239) TÜRK SANATI İKONOGRAFİSİNDE KÜN VE AY MOTİFLERİ

Yayin Tarihi 3 Ocak, 2014 
Kategori KÜLTÜREL

 

TÜRK SANATI İKONOGRAFİSİNDE KÜN – AY  MOTİFLERİ VE ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNE YANSIMASI

image0018.jpg

Konya Karatay Müzesi

——————————————————————————————————–

Bir eşyanın üzerinde çizikleme, süsleme insanlık tarihinin en eski çağlarından beri görülmektedir. Süsleme sanatında, geometriksel formlar içinde çok önemli bir yere sahip olan kün ve ay motifleri, Türklerin Orta Asya’ dan günümüze kadar gelen eserlerinde yer almıştır.  

Türkler’in Müslüman olmadan önce kün ve aya yükledikleri anlamlar ve efsaneler, yaşam biçimlerinde kullandıkları eşyadan mekâna etkili olmuştur. Motif ve simgesel anlamda diğer geometrik formlarla iç içe kullanılan kün ve ay motifleri, Anadolu’ ya gelen ve Müslüman olan Türkler’ in mimari eserlerinde etkin olarak kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı dini ve sivil mimaride, mezar taşlarında, kullanılan eşyalarda çokça işlenen bu motiflerin ikonografisi ve günümüze kadar gelişimi ve Çağdaş Türk Resmine etkisi, bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır.

İnsanoğlu dünya üzerinde yaşamaya başladığı günlerden itibaren gökyüzündeki gününü ısıtan güneşten ve geceleri gizemli bir şekilde karanlığı aydınlatan aydan etkilenmiştir. Nedenini bilmediği doğa yasaları, korkuları, özellikle ölüm korkusu yüzünden baş edemediği, yenilgiye uğratamadığı olay ya da varlıklar karşısında yüce varlıklara sığınmıştır. Bu yüzden gündüzleri ısıtan ve aydınlatan güneş, geceleri gökyüzünde esrarengiz bir biçimde parlayan ay insanoğlu için bir güç kaynağı olmuştur.

Özellikle güneş; tüm evreni aydınlatan, taşıdığı hayır ve şer vasıflarıyla, köklü inanışların yarattığı geleneklerle tanrılar üstü bir varlık olarak mitolojilerde yer almıştır. Ay’da gizemi, küçülüp büyüyen, üzerindeki koyu ve açık lekeli yapısı ve gel-gitlere sebep olan çekim gücüyle mitolojiden masallara kadar konu olmuştur. Dünya üzerinde yaşayan tüm milletlerin ay ve güneş tanrıları vardır.

Eski Mısır’ın Ra (güneş tanrısı), Ammun (Sümer’lerin güneş tanrısı), Aglibol (eski Suriye’nin ay Tanrısı), Almaagah (Güney Arabistan Krallığı Saba’nın koruyucu güneş tanrısı), Arma (Hitit ay tanrısı), Arinna(Hitit güneş tanrıçası, devletin kurucusu), Artemis (Yunan ay tanrısı), Diana (eski İtalyan ay tanrısı) Hilal (Eski Arabistan’da ay tanrısı), Mani (Kuzey Alman geleneğinde ay tanrısı), Marama (Yeni Zelanda’da Maorilerin ay tanrısı) gibi. Bunlara ek olarak ay ve güneş tanrılarından yüzlercesi sayılabilir.  

Türklerin yaşamında da gündüzü ve geceyi aydınlatan, hayat kaynağı güneş ile geceyi aydınlatan ay çok önemli yer tutmaktaydı.

TÜRK SANATI İKONOGRAFİSİNDE KÜN VE AY

Güneş (kün)

Türkler, çok eski çağlardan beri güneşli yerlerde yaşamayı tercih etmişlerdir.  Hunlar hem güneşe, hem de aya çok saygı gösteriyorlardı. Güneş doğunun, ay da  batının sembolüydü Çadırların kapısı törenlerde doğuya açılıyor, diğer  zamanlarda ise güneye açılıyordu. Hunlar’ da güneşe üç kere diz çökülerek selam  veriliyor ve kurbanlar adanıyordu. Türk düşüncesinde ve destanlarda “güneş”  dişi, “ay” ise erkek olarak simgeleniyordu. Anadolu’da Güneş bir ayna  olduğundan şamanlar fallarını aynaya bakarak açıyorlardı. Tanrı güneşi,  insanların ısınması ve aydınlanması için vermekteydi. Güneşle ilgili olarak Altay ve Moğollar’da da birçok efsane mevcuttur. Türkler’de güneş sıcaklık, ay ise  soğukluk sembolü olarak görülmüştür. Gündüzleri sıcaktan yanarken, geceleri  soğuktan üşümeleri bu düşünceyi doğurmuş olmalıdır. Soylu Kırgız hanlarının güneşten türediğine inanılıyordu. Ayrıca Türkler’ de Gün-han, Ayhan isimleri de çok kullanılmıştır. Oğuz Han’ın gökten düşen hatunundan olan oğlunun adı Gün-Han idi. Güneş ile ilgili olan birçok terim eskiden olduğu gibi günümüzde de kullanılmaktadır. Uygurlar Mani dinine girdiklerinde güneş ve ay çok önem kazanmıştır (Ögel, 1998).

Kün kelimesi hem güneş, hem de gün anlamına geliyordu. Kün damgalarından biri ortasında tek nokta olan dairedir. Alevli daire de güneşe karşılık olarak kullanılır. Güneş umumiyetle alp ve hükümdar sembolü idi. “Kün-ay” tabiri Türkçe’de “görüşmek”, güneş ile hilalin gökte birlikte görülmesi demektir (Ögel, 1998).  

Türkler, ayı yaratan büyük tanrıya inanırlardı. Altayların şaman dualarında bu inanış devam etmekteydi. Ayrıca ay güzellik sembolü idi. Türk destanlarında güneş gözlü, ay ağızlı, ay yüzlü yiğitlerden bahsedilir. Ayın şekilleri Türklerin edebiyatında da büyük yer tutmaktadır (Ögel, 1998).  

Esin’e (1972) göre, Türk milletinin dünyaca ünlü hilal, güneş ve yıldız sembolleri, Türk ve yabancı araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Esin, bu armaların, menşeinin astral ikonografi bakımından zengin olan ve iyi tanınan yakın doğuda arandığını, hâlbuki Türk kültürünün doğduğu iç Asya çevresinde, Proto-Türk olarak kabul edilen Türklerin gök ibadeti içinde yer alan astral ikonografinin de aynı derecede zengin olduğuna işaret eder (Esin, 1972).

Hunlarda gök ve dünya planı ile ay ve güneş sembolleri, hükümdarın ayin elbisesine, öldükten sonra da mezar ve tabutuna resmedilirdi. Göktürk yazısı ve damgalarında pek çok astral mahiyette işaretler görülür. Selçuklu devrinde ok ve yay anlamına geldiğini öğrendiğimiz sembollerin çok benzerlerine Orkun ve Yenisey damgalarında rastlanmaktadır. Dokuzuncu yüzyılda Müslüman olan İtil Bulgar hükümdarları sikkelerinde kün-ay motifleri, Hakanlı hükümdarı Aslan Han’ın sikkesinde de parlaklık sembolü kün-ay motifleri yer alır. Orkun çevresinde İslami devirden kalan mezar taşlarında da kün-ay motifleri bulunmaktadır. Güneş ve Ay, Uygurlarda da hükümdar damgaları olarak kağanların yazdığı mektuplarda kullanılıyordu. Erken Müslüman olan Türk devletlerinin paralarında zaviyeli yıldız veya güneş motifi pek çoktur. Selçuklu sikkelerinde de yer alan bu motifler, “Mühr-ü Süleyman” adı altında İlhanlı ve Osmanlı ikonografisinde geçmektedir (Esin, 1970).

…..

Zuhal Arda

S.Ü.Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Alaattin Keykubat Kampusü Selçuklu-KONYA

Makalenin tamamı (pdf) halinde sunulmuştur: 25_02_efd-2008-003.pdf

 

image0022.jpg

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap