86) ERMENİSTAN SINIRI ZORLUYOR-2

Yayin Tarihi 16 Ocak, 2008 
Kategori ERMENİ SORUNU, KATEGORİLENMEMİŞ

Ermenistan Sınırı Zorluyor -2-

Geçmiş yıllarda hakimiyeti altında yaşadıkları sayısız devlete ihanet eden Ermeniler, bunların hiçbirini hatırlamazken, 1915’te yaşanan tehciri ise asla unutmuyor. Amaçları, soykırım yalanıyla Türkiye’nin başını ağrıtabilmek

Bugüne kadar sayısız göç ve sürgün olayına maruz kalan Ermeniler, bunların hiçbirini gündeme getirmezken, sadece 1915’te Osmanlı Devleti tarafından haklı gerekçelerle tehcire  (yer değiştirme) tabi tutulmalarını sözde soykırım adı altında sorun haline getirmeye çalışıyor. Aslında Ermeniler, geçmişte hakimiyeti altında yaşadıkları devletlere ihanetlerinden dolayı bir çok kez buna benzer tehcire tabi tutulmuşlardı. Sasaniler 379’larda 70 bin Ermeni’yi İran’a, Bizanslılar 1025’lerde Doğu Anadolu’daki 40 bin Ermeni’yi Sivas ve Kayseri’ye, Memluklar 1250’lerde 10 bin kadar Ermeni’yi Mısır’a, 1743’de İranlılar 24 bin Ermeni’yi İran içlerine ve 1777’de Kırım’ı işgal eden Ruslar da bölgedeki binlerce Ermeni’yi steplere sürmüştü. Ermenilerin soykırım aldatmacasıyla, sadece ve sadece Türkiye’nin bütünlüğünü bozmaya çalıştığı tarihsel bir gerçektir.

Batı’dan destek
Tarih boyunca Afrika ve Balkanlar’da yaşanmış sayısız soykırım hareketine seyirci kalan Batılı ülkelerin, Ermeni yalanlarına destek vermeleri bunun en açık göstergesidir. Tehcir uygulaması Ermenilerce katliam ve soykırımı olarak adlandırılmış ve Türkiye aleyhine başlatılan propaganda kampanyaları aralıksız bugüne kadar hız kesmemiştir. 1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilerin daha güvenli topraklara göç ettirilmesi uygulaması, ortaya atılan saçma yalanların aksine, onların güvenliğini sağlamaya yönelik bir hareketti. Kesinlikle kasıtlı ve planlı bir soykırım yaşanmamıştı. İşte tüm bu gerçeklere rağmen, Türkiye’nin başı soykırım belasıyla ağrıtılmaya çalışılıyor.

Diaspora çok aktif

Yurtdışındaki Ermenileri tek bir çatı altında toplayan diaspora, adeta siyasi bir kimliği bürünerek, dünyanın dört bir tarafında Türkiye’nin imajını karalamak için yoğun çaba harcıyor. Ermenilerin yurtdışındaki tüm faaliyetlerini organize eden ve dış politikasını yön veren bir konuma gelen diaspora, başta ABD olmak üzere Fransa, İngiltere ve Almanya’nın başını çektiği Avrupa ülkelerinde önemli bir güç merkezi haline gelmek için her yolu deniyor. Ülkemizin Avrupa Birliği ile ilişkilerini etkileyebilecek faaliyetlerde bulunan Ermeni diasporası, sözde soykırımın tanınması yolundaki propagandalarla günden güne güçlendi. Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından diaspora, bulundukları ülkelerin yönetimini soykırım iddialarıyla yönlendirmeye çalışan bir politika izlemişti. Ermeni kuruluşları, özellikle ABD’de yönetim üzerinde yaptıkları lobi faaliyetleri ve soykırım iddialarının uluslararası alanda gündeme getirilmesi için düzenledikleri etkinliklerle Türkiye’nin diğer ülkelerle olan ilişkilerini menfi yönde etkilemişti.

Çıkar aracına dönüştü
Ermeni diasporası, özellikle 2000 yılından sonra Türkiye’nin uluslararası ilişkileri önünde en büyük sorunlardan birisi olmaki çin geniş çaplı bir strateji belirlemiş ve soykırımla ilgili kampanyalarını yaşadıkları ülkelerin siyasetine sokmuşlardı. Tarihte olduğu gibi günümüzde de Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler bulunmaktadır. Bazı ülkelerde Türkleri ve Türkiye’yi sözde soykırımla suçlayan anıtlar dikilmekte, bazı ülkelerde sözde soykırımı tanımaya yönelik kararlar parlamento gündemlerine getirilmekte, hatta kimi ülke parlamentolarında kabul edilmektedir. Gerçekte tarihçilere bırakılması gereken bu konular, siyasetçilerin elinde çıkar aracı haline dönüştürülmektedir. Ermeni sorununun ortaya çıkışından bugüne kadar, katliamı meslek edinen Ermeni terörünün amacı; sözde soykırım iddialarını dünya kamuoyuna duyurmaktı. Bunu nisbeten de olsa başardılar. Şimdi ulaşmak istedikleri nokta ise “Büyük Ermenistan” rüyasıdır.


