932) Türk Dokumacılık Tarihinde İngiliz Ajanları

Yayin Tarihi 2 Eylül, 2017 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Türk Dokumacılık Tarihinde İngiliz Ajanları

Bir gün, evinde Metin Erksan’la konuşurken raflarda sırtında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Avrupa Topluluğu Üye Olmak Hakkı ve İsteğinin Tarihsel Kaynakları Metin Erksan” yazılı ince bir kitap takıldı gözüme. Şaşırdım. Kitabı raftan çekip aldım. Evet, bu Erksan’ın yazdığı bir kitaptı; kitapçılarda görmemiştim; baskısı tükenmiş olmalıydı. Okumak üzere ödünç aldım. Okurken bir belge çok dikkatimi çekmişti. Erksan, kitabın bir yerinde: “26 Şubat 1583 tarihinde Sir William Harborne tekrar İstanbul’a geldi. Bu kez Kraliçenin korumasında bir ticaret kuruluşunun temsilcisi olarak değil, tam yetkili bir İngiliz Elçisi olarak gelmişti. Kraliçe Elizabeth, politik faaliyetlerinin yanısıra Elçi’nin Türkiye’de bazı ticari ve teknik olguları öğrenmesini ve İngiltere’ye getirmesini istiyordu. Bu konular ve işlevler şunlardı…” diye başlıyor ve Kraliçe’nin bu İngiliz Elçisi’ni Osmanlı topraklarına bir kumaş, iplik, boyama ve dokuma sanayii casusu olarak gönderdiğini gösteren buyruklarını sıralıyordu:

1- Türkiye’de kumaşları maviye boyamakta kullanılan çivit otunun tohumu (anile) ve fidanı İngiltere’ye getirilecek. 

2- Bunun nasıl hazırlandığı ve karıştırıldığı öğrenilecek.

3- Türkiye’de (kumaş) boyamakta kullanılan bütün otlar bulunup İngiltere’ye getirilecek.

4- Yaprakları, tohumları veya kabukları, yahut odunu boyacılıkta kullanılan bütün ağaçların tohumu veya fidanı İngiltere’ye getirilecek.

5- Bu işte kullanılan bütün bitkiler ve çalılar İngiltere’ye getirilecek.

6- Boyacılıkta kullanılan bütün topraklar, madenler, bunların bulunduğu yerde iyice incelenecek. İngiltere’de bu gibi yerlerin çabucak nasıl tanınacağı öğrenilecek.

7- Boyacılıkta kullanılan maddelerden başka, boyama sanatı da öğrenilecek.

8- Mısır’daki Muhaisira şehrinden İstanbul’a ve oradan da İngiltere’ye susam tohumu getirilecek. (Susam ticareti genellikle İskenderiye ile İstanbul arasında yapılır. Bunun için elde edilmesi kolaydır. Bu tohumdan yağ çıkarılır ve Muhaisire’da birçok fabrikalar bununla işler. Bu tohum İngiltere’de yetiştirilecek olursa kumaş ticaretimize sınırsız yararlar sağlar. Bu kasaba Nil nehri üzerindedir. Venedik’e ve daha bir çok İtalyan şehirlerine, Anvers’e susam oradan gelir.)

9- Türkiye’deki her çeşit kumaş ve bu kumaşların bütün üretim aşamaları incelenecek.

10- İngiltere’nin çıkarı için, başka kumaşlardan çok, Türkiye’ye İngiliz malı çuha satışının arttırılmasına çalışılacak.

11- Yabancı boyaları ile boyanan kumaşlarımızdan çok, İngiliz boyalarıyla boyanan kumaşlarımızın satışına önem verilecek.

12- Cezayir ve Tunus için yapılan şapkalarımız için pazar aranacak. Çünkü halkımıza büyük kazanç sağlayabilir.

13- Norwich ipliğinden veya diğer ipliklerden dokunan çorapların satılmasına çalışılacak. Bu büyük bir ticaret halini alırsa yoksul halkımıza büyük kazanç sağlar. Bu yolla hem ürün, hem boya satışımız artar. Birçok kimse iş bulur.

14- Yoksul halkımızın yararı için, safran satışı arttırılacak, geniş ölçüde satış bulunursa bir çok kimselere iş çıkar.

