14) DOĞUM YARDIMI
Yayin Tarihi 14 Kasım, 2007
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
“ŞARTLI NAKİT TRASFERİ” Güneydoğudaki Dikkatsizlk, Hesapsızlık ve Nüfus Artışı
Hakkari özelinde, Güneydoğu Anadolu bölgesindeki izlenimlerimizin devamı olarak, şartlı nakit transferi adı altında uygulanan sosyal transferin nüfus artışını tetiklediği görüldüğünden, yaklaşık 30 yıl sonraki demografik yapıyı etkileyecek bir tespitimiz bulunmaktadır. Bu yazıda buna değineceğiz:
Bölgenin en önemli sorunu özellikle kadınların eğitimsiz olmaları ve yeteri kadar Türkçe bilmemeleridir. Kısa dönemde yapılacak en önemli uygulama kadınlara dil öğretmektir.
Yapılacak bir eğitim seferberliği ile asgari 3.000 YTL. olmak üzere köylerde görev yapmak üzere sözleşmeli öğretmen uygulaması getirilmeli, (öğretmenlerin can güvenliği sağlanmak kaydıyla) vakit geçirilmeden bu hedef realize edilmelidir. Kentleri, kent merkezlerleri- köyleri içine alacak şekilde 3.000-5.000-YTL. arasında yapılacak bir ücret skalası ile bölgeye sür’atle asgari 5.000 ilköğretim öğretmeni nakli gerçekleştirilmelidir. Norm kadroları Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenmek üzere, sözleşme yapma yetkisi valiliklere bırakılmalıdır.
Bölgede kadınların tamamında doğum kontrolünün günah/haram olduğu yönünde yaygın bir kanaat hakimdir. Yapılan incelemelerde din görevlilerine olan inancın yüksek olduğu belirlenmiştir. Doğum hızının kontrol altına alınması amacıyla; Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla uzun süreli ciddi bir kampanya başlatılmalı, doğum oranının kontrol altına alınması için kısa-uzun ve orta vadeli planlı/proğramlı uygulamalar gerçekleştirilmelidir.
Bölgede yapılan incelemelerde doğum oranlarındaki artışta bilinen genel sebeplerin yanı sıra, 2002 yılından itibaren uygulamaya giren bazı projelerin de etkili olduğu görülmüştür. Şöyle ki; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Valilikler eliyle bölgede “Şartlı Nakit Transferi” isimli bir proje yürütülmektedir.
Sosyal Riski Azaltma Projesi’nin (SRAP) bir uzantısı olan Şartlı Nakit Transferinin (bildirilen) hedefleri şöyledir: Yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula kaydettiremeyen, gönderemeyen veya okuldan almak zorunda kalan, okul öncesi çocuklarını düzenli sağlık kontrollerine götüremeyen ailelerin ya da düzenli sağlık kontrollerini yaptıramayan anne adaylarının ekonomik yönden desteklenmesidir. Böylece Türkiye’de düzenli bir nakit sosyal yardım sistemin yerleştirilerek, temel sağlık ve eğitim hizmetlerine tam olarak erişmelerini teşvik etmek için nüfusun en yoksul %6’lık kesimini hedef alan temel bir sosyal güvenlik ağı oluşturulmasıdır.
Bu proje gereğince; doğumunu hastanede yapmak şartıyla doğum yapan kadınlara “Doğum Yardımı” adı altında 55 YTL., doğum sonrası lohusalık döneminde “Lohusalık Takibi” adı altında 2 defa 15’er YTL., doğumdan itibaren de 72 ay boyunca “Sağlık Yardımı” adı altında ayda 17.YTL, ayrıca ilköğretimde okuyan çocuklara (Erkek: 18, kız: 22) ve ortaöğretimde okuyan çocuklara (erkek: 28, Kız: 39) eğitim dönemi boyunca “Eğitim Yardımı” adı altında, birbirini izleyen muhtelif zincirleme yardımlar yapıldığı müşahede edilmiştir.
Yani, her doğumda Devletimiz 55 + 30 : 80 YTL., ayrıca 72 ay (6 yıl) boyunca her ay düzenli olarak 17-YTl. verilmesi öngörülmektedir. Çocuk sayısında sınırlama gibi bir şart bulunmamaktadır. Bu, ilk etapta çok masum ve insani görülmektedir. Oysa projenin öngörülmeyen yanı şudur: Bölgedeki bazı unsurlar doğum artışını azamiye ulaştırabilmek için bilinçli bir şekilde “Devlet tarafından yapılan bu yardımların artarak devam ettirileceği, hatta ayda 1.000-YTL. verileceği” propagandasını yaptıkları bilinmektedir.
Şubat 2002 tarihinde 6 pilot ilde başlayan sağlık yardımından bu güne kadar toplam 631.323 çocuğun annesinin yararlandırıldığı sabittir. Uygulanan eğitim yardımı son derece yerinde görülmekle birlikte, özellikle doğum yardımı, lohusalık takibi ve 72 ay boyunca yapılan sağlık yardımının bölgenin en önemli sorunlarından biri olan kontrolsüz doğumu teşvik eden unsurlardan biri olduğu müşahede edilmiştir.
Yukarıda ayrıntıları belirtilen sağlık yardımda çocuk sayısına herhangi bir sınırlama getirmemesinin yanı sıra “yardım aldıktan sonra tekrar doğum yapmama”, “Türkçe ve okuma/yazma bilme” gibi temel konularda herhangi bir şart aranmadığı görülmektedir. Yardımın, adı ile müsemma olmadığı, nüfus planlaması-doğum kontrolü yönünde hiçbir şart aramadığı, bunun da bugün ve yakın gelecekte doğum oranını ve kontrolsüz nüfus artışını ciddi anlamda etkileyebileceği değerlendirilmektedir.
Ayrıca bundan da önemlisi bölge halkı arasındaki “çocuk doğurana Devletin (1 milyar TL. gibi) çok ciddi miktarda yardım yapacağı ve bunun daha da artacağı” yönündeki yaygın dedikodu ve kanaatlerin nüfus artışını beklenmedik bir biçimde tetiklediği ve tetiklemeye devam edeceği, bu durumun da bölgede doğumları özendirdiği hususları yapılan incelemeler sonucunda öğrenilmiştir.
Ülkemizin demografik yapısının yakın gelecekte nasıl etkileneceğine ilişkin olarak, diğer koşullar sabit kalmak şartıyla –kabaca- bir örnekleme yaptığımızda şu görülmektedir:
Güneydoğu bölgesinde çocuk ortalamasının 8 olduğu, diğer bölgelerde ise 2 olduğu varsayıldığında,
Tarih |
Aile ferdi sayısı |
||||
Diğer Bölgeler |
Nüfusu |
|
Doğu- Güneydoğu |
Nüfusu |
|
2006 |
Ebeveyn : 2 |
50 milyon |
|
Ebeveyn : 2 |
30 Milyon |
2016 |
2 ebeveyn + 2 çocuk : 4 |
51 Milyon |
|
2 ebeveyn + 8 çocuk: 10 |
36 Milyon |
2036 |
4 ebeveyn x 2 çocuk : 8 |
53.4 Milyon |
|
10 ebeveyn x 8 çocuk : 80 |
50.4 Milyon |
2056 |
8 ebeveyn x 2 çocuk : 16 |
55.5 Milyon |
|
80 ebeveyn x 8 çocuk: 640 |
70.5 Milyon |
Tablodan anlaşılacağı gibi, (diğer koşullar sabit kalmak kaydıyla ülkenin batısındaki 2 kişilik nüfus 30 yıl sonra 8’e ulaşmakta, doğuda ise bu 2 kişi 80’e ulaşmaktadır. Hastalık, olumsuz koşullar, ölüm gibi unsurlar dikkate alındığında, önümüzdeki 30 yılda ülkemizin batısının nüfusu 50 milyondan 53.4 milyona ulaşacak, doğu ve güneydoğunun nüfusu ise 30 milyondan 50.4 milyona ulaşacaktır. Yukarıdaki tabloya bakarak 50 yıl sonranın projeksiyonunu siz çok kolay yapabilirsiniz. Bu düşünen insanlar için önemli bir ipucu olabilir. Böylece bölücü unsurların bağımsızlık istemeyişinin nedeni daha iyi anlaşılacaktır.
Bu durum bölücü unsurlarca iyi bilinmekte ve kullanılmaktadır. Zaten tüm ekonomik girişimleri elinden alınmış olan fakir halkımızın daha da fakirleşmesi pahasına bölgenin nüfus artışının yükselmesi yönünde propagandalarını artırmaktadırlar. İşin garip yanı bu propagandada şartlı nakit transferini kullanmaktadırlar.
Bu durumun en üzücü tarafı şudur. Yukarıda anlatılan bu basit plan ilgililerce görülemediği gibi, bilerek/bilmeyerek nüfus artışı Devlet eliyle körüklenmektedir.
Son söz: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Şartlı Nakit Yardımı Projesinde gerçekleştireceği bir tadilat ile çocuk sayısını 2 ile sınırlandırdığı gibi, annenin ilköğretim mezunu olması ya da okuma yazma bilir belgesi bulunması şartını aramalıdır.
Sedat ERGENÇ
Başmüfettiş
Kamu Yönetimi Uzmanı
Yorumlar
“14) DOĞUM YARDIMI” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
Dogu ve G.Dogunun tamamı kurt susurunda kiinsanlardan olusmus degil. Dogu ve G. Dogunun nufusu eger 30 milyon ise bunun tamamını Kurt olarak mı algılıyorsunuz?
Bu yazıda esas konu; DOĞUM YARDIMI dır. Doğu’da Doğum yardımı ile nüfus artışı teşvik edilir iken, Batı’da “AİLE PLANLAMASI” uygulanmaktadır.Yoksa Doğudaki tüm yaşayanlar Kürt’tür diye bir iddia yoktur.Cetvel ise, muhtemel bir varsayım üzerine yapılmıştır…
sayın KAVCAR yorumlarınız için teşekkür ederiz.
hocam bu arştırmaya katılmıyorum. nedeni ise
kürt nüfusun abartılmasıdır. güney deoğu ve doğu anadolu kürt olarak sayılıyor çok yanlış ve şu an toplam kürt nüfus 5.5 milyon ile 6.5 milyon arasındadır. bundan kimsenin kuşkusu olmasın