Ayastefanos’ta adları geçti
1878 Osmanlı-Rus Harbi, Türk milletinin asla unutamayacağı, asla sarılamayacak yaralarla dolu bir savaştı. “93 Harbi” olarak anılan bu savaşta Osmanlı İmparatorluğu sadık bir milletini; Ermenileri de kaybetti. Ermeniler bir yandan, Doğu Anadolu’da, Ruslara karşı savaşan Osmanlıların ikmal yollarını kesti, bir yandan da isyan çıkarttı. Ruslar Edirneyi alarak Çatalca önlerine kadar dayandı. Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. İki taraf arasında Ayastefanos  (Bugünkü adıyla İstanbul’daki Yeşilköy) Antlaşması imzalandı. Ermeniler konusu ilk kez Ayastefanos’ta (Bugünkü adıyla İstanbul’daki Yeşilköy) 1878 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya Devleti arasında imzalanan sulh antlaşması ile uluslararası yazışmalara konu olmuştu. O zamana kadar gündemde olan ıslahat talepleri özel olarak belirli bir topluluğu değil, Hıristiyan tebaayı kapsamaktaydı. Ancak Osmanlı Devleti, bu antlaşmada Ermenilerin oturduğu yerlerde ıslahat yapmayı kabul etmek zorunda kalıyordu. Bu antlaşma Rusya’ya sıcak denizlere inme konusunda Balkan ve Doğu koridorunu açmıştı. Bu durum Avrupa devletlerin tepkisine neden olmuş, Rusya yeni bir savaşı göze alamadığından Berlin’de bir kongre toplanmasını kabul etmişti. Bu antlaşma ile Osmanlı’nın dağılma süreci hızlanmıştı. Ermeni sorunu için bir başlangıç noktası bulmak gerekirse, bu 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nı izleyen Ayastefanos Anlaşması ve Berlin Konferansı’dır. Ayastefanos’un feci şartlarını bir nebze hafifleten Berlin Kongresi ile Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki hayatı, bir müddet uzamıştı.

18 ülke resmen tanıdı
SÖZDE soykırım meselesi her ne kadar asılsız kaynaklara dayansa da Türkiye’nin uluslararası arenada önünü kapatmak isteyen 18 devlet tarafından maalesef resmi olarak tanındı. İşte, soykırımı tanıyan ülkelerin yıllara göre dağılımı şöyle: Uruguay (1965), Kıbrıs Rum Kesimi (1982), Arjantin (1993), Rusya (1995), Kanada (1996), Yunanistan (1996), Lübnan (1997), Belçika (1998), İtalya (2000), Vatikan (2000), Fransa (2001), İsviçre (2003), Slovakya (2004), Hollanda (2004), Polonya (2005), Almanya (2005), Venezuela (2005), Litvanya (2005) ve Şili (2007).

Fransa’da ceza
Soykırım yalanını tüm dünyaya yaymaya çalışan diasporanın en yoğun faaliyette bulunduğu ilk dört ülke ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’dir. Ermeni diasporasının ABD’deki en büyük kuruluşu Armenian Assemly of America’dır (AAA). Türkiye’ye yönelik ABD yardımlarının engellenmesi, silah satışının önlenmesi ve Ermenistan’ın her konuda desteklenmesi ABD’deki Ermeni lobisinin ana amaçlarındandır. Fransa da ABD’den sonra Ermenilerinin en yoğun faaliyette bulunduğu ülkedir. Fransa diasporasaı ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olmasına rağmen, Ermeni soykırımının olmadığını yazan ve ifade edenler için 5 yıllık hapis ve 45 bin euro para cezası yasasını meclisten geçirmeyi başarmıştı.


