27) MÜCAHİT İMAM: EBUBEKİR EFENDİ
Yayin Tarihi 25 Mayıs, 2008
Kategori KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER
Afrikalı Müslümanların kaderini
değiştiren âlim EBUBEKİR EFENDİ
Osmanlı çöküş yıllarında bile dünya gücüydü. 19. asrın ikinci yarısında G.Afrika’ya gönderilen Ebubekir Efendi bölgedeki Müslümanları Osmanlı’ya bağlamış ve kıtanın güneyinde İslamiyet’i yaymıştı.
Tarihin bazen ilginç tarafları vardır. Atalarımız, Osmanlı İmparatorluğu’nun en muhteşem zamanında yapamadıkları bazı işleri, devletin çöküş yıllarında gerçekleştirdi. Tabii, bunun sebebi Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden silindiği zaman bile bir dünya gücü olmasıydı.
Osmanlılar, 16. yüzyılın başlarından itibaren Kuzey Afrika’yı fethetmiş, yer yer kıtanın ortalarına kadar olan yerleri hakimiyetleri veya nüfuzları altına almışlar ama Güney Afrika ile ilgilenmemişlerdi.
Güneydoğu Asya’dan 18. yüzyıl başlarında getirilen Malayi asıllı köleler, Ümitburnu’nun ilk Müslümanlarıydı. Hacca gidenlerin Vehhabilik’ten etkilenmeleri ve bölgede bilgili din adamlarının olmaması yüzünden Ümitburnu Müslümanları gruplara bölünmüşlerdi. Müslümanlar’ın fikir ayrılıkları çatışmaya gidince düzen bozulmuş, durumdan rahatsız olan İngiliz yönetimi bir çözüm yolu aramaya başlamıştı. Tarihçi Ahmet Uçar, yıllar süren araştırmaları sonucu yazdığı “140 Yıllık Miras Güney Afrika’da Osmanlılar” isimli kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun Güney Afrika’daki faaliyetlerini aydınlattı.
OSMANLI’DAN DİN ADAMI İSTENİYOR
Capetown’dan bölgenin dini liderleri, 29 Ocak 1857′de Osmanlı hükümdarı ve halife olan Sultan Abdülaziz’e bir mektup göndererek, dini problemlerini çözmek için dini kitaplar istediler.
Osmanlı yönetimi, gönderilecek Arapça ve Türkçe dini kitapların Ümitburnu’ndaki Müslümanlar’ın derdine çare olamayacağını düşündüğü için Güney Afrika’ya bir İslam âlimi göndermeye karar verdi. Ancak imparatorluğun çatırdadığı bir dönemde böyle âlim nereden bulunacaktı? Osmanlı yönetimi, Ümitburnu-İstanbul arasındaki ilişkileri geliştirmek için İngiliz Hakim Roubaix’i, Capetown Osmanlı fahri konsolosu tayin etti. Bu tayin Osmanlı’yı şehirde popüler hale getirdi.
Capetown Müslümanları, 16 Nisan 1862′de Roubaix aracılığıyla Güney Afrika’daki İngiliz sömürge valiliğine Cava dilini unuttukları için dini kitaplarını okuyamadıklarını, bu yüzden de kendilerine İslam’ı öğretmek ve anlatmak üzere Hilafet merkezi olan İstanbul’dan bir âlim getirtilmesini” istiyorlardı. Osmanlı yönetimi, bu talep kendilerine ulaşınca meseleyi yeniden gündemine aldı. Ahmed Cevdet Paşa’nın araştırmaları sonucu bulduğu Kerküklü Ebubekir Efendi’nin 25 lira maaşla Güney Afrika’ya gönderilmesine karar verildi.
Ebubekir Efendi, 1 Ekim 1862′de İstanbul’dan ayrılarak, uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra 13 Ocak 1863′te Capetown’a vardı. İngilizler, Müslümanlar arasında “Halifenin temsilcisi”nin meydana getireceği dalgalanmadan çekindikleri için, Müslüman halktan Ebubekir Efendi’nin gelişini bir süre sakladılar. Ebubekir Efendi, başlangıçtaki kendisine karşı ilgisizliğin nedenini anlayamamıştı.
Capetown Müslümanları biraz gecikmeyle de olsa, Ebubekir Efendi’nin geldiğini öğrendiler. Şehrin gazeteleri İstanbul’dan gelen bu “büyük misafirden” övgü ve ilgiyle söz ettiler. Ebubekir Efendi’nin Capetown Müslümanları arasındaki ayrılık ve cehaleti gidermek üzere Halife Abdülaziz tarafından gönderildiği haberi şehrin her tarafına yayıldı.
Ebubekir Efendi ilk günlerini Capetown ve halkını tanımakla geçirdi. Capetown, onu adeta büyülemişti ama görevini de hiçbir zaman unutmadı. 13 bin civarında nüfusa ve minaresiz iki camiye sahip olan Capetown Müslümanları, genellikle dar gelirli olup, daha çok arabacılık, balıkçılık ve çiftçilikle uğraşmaktaydılar. Felemenkçe-Malayca karışımı yeni bir dille konuşuyorlardı. Hıristiyanlar’la araları iyiyken, kendi aralarında devamlı kavga vardı. Batıl adet ve geleneklerin haddi hesabı yoktu.
ÜMİTBURNU’NDA OSMANLI OKULU
Ebubekir Efendi, Capetown’a varışının 15. gününde bir okul açtı. 20 gün içinde 300′den fazla öğrenci topladı. Kur’an-ı Kerim, Arapça, Türkçe öğretti ve dini kitaplar okuttu. Birçok önemli dini kitabı, altı ayda hızla öğrendiği Cava Malaycası’na çevirip, eliyle çoğaltarak öğrencilerine dağıttı. Yaşlılara tatil günlerinde tefsir okutup, sohbet etti.
İşler yolunda gidiyordu ama Ebubekir Efendi’nin sıkıntıları da vardı. Onun gelmesiyle düzenleri bozulan sahte şeyhler, çıkarcı imamlar, sahte mürşidler halkı tehditle Ebubekir Efendi’nin yanından uzaklaştırmak için uğraştılar, ancak başarılı olamadılar. Ebubekir Efendi’yi olmadık ithamlarla mahkemeye şikâyet etmiş ve kiraladıkları serseriler fiili saldırıda bile bulunmuşlardı.
Ebubekir Efendi’nin faaliyetleri 1870′lerde Güney Afrika’nın her tarafına yayıldı. Yetiştirdiği öğrenciler Capetown’dan başka Port Elizabeth, Johannesburg, Kimberley, Durban hatta Mozambik’te bile Osmanlı okul ve camileri açıp, bütün Güney Afrika Müslümanları’na liderlik yaptılar. Camilerde hutbeler Osmanlı sultanları adına okundu. Açılan kampanyalarla Hicaz Demiryolu için binlerce sterlin toplandı. Yüzlerce Afrikalı 1911 Trablusgarb ve 1912 Balkan savaşlarında savaşmak için Harbiye Nezareti’ne, yani Osmanlı Savaş Bakanlığı’na müracaat ettiler. Milli Mücadele’de de bu durum devam etti. Ankara’ya 17.634 lira ve 875 sterlin gönderip, İstiklal Harbi şehitlerimiz için İngiliz sömürgesi olan Güney Afrika’da mevlit ve hatimler okutmuşlardı.
EBUBEKİR EFENDİ MÜZESİ 1978′DE AÇILDI
Ebubekir Efendi, 29 Ağustos 1880′de Capetown’da 57 yaşında, arkasında altı çocuk bırakıp öldü. Babalarının ölümünden sonra, eğitimlerini sürdüren çocukları daha sonra Ebubekir Efendi’nin görevini başarıyla sürdürdüler. Güney Afrika Hükümeti, Ebubekir Efendi’nin Güney Afrika’ya gelişinin 115. yılı olan 1978′de “Ebubekir Efendi Müzesi” açarak, burada Ebubekir Efendi ve ailesine ait belge, resim ve eşyalar sergilenmeye başlandı..
Dr. Erhan AFYONCU
HAZIRLAYAN: YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“27) MÜCAHİT İMAM: EBUBEKİR EFENDİ” yazisina 5 Yorum yapilmis
Yorum yap
hayretler içerisinde kalarak okuyorum bu yazıları.çöküş dönemindeki bir imparatorluktaki bu güç inanın hayret verici.biz osmanlının torunuyuz diyoruz ama galiba iyice düşününce hayırsız evladız. çok teşekkür ederim hocam paylaşım için.
ebu bekir efendinin hayatı ve hizmetleri hiç tartışmasız mükemmel. ancak ebu bekir efendi malari hastalığına yakalanarak vefat etmiştir. ve ahir ömründe padişah sultan abdulhamit hana bir mektup yazmış ve mektubunda osmanlıdan kendisine yardımcı hocalar istemiştir. o mektubda istediği hocalarda bulunması gereken vasıflarıda tağdat etmiştir. ve şevketlim, devletlüm, haalifeyi emirilmüminin ben şu anda ahir ömrümü yaşıyorum ne olur bana yardımcı hocalar gönderin der ve o gelecek hocalar.
1. eli yüzü nurlu olsun
2. ilme meraklı olsun
3. sohbeti nasihatı güzel olsun
4. arabi ilimlere vakıf olsun
5. nakşiyyül meşreb ( nakşi tarikatından )olursa aliyyül ala olur der. ancak osmanlı o zamanlar çok sıkıntılı anlar yaşamaktadır. devlet meşgalesinden dolayı bu mektuba cevap verilememiştir. o mektubun bir nüshası g.afrikada ebubekir efendinin torunundadır. o zaman osmanlının gönderemediği hocalar şu anda yine bizim memleketimizden gidiyor ve yine osmanlı torunları orda insanlara allahın dinini kitabını anlatıyor. ve irşad vazifesine aynen ebubekir efendi gibi devam ediyorlar.
NİTELİKLİ BİR MÜSLÜMANIN NELER BAŞARABİLECEĞİNİN ÖRNEĞİDİR EBU BEKİR EFENDİ….
Allah Ebu Bekir efendiye ve noun gibi alimlere rahmet etsin.
Benin merakim istedigi alim tipini tarif ederken Naksi olmasinida ekliyor. Kanaatimce Naksiligin ilme verdigi onemden kaynaklaniyor.
Gerçekten çok önemli bir islam alimi Rabbim şefaatlarına nail eylesin bizleri