71) BORÇLU ÜLKELER VE BORÇLARI (2008 Yılı Sonu)
Yayin Tarihi 1 Şubat, 2009
Kategori SİYASİ
Ülke ülke en borçlu ülkeler sıralaması
İMF verilerine göre toplam dış borç tutarı 51 trilyon 780 milyar dolar, bunun 22,7 trilyon doları ABD ve İngiltere’ye ait.
Küresel ekonomik kriz bir taraftan tüm dünya ekonomileri üzerinde olumsuz etkisini gösterirken, diğer taraftan dünya ülkeleri neredeyse borç içinde yüzüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF), CIA ve IMD World Competitiveness Yearbook 2008 verilerinden derlenen bilgilere göre, toplam kamu ve özel sektörün yabancılara, yabancı para mal ve hizmet karşılığı dahil ödemesi gerekli toplam dış borç miktarını gösteren ”dış borç sıralamasında” dünyanın en büyük ekonomisi ABD başı çekiyor.
Buna göre ABD’nin 12 trilyon 250 milyar dolar toplam dış borcu (devlet ve özel sektör dış borç toplamı) bulunuyor. ABD’yi 10 trilyon 450 milyar dolar toplam dış borçla İngiltere, 4 trilyon 489 milyar dolar toplam dış borçla Almanya, 4 trilyon 396 milyar dolar toplam dış borçla Fransa takip ediyor.
Nüfusu 16 milyon olan Hollanda’nın 2 trilyon 277 milyar dolar, 4 milyon olan İrlanda’nın 1 trilyon 841 milyar dolar toplam dış borcu bulunuyor.
Japonya’nın toplam dış borcu 1,5 trilyon, İsviçre’ninki 1,3 trilyon dolar, İspanya’nınki 1,1 trilyon dolar düzeyinde.
Bunu 996,3 milyar dolarla İtalya, 826,4 milyar dolarla Avustralya, 758,6 milyar dolar ile Kanada, 752,5 milyon dolar ile Avusturya, 598,2 milyon dolar ile İsveç, 588 milyar dolar ile Hong Kong takip ediyor.
Danimarka’nın 492,6 milyar dolar, Norveç’in 469,1, Portekiz’in 461,2 milyar dolar toplam dış borcu bulunurken, dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi, ikinci büyük ekonomisi Çin’in toplam dış borcu 363 milyar dolar düzeyinde.
Rusya’nın 356,5 milyar dolar, 5 milyon nüfuslu Finlandiya’nın 271,2 milyar dolar düzeyinde toplam dış borcu bulunuyor.
Türkiye, 247,1 milyar dolarlık toplam dış borç stokuyla dünya sıralamasında 23. sırada. Dış borçta Türkiye’yi geride bırakan ülkeler içinde nüfusları 4 ile 10 milyon arasında değişen, İrlanda, İsviçre, Belçika, Avusturya, İsveç, Hong-Kong, Danimarka, Norveç, Portekiz ve Finlandiya dikkati çekiyor.
Türkiye’yi 229,4 milyar dolarlık dış borçla Brezilya, 220,1 milyar dolarla da Güney Kore izliyor.
2001 yılında ekonomik kriz yaşayarak borçlarını ödeyememe durumu yaşayan Arjantin’in ise toplam dış borcu 2008 yılında 135,8 milyar düzeyinde.
Öte yandan komşu ülkeler Irak’ın 100,9 milyar dolar, İran’ın ise 20,7 milyar dolar toplam dış borcu bulunuyor.
6 MERKEZİ HÜKÜMETİN DIŞ BORCU BULUNMUYOR
Diğer taraftan, merkezi hükümetlerin dış borçlarına bakıldığı zaman dünyada en borçlu 50 ülke (Çin’e bağlı Hong Kong da ülke sayılmış) ve İran (74. borçlu ülke) içinde 6 merkezi hükümetin dış borcu bulunmuyor.
Buna göre, Tayvan, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre, Singapur ve İrlanda’nın dış borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı sıfır.
Finlandiya’da bu oran yüzde 0,2 iken, Çin’de yüzde 0,09 düzeyinde.
