8) SIFIR!
Yayin Tarihi 12 Ekim, 2007
Kategori SOSYAL
S I F I R
“Hayat Sıfırdan Başlar, Sıfırda Biter.”
Matematik bir bilim değildir. Ancak tüm bilimler de, matematiksiz bilim olamaz. Sayıların değerleri, gerçeğin ispatıdır.
Tüm canlı ve cansızlar, “El Halik” tarafından bir hesap üzerine bir noktadan yaratılmıştır.
Yaratılmış varlıklar içerisinde şüphesiz en değerlisi İnsandır.
Her şey, insanın menfaati içindir.
Matematikte her sayının bir değeri vardır. Ancak sayılar içerisinde “Sıfır” güç olarak tüm sayılardan daha değerlidir.
Sıfır (0), cebir’in babası olarak tanınan ünlü Türk bilgini “Musa El Harezmi” tarafından bulunmuştur.
Sıfır sayısı, bir “Hiç” değildir. Matematiğin ve hesapların temelidir. Çünkü sıfırda, pozitif ve negatif eşit değerde bulunur.
Sıfır, hayatın kendisidir.
Sıfır, var oluşun ve yok oluşun başlangıcıdır.
Sıfır, tüm zıtlıkları eşit oranda temsil eder. ( iyilik-kötülük, güzellik-çirkinlik, varlık-yokluk, çalışkanlık-tembellik, sevgi-nefret vb… )
Kısacası sıfır, pozitif ve negatif enerjinin çıkış noktasıdır. Tıpkı var oluş gibi…
Sıfır, anlayanlara bir “İbret” ve “İman” işaretidir.
Hayatımızda, bize ve topluma yararlı olabilecek olumlu hedefler tespit edip çaba sarf edildiğinde, mutlaka yaşam ibremiz pozitif değer taşıyacaktır.
Yaşamımız moral ve heyecan kazanacaktır. Toplum güçlü olacaktır…
Ancak akli delillere dayanmadan, dış etkenlerin yönlendirmelerine maruz kalarak kendine olan özgüvenin kaybedilmesi, başarısızlık ve umutsuzluk içerisinde negatif bir yaşamın başlangıcı olacaktır. Toplum çökecektir…
Artık devletlerin birbirleri ile yaptığı savaş; rakibini negatif moral ve heyecana sürükleyerek teslim alma savaşlarıdır. Bu savaş çeşidine psikolojik ve kültürel savaşta denilmektedir.
Atatürk’ün vefatından sonra; siyonist ve haçlı zihniyetli devletler, Türk Devletini güçsüz ve Türk Milletini ruhsuz bıraktırma faaliyetlerine daha fazla hız vermişlerdir. Bu dış etkenlerin tesiri ve ehil olmayan idareciler yüzünden;
Kendine güveni olmayan,
Yabancı hayranı,
Nemelazımcı,
Tarihine yabancı,
Aslından utanan,
Türk töresinden nasibini almayan,
Maddi menfaatleri ahlaki değerlere tercih eden,
Akıl ve bilime kör,
Çalışmadan kolaycılığa ve hazırcılığa kaçan,
Dini ve milli değerleri istismar eden,
Sevgiyi ve hoşgörüyü kaybeden,
Allah’ın emri “Oku”yu unutan,
Birlik ve dayanışma ruhunu yaşayamayan,
Milli şahsiyetlerini tenkit eden, negatif ibresinde rakamlarını yükselten bir toplum oluşmaya başlamıştır…
Bu mankurtlaşmadan, kurtuluş yok mu? Elbette var!
İnsanlar 3 olgudan dolayı fikirlere yönlendirilir veya yönlenir:
1- Muhabbet: Sevgi, hoşlanma, beğenme, yorumlama gibi duygularıyla hiçbir baskı altında kalmadan bireyin özgür iradesi ile tercihidir.
Muhabbet, pozitif düşüncenin ve yaşamın enerjisidir. Kalkınmanın ve engelleri aşmanın gerçeği olup, huzurun ve güvenin ifadesidir.
2- Keyfiyet: İnsanların nefislerine hitap etme. Vaatler. Beklentiler…
Karşılıklı menfaatlerin kazanımı hususunda yapılan kısa vadeli girişimlerdir. Keyfiyette enerji nötrdür. Zira kazanımın olması için verip almak veya alıp vermek gerekir. Kalkınma yoktur. Mevcudu koruma hakim olup, mutluluk geçicidir.
