180) YÖRÜKLERDE AİLE VE KADIN

Yayin Tarihi 9 Nisan, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

Yörüklerde Aile ve Kadın

image00124.jpg

Milli kültürümüzün sahip olduğu dinamiklerin belirlenmesinde, milli bünye analizlerinin büyük payı olduğu bilinmektedir. Sosyal yapımızın ana eksenini teşkil eden Türk boy sisteminin incelenmesi, milli kültür sahasındaki araştırmalara da ışık tutacaktır. Anadolu konar-göçer kültürünün halk kültürümüzdeki yeri ve önemi bu açıdan bizim için son derece ciddi bir konudur. Yörük hayatı bir bütün halinde incelendiği zaman “bir yığın, şekilsiz bir kümeleşme” olmadığı görülür. “Toplum yapısı ne sadece basit bir varlık olarak ve ne de sert bir şekilde yekpare kalıplanmış çok sıkı bir tesanütle kaskatı donuk” olmayan Yörük dünyasında “son derece yumuşak, katılmaları kolaylaştıran, geçişini sağlayan” bir dünya görüşünü hakimiyeti hemen sezilir. Çadırdan, mühendisin projesiyle kurulmuş eve; kıl çulhadan, karyola ve masaya rahatça geçmişler. Her yerde Yörüklerin yerleşik hayata, zirai kültüre, köy ve şehir yaşayışına hayret edilecek derecede kolaylıkla ve kısa zamanda intibak edilişlerini müşahede kabildir. Bu kültür değişmesini, tekamül vetiresini şöyle bir şema içinde gösterebiliriz:

    *** Çadırda elbiselerin konduğu (ala çulhaların) yerini; çeyiz sandığı, konsol, gardrop almıştır.
*** Yerminderi, sedir yerini; divan, sandalye, koluğa terk etmiştir.
*** Peynir ve su koymaya mahsus deriden (tuluk, tulum) yerini; tahta ve bakır kaplara bırakmıştır.
*** Yer sofrası yünden örülmüş bir bez örtü olup, yemek onun üzerinde yenilerek köy yerleşme ile sofra bezinin üzerine kasnak ve sini (tepsi) konularak daha sonra masa, sandalye, herkese ayrı porselen servis tabakları, kullanılmaya başlanmıştır.

Eski Türk göçebelerinde sosyal organizasyonun çok mürekkep ve tür ve yasa’ ya müstenit kaide, müeyyide, şekillerle oldukça mükemmel olduğunu görüyoruz. Boyların, oymakların teşekkülü, hukuku, hakkı, vazifesi, mevkii, kudreti belli, muayyen kaidelere göre her zaman tatbik edilmesi elzem merasimlere tabiydi.
         Göçebelerde dini tevekkül ve kanaatkarlık, örf, adet, töreye dayanan cömertlik, diğergamlık, ufak hesaplara bakmama temayülü görünüyor. Bu sayar, tartar, ölçer, biçerken müşteri lehine, alıcı lehine hareket etmek, süte bir gram dahi su koymamak en ufak hileye tenezzül etmemek şeklinde tecelli ve tezahür ediyor.
         Yörükler, erkek çocuklarını mutlaka sünnet ettirirler. Yaylalara, kışlaklara gezici olarak gelen sünnetçilere, yağ, süt, kıl karşılığı çocuklarını sünnet ettirirler. Temizliği, paklığı seven Yörükler, düğünlerini genellikle kışlakta veya yaz sonunda yaparlar. Son derece konukseverdirler. Gelen konuğa mutlaka kuzu veya oğlak keserek taze kuzu, oğlak eti sunulur. Askere giden genç kişi için, kurban  keserek konu komşuya dağıtılır. Hayırlısıyla gitsin, gelsin diye. Askerden sağlıklı dönen kişi için de adak kesilir, adak konu komşuya dağıtılır. Hayırlısı ile gitti geldi diye adanan, bir adak mutlaka yerine getirilir.

         Yörüklerde Kadının Yeri

image00210.jpg
*       Yörüklerin yaşamında kadının önemli bir yeri vardır. Çadırın yönetimi evin en yaşlı kadınınındır. Kadın evin direğidir. Çocuğu kadın doğurur, konuğu kadın ağırlar, kilimi, çadırı, heybeyi, kolanı kadın dokur. Keçeyi kadın pişirir. (Dokumarı genellikle küçük boyutlu, bol renkli ve motifleri özgündür) Hayvandan sütü kadın sağlar. Üzerlerine giyilen giysiyi kadın diker. Keçiden koyundan kırkılan yünü, kılı o temizler, eğirir boyar birbir renkli motife dönüştürür. Çadırda dumanı tüttürür, ekmek, aş yapar. Sözün özü, Yörük kadını beş parmağında beş hüner, üretkenliğin, sevginin vefanın eşsiz bir örneğidir.

 

image0033.jpg
*       Mektep, medrese görmemiş göçebe Türk kızlarının ibda edercesine meydana getirdikleri motiflerle müzeyyen halı ve kilimler, yükte hafiftir, ancak bir çuvalı doldurur. Fakat en modern bir şehirdeki, en mutena bir salonu ziynetlendirecek vasıfta, sanat derğerindedir. Ücra dağ başlarında umulmadık yerlerde büyük bir manevi kültürü temsil eder.
*       Bir çadıra atlı bir misafir geldiği zaman onu mutlaka genç kızı yoksa kadın karşılar silahını alır, atını bağlar, en ağır döşekleri altına sermek ve yastıklarını dayanarak rahat etmesini için bir biri üzerine etrafına yığmakla ikram ve izaz eder, kahve ve ayran sunar.
*       Yörükler tutucu insanlar değildir. Kadın, erkek dağda, bayırda rahatça konuşurlar. Genç kız, genç delikanlı ile birlikte koyun, keçi otlatmaya giderler. Kaçma, göçme olayına pek sık rastlanmaz, kimsenin namusuna leke gelmez.
Doç.Dr Pakize AYTAÇ.

Kaynak : Yörük ve Türkmenlerde Günlük Hayat Sempozyum Bildirileri Kitabı

(YÖRTÜRK VAKFI YAYINLARI)

 

Paylaş:

Yorumlar

“180) YÖRÜKLERDE AİLE VE KADIN” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. ayşe yaren demir yorum tarihi 9 Nisan, 2008 16:39

    daha iyi missssssss

  2. Samet Acar yorum tarihi 10 Nisan, 2008 18:54

    Doç.Dr.Pakize Aytaç Hanım Efendiye,çalışmalarında başarılar diliyorum.Yılmaz Bey kardeşimin çalışmalarıyla bizlere kadar ulaştırılması sevinç kaynağı olmaktadır.Ben bilime inanmış biriyim.Hele tarihi olayları araştırıp önümüze sunmak bilim adamların güzel meziyetlerindendir.Onların her zaman sağlıklı olmalalarını diliyorum.Saygılarımı sunarım Acaroğlu

  3. FikirYolu.com » Blog Arşivi » Yörüklerde Aile ve Kadın/Doç.Dr Pakize AYTAÇ yorum tarihi 21 Nisan, 2008 00:08
  4. mustafa polat yorum tarihi 17 Ağustos, 2013 00:23

    ÇOK İYİ SAYFANIZ VAR. BENDE YÖRÜĞÜM

Yorum yap