51) ŞEHİT AVCI MAHMUT BEY
Yayin Tarihi 12 Mart, 2011
Kategori ERMENİ SORUNU, KAHRAMANLAR VE BİLGİNLER
ŞEHİT AVCI MAHMUT BEY
( Doğumu: … / Ölümü: 1918 )
Avcı Mahmut aslen Kağızman’ın Kızılkilise köyünde yaşayan yerli ahalisinden olup, lakaplarına ABI USTALAR denilmektedir.
Yukarı Kümbet Mahallesindeki baba bağında oturmuş olan Avcı Mahmut’un hanımı Sabire’den İmdat Ali, Miktad, Mehmet, Leyli, Suna ve Güleser adında dördü erkek üçü kız olmak üzere yedi çocuğu olmuştur. Ailesi KOMAN soyadını almıştır.
Kırk yıllık kara günlerde Kümbet mahallesinde ikamet eden Mahmut Avcı lakabının yapmış olduğu atıcılıktan, almıştır. Attığı kurşunun boşa gitmediği, ava çıktığı zaman dağ keçisi, ayı, domuz, tavşan, keklik avlamadan geri dönmediğini ailesinden ve yöre halkından öğreniyoruz.
1878’de Ayastefanos antlaşmasıyla Ruslar Kars iline resmen yerleşirler. 3 Mart 1918’de Türkiye ile Bolşevik Rusya arasında yapılan Berest Litovsk antlaşmasının 4. maddesine göre Kars, Ardahan, Batum, bize verilir. Buna razı olmayan Taşnak Ermeniler 1918’de Mart’ın ilk haftasından nisan ayın sonuna kadar 55 gün Kars ve civarında Türkleri acımasızca katletmeye başladılar
Kars’ta olduğu gibi Kağızman’da da Türklere karşı girişilen bu soykırıma karşılık vermek için gerek ordumuz, gerekse sivil halkımız, genç, ihtiyar, erkek, kadın demeden elele gönül gönüle vererek düşmana karşı direnmişlerdir.
Kars’ta kurulan Milli Şura hükümetinin mümessili Ali Rıza Bey önderliğinde sivil halkımızın oluşturduğu milis güçleri Kağızman’ı Rus ve Ermenilerden kurtarmak için büyük mücadeleler vermişlerdir.
Milis kuvvetleri içinde bulunan avcı Mahmut, düşmana ilk kurşunu şöyle atmıştır. Yukarı Kümbet mevkiinden sabah namazını kılmak için Feyzullah Bey Camisine gelmek isteyen Müslümanlar dereden çıkınca Hacı Kağızman Türbesinin istikametinden açılan ateşler sonucunda vurulurlar. Yine bir sabah namazı vakti kurşun sesi gelince Avcı Mahmut’u seslerler. Dürbününü silahını alır, Gordik’teki kanalın içine girer. Hacı Kağızman türbesi yanında Nalbant Halit’in durduğu evden bir Ermeninin elinde silahıyla ateş açtığını görür. Silahını doğrultur. Gordik’ten ateş ederek Nalbant Halit’in terk ettiği evindeki Ermeni’yi sağ memesinden vurur. (Bu hadiseyi Avcı Mahmut’un oğulları Recep Çakmakçı anlatmıştır.).
Tenekeci Musa BORAN Avcı Mahmut’un avcılığını, nişancılığını anlatarak ondan söz ettiği zaman Avcı Mahmut’un mermisinin gözünün olduğunu söylemiştir.
