787) Naziler, Amerika ve Irak Üçgeni
Yayin Tarihi 3 Kasım, 2015
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
Naziler, Amerika ve Irak Üçgeni
2. Dünya Savaşı’nı hava üstünlüğü ile kazanan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya’yı teslim aldığında inanılmaz bilgi, belge ve silahlar ile karşılaştı. Bunların dışında en önemlisi ise Nazileri, aynı zamanda Adolf Hitler’i iktidara taşıyan gizli örgütlerin, Dünyadışı varlıklarla temasa geçtikleri ve onlardan elde ettikleri bilgilerle Uçandaire’ler, füzeler hatta atom bombası yaptıklarını da öğrendiler. Ne varki batıda Fransa, doğuda da Sovyet cephesinde çarpışan Almanya’nın gücü tükenmişti ve iki koldan saldırıya geçen müttefikler tarafından mağlup edildiler.
Amerikalıların ilk işi ne kadar Alman bilim adamı varsa, başta Von Braun olmak üzere hepsini Amerika’ya götürmek oldu. Çünkü istihbarat bilgileri onlara füze teknolojisinin gelecekte çok büyük önem kazanacağını gösteriyordu.
2005 yılı içinde gazetelerde yer alan bir haberde İtalyan Benito Mussolini’nin silah uzmanı kişinin bir demeci çıkmıştı. Savaş sırasında Almanya’ya giden bu uzman Hitler’le görüşmüştü. Konu savaşın akıbeti ne olacaktı. Bir ara Hitler, İtalyan uzmanı gizli bir üsse götürüp, Alman Bilim adamlarının yaptıkları Uçandaire’yi göstermişti. Bu çok hızla uçan gemi ile müttefiklerin savaş uçaklarını vurmak çok kolay olacaktı. Böylece de savaşı kazanacaktı. Olay bize bilim kurgu gibi geliyor olsa da bunlar birçok kitapta yer aldı ve yayınlandı.
Türkiye’de ise Turgut Gürsan’ın yazdığı “Hitler Almanyasının Gizli Tarihi” (2006) ve “Yeraltındaki Gizli Dünyalar” (2005) adlı kitaplarda yer alan bilgilere göre, Nazileri iktidara taşıyan Thule örgütünün iki bayan medyumu, Aldebaran Yıldız Sistemi’nde yaşayan bir uygarlıktan bilgiler almışlardı. Bu bilgiler arasındaki en önemli olanı uçan daire olarak tanımladığımız uzay aracı yapımıyla ilgili olanlardı.
Hitler bu bilgileri dünya dışı varlıklar aracılığıyla aldıysa ki durum onu gösteriyor, Amerikalılar da Almanya’yı işgal ettiklerinde de bu uçandaireleri alıp ABD’ye götürdüler. Burada şunu hatırlamakta fayda var; televizyonlarda yıllardır yayınlanan X-FİLES yani Gizli Dosyalar dizisinde, bu konular çok sık bir şekilde işlenmiştir. Bugün Amerikalıların ellerinde uzay gemisi var, ya Amerikan topraklarına düşen ve ele geçiren ya da savaştan kalma, fakat bir tek nokta var: bu gemileri çalıştıracak enerji sistemini hala çözmüş değiller.
Naziler 1930’larda ırkçılık propagandaları yaparken köklerinin Aryan ırkına kadar dayandığını, bunun da Sümerliler’e dayandığını iddia etmişlerdi. Arkeolojik kazılardan elde edilen nesneler ve tabletlerin incelenmesiyle çözüme ulaşan Sümer dil yapısı, Sümerlilerin Altay Dağları’ndan Mezopotamya’ya göç eden bir Türk kavimi olduğu konusunu da gündeme getirmiştir. İlginç olanı ise dış uzaya olan merakları ve araştırmalarıdır. Sümer halkı, birdenbire modern kentler kurarak medeni bir toplum olmuşlardır. Tıpta, matematikte, astronomide çağının diğer uygarlıklarına göre oldukça ileri giden Sümerlilerin bir kraliyet yazıtındaki (Enuma Eliş = Yaratılış Destanı) şu sözler ilginçtir:
“KRALİYET GÜCÜ BİZE GÖKLERDEN GELDİĞİ ZAMAN”
Bu ifade bu bilgilerin temelini oluşturan cümledir. Bir kabile normal şartlar altında aniden 150-200 bin yıllık bir sıçramayla bir uygarlık seviyesine gelemez. Peki Amerikalıların Sümer Uygarlığına ilgi duymalarının nedeni nedir?
1- Almanya’yı mağlup ettikten sonra elde ettikleri bilgi, belge ve “araçlar” Sümer Uygarlığını kuran ve bu halkı eğiten dünya dışı varlıklara dayanmaktadır.
2- 1969 yılında California Üniversitesinde görev yapan bir profesör, uzun süren çalışmalarını yazdığı bir kitapta toplamıştı. Bu profesöre göre Sümerlilerin tek başlarına böyle bir medeniyete ulaşamadıklarını, ancak dış alemden, uzaydan gelen insanların yardımlarıyla ulaşabileceklerini iddia etmişti.
3- Peki Amerika neden Irak’ı işgal etti? Bu sorunun cevabı ise çok kolaydı. Amerikan askerleri Bağdat’a girer girmez doğruca Bağdat Kütüphanesine gittiler. 300-400 Iraklı ile birlikte kütüphanedeki 62 bin kitabı aldılar. O saatlerde tüm dünya Irak askerlerinin Amerikalılara karşı topraklarını savunmalarını bekliyordu. Irak çok kolay bir şekilde teslim oldu ve Saddam devrildi. Ama en önemli operasyon başarı ile gerçekleşti ve kitaplar toplandı.
4- İslam alimlerinin el yazması olan bu kitaplarda inanılmaz teknolojik bilgiler ile uzay gemileri yapmak, çalıştırmak üzere de bilgilerin bulunduğunu tahmin ediliyor. Sonuç İslam ülkeleri ellerindeki en değerli hazineyi böylece Amerikalılara kaptırmış oldular. Bu arada Bağdat’ın altında da dünya dışı varlıkların, hatta Marduk gezegeninden gelenlerin bıraktıkları izleri de araştırıyorlardı. Bu nedenler Amerika’nın neden Irak’ı işgal ettiğini açıkça gösteriyordu.
Bir ilginç gelişme de Irak Savaşı 2003’te başlamadan kısa bir süre önce Amerikan Başkanı Bush’un kongreye sunduğu bir bütçe teklifi idi. Bu projeye göre Amerikalı bilim adamları üç yıl boyunca dünya dışı varlıkların izlerini araştıracaklardı. Bush bunun için beş milyar doları kongreden istiyordu ve parayı da almıştı. Büyük maddi gider gerektiren bir savaşın hemen öncesinde böyle büyük miktarda bir paranın görünüşte savaşla ilgisi olmayan bir projeye yani dünya dışı varlıkların araştırılmasına aktarılması ve bu olayın “zamanlaması” sizce de enteresan değilmi?
https://insanveevren.wordpress.com/
Yorumlar
“787) Naziler, Amerika ve Irak Üçgeni” yazisina 4 Yorum yapilmis
Yorum yap
ABD’nin Irak’ı işgalinin nedeni büyük israil’dir, kürd adı altında yaşayan yahudilerin Mezopotamya ve Anadolu’yu abd gibi köle uluslar kullanılarak yahudileştirilmesi için gerçekleştirilmiştir. İkincisiyse o kütüphanedekiler Sümer gibi uygarlıkların verilerinin, bilgilerinin yağmalandıktan sonra çevrilmiş olanlarıdır, öz orijinal belgeler değil.
Ayrıca Sümer, bu uygarlığı eğitenler denince şunu paylaşmak istedim; Profesör Leonard Wooley Türklerin Mezopotamyada yaşayanlardan şu şekilde söz ettiğini yazar; yemek için ekmeği bilmezlerdi, giyinmek için giysi bilmezlerdi, toprak üzerinde hayvanlar gibi ot yer, hendeklerin suyunu içerdi, uzuvlarıyla yarı sürüngen yürürlerdi.
Acaba diğerleriyle aramıza bir sınır koysaydık, ötekisiyle değerlerimizi paylaşmasaydık günümüzde ki, yer yüzünde ki durumumuz nasıl olurdu? 12 Hayvanlı Takvim örneğin, elin çinlisi bilime, akla aykırı bir biçimde kolaylıkla yağmalayabiliyor, paylaşılmasaydı, onlara ulaşmasına giden yollar açılmasaydı bu olmazdı. Bunun gibi örnekleri çoğaltabilirim ancak düşünmeden edemiyorum geçmiş dönemlerde tüm bu olasılıkları düşünüp ayrı bir yolda ilerlemiş tüm anlamlarda arılığını koruyarak büyümüş, gelişmiş, serpilmiş bir yanımız var mıdır? Umarım böyle bir durum söz konusudur eğer Türk diye yeryüzündekiler kalmışsa geriye vah ki ne vah, kutsallığı gerekçe gösterilerek abd gibi ülkelerin desteğiyle yaydırıldırılan islamla kandırılıp ulusunu düşmana teslim edip yok edilişini islamla uyuşturulduğundan göremeyen, islamla katledilen eğitimden üretime geleceği karartılmış, yozlaştırılmış, başkalaştırılmış bir toplum.
Extinct yorumlar çok iyi ve çok doğru, üzerine ne söylenir ki bilemiyorum?
http://www.yenidenergenekon.com/1361-abd-50-ton-silah-muhimmatini-kime-gonderdi/
“Osmanlı’da olduğu gibi yönetim, düşmanlarca islam yüzünden ele geçirilmiş durumda, ülkede ki yahudilerce işlenen Türkleri hedef alan suçlar ortada, düşmanın işgali altında ki sosyal, yazılı, görsel yayınlarla yozlaştırılan kültür ile korkarım hibrit tohum gibi yollarla gerçekleştirilen biyolojik saldırılarla arttırılan kısırlık oranlarıyla düşürülen doğum oranları derken azınlığa düştük düşüyoruz (yeni doğan-genç nüfusta azınlığız sanırım) islamla bölünmüş bir toplum olduğumuzu da düşünürseniz gelecek pek iyi görünmüyor ayrıca istedikleri yalanı içeride-dışarıda gerçek diye algılatabileceklerini de eklerseniz bir karar alınması yerinde olur gibi. (Ya yeni bir oluşum yada sonraki kuşakların gelecek ve güvenlik sorununu düşünerek çocuk doğurmamak gibi radikal kararlar. İşlevinden uzaklaştırılmış eğitim, gdo’ya bağımlı tarım, islamla işgal edilmiş devlet, sürdürülen yoğun psikolojik savaş, yok edilen yağmalanan tarih tüm bunların yanında şu an Türkleri hedef alan suçlar azınlık olunduğunda daha da şiddetlenecektir ki kendilerini kontrol ettikleri yayınlar aracılığıyla mağdur gösterebildiklerinden sıklığı artacaktır.. Sürdürebilirim ancak uzatmak istemiyorum. Sonuç ne olursa olsun Atatürk ve Atalarımız/Analarımız bizi bağışlasınlar.)
Geçmiş dönemlerde gelecekte dış yabancı etkenler dolayısıyla karşılaşılması olası sorunları öngörüp ayrı bir yolda ilerleyip karşılaştığımız sorunlar olmaksızın var olmuş, büyümüş, gelişmiş, serpilmiş bir yanımızın olmasını dilememin nedeni aslında budur. Gelecek pek iyi görünmüyor, tüm bu karanlığı yaşayacak kuşaklara bunu sunmamak en iyi seçenek gibi duruyor, yaşayacakları karanlığın (eğitimden ekonomiye yok edilmedik kalmadı, tüm bunlara yol açan salak coniler eliyle yaydırılan islamı durdurmakta pek olası değil..) dozunu düşündükçe büyük olasılıkla benzer bir yolda ilerlemek isteyeceklerini düşünüyorum ki bu kötülüğü baştan yapmamak iyi olur.
Türkiye’de tecavüz gibi suçların neden cezalandırılmadığını, bu gibi suçların neden sona ermeyeceğini tüm bunların yahudilerce (özellikle kürd adını verdikleri ortadoğu’da kalmış hebrew//yahudi artıklarınca) Türkleri kasıtlı hedef aldığını bilerek anlamaya başlayabilirsiniz. İslamı yayarak bunu yönetimi, kurumları işgal etmek için kullanmak dışında etnik duyarlılığını yok ettikleri toplumu aşağılıkça suçlarla hedef alarak sinsice bir savaş yürütmek için de kullanıyorlar.
Türkiye’de sosyal yayın araçlarından dizilere, filmlere, yazılı görsel basına büyük çoğunluğu üzücüdür Türk olmayan bize düşman yahudilerce/hebrew/ kontrol edilip, işgal edilip bize karşı yozlaştırma amacıyla kullanılmakta http://www.yenidenergenekon.com/221-televizyon-dizileri-turkceyi-katlediyor/
İslam denilen yahudi kölesi conilerce/batılılarca yaydırılan şeyle, müslümanlıkla, ümmetçilikle, islamcılıkla kripto menderesten beridir ülkenin yönetimini de işgal ettikleri kasıtlı islamı kullanarak eğitimden tarıma ne var ne yok yok edip işlevini yitirmeleri sağlandığı da anımsanmalı.
Yineliyorum yahudi (diğer çerkez gibi yahudilerle çalışan yabancılarda dahil) ve islamdan bağımsızlığımızı kazanmak zorundayız. Toplumu, geleceğimizi etkileyen yönetimin, yayın araçlarının Türk olmayanlarca işgal edilmesine engel olmak zorundayız. Kurtuluş savaşında ki gibi yahudiler işgalci güçleri toprakları silahla göndermediler diye bu bize savaş açmadıkları anlamına gelmez. (Bir şansımız olursa diye not düşmek istiyorum; yabancılara yardım gibi nedenlerle ulusun kapısını açıp geleneklerimizi, toprağımızı paylaşmak, dünü, bugünü, yarınımızı içeriden sekteye uğratma olanağı verilmemeli. Önce biz anlayışını oturtmamız gerekiyor-du.)
http://www.bilinmeyenturktarihi.com/israil-devletinin-kokeni-turk-devletimidir.html (Nibiru adlı kullanıcının yorumunu okuyunuz)