3- Mecburiyet: İnsanların kazanımlarını tehdit etme. Korkutma. Endişe ve telaşlı haller yaratma. Güvensizlik…
Dış etkenlerce; İnsanların yaşam enerjisini negatifleştiren, Toplumları huzursuzluğa ve kaosa sürükleyen tehlikedir. Direnç kırılmış, teslimiyet başlamıştır…
Bu şekildeki mensubiyetler kalıcı olabileceği gibi geçici de olabilir.
Türk Milletine ve Devleti’ne düşman zihniyetler 70 yıldır halkımızın, milli değerlere karşı muhabbetini zayıflatmaya ve yok etmeye çalışmaktadır!. Yöneticilerin zafiyetinden dolayı, insanlarımız sürekli vaatlere muhatap olmuş ve korkutularak sindirilmiştir…
Böylece öz güven kaybedilmiş, kimlik zedelenmiştir… Bu durum toplum hayatında sürekli endişelere ve güvensizliklere yol açmaktadır.
Milli şairimiz M. Akif Ersoy;
Bu hissizlikle bir cemiyet yaşar derlerse, pek yanlış
Bir ümmet göster, ölmüş maneviyatıyla sağ kalmış ?
sözleri ile, milli duyarsızlığın akıbetini ifade etmiştir.
Ülkemizin en büyük zenginlik kaynağı insanlarımızdır.
Varlığımızın içte ve dışta düşmanı olan güçler, Türk’ün kudret ve kabiliyetinin nelere kadir olduğunu bizlerden daha iyi bildiği için, halkımızı küresel vaatler ve sözleşmelerle uyutup bölmeye çalışmaktadır.
Ancak;
Türk Halkı, Güven ve Huzuru arıyor!
Türk İnsanı, Liderini bekliyor!
Aradığını bulduğunda,
Beklediğini gördüğünde,
Sıfırdan başlayıp pozitif enerjisi ile Türk Milleti yeniden şahlanacak ve Türk Devleti yeniden tarihi misyonunu üstlenecektir…
TÜRK; ÖĞÜN, ÇALIŞ, GÜVEN!
Yılmaz KARAHAN
NOT: 12 Ekim 2007 tarihinde yayınlanan bu yazım, yeniden düzenlenmiştir. (19.11.2008)
Yorumlar
“8) SIFIR!” yazisina 7 Yorum yapilmis
Yorum yap
[…] ** *Yılmaz KARAHAN* *http://www.yenidenergenekon.com/sifir/* […]
Ülkemiz ve milletimizi tehdit eden tehlikelerin sıfırlı bir izahını düşünememiştim.
Ustasının elinde sıfır, bildiğimin ötesinde değer kazanmış.
“İkra!”
Bu emre uymayışımızın karşılığı cehalet.
Nüfusun, büyük bir kısmı cahil kalmışsa, o da bir tabii afettir.
İnsan; “Atatürk’ten sonrasından beri, bu tabii afeti hazırlamak için planlar yapılmış olmalı” diye düşünmeden edemiyor.
Bu tabii afetten kortulmanın yolu da açık; okumak, öğrenmek, bilgiye ulaşmak.
Çok güzel olmuş reis eline sağlık..
ANLADIGIMIZ O Kİ;ÜLKEMİZDE COGUNLUK DENEN YABANCI KESİM!
*ULU ÖNDERİMİZİ İSTEMİYOR!
-ULUSALCILAR DENEN KESİMLE MİLLİYETCİYİZ?DİYEN KESİM ELELE VERİP CELİKTEN DUVAR ÖRENİLMİS OLSAYDI
**BİZİ KİMSE YIKAMAZDI!ama bu yazdıklarım kendi aralarında bile ANLASAMAYAN KİSİLER!===;(
-BİR DEGİL BİN LİDERDE GELSE HEPSİNİ ÖLDÜRÜRLER;(
*ZOR.
Matematik muhtesem tasarimin kaynagi .
Matematik bilim olmasaydı ; Fizik,kimya,biyoloji bilimleri olamazdı..
Fen Bilimleri “fizik,kimya,biyoloji ve matematik”
tir…
Nuriye hanım kardeşim
Bilim için iddia yani bir tez, araştırma ve deney olması gerekir.
Matematik de neyi iddia ediyoruz?
Matematik de hangi deneyi yapıyoruz?
Ancak, matematiksiz de yani hesap yapmadan diğer bilimler de sonuca varamaz!
Saygılar