Metin Erksan’ın, adı geçen kitabında aktardığı 1583 tarihli bu belge, beni derinden etkilemişti. Batı’nın bin yıl öncesine dek Doğu’nun çok gerisinde olduğunu; Doğu’dan aldıkları, aparttıkları, geliştirdikleriyle ilerlediklerini, kendi araştırmalarımdan biliyordum. Erksan’ın aktardığı bu belge ise, bu gerçeği tartışılmaz biçimde bir kez daha kanıtlıyordu. Bu belgenin gerçekliğini araştırdım. Erksan, kitabında bu belgeyi Hamit Dereli’nin 1951’de yayımlanan “Kraliçe Elizabeth Devrinde Türkler Ve İngilizler” adlı kitabından aktarıyor ve bu bölümü tümüyle yayımlıyordu.

image001

Hamit Dereli’nin “Kraliçe Elizabeth Devrinde Türkler ve İngilizler” kitabı

Hamit Dereli bu belgeyi doğrudan o yıllarda yayımlanmış bir İngiliz kaynağından,1552 Londra doğumlu İngiliz coğrafyacı Richard Hakluyd’un 1589’da yayımlamaya başladığı “The Principall Navigations, Voiages and Discoveries of the English Nation” (İngiliz Ulusunun Belli Başlı Deniz Seferleri, Gezileri ve Keşişeri) adlı 8 ciltlik çalışmasından aktarıyor ve şöyle diyordu:

“Buna benzer diğer birçok belgelerden anlıyoruz ki, o dönemde Türkiye’de dokumacılık ve boyacılık sanatları pek ilerlemişti. Onaltıncı yüzyılda İngilizlerin bütün çabası kumaşlarını ve boyalarını ıslah etmek, satışlarını arttırmak, kendi sanayi ürünleri için geniş pazarlar bulmak üzerine yoğunlaştırılmıştı. Bunun için Türkiye’nin ünlü yünlü kumaşlarından mostralar alıp İngiltere’ye götürülecek, Diers Hall’da (Boyacılar Çarşısı) teşhir edilecek, İngiliz boyacılarının kendi becerilerine ilişkin besledikleri yanlış kanılar kafalarından silinecekti. Yine Türkiye’de bulunan İngiliz ticaret temsilcisinden “ipekli ve yünlü kumaşları boyamakta usta iki delikanlı” isteniyordu. Bu ustalar doğal yollardan sağlanamazsa, herhangi bir paşanın yardımı ile, o da olmazsa İstanbul’da oturan Fransız elçisi yardımıyla sağlanacaktı. Bunun için temsilciye İstanbul’a varır varmaz Fransız elçisi ile tanışması ve dost olması öğütleniyor, bu amaca ulaşmak için her şeye başvurmaktan çekinmemesi söyleniyordu. Yine bu belgelerden birinde İngiliz ticaret temsilcisine Cezayir ve Tunus’da “Bonettos Colorados Rugios” (kırmızı renkli başlık) adı verilen kenarsız bir tür kırmızı iskoç başlığı için Türkiye’de pazar bulması buyruğu veriliyordu. Bundan şu soru akla geliyor: Acaba fes İngilizler tarafından mı Türk ülkelerine getirilmiştir? Fes kelimesinin sözcük kökeni bakımından Kuzey Afrika’daki Fez şehriyle ilgili olması, bunun böyle olduğu olasılığını güçlendirmektedir.”

image002

image003

Richard Hakluyd ve Türk-İngiliz ilişkilerinin başlangıcını anlatan 1583 tarihli Principall Navigations kitabı.

Kraliçe’nin Osmanlı’ya (buyruğun İngilizce aslında yer alan adıyla Turkie’ye) gönderdiği elçiye verdiği görevler arasında, Türk dokumacılık bilgi ve teknolojisinin çalınmasından başka, iki Türk kumaş boyama ustanın ne pahasına olursa olsun İngiltere’ye getirilmesi vardı… Demek ki, bugün bilgi ve teknoloji üstünlüğüyle dünya devleri arasında yer alan İngiltere, bundan 400 küsur yıl önce Turkie’den bilgi ve teknoloji apartmaya muhtaç bir durumda bulunuyordu. İşte bu İngilizler, 1583 yılında Kraliçe’nin gönderdiği Elçi’ye verdiği ‘Türklere “kenarsız kırmızı bir tür İskoç şapkası” = Fes giydirme buyruğunu 250 yıl boyunca unutmamışlar, sonunda 1832’de, II. Mahmut döneminde Türklere bunu giydirmeyi başarmışlardı.

Metin Erksan’ın kitabını okuduktan sonra, onunla bu konuyu yeniden irdelerken bana, İngilizlerin Türk kumaş dokuma ve boyama sırlarını çalma çabalarının 1583’te başlayıp kesintisizce 300 yıl sürdüğünü, 1800’lerde dünya tiftik yünü tekelini Türklerin elinden almak üzere, Türkiye’den damızlık tiftik keçileri kaçırıp Afrika’da çoğalttıklarını ve bu olayın Sadri Etem Ertem’in 1930 / 31’de yayımlanan “Çıkrıklar Durunca” adlı romanında işlendiğini, kendisinin geçmişte bu romanı filme çekmeyi bile düşündüğünü” söyledi…

Cengiz Özakıncı

http://ahmetdursun374.blogcu.com/

 

 

Paylaş:

Yorumlar

“932) Türk Dokumacılık Tarihinde İngiliz Ajanları” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. TARİH : Türk Dokumacılık Tarihinde İngiliz Ajanları | Teşkilat-ı Mahsusa yorum tarihi 3 Eylül, 2017 19:25

Yorum yap