154) PADİŞAHLAR, NEDEN HAC’CA GİTMEDİ ?

Yayin Tarihi 20 Mart, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

 

Osmanlı Padişahlarının

Hacca Gitmeme Sebepleri

image00110.gif

image00219.jpg

 

İslâm Hukukuna göre, cihâd, Müslümanlar için farz-i kifâyedir. Bu sebeple fert olarak bir Müslüman, açık bir düşman tehlikesi bulunmadığı müddetçe, farz-i ayn olan haccı farz-i kifâye olan cihâda tercih edebilecektir. Cihâd, fert olarak Müslümanların hac ibadetine engel olmayacaktır. Bunun tek istisnası, düşmanın bertaraf edilebilmesi için hacca gidecek Müslümanlara da ihtiyaç olmasıdır. İşte bu noktada halife ve sultânların hükmü, Müslüman fertlerden farklıdır ve onlar için cihâd yani düşmanların hücumunu bertaraf ederek Müslümanların emniyetini sağlamak ve bunun için gerekirse savaşmak, farz-ı ayndır. Hz. Peygamber’e hangi amelin daha faziletli olduğu sorulduğunda, sırasıyla, Allah’a ve Peygamberine iman, Allah yolunda cihad ve hacc-ı mebrûr cevabını vermistir. Sebebi bellidir; Müslümanların canını, malını ve namusunu korumak hukukullah da denilen kamu haklarındandır; yani cemiyete ait bir ibadettir. Bazan kamu haklarından olan bir mesele, şahsî farzlardan daha ehemmiyetli hale gelmektedir. İşte burada da durum budur.

Osmanlı Padişahlarının II. Selim’e kadar gelenlerinin tamamı, ömürlerinin yarısını Allah yolunda cihâd için seferlerde geçirmişlerdir. Üzerlerine farz-ı ayn olan ve hukukullah mahiyetinde bulunan cihâdı ve nizâm-i âlemin devamını, şahsî farz olan hacca tercih etmeleri için, şeyhülislâmlar fetvâ vermişlerdir. II. Bâyezid Amasya’da vali iken hacca gitmeye niyetlenirken, sadrazam ve diğer devlet erkânının imzası ile gönderilen mektupta, hemen gelip tahta geçmesi gerektiğini, hacca gitmeyi halka ve devleti idare etme işi olmayanlara bırakması icap ettiğini tavsiye etmişler; aksi takdirde düşmanın cesaretlenerek Müslümanlara saldırmasına sebep olacağını ikaz eylemişlerdir.

Aynı şekilde ısrarla hacca gitmek isteyen ve bu niyetinin bedelini canıyla ödeyen II. Osman’a, Kayınpederi ve Şeyhülislâm olan Hocazâde Esad Efendi aynen şu fetvâyı vermiş ve fıkıhtaki bu hükmü özetlemiştir: “Padişahlara hac lâzım değildir; oturup adl eylemek evlâdir. Câiz ki, bir fitne zuhûr eyleye“. Verilen bu fetvâyı tasdik eden asrının kutbu Aziz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri de, II. Osmanı fetvâya uyması için ciddi ikaz eylemiştir. Hatta bu meseleden dolayı Padişah’ın askeri tahrik ettiniz tarzında tahkirine hedef olan ve sonradan Şeyhülislâmlık makamına gelen Yahya Efendi’nin ifadeleri de tamamen fıkhın ölçülerine uygundur:

Padişahım! Hâşâ ki, ulema duacılarınız eşkiyayı tahrik ede. Ancak içten gelerek bu niyetinizi istemezdik. Sebebi budur ki, ecdadınız etmemişler, bu tarike gitmemişler, günahımız varsa ol kadarcadır.”

Nitekim halk ve asker arasında yayılan dedikoduyu özetleyen şu cümleler de meseleyi açıklamaktadır:

Nizâm-i âlem içün padişahlar haccı terk edegelmiştir. Düşmanın ortaya çıkması ve düşmanların memleketi karıştırma ihtimali var iken, Memâlik-i Mahrûse’yi koyup gitmek hatadır.”

Bazı İslâm hukukçuları, bedeni sıhhatli olma şartını açarak, sıhhatli olsa bile tutuklu olma veya kendisini hacdan alıkoyan zâlim idareciden korkmanın da haccın edâsını engelleyeceğini ifade ederken, sultân ve o manadaki devlet yetkililerinin de mahbus yani tutuklu gibi kabul edileceğini; sadece beytülmal dışında kendine ait malından haccın farz olacağını ve bu özür devam ettiği müddetçe ölünceye kadar hacca gidemeyebileceğini hükme bağlamışlardır. Günümüzdeki gibi ulaşım imkânlarının gelişmediği ve bir hac görevinin en az üç ay süreceği bir asırda, Osmanlı Padişahlarının hacca gitmeleri gerektiğini düşünmek, İslâm Hukukunu bilmemek olur. Kaldı ki, ömürlerinin yarısını cephede geçiren Padişahların, neden Mısır’a kadar cihâda gidip de hacca varmadıkları da ileri sürülemez; zira ordunun başında mücahid bir komutan olarak sefere giden padişahla, kendi şahsî ibadeti için üç ay memleketini yalnız bırakan padisah bir tutulamaz. Bunun en müşahhas misâli II. Osmana karşı askerin ve hatta halkın duyduğu tepkidir. İslâm âlimleri, haccın şartlarından olan yol emniyetini ihlal eden Karamita grubunun isyanı sebebiyle, 326/937 tarihinden itibaren 20 yıl kadar haccın farz olmadığını, çünkü yollarda anarşi yaşanabileceğini ifade etmişlerdir.

Özetle Osmanlı Padişahlarına dinen bizzat hacca gitmeleri farz olmamıştır. Ancak kendi yerlerine bedel olarak başkalarını mutlaka göndermişlerdir. Ayrıca Sultân Abdülaziz’in gizlice tebdil-i kiyafet ederek hacca gittiği söylenmektedir. Ancak elimizde bunu doğrulayacak bir vesika bulunmamaktadır.

Prof. Ahmet Akgündüz, “Bilinmeyen Osmanlı”

AÇIKLAMA:

Farz-ı ayn: Mükellef olan her müslümanın bizzat kendisinin yapması gereken farzdır.

Farz-ı kifaye: Müslümanlardan lüzumu kadar kimse tarafından yapılınca, diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır

Paylaş:

Yorumlar

“154) PADİŞAHLAR, NEDEN HAC’CA GİTMEDİ ?” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. BİLGİN DENİZ KARAMANOĞLU yorum tarihi 4 Haziran, 2009 16:35

    OSMANLI PADİŞAHLARI NEDEN HACCA GİTMEDİ?

    PADİŞAKLARIN HACCA GİTMEMESİ,ALTIYÜZ YIL OSMANLI’YI İSLAM ÇİZGİSİNDE TUTMAK İÇİN KILI KIR YARAN İSLAM ALİMLERİNİN FETVASIYLA GERÇEKLEŞMİŞTİR.PEKİ,AMA NEDEN BÖYLE BİR FETVA VERDİLER?…I.OSMANLI DEVLETİ “İ’LA-YI KELİMETULLAH”(ALLAH’IN İNANCINI YAYMA)GİBİ BİR MİSYON ÜSTLENDİĞİNDEN SÜREKLİ SAVAŞIN İÇİNDEYDİ.SAVAŞ İÇİNDEKİ BİR ÜLKENİN PADİŞAHI,UZUN SÜRE BAŞKENTTEN AYRILAMAZDI.HAC İSE,OGÜNLERİN ŞARTLARINDA AYLAR SÜRÜYORDU.BU ZAMAN İÇİNDE DEVLETTE FİTNE ÇIKARABİLİRDİ.SULTAN 2.MURAD’IN (FATİH’İN BABASI)MANİSA’YA ÇEKİLMESİNİ FIRSAT BİLEN AVRUPALININ ,MACARİSTAN ÖNCÜLÜĞÜNDE BİRLEŞİP OSMANLI ÜSTÜNE HAÇLI SEFERİ AÇTIĞINI UNUTMAYALIM.2.PADİŞAHLAR SIRADAN VATANDAŞLAR GİBİ TEK BAŞINA HAC EDEMEZDİ.KARA VE DENİZ YOLUYLA GİDERKEN UĞRAYANİLECEKLERİ SALDIRILARDAN KORUNMAK İÇİN YANLARINA BİR ORDU ALMALARI GEREKİYORDU.YANLARINA AYRICA AŞÇILARİ ,ÖZEL MUHAFIZLARI,DANIŞMANLARI,VEZİRLERİ KOMUTANLARIDA YANLARINA ALMALILARDI.3- DEVLET BOŞLUK KABUL ETMEZ.BU YÜZDEN PADİŞAHLAR HACCA GİDERKENDE DEVLETİ İDARE ETMEK ZORUNDADIR.

    ELÇİLER GÖNDERECEKLER,GELEN ELÇİLERİ KABUL EDECEKLER.İSTANBUL’LA ARALARINDAKİ İLETİŞİMİN DEVAMI İÇİNDE,ULAKLARIN(HABERCİLERİN)SÜREKLİ GELİP GİTMELERİ GEREKİYORDU…YANİ HACCA,SAVAŞA GİDER GİBİ GİDECEKLER,BUNUN İÇİN DE ÇOK BÜYÜK MASRAFLARA KATLANACAKLARDI…HİÇ BİR PADİŞAH,KİŞİSEL SERVETİNDEN BUNU KARŞILIYAMAZDI!ÇÜNKÜ HİÇ BİR PADİŞAH O KADAR ZENGİN DEĞİLDİ.MASRAFILARI DEVLETE YÜKLEMELERİ İSE ADİL OLMAZDI.SAYGILARIMLA!

Yorum yap