162) NE BÜYÜK SUÇMUŞ, BU ÜLKE’YE SAHİP ÇIKMAK !
Yayin Tarihi 17 Nisan, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
Ne büyük suçmuş
bu ülkeye sahip çıkmak!
Tamam vazgeçiyorum, bu ülkenin menfaatlerini savunmayacağım!
“Avrupa Birliği algılaması altında koskoca Türkiye uyutuluyor” demeyeceğim!
“Ülkenin kaynakları kurulan faiz tuzaklarında başkalarının cebine aktarılıyor” demeyeceğim!
Ağzımı açmayacağım! Söz veriyorum! Beni rahat bırakın!
Sevgili dostlar, bunları yazdım ama hiçbirini yapamam! Kendimi biliyorum rahat duramam. Huyum bozuk! Her neyse, kim ne derse desin, ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, ben bildiğimi yapmaya devam edeceğim. İşin en kötüsü bazen saldırı çok yakından geliyor. Bazı gazeteci “ağabeylerim” bile bana çok kızıyorlar. Ne yapalım! kızsınlar, ben yine bildiğimi yazarım! Yazamadığım zaman da hiç yazmam!
Sevgili dostlar, suçumuzun “Türkiye elden gidiyor” demek olduğu bir ortamda “Küreselleşmeye”, “Avrupa Birliği’ne”, “IMF’ye”, “Dünya Bankası’na neden karşı çıkıyorsun?” diyenlere, aşağıdakileri bana açıklayın, ben de sizler gibi “dönüvereyim” demek istiyorum. Gerçekten “bunlar yalan ve yanlış” deyin, ben de rahat edeyim!
İşte “korkunç” gerçekler;
* Türkiye 1980-2007 sonu arasında 1 trilyon 800 milyar dolardan fazla bir kaynak elde etti. Bu kaynağın 1.2 trilyon dolardan fazlası iç ve dış borçlanma ile elde edildi.
* 1980-2007 ikinci ay arasında vergiden elde edilen kaynaklar, borçlanma ile elde edilen kaynakların yarısından az olarak gerçekleşti.
* Paranın sistem dışında toplanması ve vergi toplayamamamızın sonucu ağır oldu, yapılan borçlanma karşılığında son 27 yılda 400 milyar dolardan fazla, sadece faiz ödedik.
* Ödediğimiz iç borç faizi, dış borç için ödediğimiz toplam faizin dört ila beş katı olarak gerçekleşti. Her dalgalanma içerideki borcu katlarken, dalgalanmalarda elinde iç borç senedi bulunduran binde 1’in altında gerçek ve tüzel kişi inanılmaz gelirler elde etti.
* 400 milyar faiz ödediğimiz dönemde sadece 80-100 milyar dolar arası değişen bir yatırım yaparken, 250 milyar dolara yakın da bir personel giderimiz oldu. Bu noktada ortaya çıkan çarpıcı veri, personel giderimiz ile yatırım yaptığımız tutarın toplamı ödediğimiz faiz kadar olamadı.
* Yatırım harcamalarımız son 27 yılda 2.5-3 kat artarken, iç borç faiz ödemelerimiz 75’ten, dış borç faiz ödemelerimiz 19 kattan fazla arttı.
* 1999-2007 başı arasında ödediğimiz faiz haftalık 700 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında değişti ve 2004’te 1 milyar doları dahi geçti.
* Dış borçların yüzde 50’sinden fazlası son beş yıl içinde alındı.
* Son 27 yılda yatırım harcamalarının toplamı toplam borçlanmanın yüzde 10’unun bile altında kalırken, topladığımız toplam verginin yüzde 15’inin altında kaldı.
* 1999-2007 ikinci ay arasında Türkiye, 25 milyar dolara yakın bir yatırım yaparken, 85 milyar dolarlık personel harcaması yaptı. Buna karşılık aynı dönemde sadece iç borcun faizine 190 milyar dolarlık, dış borcumuzun faizine de 45 milyar dolarlık bir kaynak ayırmak zorunda kaldık. Bu faizi ödemek için 80 yıldan fazla bir sürede “yaptığımız” ne varsa; rafineri, haberleşme şirketi, ağır endüstriyel yapı, banka, hepsini sattık!
Sonuç:
Yukarıda sadece “makro” verileri aktardım. Bunlara “sıcak paranın” son 5 yılda bu ülkeden “kâr” adı altında “transfer ettiklerini” ve “Avrupa Birliği” yalanı altında “özümüze” sokulan “nifak tohumlarını” da ekleyin, sonuç gayet net!
Son söz : Vazgeçeceğim, bu son yazım!! Bunlara cevap verin bir daha “kamuoyunda” arıza çıkarmayacağım!
YİĞİT BULUT
Yorumlar
Yorum yap