88) Osmanlı Tarihçisi “Mustafa Naima”

Yayin Tarihi 25 Eylül, 2014 
Kategori KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER

Osmanlı Tarihçisi “Mustafa Naima”

image001

Naima, ilk resmî vakanüvis ve Osmanlı tarihçileri arasında en ünlü kişidir. 1652 yılında Halep’te doğdu, Babası. Halep eşrafındandı. İlk öğrenimini orada tamamlayan Naima, genç yaşta İstanbula geldi. Yüksek öğrenim gördü ve Dîvan Kaleminde memur olarak hayata atıldı. Sonra hayatı birçok memurluklarda geçti. Dîvan mektupçuluğu, Baş muhasebecilik vesaire yaptı. Naima memurluk hayatında bazen yükselip bolluğa kavuştu, bazen atılıp sıkıntı çekti. Bir aralık Alanya ve Bursa’ya da sürüldü. Çorlulu Ali Paşa onu Mora seferine beraber götürdü. Naima, 1715 yılında Patras’da muhasebeci iken 63 yaşında öldü ve bu kasabada bulunan bir caminin bahçesine gömüldü.

Osmanlı tarihinde resmî olarak ilk vakanüvis olan Mustafa Naima Efendi, ilk öğrenimini doğduğu şehir olan Halep’te tamamladıktan sonra, genç yaşta İstanbul’a geldi. Küçüklüğünden beri okuyup yazmaya, özellikle tarihe ve edebiyata büyük merakı vardı. İstanbul’da Enderuna devam etti. Sonra, Dîvan katipliğinde görev aldı.

Pırıl pırıl zekası, titiz çalışmasıyla kendini kısa zamanda gösteren Naima, Kalaylı Koz Ahmet Paşanın Dîvan Efendiliğine yükseldi. Daha sonra, ilim ve sanat adamlarını korumakla tanınmış Amcazade Hüseyin Paşanın hizmetine girdi. İşte, Naimayı Naima yapan o ciddi çalışmalar, Hüseyin Paşanın yanındayken başladı. Amcazade Hüseyin Paşa, Naima’nın mükemmel tarih bilgisini öğrenince, ona önemli bir görev verdi. Paşanın kütüphanesinde, Şarihul-Menarzade Ahmet Efendinin yazdığı, fakat henüz düzene konulmamış, müsvedde halinde bir tarih kitabı vardı. Bu kitap, 1591 ila 1659 yılları arasındaki olayları naklediyordu.

Hüseyin Paşa, bu kitabın derlenip toplanması ve yeniden kaleme alınması işini Naima’ya verdi. Naima, çalışmalarını çok sıkı tuttu. Çeşitli kaynaklara dayandı, uzun araştırmalar yaptı ve kitabın daha ilk bölümlerini henüz tamamlarken Hüseyin Paşanın büyük takdirini kazandı.

Bu eser tamamlandığı zaman, artık eski müsveddelerle ilgisi kalmamış, baştan başa Naima’nın araştırması ve usta kaleminin bir ifadesi olmuştu, Bu yüzden büyük eser ‘Naima Tarihi’ olarak bilinir. Naima Tarihine konu olan yıllar, Osmanlı İmparatorluğunun en düşkün zamanlarına rastlar. Naima, canlı ve zarif uslubuyla o yılları önümüze sererken, sadece tarihçiliğindeki ustalığı değil, yazarlığındaki kudreti de ortaya koymuştur. 

Osmanlı tarihçileri, genellikle saray dahilinde cereyan eden olaylara pek nüfuz imkanını bulamadıkları ve kulaktan kulağa bir şeyler duysalar bile, hayatlarından korktukları için, olayları aktarmada yüzeysel kalmışlardır. Oysa, Naima cesaretle davranmış, hatta III. Ahmet’in, tahta geçer geçmez 19 erkek kardeşini nasıl idam ettirdiğini bile açık açık anlatmıştır:

“Padişah-ı Cihanpenahın biraderi olan on dokuz nefer şehzade-i bî-günah, nizam-ı alem için, kemend-i canistan ile şüheda zirvesine ilhak edilirlerken, yetişkin olmayanların, annelerinin kucağından alınıp canlarına kıyılmasını harem-i hümayun vaveyla ve göz yaşlarına gark olarak seyreylemiştir…”
İstanbul halkı da bu facianın üzüntü ve ızdırabını çekmiştir. Şehzadelerin en büyüğü Mustafanın son anında şu beyti söylemiş olduğunu da, Naima, eserinde rahatça nakleder:
“Nasiyemde katib-i kudret ne yazdı bilmedüm
Âh, kim bu gülşen-i alemde herkiz gülmedüm.”

