173) DİLLER VE DİNLER ŞEHRİ: MİDYAT

Yayin Tarihi 3 Temmuz, 2011 
Kategori KÜLTÜREL

Diller ve Dinler Şehri: Midyat

 

Adına ilk kez Asur Kralı II. Asurnasirpal’in M.Ö.879 yılında Yukarı Dicle yöresine yaptığı sefere ilişkin kayıtlarda rastladığımız Matiate (Midyat), aynı hükümdara ait daha sonraki birkaç sefer kaydında da geçmektedir.

 

Midyat, birçok medeniyetin kesiştiği Mezopotamya (Mabeyn Nahreyn)’nın “Bereketli Hilal” denilen kısmında yer alan Tur-Abdin bölgesinin merkezinde yer alır. Tur-Abdin batıda Mardin, kuzeyde Hasankeyf, doğuda Cizre ve güneyde Nusaybin sınırları içinde kalan bölgenin adıdır.

İlçenin ismi ve kuruluşu hakkında değişik rivayetler mevcuttur. Adına ilk kez Asur Kralı II. Asurnasirpal’in M.Ö.879 yılında Yukarı Dicle yöresine yaptığı sefere ilişkin kayıtlarda rastladığımız Matiate (Midyat), aynı hükümdara ait daha sonraki birkaç sefer kaydında da geçmektedir. Asur tabletlerinde geçen Matiate’nin günümüz Türkçesiyle ‘mağara kenti’ olarak çevrildiği görülür. Bazı kaynaklara göre ise de Midyat Farsça,  Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelen ve ayna manasına gelen kelimeden türemiştir.

 

Hurri-Mitanni, Asur, Med, Pers, Roma, Büyük İskender, Bizans ve Sasani hâkimiyetinden sonra Tur-Abdin Hz. Ömer döneminde İyaz Bin Ğanem kumandasında H.19 (640) döneminde fethedilmiş ve burası İslam topraklarına katılmış ve bundan böyle bölge el-Cezire olarak anılmıştır. Cezire, Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölgenin yukarı kısmının adı olup, iki nehir tarafından çevrili olduğu için Araplar tarafından  ‘ada’ (cezire) olarak adlandırılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı sonrasında, İdris-i Bitlisi, Güney-Doğu Anadolu vilayetlerinin Osmanlı yönetimine geçmesinde önemli rol oynamıştır. Nihayetinde 16. yüzyılda bir köy olduğu, 1839 yılındaki resmi kayıtlarda 19 nahiyesi olan bir kaza olarak geçmektedir.1890 yılında ise belediye teşkilatı kurulmuştur. Midyat 1927 yılında Mardin’e bağlanmıştır. 1930 yılında Midyat ve Estel belediyeleri, Midyat adı altında birleştirilmiştir.

 

Kenti günümüzde önemli kılan sebeplerin başında çok kültürlü yapısı önde gelmektedir. Midyat ‘ta Becirmani (Anadolu Seyyidlerinin ilk kafilesi), Kürt, Mahallemi, Süryani, Türk, Yezidi, Şemsi, gibi farklı cemaatler(topluluklar) yaşamakta ve burada günlük hayatta dört tane dil konuşulmaktadır.  Bölgenin İslam hâkimiyetine girmesiyle Midyat’a ikinci bir din yerleşmiş ve bölge halkının çoğu İslamiyeti benimsemiştir. Özellikle Arap iskânıyla birlikte (Ben’i Rebia = Bugünkü Mahallemiler ) bölgeye yeni bir unsur olarak taşınmış oluyordu. Bu süreçte ne İslamiyeti ne de Hristyanlığı benimseyen Kürtlerin bir kısmı Yezidiliği tercih etmiştir. Yezidilerin temel inanç düsturu ise kutsal kitapları olan Mushaf-a Reş ( Siyah Kitap) ve Melek Tavus inancıdır. Bu şekilde gelişen bir düzende Artuklularla birlikte bölge Türk iskanı ile tanışmış böylece bugünkü kozmopolit yapısını oluşturmuştur. Özellikle Süryani-Kadim kiliselerinin bölgede yer alması Mardin merkez ve burayı dünya Süryanilerinin merkezi haline getirmiştir. Bu anlamda Midyat Süryaniler için büyük önem arz etmektedir.  Bu çoklu yapıdan dolayı Midyat’ta Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı Uluslararası Teoloji Fakültesi’ni kurma çalışmaları devam etmektedir.

 

Kültürel zenginliği şehri önemli bir kültür turizmi merkezi haline getirmiştir. Bilhassa sit alanı kapsamında olan Eski Midyat en çok ziyaret edilen alanların başında gelir. Burada daha ziyade Katori denilen yerel taştan yapılan evler ve kasırlar göze çarpmaktadır. Ayrıca buradaki cami, kilise, manastır, mezarların da temel yapı malzemesini bu taş oluşturur. Taşın yumuşak olması nakış işlemeciliğini kolaylaştırmaktadır. Bu taşın özelliği ise kışın yapıları sıcak yazın ise serin tutmasıdır. Yıllar geçtikçe bu taşlar daha çok sertleşir ve bu yüzden bu yapılar daha muteber sayılır.  Ayrıca yer yer sokakların darlığı söz konusudur ve bu yüzden  bazı alanları mekanik vasıta kullanmaya elverişli değildir.