Korkusu bulunmayan Avcı Mahmut, Armutlu’lu bir arkadaşıyla Madır Kalesi çevresinde avlanırken bir ayı kaçarak mağaraya girer. Avcı Mahmut, mağraya ateş açar, ayı dışarı çıkarak hücuma başlar. Armutlulu avcının silahı elinden düşer. Avcı Mahmut, silahını doğrultarak ayıyı alnından vurur. Kağızman’a getirip Rus gamandırına (komutan) verir. Ayı 11,5 Put ağırlığındadır. (1 put, 16 kg olup 180 kg gelmiştir). Ruslar ayının yağını çıkarıp ilaç ediyorlar. Karşılık olarak Avcı Mahmut’a 1 maddel tüfek hediye ederler. O zamanki Rus deposu şimdiki Müftülük binasının yanındaki lojmanlarda imiş. Tüfeği olan Avcı Mahmut velenseye(battaniye) sararak Kümbet’e götürür. (Bu hadiseyi Miktat KOMAN anlatmıştır;)
Avcı Mahmut ve büyük oğulları Toper’lerin bağında bir evin odasında korunan güzel kadınların ve kızların namusuna Ermeniler dokunmasın diye sabahlara dek beklemişlerdir. (Bu hadiseyi anlatan Eşekçi Ali’nin karısı Novart Eze’dir.” Tıfınklarla beklerlerdi” demiştir). Novart ve Satenik, Ermeni asıllı iki kız kardeştir.
Avcı Mahmut Yukarı Kümbetteki evinden çıkarken silahını, mermisini yanına alır, ailesine “biz dövüşeceğiz belki dönemem” der. Büyük oğluna çocukların başında bulunmasını tembihler, helalleşerek evden çıkar. Halk ile birlikte Taşkışla’ya doğru hareket ederler. Silah arkadaşları arasında bacısı oğlu Şido Ömer, Garip Mehmet, Çilo Recep, Arif Kaplan, Havo Keleş, Tırıfo Mısto, Tiroğlu Recep, Kızılkiliseli Yakup da bulunmaktadır.
Taşkışla Binası
Taşkışla’ya güneyden girmek isteyen Ermenilere karşı cephe alınır. Ermeniler kışlaya girmeye başlayınca açılan ateşler sonucu Yakup dizlerinden vurulur. Yaralanan Yakup’u dereye indirirler. Ermeniler gücü karşısında daha fazla direnmeyen az sayıdaki Müslüman halkımız geri çekilmeye başlayınca Şido Ömer Avcı Mahmut’a “arkadaşlarımız hep çekildi gel bizde çekilelim” der. Avcı Mahmut,” ben gavura dal dönmem, sen ateş et, Ermeni’den önce kışla binasına ben gireyim, ateşimin sesini duyunca sen kaç git” diyor. Taş kışla binasına girmeyen Ermeniler, binanın ikinci katının son penceresinden mermi yağdıran Avcı Mahmut’u vurmak için kendi aralarında kura çekerler. Avcı Mahmut’u vuracak olan Ermeni askeri ödüllendirecektir. Kurayla belirlenen Ermeni askeri Keçe Sappik giyinir ki yer patırdamasın kışla binasının etrafını dolaşarak dibine girer. Pencerenin altından ateş edince Avcı Mahmut çenesinin altından vurulur. (Bu hadiseyi Şido Ömer Hacı Kadir Koman’a böyle anlatmıştır.)
“Ali Rıza Bey kumandasındaki Milis Kuvvetleri Ortakale’de bulunan karargâhlarından zaman zaman Kağızman’da ki Ermeni birlikleri üzerine baskınlar düzenlerler. Bu baskınların birinde güney tarafından, otluklar mevkisinden Taşkışla’ya giren milis kuvvetlerimiz içerisinde Avcı Mahmut’ta bulunmaktadır. Ermeni birlikleriyle bir hayli muhabere yapılır. Milis güçlerimiz Taşkışla binasına girerler. Bir hayli kavgadan sonra milis güçlerinin mermileri tükenir. Amcam Ali Rıza Bey emrindeki kahramanlara ve hemen yanında bulunan Avcı Mahmut’a “geri çekiliyoruz” der ve geri çekilmeye başlarlar. Amcam binanın penceresinden kendisini aşağı atar. Otluklara doğru çekilirken arkandan gelen bir Ermeni kurşunu başının ense tarafından anlına doğru bir sıyırık bırakarak geçer. Avcı Mahmut ise binadan çıkmaya, pencereden atlamaya fırsat bulamaz ve şehit olur. Amcam sağlığında bunu bize böyle anlatmıştır. Hatta Otluklar mevkisindeki çayırlarımıza beni götürürken Taşkışla binasından atladığı pencereyi bana göstererek “Bak Gülsen ben bu pencereden atlayıp geri çekilirken bir Ermeni kurşunu başımdan sıyırarak geçti. Avcı Mahmut pencereden atlamaya fırsat bulamayarak şehit düştü.” dedi. (Bu anlatımı Ali Rıza Bey’in ağzından aktaran Gülsen Ataman”
Taşkışla binasında kahramanca çarpışan Avı Mahmut, birçok Ermeni cemdeğini silahıyla yere serdikten sonra şehit olmuştur. Öldürdüğü Ermeni sayısının 34 kişi olduğunu Abılı Ömer Çelik aktarmıştır.
Bu esnada Abılı Ali,Abılı Ömer,Abılı Ağa ise Haznedar’dan kışlaya girmeye çalışan Ermeniler üzerine ateş açmışlardır.(Bu ifadeyi anlatan Avcı Mahmut’un oğlu Miktat Koman’ dır.)
Kışla binasının doğuya bakan üst sol penceresinde vurularak şehit düşen Avcı Mahmut’un naaşı kışla binasının hemen yanına defnedildi. Türk Hükümeti hakimiyeti sağlayıp, kışlaya yerleştikten sonra Avcı Mahmut,alay komutanının rüyasına geliyor, mezarının bulunduğu yere su doluyormuş, rüyada Avcı Mahmut: “Beni buradan çıkarın”diyor. Oğlu İmdat KOMAN’ın haberdar edilmesiyle birlikte naaş yerinden alınarak şimdiki nizamiye giriş kapısının kenarına defnediliyor. İmdat KOMAN’ın anlatımına göre: ”Şehit edildiğinde defnedilirken başına sarılan işliği lehde yapışmış olup, cesedi hiç bozulmamıştır, çürümemiştir. Avcı Mahmut’un namının Rus hükümeti kayıtlarına geçtiğini ve 1918 tarihine dayandığını belirtmiştir.
Cahın’lılı Ali Ağa’nın oğlu Hacı İdris Atalay ise 1943 yılında Kağızman’daki 14.süvari alayında askerlik yaparken kışla binasının yanındaki Avcı Mahmut’un bir törenine 1943 yılında şimdiki nizamiye girişindeki yerine taşındığını belirtmektedir. Avcı Mahmut’un kendi ölçü aletleriyle kendi mermilerini doldurduğunu oğlu İmdat ve Miktat KOMAN anlatmıştır:
Avcı Mahmut’un silahları:
1. Berdanka tüfek.1960 inkılâbında askeriye kararıyla toplanmış Kırıkkaleye gönderilerek doğratılmıştır.
2. Legan (Destebaşı) tabanca Mehmet KOMANDA iken satılmıştır.
3. Beşli Mavzer tüfek. Mustafa KOMAN’da iken satılmıştır.
4. Maddel tüfek. İmdat KOMAN’da iken satılmıştır.
5. Makerizmalı(saçmalı) tüfek. İmdat KOMAN’da iken satılmıştır.
6. Bir adet mermi. Berdanka tüfek mermisi Hacı Kadir KOMAN’da dumaktadır.
Nüfus kayıtları Avcı Mahmut’un Büyük oğlu İmdat Koman’ın 1309 yılı yani 1894 doğumlu olduğunu bildiriyor. Avcı Mahmut’un tahminen 20 yaşında evlenmiş olduğunu düşünürsek yaklaşık 1873 veya 1874 doğumlu olup, 44–45 yaşlarında iken taş kışla binasında Ermenilerle kahramanca savaşarak şehit olmuştur.
Avcı Mahmut hakkındaki bu bilgileri bize aktaran, tarihimizin aydınlanması için bir ışık yakan Miktat oğlu Avcı Mahmut’un torunu Sayın Hacı Kadir ve Hasan Koman’a, teşekkürlerimizi sunarken yurdumuzu düşmanlardan temizleyip kurtulmasına fedakârlık eyleyen şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhları şad olsun.
SELAM GÖTÜRÜN
Vatan toprağında yatan şehitler
Kükreyip felaha koşan yiğitler
Yirmi sekiz eylüle katılan Türkler
Avcı Mahmut beye selam götürün
Gezgen dağları gezen rüzgârlar
Aras boylarını kesen rüzgârlar
Yurdun hasretini sezen rüzgârlar
Avcı Mahmut beye selam götürün
Kışlanın sırdaşı duran duvarlar
Namludan fırlayıp vuran kovanlar
Yükselip gökleri saran dumanlar
Avcı Mahmut Bey’e selam götürün
İşleyip tenimi delen mermiler
Rahmani rahim’i okuyan diller
Cennet-i alada gezen huriler
Avcı Mahmut Bey’e selam götürün
Avcı Mahmut ismi dillere destan
Minnettadır ona güzel Kağızman
Faniden kurtulup ebede koşan
Cennet yolcusuna selam götürün
Sizlerin kanıyla kurtuldu vatan
Kahraman Türklerin kalbinde yatan
İlhami atadan ülküsü vatan
Bizlerden onlara selam götürün
İbrahim AYDEMİR
Avcı Mahmut, yurdumuzu işgal eden düşmana 919 da değil 920 de değil 918 de ilk kurşunları yağdıran bir kahraman şehidimizdir. Ne yazık ki düşmana karşı mücadele eden Sütçü İmamlar, Şahin Beyler, Nene Hatunlar kurtuluş savaşımızın tarih sayfalarında hak ettikleri yeri alırken Avcı Mahmut’un adı sadece Kağızman da ve Kağızman halkının yüreğinde kalmıştır. Yetkililere de Avcı Mahmut adının yüceltilmesi ve hak ettiği yere getirilmesi için gereken özveriyi göstereceklerine inanıyoruz.
Ali Rıza Bey’e Bağlı Milis Kuvvetleri’nin Savunduğu ve Avcı Mahmut’un Şehit Düştüğü Taşkışla Binası’nın Batı ve Güney Cephesi. Binanın Tarihçesi: 1896 yılında inşa edilmiş,1923’te Türkler tarafından hizmete açılmıştır. 1939’a kadar Suvari birliklerince alt kat, ahır, üst kat iskân maksatlı kullanılmıştır.1961’e kadar Kağızman Avcı Birliklerince karargâh, 1992’ye kadar 33. Piyade Alayı Topçu Taburu tarafından alt kat yemekhane, üst kat koğuş olarak kullanılmıştır. 2005 yılına kadar Topçu Tb. Kh. Koğuşları ve Tugaya bağlı birliklerin koğuşu olarak kullanılmıştır.
Kaynak: Sait Küçük – Lemin Gülderen, Kağızman’da Yaşanan Rus Zulmü ve Ermeni Mezalimi adlı kitaptan alınmıştır.
http://kagizmangozlem.com/haber_detay.asp?haberID=254
Avcı Mahmut’un torunlarından Kıbrıs Harekatı şehidi, HİKMET KOMAN
Hikmet koman 18.02.1949 tarihinde Kağızman İlçesinin Aşağı dere Mahallesinde dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet, annesi Gülfidandır.
20.07.1974 tarihinde 1. Kıbrıs Barış Harekatına topçu çavuşu olarak katılmıştır. Girne çıkarmasında Yeşil Adaya ayak basarak ilk Mehmetçiklerden olma bahtiyarlığına ermiştir. Üç gün verilen hedefleri top ile tahrip edip büyük kayıp verdirmiştir.
22.07.1974 tarihinde saat 17.20’de Palazın Bölgesinde hakim bir noktadan düşman hedeflerini top ile döverek düşmana büyük zayiat verdirmiştir.
İsabetli atışları ile dağılıp yok olmaya yüz tutan düşman birlikleri kahramanımızın yerini tespit ettiler. Düşman tarafından gelen bir havan topunun şarapneli ile seve seve canını Yavru Vatanı Kıbrıs’a ve Türk Milletine armağan ederek şehit olmuştur. Hikmet Koman’ın naşı kendi alayı İbrahim Karaoğlanoğlu Şehitliği’nde toprağa verilmiştir.
http://www.haberolcek.com/haberdetay.asp?id=867
Yorumlar
“51) ŞEHİT AVCI MAHMUT BEY” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
YİGİT YİGİDE HAYAT VEİYOR..NE OLURDU BİR MELEK VAR OLSAYDI..OLSAYDI..VE TÜM YİGİTLERİMİZİN ÖLDÜRÜLMESİNE ENGEL OLABILSYEDİ;(
TAA İCİM YANDI;(OKUDUKCA..AMA OLSUN NE KADAR ÖLDÜRMÜSSE O KADAR KAR*DIR.DÜSMAN TÜRK/MÜSLÜMAN BİR ERKEGE DOKUNMADIKCA HİCBİRZAMAN,BİZİM ERKEKLERİMİZDE DOKUNMAZ KİMSEYE!AMA VAZGECMİYORLAR!=HAYRET DEGİLMİ?-SİMDİDE SİLAHLARI BIRAKIP!DAİLOG!MUS:(..YOLU ÖLDÜRMENİN..CÜNKÜ BİZİM ERKEKLERİMİZİ ÖLDÜRSELERDE BASA CIKAMADIKLARINDAN OLUCAK:)!-DİNLERİMİZİ MİLLİYETİMİZİ..DEGİSTİREREK YOK ETMEYİ DENİYORLARMIS!–ASLA!MUAFFAK OLAMAZLAR!BOSUNA!BİZİM ÖLÜMÜZ BİLE KORKUTUR HEPSİNİ!
KAĞIZMANLI BİR ŞAİRİN İNTERNETTEN ALDIGIM. ŞİİRİNİ YAZIYORUM .KAHRAMAN AVCI MAHMUDA ALLAH RAHMET EYLESİN
Kağızmanda Ermeni Zulmü
Toplayıp Türkleri doldurdular dama
zalimler kıydılar binlerece cana
toplu kıyım yaptılar bunca insana
yanıyor sönmedi ermeni kini
yaşlı çocuk kadın kız kızanı
soktular süngüyü yaktılar canı
ateşe verdiler bütün evi damı
yanıyor sönmedi ermeni kini
ellerinde can verdi yüklü kadınlar
bebeyi çıkarmak için karnını yardılar
kızgın tandırları mezar yaptılar
yanıyor sönmedi ermeni kini
Türkü kesip doğramaktan doymadı
ahırlarda canlı hayvanda koymadı
canlı yok şehitleride sayan kalmadı
yanıyor sönmedi ermeni kini
ermeni kaçarken bile kesti
körpe çocukları ağaçlara astı
yaşlı eşleri ateşli ocaklara bastı
yanıyor sönmedi ermeni kini
burda beslenip size destek olanlar
sonradan saklanıp türk ismi alanlar
yine arkadan hile tezgah kuranlar
yanıyor sönmedi ermeni kini
Medyada türke kin kusanlar
hepimiz ermeniyiz diye azanlar
şimdi gerçek kimliği ile yazanlar
yanıyor sönmedi ermeni kini
dünyayı uyutup,nasılda kandırdılar
kesen yakan,yalan, çalan onlar
utanmazlar elinizde hala kanlar
yanıyor sönmedi ermeni kini
Kemal Gülal
kim yazmışsa cahilce yazmış, dedikodu yazmış.. Avcı Mahmut, tek başına Taşkışlayı savunmuştur.. önceden önlemlerini almış, her pencereye tfekleri bağlamış, tetiklerini de iplerle bulunduğu yere bağlamış.. sağladığı ateş yoğunluğu ile 200’den fazla ermeniyi öldürebilmiştir.. mühimmatı bitince merdivenlerde son kurşunlarına kadar merdivenlerde çatıştığında vurulmuş ve şehit olmuştur.. öyle birlikte gittiği kimse yok, veda sahnesi yok.. ama olayın bu şekilde olduğu ermeni raporlarında vardır.. şehidin mezarını da yanlış yerde anlattılar.. mezar Toprakkale mahallesi Avcı Mahmut ilkokulunun arkasındadır.. bir de taşnaksutyunu ayırmış, gene bir şeyler uydurmuşlar, orada says-piko anlaşması projesince Türk soykırımı yaptırılmıştır.. ekim 17 devrimi ile çaptan düşen rusların desteğindeki ermenileri bu kez ingiliz-fransız planıyla sahnedeler..