253) SİYASETTE İNSAN DAVRANIŞLARI

Yayin Tarihi 4 Eylül, 2010 
Kategori SİYASİ

SİYASETTE İNSAN DAVRANIŞLARI

image0011.jpg 

Siyasi eylemler, insanlık tarihi kadar eskidir… Siyaset kelime kökeni olarak Arapça, eş anlamlı olan “politika” kelimesi ise latince kökenlidir. Siyaset; belirlenen bir hedefe ulaşmak için mevcut şartlar gereği uzlaşarak, ikna ederek veya zorlayarak izlenen yol haritasıdır.

Fikir ile siyaseti karıştırmamak gerekir. Siyaset, fikirlerin hedefine varması için yapılır. Bundan dolayı da siyaset, menfaatine olacak her türlü gelişmeyi değerlendirir ve taviz de verebilir.

Siyaset bir bilimdir. Bu bilimin gereklerine uyarak hedeflerine ulaşmaya çaba gösterenler ise bir sanat icra etmektedirler…

Devletlerin, hükümetlerin, partilerin, kurumların, örgütlerin, şirketlerin hedefleri ve bu hedefe varmak için izledikleri siyasi bir yol vardır. İşte bu yol haritasını izleyecek ve hedefe ulaştıracak kadroya ihtiyaç vardır. Bu oluşumlarda görev yapacak olan kişilerin ehliyet ve liyakat sahibi olması gerekmektedir.  

Siyaset yapacak kişinin bilgi sahibi olması ve görüşlerini muhataplarına kabul ettirecek kabiliyette olması zorunludur. Bunun için insan davranışlarını ve kapasitelerini anlayabilmek çok önemlidir. Zira, her insanın anlama ve yönlendirilme durumu farklıdır.

İnsanların; anlaşabilmesinin, tanışabilmesinin tek bir yolu vardır: Dil yani konuşmak. Tanıyabilmek için o insanla konuşmak ve o insanın yapmış olduğu işlere veya yapamadıklarına bakmakla birlikte, beklentilerini de öğrenmek gerekir.

İnsanların da birey olarak umutları ve hedefleri vardır. Bunu kazanabilmek için ya kendi çapında bir siyaset güderler, ya da teslimiyet içinde birilerinden yardım beklerler.

Bilişim ve teknolojinin hızla geliştiği, ekonominin her alanda etkinliğini hissettirdiği, kültürel yozlaşmanın yaşandığı günümüzde insanların çoğu, mutsuzluğa ve bencilliğe sürüklenmiştir. Bu sosyal travma kişilerin ve toplumların istismar edilmesine, kolay yönlendirilmesine de müsaittir. Çünkü;sosyal, siyasi ve ekonomik sıkıntılar içinde olan toplumlar bir umut, bir kurtarıcı beklerler… Söylemlerine inandıklarının arkasından sorgulamadan giderler. Ancak umutlarının yeşermeyip de, aldatıldıklarını anlayınca da öfkeleri depremler yaratabilir!

İnsanları aldatmadan kazanmak ve fikirlerimizi kabul ettirmek için;

Herkes; sevilmek, saygı görmek, fark edilmek, önemsenmek ve taktir edilmekten hoşlanır. Buna göre:

— Abartılı olmadan; överek, taktir ederek konuşmaya başlanmalı.

— Tartışma ortamı yaratılmamalı. Bir tartışmayı kazanmanın en iyi yolu, tartışmadan kaçınmaktır. Çünkü tartışmalar, nefis mücadelesini ön plana çıkarır. Hissi ve nefsi söylemler mutlaka yanlış yaptırır. Bu yanlışı yapmamak için sadece görüşler belirtilmeli.

— Muhatabın görüşlerine saygı duyulmalı. Yanıldığı ve yanlış olduğu söylenmemeli. Kişinin gururu rencide edilmeden, doğru bilgi uygun bir şekilde izah edilmeli.

— İyi bir dinleyici olunmalı. Konuşmanın çoğunu karşıdaki kişinin yapmasına izin verilmeli.

— Muhatabın kıymet verdiği değerlere ve beklentilerine hitap edilmeli. İlgi duymadığı bir alanda konuşmamalı.

— Doğrudan emir verilmemeli. Soru yönelterek, sanki karşınızdakinin katkısını bekliyormuş gibi davranıp, onun da yapılacak işi sahiplenmesi sağlanmalı.

— Karşınızdaki cesaretlendirilmeli. Eğer bir yanlışı varsa bunun kolay düzeltilebileceği belirtilmeli. Birlikte daha güzel işler yapılabileceği söylenmeli.

— Anlattığınız görüşleri, muhatabınızın kendi fikriymiş gibi anlatmasına müdahale edilmemeli.

— İnsanlara önemsedikleri ve sevdikleri iyi sıfatları vermeli, hitap etmeli.  Onlar bu sıfatlara yaraşır olmak için gayret göstereceklerdir.

Muhatabımız Gençler ise;

— Gençleri bir çocukmuş gibi, karşılamamalı. Onların fikirlerine ve önerilerine saygı duyulmalı.

— Gücüne ve becerilerine güvenildiği belirtilmeli, moral verilmeli.

— İlgi alanlarına yasak konulmamalı, yaptıklarından dolayı aşağılanmamalı. Zararlı alışkanlıkları ve yanlışları var ise, bire bir gururu rencide edilmeden anlatılmalı. Yanlış davranışlarına karşılık güzel örnekler ve öneriler sunulmalı.

— Uzun süreli nasihatte ve açıklamalarda bulunulmamalı.

— Yapmış olduğu işlerin sonucunda taktir edilmeli.

— Gençleri maceraya sürüklemeden, his dünyasına hitap etmeli. İdeallerini güçlendirici konuşmalar yapılmalı.

Konuşmada üslup nasıl olmalıdır?

Konuşma, düşüncenin sözle ifadesi olup, tek aracı dildir. Dili iyi kullanmak gerekir. Çünkü dil; aziz de eder, rezil de!

İyi bir konuşmacı;

— Açık ve anlaşılır konuşur.

— Cümleleri kısa ve özlüdür.

— Sesi güzel ve rahatsız etmeyen bir tondadır.

— İçten ve inanarak konuşur.

— Duygusal zekaya (ilgi, inanç, hayal, beklentiler…) hitap eder.

— Sakin ve yumuşak konuşur. Hiddet ve öfkenin insanı kabalaştırdığını ve insanlardan uzaklaştırdığını bilir.

— Muhatabının sözünü kesmez, haklı söze itiraz etmez ve dikkatle dinler.

Konuşma ve insan kazanma üzerine yazdığım bu makale, mesleki tecrübelerime ve ilgi alanımdaki birikimimden kaynaklanmıştır. Ümit ederim ki, sosyal ve siyasal ilişkilerimizde insanları aldatmadan yapılacak hizmetlere bir katkımızın olmasıdır.

Unutmayınız!

Hz. Ali (r.a) buyurmuşlardır ki;

“Ben söylediklerimin esiri,

söylemediklerimin hakimiyim”

YILMAZ KARAHAN

Not: Lütfen kaynak belirtin.

Paylaş:

Yorumlar

“253) SİYASETTE İNSAN DAVRANIŞLARI” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. ZEYNEP İNCİ yorum tarihi 5 Eylül, 2010 01:12

    *İNSANLARA ESİT**DEGER VERMEK!
    BUNU YAPMADIKLARI İCİN dirki;HEP GENELLİKLE GECİCİ:(yanlıs!insanlar partileri DOLDURURLAR!günü gelince MECLİSLERİDE:(

  2. AYDIN KOCADAĞİSTAN yorum tarihi 30 Eylül, 2010 02:30

    SAYIN YILMAZ BEY ÇOK GÜZEL BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ.ENGİN TECRÜBELERİNİZİ PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.GERÇEKTENDE İKİLİ YADA ÇOKLU İLİŞKİLERDE KARŞINIZDAKİ KİŞİYE OLAN DAVRANIŞLAR ÇOK ÖNEMLİ.ENGİN BİLGİLERİNİZİN YANINDA HADDİM OLMAYARAK BİR EKTE BEN SUNMAK İSTİYORUM.KONUSU NE OLURSA OLSUN BİR FİKİR ALIŞVERİŞİNDE HER KİMKİ BAĞIRA ÇAĞIRA BİR ŞEYLER ANLATMAYA ÇALIŞIYORSA ANLAYINKİ HİÇ BİR BİRİKİMİ YOKTUR,SADECE “KULAKTAN DOLMA” DİYE TABİR ETTİĞİMİZ BİLGİLERİ AKTARMAĞA ÇALIŞMAKTADIR.ZANNETMEKTEDRKİ BAĞIRDIKÇA HAKLILIĞI KANAATİNE VARILACAK.GÜNÜMÜZ SİYASETÇİLERİNİN BİR ÇOĞUNUNDA BU MAKALENİZİ OKUMASINI DİLERİM.BELKİ BİRAZ DÜZELTİRLER KENDİLERİNİ..
    SAYGILARIMLA

  3. söhret kücükay yorum tarihi 24 Ocak, 2011 21:00

    Sayin Yilmaz bey, bu kadar degerli bilgileri paylastiginiz icin cok tesekkürler. Cevremdeki kisilere bu yazinizi okutup özellikle secimlerde faydali olmalarini rica edecegim.
    Ellerinize ve yüreginize saglik.
    Saygilarimla

  4. refika karagül yorum tarihi 14 Haziran, 2011 01:05

    İl ve ilçe teşkilatlarının bu konuda sadece adayları degil her üyeyi bilgilendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. buna lüzum oldugunu da görüyorum…

Yorum yap