 

Bu yapıların başında ise Cevat Paşa Cami, Mor Şmuni Kilisesi, Mor Barsavmo Kilisesi, Mor Gabriel Manastırı, Midyat Konuk Evi, Gelüşke Hanı, Estel Kent Müzesi gelmektedir.

Şehrin önemli bir zanaatı da Telkari Gümüş İşlemeciliğidir. Bu gelenek Asurlulardan beri devam ede gelmiş ve günümüzde de çok revaçta olup her turistin alınacaklar listesinde baş yeri almaktadır.

Midyat’taki yemek kültürü kültürel yapısı gibi çok zengindir. Burada yaşayan grupların kendine has yemek kültürleri mevcuttur. Güneydoğu Anadolu’ya özgü bol baharatlı ve yağlı beslenme özelliği burada da kendini göstermektedir. Daha çok biber ve patlıcan gibi sebzeler kurutularak, domates de salça yapılarak kışa hazırlanır. Kavurma, sucuk, üzüm sucuğu yanında evde hazırlanan kışlık yiyeceklerin başında bulgur ve şehriye gelir. Belloğ denilen mercimekli köfte, acin denilen çiğ köfte, İşkembe dolması (Kibbeh), Kaburga Dolması, Bermaklub, Kutılk (içli köfte) gibi yemekler her misafirin karşılaşabileceği türlerdir. Bunun dışında Sarmısaklı Sarma, Bağırsak Dolması, Sarmısaklı Ekmek vs. yemekler sofraların baş tacıdır. Bilhassa yazın kurutulan biber, patlıcan, domates, kabak, ve kavun kışın zor günlerinde mutfağın başköşesini süsler. Kuruyemiş olarak Bıtım, kurutulmuş Erik ( Icas), İncir, Ceviz sucuğu, Pestil, Leblebi, Karpuz ve Kavun çekirdeği yaygın olarak tüketilir.

 

Genelde mutfakta kullanılan kuru gıda köyler vasıtasıyla temin edilmekte, ekmek her mahallede bulunan tandırlar vasıtasıyla yapılmakta, peynir ise genelde bir kış yetecek kadar toptan alınmakta ve salamura yapılmaktadır. Tırozi Turşuları (Kıtık veya Acur) ile Midyat çevrede nam salmıştır.

Midyat’a yakın bulunan Beyaz Su denilen büyük su pınarı ise özellikle Midyat’ı gezdikten sonra yorgunluğunu atmak için çok elverişli bir mekândır.  Gezilecek mekân olarak Midyat’ı tercih eden turistlerin her fırsatta buraya tekrar gelmek istemeleri de şehrin üzerlerinde bıraktığı o mistik havadan öte gelir. Dinler ve dillerin özgürce ve barış içerisinde yaşadığı bu şehirde hayat tarihin akışı içerisinde devam etmektedir.

 

image0013.jpg

image002.jpg

image003.jpg

image004.jpg

image005.jpg

Mehmet Kavak/ Dünya Bülteni 

 

Bibliyografya

BOKFÖRLAG, Bethil, Mezopotamya Uygarlığında Süryani Halkı, İstanbul 2008

ÇELİK, Mehmet, Ortadoğu Mozaiği Süryaniler-Nasturiler, Elazığ 1996

ÇETİN, İhsan, “Çokkültürlülük, Etnisite ve Dil: Midyat Araştırması Örneği”,  Makalelerle Mardin Tarih – Coğrafya, (editör: İbrahim Özcoşar), İstanbul 2007, c. III

ÇEVİK Adnan,”İlkçağlardan Ortaçağın Sonuna Kadar Midyat ve Yöresi (Tur-Abdin)’nin Tarihi Coğrafyası”, Makalelerle Mardin Tarih – Coğrafya, (editör: İbrahim Özcoşar), İstanbul 2007, c. I

DOLAPÖNÜ Hanna, Itr- El- Nardin fi Tarih Merdin, İstanbul 1972

EYİDİLLİ, Sadi, Midyat Tarihçesi, İzmir 2008

GÖYÜNÇ, Nejat, “XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı”,  İstanbul 1969

İŞ, A.Vahap,  Midyat Dinler ve Diller Kenti-City of Religions and Languages, İstanbul 2006

KAVAK,Mehmet, Midyat Tarihi,  Sakarya Üniversitesi Yayımlanmamış Lisans Tezi,Sakarya 2010

W.P. HEINRIGHS, M.Streck, C.E. BOSWORTH, “Tur ‘Abdın”, Encyclopaedia of Islam,c. X, Leiden-Brill 2000,

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap