80) BAYRAMLIK TÜRKÜLER
Yayin Tarihi 31 Ekim, 2008
Kategori KÜLTÜREL
Bayramlık Türküler
Özgün ve önemli özellikleri vardır türkülerimizin. Geçmişi taşırlar bize, söz ve ezgi yadigârıdırlar; hepsinin bir yakılma öyküsü vardır. Bu özellikleri, türküleri, Türk edebiyatı ve müziği bakımından önemli ve değerli kılar.
Türkülerin -bazıları kabul etmese de-Türk Tarihi açısından da büyük önemi vardır. Boşluk doldururlar, tarihi belge ve bulguların yansıtamadığı, yansıtmadığı duygu ve olguları taşırlar bünyelerinde. Yani “Türk’ü anlamak için türkü dinlemek gerek” diyenler, doğru demekteler.
Türkülerimizin yazıya geçirildiği tarih çok eski değil, Cumhuriyetle ve “Milli birlik bağlamanın telleri arasındadır” diyen Muzaffer Sarısözen’le başlıyor. Ancak, Sarısözen, dilde ve telde olanı, yani yaşayanı geçirmiş notaya ve yazıya. Bilinen en eski türkü sözümüzü Atsız Bey bulmuş.
15. yüzyıla ait iki dize:
“O Alaşardağı kırda
Davşan neler eder kurda”
Yani şahitli-ispatlı, 600 yıllık bir geçmişi var türkülerimizin. Bu altı yüz yıl içinde milyonlarca türkü yakılmış, çoğu ölmüş, çoğu da gele gele gelmiş bugünlere. Biz bugünkü yazımızda, bayram dolayısıyla, bayramlık türküleri ele alacağız.
“Bayram etmek” deyimi, sevinci ve mutluluğu ifade eder, barışı çağrıştırır. Neşet Ertaş’ın şu türküsü, bayram etmenin önemine dairdir:
“Kızılırmak can incitme sen bugün
Mübarek günlerde sel bayram eder
Kitabın kavlince dağlar al geymiş
Karışmış çiçeğe çöl bayram eder“
Süleyman Morgülüm’den alınan şu Çorum türküsü de, bayramla barışın özdeşliğini vurgulamakta:
“Şu Mübarek günde küsmek olur mu?
Uzat ellerini bayramlaşalım
Tanrı selamını kesmek olur mu?
Uzat ellerini bayramlaşalım”
Gurbet ve hasret varsa, acı da vardır bayramlarda. Bu acı yüzündendir ki, şu Urfa türküsünün ilk dizesi, atasözü olmuştur adeta:
“Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem
Kan damlar yüreğime, anam anam garibem
Yarelerim sızlıyor, anam anam garibem
Doktor benim neyime, anam anam garibem”
Bayramlarda gözü yoldadır Türk insanının, gelirse gözlediği, bayram o zaman bayram olur, gelmezse acı acı üstüne. Bakınız Davut Sularî neler diyor:
“Bugün bayram günü derler alem eğlenir
Sen bizim yaylaya gel başın İçin
Dertliler oturmuş derdin söyleşir
Etme intizarı gül başın için” .
Muazzez Türing’ten alınan o Kars türküsünde ise sitemle dert kol kola, zehir olmuş bayram:
“Bayram oldu gelmedi
Dağda da kar kalmadı
Heç halımdan bilmedi
Bilmedi yar, gelmedi yar, ay amman”
Hapishanede bayram… Açık görüşler bile ne kadar elemlidir… Bartınlı türkü yakıcı, parmaklık arkasındaki bayram duygularına tercüman olmakla kalmıyor, o günlerin mahpushanelerini de anlatıyor:
“Mahpushane içinde yanıyor gazlar
Bayramdan bayrama da çalınır sazlar
Kiminin annesi ağlar, kimine kızlar
Böyle de düştüm zindana yanar yanar ağlarım
Demir de parmaklıktan a canım bakar döner ağlarım”
Hakkı Coşkun’un derlediği Malatya türküsünün yakıcısı, sevdiği uğruna kurban olmaya hazır:
“Dam başında duran kız
Bayram geldi dolan kız
Bayram kurbansız olmaz
Ben de sana kurban kız”
Bu da, aşığın bayram algısı ve duygusu.
Daha çok türküler vardır ya, bizim yerimiz bu kadardır.
Bayramınızı, Alvarlı Lütfi Efendi’den Raci Alkır’ın derlediği bir deyişin ilk dörtlüğü ile kutlayayım:
“Can bula cananını
Bayram o bayram ola
Kul bula sultanını
Bayram o bayram ola.”
Cazim GÜRBÜZ
Yorumlar
“80) BAYRAMLIK TÜRKÜLER” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Tek kelimeyle muhteşem türküler sevdamız
özümüz gelenek görenek yaşam biçimimiz türküler bizi anlatır acı tatlı hasret özlem gurbet bayram
özel günler kısacası Türk insanını anlatır..
Yılmaz bey teşekkürler Hayırlı bayramlar..