983) Osmanlı Devrinde Dersim İsyanları (1937 yılı kitap)
Yayin Tarihi 25 Şubat, 2018
Kategori TÜRK DÜNYASI
Osmanlılar devrinde
DERSİM İSYANLARI
Osmanlı İmparatorluğu devrinde zaman zaman başgösteren ve bilhassa tevakkuf ve inhitat devirlerinde bulaşık bir şekil alan, türk ulusunu yücelme ve yükselme yollarında asırlarca geri bırakan iç isyanlar ve bunların bastırılması için tatbik edilen sakat ve yanlış şekiller ; bu imparatorluğun idare sistemindeki enerji noksanlığının ve imparatorluk bünyesindeki çürüklüğün açık bir misali olarak uzun seneler devam edip gitmiştir. Dış siyasada olduğu gibi iç siyasa ve idarede de takip edilen ” İdarei maslahat ” usulü ; imparatorluk uzuvlarında karışık sebeplerle meydana gelen idari birçok yaraları yanlış tedavi yüzünden kangrene çevirmiş ve en nihayet içeriden çürüyen bu koca imparatorluk dış tesirlerin de inzimam eden yıkıcı darbelerile çöküp gitmiştir . İşte, ^” Dersim isyanları ” da imparatorluğun kangren olmuş yaralarından birisi idi. Dersim isyanlarının mevzuuna girişmeden evvel bütün isyanları doğuran, körükliyen ve müzmin bir hale getiren sebeplerden ve kara kuvvetlerden kısaca ve özlü olarak bahsetmek uygun olur :
a ) Fatihin ölümünden sonra başlayan softalık ve taasup devirlerinin, her yeniliğe karşı dikilmiş olması ve yenilikler karşısında vaziyet ve menfaatleri muhtel olan unsurların din, şeriat perdesi altında ayaklanmış bulunması [Dinî tahrikler]
b ) Osmanlı İmparatorluğunun birbiri ardınca devamlı isyanlar ve ihtilâllerle zayıflatılıp kolayca parçalanmasını istihdaf eden yabancı devletler tarafından para, silah dağıtmak, propaganda ve tahrikler yapmak suretile yer yer memlekette iğtişaşlar çıkartılması [Siyasi tahrikler]
c ) Derebeylik, ağalık ve mütegallibelikle yaşayan zümrelerin; devletin kanun yolundaki icraatı karşısında kafa tutması ve halkın cehalet ve taassubunu tahrikle ortaya atılması, [Mütegallibe tahrikleri]
d ) Osmanlı İmparatorluğunu teşkil eden ayrı ırk, din ve mezhepteki tebeanın türk milleti aleyhine istiklal ve imha gayeleri yolunda yürümüş olmaları, [Ayrılık gayeleri]
e ) Çapulculuk ve yalnız şekavet gayesile vücut bulan asayişsizliğin genişliyerek isyan şekline girişi ve siyasal teşekküllerin bunu fırsat bilmesi, devlet ve hükümet adamlarının bu tahrikler ve iğtişaşlar karşısında zâf, müsamaha ve ihmal göstermiş olmaları, [Asayişsizlik]
f ) Devletçe kuvvetli, cezrî ve temelli tedbirlerle isyanların daha evvelden önüne geçilmemiş veyahut kökü kesilmemiş bulunması, [İdarei maslahat siyasası]
g ) Devletin lüzumlu lüzumsuz giriştiği mütemadi harplerde yalnız türk camiasının bol bol kanını ve servetini heba etmiş ve neticede acun san’at, medeniyet, ilim ve irfanda yükselmiş olduğu halde türk milletüinin harplerden bu tekâmüle vakit bulamamış ve saltanat idareleri tarafından her şeyini kaybetmiş, hertürlü tahrike mütemayil ve gafil bir halde bırakılmış olması, [İdari ihmaller]
İşte Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerindeki isyanların tetkik gözile görünüşündeki manzara bunlardır.
Osmanlı hükümdarlarının mutlak idarelerine nihayet veren Meşrutiyet devrinde ise, yeni bir hayat ortaya koymak ve can çekişen imparatorluğa dünya ulusları arasında bir varlık vermek istenmesine rağmen yine aynı sebeplerden doğan isyanlar karşısında kalınmıştır.
Osmanlı meşrutiyeti zimamdarları hudutlar içerisindeki tebeasını ırk ve din ayırt etmeksizin aynı hukuka sahip kılınmış iken vakit vakit türk olmıyan unsurların silahlı itaatsizliklerine mani olamamışlardır.
Bundan başka ilk bakışta, görülmek istenen teceddüt gayret ve hareketleri softa zihniyetlerinin, an’ane ve muhafazakarlık telakkilerinin esiri olmaktan ve gündelik muvakkat icraat mahiyetinden çıkamamıştır.
31 – Mart – 325 şeriat ihtilalinden başlıyarak dinî ve siyasal mahiyette ardı arası kesilmiyen isyanlar, Osmanlı Devletini zayıf ve takatsiz bırakmıştır. Kat’i ve cür’etkâr tadbirlerle yok edilebilecek fitne ocakları ancak askeri tedbirlerle muvakkaten ortadan kaldırılıyor ve fakat bu askeri baskının kaldırılmasile yeniden başka bir zamanda yeni isyanlar türemiş bulunuyordu. Bunun içindir ki, saltanat devrinin isyanlarını zikrederken bu isyanların tedip icraatını ancak askeri yarım tedbirler halinde görüyoruz. İdari ve kat’i ıslahat ve icraata maalesef tesadüf edemiyoruz .
…..
Dersimin nüfusu 60 bin kadardır. Halk kök itibariyle Türktür. Fakat biraz aşağıdaki satırlarda izah edileceği gibi siyasal, tarihi ve idari bazı sebepler ve daha doğrusu hatalarla halkın hakiki benliği asırlarca unutturulmuş ve bunlara (Kürt) tabiriyle başka bir mevcudiyet, başka bir milliyet ve manasız bir varlık atfedilmiştir.
Kur. Bnb. Bürhan Özkök
1937
Kitabı aç: OSMANLI DÖNEMİNDE DERSİM İSYANLARI
NOT: Bu belge http://turkleronline.net/diger/kurtler/dersim_harekati/dersim_sayfa_1.htm sayfasından alınmıştır. Teşekkür ederiz.
Yorumlar
Yorum yap