kazak Türkleri bu yapıya Ger adını verirler. Ger sözü de /kumaş veya hayvan postlarını germek/ anlamını taşır. Bering boğazı üzerinden Asya’dan Amerika kıtasına geçmiş olan Ön-Türk toplumları barınaklarına Tipi adını vermişlerdir. Tipi sözü de /tepe/ (dağın tepesi) sözünden türemiştir.

image00136.jpg

  Resmin sol üst köşesinde bir Etrüsk mezarı görülüyor. İtalya’nın Cerveteri kasabasında bulunan bu yapıların yuvarlak kubbeli ve dikdörtgen şeklinde girişli oluşları tesadüf değildir. Yapının şekli tümüyle Asya kökenli Türkmen çadırını ve Kazak Ger’ini andırmaktadır.

  Osmanlı camii mimarisindeki kubbe şeklinin Bizans kilise kubbelerinden esinlendiği söylenir. Oysa ki Türk mimari tarzında, kubbe şeklinde barınaklar inşa etmek çok eski dönemlere kadar uzanır. Aslında, alıntının sanıldığı gibi Bizans yapılarından olmadığı, tam tersine, Bizans kubbe mimari şeklinin Türkmen çadırlarından ve Anadolu’ya gelmiş olan Kazak boylarının Ger barınaklarından esinlendiği görüşündeyim.

  Resmin sağ üst köşesinde ise bir Amerika kızılderili boyu olan Sioux (su) halkının barınağı görülüyor. Bu çadır şeklinin Kuş kültürüne ait ehramlara olan benzerlikleri çarpıcıdır.  Kazak halkı Kazakistan’da Kazakça denen Türkçe’nin bir lehçesini konuşur. Size birkaç Kazakça örnek cümle sunayım:

Mağan konak üyge baratın joldı körsetingizşi.

(Bana otelin yolunu gösterebilir misiniz)

Men sizben koştaskalı keldim.

(Ben size hoşça kalın demeye geldim)

 Bu ifadede hoşça kalın ile /koştaskalı/ sözcükleri arasındaki benzerlik çarpıcıdır.

Ol ağruğ, sonduktan jumıs istemeydi.

(O hastadır, bu yüzden çalışmak istemiyor)

  Kazakça hasta sözünün karşılığı /ağruğ/ olup, ağrı çekmek, bir yeri ağrımak ile ilişkilidir. Sonduktan sözü ise /sonuç olarak, bu yüzden/ demek olmaktadır. Görüldüğü gibi Kazakça bir Türkçe lehçesi olarak anlaşılması oldukça kolay olan bir yapıya sahiptir.

Doç. Dr. Haluk BERKMEN

Paylaş:

Yorumlar

“314) ASYA KÖKENLİ BARINAKLAR” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Samet Acar yorum tarihi 31 Ekim, 2008 21:47

    Ülkemizin çeşitli yörelerinde,Türk cumhuriyetlerinin konuştuğu,sözcükler ağız farkı olarak yurdumuzun diğer yörelerinde halen bölgesel ağız olarak kullanılmaktıdır.Ahıska bölgesinde ve Ahıska’dan Türkiye’ye gelen Türklerin konutuğu ve evinin eşyalarına arazilerine ,parça,paraça maddelere verdikleri adlar öz türkçe olmasına rağmen Türkçe sözlüklerde rastlanmamaktadır.Genellikle (Ğ)harfiyle başlıyan boğazdan ses çıkartılarak konuşulan sözcükler öz türkçe olmasına rağmen Türk-Dil kurumunda ele alınmamıştır.Ama bir farçayı,bir Arapçayı ele almıştır.Bunlarada “yaşayan Türkçemiz”denilmektedir.Kurum hakkında sorgulanması gereken çok durumlar vardır.Şu anda zaten neyi sorguluyacaksınız?Eğitim müfredatları arapların kültürüne dayandırılması için ne dümenler döndüğü ortadadır.Türk çadırlarınıda Vahabi çadırları olarak söylerlerse hiç şaşmayın!Sayın Yılmaz Bey,metin kısada olsa sunumuza teşekkür ediyorum.Lütfen Türk kültürünü gençlere aktarmaya devam ediniz.Bu büyük bir hizmettir.Sağolun.Acaroğlu

Yorum yap