Dış borç stokunun GSYH’ya oranı Portekiz’de yüzde 0,18, Belçika’da yüzde 0,28, Estonya’da yüzde 0,31, Hong Kong’da yüzde 0,80, Brezilya’da yüzde 0,84, Yunanistan’da yüzde 0,90 seviyesinde bulunuyor.
Bu ülkeleri ise dış borç oranı yüzde 1,12 ile Tayland, yüzde 1,16 ile Güney Kore, yüzde 1,99 ile Şili, yüzde 2,37 ile Hindistan, yüzde 3,06 ile Malezya, yüzde 3,23 ile Avusturya takip ediyor. Çek Cumhuriyeti, Kanada, Rusya, Danimarka, Güney Afrika, Meksika, Slovenya, İsveç gibi ülkeler sıralamayı takip ederken, Türkiye ise 51 ülkeden oluşan sıralamada 29. sırada yer alıyor.
Türkiye’de merkezi hükümetin dış borcunun GSYH’ye oranı yüzde 9,13 düzeyinde bulunuyor.
DÜNYADA TOPLAM 51 TRİLYON DOLAR BORÇ VAR, YÜZDE 44’Ü ABD VE İNGİLTERE’NİN
Dünya genelinde toplam dış borç tutarı 51 trilyon 780 milyar dolar. Bunun 22,7 trilyon doları ABD ve İngiltere’ye ait. İki ülke dünya toplam borç stokunun yüzde 43,84’üne sahipler. Bu ülkelere Almanya ve Fransa’yı da eklediğimizde 4 ülkenin toplam dış borç toplamı 31 trilyon 585 milyar dolara, dünya borç toplamındaki oranları da yüzde 61’e ulaşıyor.
Tabii toplam dış borcun milli gelire oranı da önemli. Her ne kadar ABD, toplam dış borç miktarında ilk sırayı alsa da GSYH’ya oranına bakıldığında ABD’nin durumu İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsviçre, Belçika, Avusturya, İsveç, Hong Kong, Danimarka, Norveç, Portekiz ve Finlandiya’dan daha iyi durumda. Gelişmiş ülkeler içinde borcun milli gelire oranı bakımından en kötü durumda olanı İrlanda. İrlanda, milli gelirinin 6,5 katı (yüzde 646) kadar bir borcu bulunurken Türkiye’de bu oranı yüzde 30,9 düzeyinde. Dış borçta en kötü durumdaki İrlanda’yı, İngiltere, İsviçre, Hong Kong, Hollanda, Belçika izliyor. En iyi durumdaki ülkeler ise İran, Çin, Suudi Arabistan, Hindistan, Venezüella, Brezilya, Meksika, Kolombiya ve Rusya.
Bazı ülkelerin dış borçlarının yanı sıra merkezi hükümetlerinin iç borçları küçümsenmeyecek bir düzeyde seyrediyor.
A.A muhabirinin IMD World Competitiveness Yearbook 2008 verilerinden derlediği bilgilere göre, Japonya’nın iç borçlarının gayri safi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 131,59, Yunanistan’ın ise yüzde 102,17 düzeyinde.
Bunu yüzde 86,02 ile Belçika, yüzde 63,3 ile Portekiz, yüzde 60,3 ile de İtalya izliyor.
İsrail merkezi hükümetinin iç borcu ise milli gelirin yüzde 59,63’ü, Avusturya’nın yüzde 56,99’ı Hindistan’ın yüzde 56,1’ini, Ürdün’ün de 49,17’sini buluyor.
Hollanda’da bu oran yüzde 46,49, Singapur’da da yüzde 40,34 düzeyinde.
TÜRKİYE’NİN İÇ BORÇ DURUMU
Türkiye’nin iç borcunun milli gelire oranı da yüzde 29,81. Bununla Türkiye 51 ülkenin bulunduğu sıralamada en borçlu ülkeler sıralamasında 22. sırada yer alıyor.
Türkiye’yi ise Tayvan, Macaristan, İsviçre, Kanada gibi ülkeler izliyor.