Islahat talebine yeşil ışık
OSMANLI Devleti 1877-78 Osmanli-Rus savaşında yenilip Rus ordusu Ayastefanos’a geldiği zaman Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan, Rusya Başkumandanı Grandük Nikola’ya başvurarak Ayastefanos’ta imzalanan sulh antlaşmasına Ermeni milleti lehine bazı maddeler konulmasını sağladı. Ayastefanos’ta 3 Mart 1878 tarihinde imzalanmış olan sulh antlaşmasının 16. maddesi ile Osmanlı Devleti Ermenilerin yerleşik olarak bulundukları eyâletlerde o yerin ihtiyaçlarına göre gerekli ıslahat ve düzenlemeleri yapmayı taahhüt ediyordu. Rusların Ayastefanos’ta elde ettiği kazanımları çıkarlarına aykırı bulan Alman Şansölyesi Otto von Bismarck’ın önderlik ettiği Berlin Kongresi’nin toplanışı sırasında yine Varjabedyan, kendisinden önceki patrik Kırımyan’ın başkanlığında Berlin’e bir heyet göndererek Ayastefanos Antlaşması’na konulan maddelerin Berlin Antlaşması’na da alınmasını sağlamıştı. Berlin Antlaşması’nın 61. maddesi, ahalisi Ermeni olan eyaletlerde o yerin ihtiyaçlarına göre gerekli olan ıslahatı yapma görevini Osmanlı Devleti’ne yüklemişti. Bu madde, Rusya, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin Osmanlı Devletinin çeşitli eyaletlerine heyetler, komiserler göndermelerine, sert notalar gönderip tehditlerle çeşitli avantajlar sağlamalarına yaradı. Ayrıca Osmanlı ile ilgili bilgi toplamalarını, kararlarını etkilemelerini de sağladı. 1894 senesinden itibaren Türkiye’de tedirginlik veren bir çok olay meydana gelmeye başlamıştı. Eğer Avrupa’nın ve  desteği olmasaydı, Ermeni sorunu hiçbir zaman ortaya çıkmazdı.

Tarihi karikatür
image00198.jpg

Osmanlı ile Rusya arasında yaşanan 93 harbini anlatan bu karikatür, tarihe ışık tutan cinsten. 17 Haziran 1876 yılında İngiliz Punch dergisinde yayınlanan bu karikatürde, Rusya Balkan köpeklerini Osmanlılara karşı saldırtmaya hazırlanıyor.

Kanada okullarında soykırım okutulacak
KANADA’nın Toronto kentindeki okullarında verilecek soykırım dersi kapsamında Ermeni soykırımı iddiaları öğretilecek. Bu kapsamda sonbahardan itibaren öğrencilere “Yahudi, Ruanda ve Ermeni soykırımları” dersi verilecek. Karara tepki gösteren bölgedeki Türkler ise bir imza kampanyası başlattı. Türk-Kanada Konseyince düzenlenen kampanyaya imza vererek bin 200 kişi katıldı. Konsey Başkanı Lale Eskicioğlu, Kanada basınında yansıtılan açıklamalarında ders kararının “yanlış” olduğunu, Kanadalı Türk çocuklarının diğer öğrencilerin şiddetine maruz kalmasına yol açacağı uyarısını yaptı. Kanada Parlamentosu, 2002 yılında “Ermeni soykırımı” iddialarını tanımıştı. Kanada Başbakanı Stephen Harper de, “Ermeni soykırımı” ifadesini kullanmıştı.

Danimarka saçma iddiaları tanımıyor
DANiMARKA Dışişleri Bakanı Per Stig Moeller, 1915 Yılında Osmanlıların Ermenilere soykırım uyguladığına ilişkin iddiaları tanımadıklarını söyledi. Moeller, liberal-muhafazakar koalisyonunun aşırı sağcı müttefiki Danimarka Halk Partisi’nden Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Morten Messerschmidt’in, “Danimarka’nın Ermeni çevrelerinin ’soykırım’ iddialarını resmen tanıyıp tanımadığına” ilişkin sorusunu cevapladı. Komisyon üyesinin sorusuna yazılı cevap veren Dışişleri Bakanı Moeller, “Hükümete göre bu, tarihçilere bırakılacak tarihi bir konudur” şeklinde konuştu.

Ermeni yalanları ABD gündeminde
Demokrat Parti’nin çoğunlukta olduğu ABD Kongresi’nin, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili, pragmatizm ile ilkeli olma arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağı belirtildi. Los Angeles Times gazetesi, soykırım iddialarının bu yıl içinde ABD Kongresi’nin gündemine getirilmesi beklentisinin, Demokrat Partililerin son seçimde çoğunluğu ele geçirmesiyle arttığını yazdı. Demokratların, soykırım iddialarının tanınacağı yönünde, ABD’deki Ermeni toplumuna mesajlar verdiğini hatırlatan gazete, Dışişleri Bakanlığı’ndaki üst düzey bir diplomatın “Biz hiçbir zaman soykırım olmadığını söylemedik. Sadece o kelimeyi kullanmadık” şeklindeki sözlerine de yer verdi. Diplomat “Bizim görüşümüz daima, Türklerin ’Bu bir dış baskıdır’demesine izin vermeden, böyle bir tartışmayı cesaretlendirmek olmuştur; ve bu yaklaşım da daha etkilidir” dedi. Haberde, bu görüşü benimsemeyen Ermeni lobisi ve Demokratların ise, Washington yönetiminin soykırım kelimesini kullanmasından yana olduğu kaydedildi.

KASIM AKDOĞAN

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap