24) ANITKABİR’İN ÖZELLİKLERİ

Yayin Tarihi 14 Mart, 2008 
Kategori ATATÜRK

ANITKABİR

image00137.jpg

Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk vatanının bağımsızlığını kazanması için giriştiği savaş ve Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği inkılâplarla geçen yaşamı 57 yıl sürmüş ve Büyük Önder 10 Kasım 1938’de ebediyete intikal etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O’nun yüceliğini her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılâpları ile çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar yapma fikri, Atatürk’ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir.

RASATTEPE (ANITTEPE)

Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe’nin ismi Rasattepe idi.

Bu tepede, M.Ö 12. yüzyılda Anadolu’da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir’in Rasattepe’de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

ANITKABİR’İN İNŞAASI

Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir’in inşaatı ise 9 Ekim 1944’de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir’in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır.

Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945
Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944’te başlamış ve 1945’te tamamlanmıştır.

İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945’te başlamış, 8 Ağustos 1950’de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin “temel projesinin” hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.

Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır.

Üçüncü Kısım İnşaat: 1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu.

Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953
Anıtkabir’in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950’de başlamış ve 1 Eylül 1953’te bitirilmiştir.

“Anıtkabir Projesi”nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu.

Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu.

Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır.

Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi’nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy’den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar’dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.

Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana’dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon’dan, yeşil renk mermer Bilecik’ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana’nın Osmaniye İlçesi’nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon’dan getirilmiştir.

ANITKABİR’İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.

Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir’de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır.

Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir’in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.

Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.

A- BARIŞ PARKI

Anıtkabir; Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye’nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükselmektedir.

Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan’dan çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir. Bugün Barış Parkı’nda 104 ayrı türden yaklaşık 48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunmaktadır.

B- ANIT BLOKU

Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır.

1- Aslanlı Yol
2- Tören Meydanı
3- Mozole

Anıtkabir’e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve hürriyet kuleleri yer alır.

Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan on adet kule vardır. Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Kuleler, plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12 x14 x7,20 m. boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür. Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır. Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde uygulanmıştır.

Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürk’ün özlü sözleri bulunmaktadır.

İSTİKLAL KULESİ

Aslanlı yolun sağ başındaki İstiklal Kulesi’nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.

Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk’ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:

Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı’na çağırdı.” (1921)

Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür.” (1927)

Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız.” (1921)

İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.” (1927)

Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır, ya istiklal ya ölüm.” (1919)

Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir’i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır.

HÜRRİYET KULESİ

Aslanlı Yol’un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt “Hürriyet Beyannamesi“ni sembolize etmektedir. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk’ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.

Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz.” (1927)

Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür.”

Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir.”

Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz.”

Kule içinde Anıtkabir’in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

KADIN HEYKEL GRUBU

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk’e tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır.

Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk’ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu Hüseyin Özkan’ın eseridir.

ERKEK HEYKEL GRUBU

Hürriyet Kulesi’nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir. Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan’ın eseridir.

ASLANLI YOL

Ziyaretçileri Atatürk’ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Atatürk’ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu’da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir. Heykeller Hüseyin Özkan’ın eseridir.

TÖREN MEYDANI

Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m. boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.

MEHMETÇİK KULESİ

Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.

Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:

Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır.” (1921)

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur.” (1923)

Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz.”

Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ

Mehmetçik ve Zafer kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler Müdürlüğü’nün içindeki birimde “Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi” bulunmaktadır. Atatürk, milli mücadele ve inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir “İhtisas Kütüphanesi” olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya hafta içi 09.00-12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.

ZAFER KULESİ

Kulenin duvarlarında Atatürk’ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır.

Kule içinde Atatürk’ün naaşını 19 Kasım 1938’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’ndan alarak Sarayburnu’nda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir.

İSMET İNÖNÜ’NÜN LAHTİ

Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı, Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır.

İsmet İnönü, Anıtkabir’e 28 Aralık 1973’te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir.

BARIŞ KULESİ

Kulenin iç duvarında Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman’ın eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk’ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.

Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir.” (1935)

Yurtta Barış, Cihanda Barış.”

Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir.” (1923)

Kulenin içinde ise Atatürk’ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

23 NİSAN KULESİ

Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulu’nun eseridir.

Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk’ün özlü sözleri yer almaktadır:

Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak.” (1919)

Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.”

Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır.”

Kulede Atatürk’ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.

BAYRAK DİREĞİ

Anıtkabir’in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. Amerika’da özel olarak yaptırılan 33.53 m. yüksekliğindeki bu direk, Avrupa’daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır. Amerika’da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir’e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanmaktadır. Kabartma Kenan Yontuç’un eseridir.

MİSAK-I MİLLİ KULESİ

Müzenin girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, tek vücut olarak kenetlenmemizi sembolize etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.

Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır:

Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir.” (1923)

Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz.” (1921)

Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır.” (1923)

Kulenin ortasında Anıtkabir’de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir’de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.

ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ

Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir. Bu amaçla 21 Haziran 1960’ta Anıtkabir Atatürk Müzesi açılmıştır. Burada Atatürk’ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir.

Müzede ayrıca Atatürk’ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen’in müzeye armağan ettikleri Atatürk’e ait eşyalar sergilenmektedir.

İNKILÂP KULESİ

Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk’ün giydiği elbiseler sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk’ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk’ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:

Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur.”

Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”

Müzenin giysi bölümü olarak kullanılan bu kulede; Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı Atatürk’ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli bulunmaktadır.

CUMHURİYET KULESİ

Sanat Galerisi’nin girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.

En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur.”

Kulenin içinde, Atatürk’ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve 1. T.B.M.M. binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

SANAT GALERİSİ

Cumhuriyet Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan bu bölümde Atatürk’ün özel kitaplığı teşhir edilmektedir.

Duvarlarda Atatürk’ü ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamları ile Atatürk’ü birlikte tasvir eden yağlı boya tablolar bulunmaktadır. Bu tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı’nın eseridir.

Galeride ayrıca, Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü yer almaktadır.

MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ

Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana “Dur!” diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman’ın eseridir.

Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:

Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.” (1919)

Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır.” (1923)

Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez.” (1919)

Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş.” (1927)

Kulenin içinde “Atatürk ve Milli Mücadele” konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk’ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi’nin maketi bulunmaktadır.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA

Komposizyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır. Bunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp yumruğunu sıkarak düşmanlara; “Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız” demektedir.

Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilası altında, Türk ordusunu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal’e çelenk sunan bir zafer meleği vardır.

Komposizyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi’ni kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk ordusunun zaferinin simgesi olan meşe ağacını göstermektedir. Kabartma İlhan Koman’ın eseridir.

BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA

Komposizyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek, Ata’nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümüde, Atatürk’ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma Zühtü Müridoğlu’nun eseridir.

MOZOLE

Anıtkabir’in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında “hitabet kürsüsü” yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç’un eseridir.

Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk’ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.

ŞEREF HOLÜ

Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk’ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Atatürk’ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981’de yazılmıştır.

Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk’ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref holünün zemini Adana ve Hatay’dan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecik’ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır.

Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir. Şeref holünün yüksekliği 17 m. olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü, düz kurşun çatı ile örtülüdür.

MEZAR ODASI

Atatürk’ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır.

image0027.jpg

ALAGÖZ KARARGÂH MÜZESİ

Sakarya Savaşı’nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü’nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir. Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa’ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.

Sakarya Savaşı’nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiştir. 1967 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü’ne devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir.

10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.

Bina iki katlıdır ve, Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay Heyeti Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, Atatürk’ün Yatak Odası, Atatürk’ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır.

Adres: Anıt Caddesi Tandoğan/Ankara
Tel: (312) 231 79 75

KAYNAK : Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü

Paylaş:

Yorumlar

“24) ANITKABİR’İN ÖZELLİKLERİ” yazisina 46 Yorum yapilmis

  1. ramazan koyun yorum tarihi 15 Ekim, 2008 19:56

    çoooooooook güzel keşke atatürk ben olsaydım

  2. DEMET DOĞAN yorum tarihi 7 Kasım, 2008 19:49

    ANITKABİR ÇOK ÖZELDİR BAŞLICA ÖZELLİĞİ İSE ATATÜRKÜN İÇİNDE BULUNMASIDIR

  3. melek yıldız yorum tarihi 8 Kasım, 2008 16:32

    anıtkabir gerçekten özel ve güzel yapılmış:)

  4. Doktor ay yorum tarihi 10 Kasım, 2008 20:41

    Ya ramazan koyun bey çok saçma konuşmuşunuz ya cidden çok saçma abi

  5. ece özdemir yorum tarihi 12 Kasım, 2008 21:11

    gerçktn de ramazn koyn nasl konşmşsn ölee böle saçma bişi olur mu?? madem ATATÜRK olmk istiosn ülkemizi bugeri kafalılardn kurtar bu kara çarşaflılrdn koru ülkemizi temzle iyi bir yere getr ileride sni de böle analımm…
    haksiz miyim arkadşlr???…. ((ltfn cwp))

  6. salih albayrak yorum tarihi 14 Kasım, 2008 12:42

    ece sende ramazandan asagı kalmassın ha bu devlet oyle bi lider oyle bi kişilk gorcek dill o yuzden bosa konusmayin herkez once vkendini duzeltsin geriye kalan hersey duzelmek için siraya girecek rahat olun

  7. funda dalgıç yorum tarihi 18 Kasım, 2008 13:08

    dünyada başka bir örnegi olmayan böyle bir anıtın sahibi oldugunu bir millet oldugumuz için ben çok mutluyum ve gururluyum anıtkabir çok özel bir yerdir degeri ve önemi çok büyüktür

  8. MUSTAFA ASKER yorum tarihi 26 Kasım, 2008 15:42

    ramazan sen nsası konuşuonn yahu atatürk gibi birisi bir daha görülemezzzzzzzzzzz anladınızmııııııııııı

  9. seda ak yorum tarihi 4 Aralık, 2008 19:34

    ben atatürkü çççççokkkkkkkkkkk özledim hiç görmediğim için çok özledim yanında olsa bile onu merak ediyorum ve özlüyorum

  10. öznur şimşek yorum tarihi 4 Aralık, 2008 19:38

    Ben atatürkü çok ama çok seviyorum eminim ki onu bütün dünya seviyor o bizim içimizde yaşıyor onu içimizde yaşatıyoruz onu ölenedek içimizde yaşatacağız ve o bizim hep içimiz de yaşayacak.

  11. ece-emre örnek kardeşler yorum tarihi 1 Ocak, 2009 23:31

    Atatürk çok büyük bir lider biz ona hayranız dünya böyle bir lider göremez onun kurduğu ülkemizin hep modern ve laik kalmasını istiyoruz ve onu her gün özlüyoruz…

  12. sena adlım yorum tarihi 4 Ocak, 2009 13:43

    ben atatürkü çok seviyorum. yaşamımızı ona ve allaha borçluyuz diye düşünüyorum. atam sen rahat uyu biz cumhuriyetin bekçileriyiz.ben anıtkabire gittim gerçekten çok güzel. ben anıtkabire6-7 defa gittim. ve gerçekten her gittiğimde birkez daha ahayran kaldım. ve atatürk bizi düşmanlardan kurtardı.v böyle bir mezarı fazlasıyla hakediyor. atam hiç kimse senin kadar iyi bir lider olamaz!

  13. alihan döner yorum tarihi 13 Mart, 2009 20:28

    ben atatürk ü çok seviyorum anıtkabire gideceğim ve atatürk ün mezarını görmeye

  14. alihan döner yorum tarihi 13 Mart, 2009 20:30

    keşke atatürk olsam

  15. eda nur koçak yorum tarihi 24 Mart, 2009 22:31

    anıtkabiri ve atatürkü çok seviyorum ve atatürk için bir şiir söyleyecegim
    ordu yok dediler kurulur dedi
    düşman çok dediler yenilir dedi
    orduyu kurdu düşmanı yendi
    şimdi onun yerinde kimler varrrrrrrr dünyaya bir daha gelsem atatürkün yanına oturup atatürke türkü söylerdim

  16. a yorum tarihi 28 Mart, 2009 12:24

    ben anıtkabirigezdiğinde çok beğendim ve olanüstü bir yer ben 8 sınıfa gidiyorum ve oraya gittiğimdeçok güzeldi gerçektende çok özen gösterek yapılmış

  17. ŞAHİN BENZER yorum tarihi 10 Nisan, 2009 14:37

    ben anıtkabire geldiğim zaman 8.sınıfa gidiyurdum ve gerçekten çok güzel yaptırılmış aynı zamanda çok özen göstererek yaptırılmıştır.Bir şiirim vardı onuda şöyle dile getirmek istedim
    Büyük ordularla savaşan
    Her zaman kazanan
    Vatanımızı kurtaran
    MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.

  18. rahmetullah soyalan yorum tarihi 10 Nisan, 2009 14:43

    Bir zamanlar Anıtkabiri gürmek için çok uğraştım ve sononda gürdüm çok güzel yaptırılmış ve aynı zamanda özen gösterilmiştir

  19. AYDIN ERSOY yorum tarihi 13 Nisan, 2009 13:43

    Atatürk’ü çok seviyorumm

  20. FEYYAZ SEZEK yorum tarihi 13 Nisan, 2009 14:21

    BEN ANKARAYI VE ANITKABİRİ ÇOK MERAK ETTİĞİMDEN DOLAYI ANKARAYA GİTTİM YÜCE ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMALİ, RAHMETLE ANIYORUM İLKE VE İNKILAPLARINI BİZİM GİBİ GENÇLERE BIRAKTIĞI İÇİN KENDİSİNE ÇOK TEŞEKÜR EDERİM

  21. AŞIK GÖKKUŞ yorum tarihi 14 Nisan, 2009 13:39

    Ben anıtkabiri gürmek istiyurdum ve nasib oldu gürdüm gerçekten çok güzel yaptırılmış ve aynı zamanda çok özen güstererek yaptırılmıştır emeği geçen herkese teşekkürler

  22. Rahmetullah SOYALAN yorum tarihi 15 Nisan, 2009 13:56

    Ülkemizde böyle bir anıtkabiri gürmek gerçekten büyük mutluluk duyar Başkent Ankaraya herkes gitmek ve gürmek ister. Bitlis Güroymak günkırıDAN Başkente selam yolluyorum anıtkabir için…

  23. ŞAHİN BENZER yorum tarihi 16 Nisan, 2009 13:50

    Anıtkabire daha önce gelmiştim ve Bitlis Güroymak’a bağlı Günkırı’dan Ankara’ya selam yolloyurum emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum.

  24. Rato SoYaLaN yorum tarihi 22 Nisan, 2009 13:55

    Sen hiç sabaha kadar uykusuz kaldınmı Sen hiç ard arda sigara yaktınmı Sevipte ayrılmak zorunda kaldınmı Sen hiç güneşin doğması beklerken üstüne karanlık çöktüğünü gördünmü Sen hiç yaşarken öldünmü Ben yaşadım ALLAH sana yaşatmasın GÜLÜM RAHMETULLAH SOYA—

  25. özge IŞIK yorum tarihi 23 Nisan, 2009 20:33

    ATATÜRK çok iyi bir cesur insan

  26. mehmet gökkuş yorum tarihi 27 Nisan, 2009 14:16

    anıtkabiri görmek istiyorom ve daha nasip olmadı inşalah o gözel yeri görmek nasip olor

  27. Kenan CANER yorum tarihi 27 Nisan, 2009 14:53

    Ben ilk defa anıtkabiri gördüm.Çok
    güzel bir yerdi bir daha gtmek isterim

  28. ne lüzum yorum tarihi 4 Mayıs, 2009 17:33

    evet Atatürk iyi bir vatanseverdi. ama şimdinin bazı kesimleri onu din düşmanı olarak savundu. halbuki o sahte din alimlerine karşıydı. din adı altında tarikat kuran yobaz geri kafalı örümcek kafalı insan yetiştirenlerin karşısındaydı. peki ya şimdikiler. onlarsa bütün dünyadaki din alimlerinin karşısına dikildiler. Laiklik dediler baş örtüsüne saldırdılar. laiklik dediler okulda namaz kılanlara saldırdılar. tüm okullarda namazın nasıl kılındığı öğretilmiyormu? bu ne kadar aptalca bir çelişkidir. siz bana okulda toplama çıkarmayı öğretin sonra medya çıksın beni okulda toplama çıkarma rezilliği diye haber etsin!… işte örümcek kafalı zihniyetli insanlar bunları yapanlar ve bu insanlara inananlar. Kimse çıkıpta ben atatürkü seviyorum demesin. atatürkü gerçek manada anlamadan! çarptırılmış değil atatürk kendisinin yaptığı yanlışların farkında olarak yanlışlarını düzeltmiştir ama zamanın fırsatçıları bu yanlışları kendi lehlerinde kullanarak türk insanının dinini dilini sömürmüştür. tıpkı öztürkçe meselesinde olduğu gibi. bunların bir yorum parçasına sığması mümkün değil . doğruları araştırın ve öğrenin… bu kadar basit. atatürkü ilahlaştırmanın manası yok. kendisi de bunu asla istemezdi…

  29. feyza yaman yorum tarihi 4 Mayıs, 2009 20:43

    ben atatürkü o kadar çok seviyorum ki bazen derslerde hep atatürkten bahsederizya hemde hep o zaman derizki yine mi atatürk ama işte o bir anlık biz yani tüm dünya bence atatürkü o kadar çok seviyorki anlatamam atatürk keşke ölmeseydi ama o ölmedi hala yüregimizde yaşıyor…

  30. bencede öyle yorum tarihi 25 Mayıs, 2009 18:00

    bencede öyle her dini şeye saldırıyrlar.oysa atatürk böyle olmasını istemezdi

  31. oğur gökkuş yorum tarihi 29 Mayıs, 2009 09:16

    ben bitlis goroymağa bağlı gönkırı beldesinden anıtkabiri bir defa gördöm mohteşen bir yer emeği geçen her kese teşekür ederiz

  32. sevil yılmaz yorum tarihi 1 Temmuz, 2009 20:44

    biz öğrencilere karşı böyle önemli ve gerekli bilgileri aktardığınız ve açıkladığınız için çok teşekkür ederim saygılarımla…

    sevil yılmaz

  33. sinan keş yorum tarihi 10 Ağustos, 2009 22:27

    Yetkililerden isteğim ATATÜRK,Ü anlatan onun iyi,örnek alınacak yönlerini anlatan bir belgesel yapılmasını istiyorum,onun sigara içip içmemesi değil büyük mücadeleyi nasıl başlattığını anlatan belgesel istiyoruz

  34. mesut yılmaz yorum tarihi 12 Ekim, 2009 09:50

    anıtkabiri gürmek çok istiyorum?

  35. hatice kılıç yorum tarihi 27 Ekim, 2009 19:19

    bence hiç benzemiyo istanbulda oturuyorum ama ankaraya gidip anıt kabiri gördüm

  36. beren saat yorum tarihi 10 Kasım, 2009 14:10

    şuanda başımızda olan herkes ama herkes benim atama kuyrban olsunlar…onu rahmetle anıyorum…böyle bir insan dünya üzerine bir daha asla gelmez…bu devlet atamın kemiklerini sızlatıyor…

  37. eslem melle yorum tarihi 21 Kasım, 2009 10:17

    ben gitim çok güzel

  38. dilara metin yorum tarihi 22 Kasım, 2009 15:02

    çok güzellllllllllll gitmek isterdim

  39. meryem yorum tarihi 23 Kasım, 2009 15:16

    sitenizzzzz güzel beğendimm

  40. meryem yorum tarihi 23 Kasım, 2009 15:18

    gitmek çok isterdm

  41. kristen steward yorum tarihi 1 Aralık, 2009 19:04

    bn cede anıtkabir harika bi yer oraya 24 kez gitmeme rağmen tekrar gitmek istiyorum ama bnim sizi kıskandırdığımı düşün meyin bn gerçekten 24 kez gittim elimde olsa sizlerden en az 4 kişiyi götürürdüm ama elimde diğil bu arada sizi gerçekten götürmeye imkanım war ankarada oturuyorum isteyen söylesin tabi ailesi izin werirse bnim ailem izin werdi

  42. Oğuzhan yorum tarihi 9 Kasım, 2010 19:41

    Şu alt katı görmeyi çok isterdim doğrusu gerçek mezarı

  43. tugay yorum tarihi 10 Mayıs, 2011 20:52

    ya kardeşim böyle saçma sapan yorumlar yapcaksanız girmeyin bu siteye hem size birşey söliyim ATATÜRK GİBİ BİR LİDER ASLA BULAMASSINIZ GEÇMİŞTE VE GELECEKTE O HER ZAMAN EN İYİ LİDERDİ VE ÖYLE KALACAK…

  44. hesna koyunoğlu yorum tarihi 26 Kasım, 2011 11:46

    mezar odasını görünce çoook duygulandım.

  45. hesna koyunoğlu yorum tarihi 26 Kasım, 2011 11:53

    LİDERİMİZ ATATÜRKÜ ÇOOOOOOOOOOOOK SEVİYORUMMMMMMMMM.

    KALBİMİZDESİN ATATÜRKKKKKK.

  46. kerem turhan yorum tarihi 16 Ekim, 2013 12:46

    ATAM BİZLERİ KARANLIKTAN AYDINLIĞA TAŞIDIN BİZİM İÇİN SAVAŞTIN BU TOPRAKLARI SAVAŞA SAVAŞA KAZANDIN SENİN KIYMETİNİ BİLMEYENİN KANI BOZUKTUR DAMARLARINDA MÜSLÜMAN KANI TAŞIYAN SANA MİNNATTAR BORÇLUDUR ATAM BİZLERE BU CUMHURİYETİ MEDENİYETİ SEN ÖĞRETTİN KÖLELİKTEN ÖZGÜRLÜĞE SEN TAŞIDIN ATAM SENİ SEVİYORUM KALBİMDESİN BEN ÖLÜNCEYE KADAR ORDA DURACAKSIN İZİNDEN HİÇ AYRILMAYACAĞIMA NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE YEMİN EDERİM YAŞASIN LAİK DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ……

Yorum yap