Amerika’nın iç borcunun milli gelire oranı yüzde 21,49 iken, İrlanda’da bu oran yüzde 20,11, İspanya’da da 16,68.
İÇ BORÇ BAKIMINDAN ŞANSLI ÜLKELER
Öte yandan iç borç bakımından şanslı ülkeler arasında ilk sırada iç borcunun milli gelire oranı yüzde 0,09 olan Estonya bulunuyor. Bunu yüzde 0,47 ile Hong Kong, yüzde 2 ile dünyanın en zengin ülkesi Lüksemburg takip ediyor.
İç borcun milli gelire oranı Ukrayna’da yüzde 2,65, Tayland’da yüzde 3,23, Rusya’da 3,72, Çin’de de yüzde 4,21 düzeyinde.
Kaynak: AA
Yorumlar
“71) BORÇLU ÜLKELER VE BORÇLARI (2008 Yılı Sonu)” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
2007 yılında, ödediğimiz borç faizi, 58 milyar dolar; bunu, 10 yıl üzerinden hesaplarsak, sadece ödediğimiz faiz, 580 milyar dolar yapıyor. Yine, 1995 yılında, dönemin başbakanı, ÇİLLER zamanında yapılan Gümrük Birliği antlaşmasıyla, uğradığımız zarar, 230 milyar dolar; Gümrük Birliği antlaşması, anayasamıza da aykırı olarak uygulanıyor. Çünkü, bu antlaşma sonuçunda, Avrupa parlamentosunda, uygulanıp uygulanmaması oylandı; bizim meclisimizde ise oylanmadı. Yani, iç hukukumuz acısından yok hükmündedir. Bu ise tüm ekonomik yıkıntılardan, daha büyük bir şeydir; oylama yapmayarak, üzerimizde uygulanan bir kararı, kendi irademizle vermeyerek, bir tür, varlığımızdan vazgeçtik. Yine, 26 yıldır BOP’un bir parçası olan, PKK kepazeliği nedeniyle, uğradığımız zarar, 400 milyar dolar. Yine, (bu yineler çok olacak galiba) batırılan banka ve değişik yolsuzluklarla, hazinemizden 80 milyar dolar buharlaştı. Tüm verileri toplarsak, 1 trilyon 290 milyar dolar gibi bir sonuç, ortaya çıkıyor. Şimdi, güzel ülkemizin ne kadar büyüklükte iştah kapartan bir pasta olduğunu görebiliyor musunuz? Açıklamalarımıza, özelleştirmelerle devam edelim. Özelleştirmelerden tek bir örnekle yetineceğim; PETKİM, 21 fabrikadan oluşuyor. Bu 21 fabrikanın 7’si ana, 14’ü yan üretim yapıyor. PETKİM’in, yıllık cirosu, 1 miyar 200 milyon dolar. PETKİM, 2 milyar 300 milyon dolara satıldı; yani PETKİM, yaklaşık olarak 1,5 yıllık cirosuna satıldı. Ben-Deniz, özelleştirmelerin de BOP’un bir parçası olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, küreselleşmeyle, yani sömürgeci batı sermayesinin, tüm dünya pazarlarını işgal etmesiyle, kâreden devlet kuruluşları, elden çıkacak; böylece, sömürgeci batı sermayesi, kendi rotasını kendisi belirleyecek; devlet vergi alamayacak ve eğitim, savunma yatırımlarını yapamayacak. Son tahlilde silahlı işgal gerçekleşecek!
Ben-Deniz’in, ekonomi anlayışını, şöyle özetleyeceğim: “İnsanların ihtiyaç duyduğu, fakat kâr olmaması nedeniyle, özel sektörün yatırım yapmadığı alanlarda, devlet, kesinlikle yatırım yapacak; ayrıca, tek bir özel girişimin olduğu alanlarda da özel girişimin, rakipsiz kalmaması için, devlet, o alanlara da yönelecek. Yani, tek-el-ciliğe hayır diyorum. Tüm bunların yanında, ulaşım, iletişim ve enerjide kesinlikle ve sadece devlet olacak; bu alanlarda asla, özelleştirme yapılmayacak!”
Deniz KAÇAĞAN “HYP’li Genç”