103) ATATÜRK’E SUİKAST PLANI, ÇÖPTEN ÇIKTI!

Yayin Tarihi 10 Aralık, 2008 
Kategori ATATÜRK

Atatürk’e suikast planı çöpten çıktı

image00129.jpg

Dolmabahçe Sarayı’nda çöp diye ayrılıp, imha raporu çıkarıldı

Dolmabahçe Sarayı’nda çöp diye ayrılıp, imha raporu çıkarılan 40 konteynır ve 216 naylon torba içindeki belgeler arasından Atatürk’e suikast yapılacağını bildiren bir evrak da çıktı.

Milliyet gazetesinden Ömer Erbil’in haberine göre, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na ait Dolmabahçe Sarayı’nın bodrum katlarında bulunan çok kıymetli arşiv belgeleri, çöpe atılacakken son anda kurtarıldı.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’na devredilen 40 çöp konteynırı ve 216 naylon torba içindeki evrak, Bağcılar’daki ısı ve nem ayarlı depolarda koruma altına alındı. Elden geçirilen belgeler arasından Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yazılı olduğu bir belge de çıktı.

Gelişi güzel dolduruldu

Milli Saraylar yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Arena programı yapımcısı Uğur Dündar’ın 1998 yılında Dolmabahçe Sarayı’nın bakımsızlığıyla ilgili yaptığı programın ardından Harem bölümünde Kadın Efendiler Dairesi’nin bodrum katları ve Cariyeler bölümü aceleyle temizlendi.
Burada bulunan belgeler gelişi güzel konteynırlara ve naylon poşetlere dolduruldu. İddiaya göre, 1999 yılında Prof. Dr. Ali İhsan Gencer, Prof. Dr. Nezihi Aykut gibi hocalara söz konusu belgeler değil, elden çıkarılabilir belgeler gösterilerek “imha raporu” hazırlatıldı.
Ancak dönemin Milli Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut imha edilmesine karşı çıktığı belgelerin konteynır ve naylon torbalar içinde bir depoda bekletilmesini istedi.

Sorumlu görevden alındı

Aradan geçen 9 yılda belgelerle ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Geçen yıl arşiv bölümünde çalışan bazı uzmanlar, Milli Saraylar Daire Başkanı Cemal Öztaş’a bir dilekçe yazarak arşiv bölümündeki rahatsızlıklarını dile getirdi.
Dilekçe üzerine başlatılan soruşturmada, sarayın ücra köşesinde imha edilmeyi bekleyen arşiv belgeleri bulundu.
Arşiv ekibi, belgeler üzerinde yaptığı incelemede Osmanlıca olan evrakın bir bölümünün Hazine-i Hassa arşivine, bir bölümünün de Cumhuriyet dönemi Dolmabahçe yazışmaları ile Atatürk’e ait yazışmalar olduğunu tespit etti.

Bunun üzerine 1999 yılında bu belgelerin imha edilmesi yönünde karar aldırtan arşiv sorumlusu Demet Kesal görevinden alındı.

Araştırmacılara açıldı

Gün ışığına çıkarılan belgelerin bir çoğunun yıllar içinde bakımsızlıktan çürüdüğü tespit edildi.

Kurtarılabilen belgeler için ise, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’ndan yardım istendi.

İki kurum arasında yapılan protokol doğrultusunda milyonlarca arşiv belgesi, Devlet Arşivleri’ne teslim edildi. Konularına göre ayrılan belgeler, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne ait Bağcılar’daki özel depoya kaldırıldı.

Bir kısmı, mikro filmleri çekilerek araştırmacılara açıldı. Bir kısmının mikro film işlemi ise devam ediyor.

Çöp diye ayrılan evrakların büyük zarar gördüğü ve bazılarının çürüdüğü belirlendi.

Suikast planıyla ilgili belge
Dolmabahçe’de konteynır ve çöp torbaları içinde yıllarca bekleyen belgeler arasında, Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yer aldığı belge de bulundu.

Belgeye göre suikast, saklı (yani gizli) ibaresi ile 28.08.1930 tarihinde 1. Şube Polis Müdürü imzasıyla bir üst makama bildiriliyor. Yazıda şöyle deniliyor:
“Bazı aleyhtarlarımız tarafından sinema almak bahanesiyle Reisi Cumhur Hazretlerine suikastta bulunmak üzere sinema operatörü bir Fransızla mutabık kaldıkları haber alınmıştır. Azami takayyüdat icrası ve bu nam altında memleketimize gelecek eşhasa karşı çok müteyakkız davranılması ve ufak bir hareketten derhal malumat verilmesi ehemmiyetle beyan olunur.”

Ancak arşivde bu konuda daha sonra nasıl bir gelişme olduğuna dair evraka rastlanmadı.

VATAN

Paylaş:

Yorumlar

“103) ATATÜRK’E SUİKAST PLANI, ÇÖPTEN ÇIKTI!” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 11 Aralık, 2008 00:47

    Bu ne cidiyetsizlik…
    İşin iyice def-i haceti çıktı.
    Şimdi bunda kasıt ararsam; fazla mı evhamlı
    diyeceksiniz.
    Bu tesadüfen ele geçen.
    Ya ele geçmeden yok edilenler…
    Bugün, bir sohbette; “Müzelerdeki eserlerin pek çoğunun gerçeğinin çalındığı, yerine sahtelerinin konulduğu” üzerine bir sohbet dinledim.
    Kanım dondu…
    Buradan seslenişimi sayın kültür bakanı duyar mı acep.
    Müzelerde bu tür bir tespit araştırması yapmak pek mi zor.

Yorum yap