Naima Tarihinin bir başka bölümünde, Sultan III. Mehmetin korkaklığı anlatılmıştır. Naima dan öğrendiğimiz olay şudur: Padişah III. Mehmet zorla sefere çıkarılmış ve Osmanlı Ordusu, Hasova mevkiinde durmuştu. Tarihe, Hasova Zaferi olarak geçecek olan savaştan önce, padişahın, Sadrazam Damat İbrahim Paşaya gönderdiği tezkire pek yüz kızartıcı oldu:

“Sen ki lalamsın, burda muharebe içün seni serdar idüp, ben buradan İstanbula revan olsam olmaz mı?..” 
Naima, tarih yazışına yepyeni bir stil getirmiştir. Onun renkli ve çekici bir üslûbu vardı. Olayları, bunları doğuran sosyal çevre ile beraber görüp anlattı. Halkın ve memleketin bu devirdeki hayatı Naima’nın eserinde canlandı. Padişah ve vezirlerin eksik yönlerini, hatalarını güçlü bir ifade tarzıyla yazdı ve eleştirdi.
Naima, tarih olaylarının ve bunları meydana getiren şahısların iç dünyalarına da sızarak yepyeni bir tarih edebiyatı ve sanatı ortaya koydu. Bu eser tarih edebiyatımızın en değerli eserlerinden biridir.
Naima’nın bu düzenli eserini ilk kez İbrahim Müteferrika iki cilt olarak bastı. Daha sonra eser altı cilt olarak yeniden yayınlandı. Naima Tarihi, Osmanlı tarihleri içinde önde gelen tarih kitaplarından biridir.
Naima, devlet görevinde, Anadolu Muhasebeciliğine kadar yükseldi, fakat haksızlığa karşı göz yummadığı ve devrin ileri gelenleri hakkında tenkit edici sözler söylediği için 1706 yılında Hanya’ya sürüldü. 
Eşinin talebi üzerine, sürgün yeri Bursa olarak değiştirildi. Sürgünde, çok sıkıntılı günler geçirdi. Koca bir yıl çekmediği çile kalmayan Naima, nihayet Çorlulu Ali Paşanın izniyle İstanbul’a geldi. Tekrar devlet hizmetine alındı. Hatta Çorlulu Ali Paşa, onun gönlünü almak için Mora seferine beraberinde götürdü.

Ancak bu sefer sırasında da tok sözlülüğünün cezasını çeken Naima’ya, bir kısım görevlerinden el çektirildi. Haksız ve yersiz muamelelere maruz kaldı. Mora’nın Patras kasabasında muhasebeci olarak görevlendirildi. Naima 63 yaşında iken, Patras ta öldü. Patras ta bulunan tek caminin avlusuna gömüldü. Bir süre sonra ne o cami kaldı, ne de Naima’nın mezarı…

http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=2474

Vakanüvis nedir?

 image002

“Vak’a” Arapça olup “olay” anlamındadır. “Nüvis” Farsça olup “yazıcı” anlamındadır. Vakanüvis=Olayları kaydedici.

Vak’a-Nüvis, Osmanlı Devletinde tarihî olayları kaydetmekle görevlendirilen kişilere verilen isimdir.

Vakanüvîsân devlet görevlisidir. Her yılın sonunda saraya o yıl içinde ölen önemli şahısların biyografilerini vermekle yükümlüdürler. Osmanlıların tarihi kayda geçirmekteki özeni, Osmanlı tarihinin vakanüvisler tarafından detaylı olarak korunmasını ve saklanmasını sağlamıştır.

Osmanlı tarihine ait bilgilerin en önemli bölümü vakanüvisler aracılığıyla günümüze ulaşmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde resmi bir kurum halini almıştır. Divan-ı Hümayun’a bağlı ilk resmi vakanüvis Halepli Mustafa Naima, sonuncusu ise Abdurrahman Şeref olup Osmanlı’nın yetiştirdiği en büyük vakanüvis Ahmet Cevdet Paşa olarak kabul edilir. 17. yüzyılda yaşayan Evliya Çelebi, Kâtip Çelebi ve Halepli Mustafa Naima ilk bilinen vakanüvisler arasındadır. Naima tarihi, Keşfüz Zunun, Miratü’l Memalik dönemin en önemli eserleridir. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet devrinin meşhur vak’anüvisi Tursun Bey’dir. (Vikipedi)

Paylaş:

Yorumlar

“88) Osmanlı Tarihçisi “Mustafa Naima”” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. sevgi nesil turksu yorum tarihi 27 Eylül, 2014 15:51

    Ne aci , toplasaniz 5 kisi tarihe kisitli hikaye birakmislar .Islamiyeti bilmemelerine borclular! Yuce Yaradan akil ve bilim demesine ragmen.

Yorum yap