86) ATATÜRK’ÜN DİNİ SÖYLEMLERİ VE TAVRI
Yayin Tarihi 10 Kasım, 2008
Kategori ATATÜRK
ATATÜRK’ÜN DİNİ SÖYLEMLERİ
VE TAVRI:
“Atatürk’ün Dini Söylemleri ve Tavrı” başlıklı araştırma yazımız;
10 Kasım münasebetiyle malum medya mensupları tarafından, Atatürk’ü dinsizmiş gibi göstermeye çalışan ve Atatürk’ün cenaze namazının bile kılınmadığı hususunda şüpheler yaratmak isteyenlere bir hatırlatma ve bilmeyenlere de bir bilgi olması için yazılmıştır.
Son günlerde Atatürk’ün “İnsani” tarafını tartışmaya çalışmak, ancak aptalların yapacağı bir düşünce şeklidir.
Ne demek “İnsani tarafı” ?
Asker, polis, güvenlik hizmetleri yapanlar İnsan değil mi?
Bu görevleri icra edenlerin özel hayatı olmayacak mı?
Bu anlayışa göre, Askerlik hizmetinin gereğini yapanlar insan dışı bir yaratık!
Her mesleğin bir gereği vardır. Mesleğinin erbabı da bunu yapmak zorundadır. Yapmadığı taktir de kaybeder!
Mustafa Kemal’in de mesleği ASKERLİKTİR!
Askerin de görevi bellidir. Gerektiğinde;
Vatanı’nı savunmak.
Milleti’ni hür olarak yaşatmak.
Devleti’nin bağımsızlığını korumak.
Galiba Atatürk’ün emperyalistlere karşı aldığı zaferler rahatsızlık veriyor ki; İnsani tarafı(!) tartışmaya çalışıyorlar…
Şimdi de Atatürk’ün ölümü üzerinden yeni bir tartışma ve fitne konusu piyasaya sürülmeye çalışılmaktadır…
Ne yaparlarsa yapsınlar, Türk Ulusu’nun gönlünden Atatürk sevgisini silemeyecekler. Her gün de, Atatürkçü düşünce daha da kökleşecek ve gelişecektir.
Atatürk’ün “Cenaze Namazım Kılınmasın” diye bir vasiyetini de, belgesi ile birlikte ortaya koyamazlar ise, bu iddiaları Münafık olduklarının belgesi olacaktır.
ATA’MIZI, ÖLÜMÜNÜN YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANAR İKEN;
DİNİ SÖYLEMLERİ VE TAVRI, BELGELERİ İLE BİRLİKTE AÇIKLANMIŞTIR.
YILMAZ KARAHAN
Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur”; “Din vardır ve lazımdır.” (Yakınlarından Hatıralar, Asaf İlbay, s. 102) sözleriyle açıklamıştır.
Atatürk Türk Milleti’nin batıl düşünce ve sapmalardan arındırılıp, gerçek Dini yaşamaları için, Kuran’ın anlaşılmasını sağlamak amacıyla Türkçeye çevrilmesi emrini vermiştir. Bu direktif üzerine, Büyük Din Alimi Elmalılı Hamdi Yazır, Kur’an’ın Türkçe Tefsirini yapmıştır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki kısıtlı olanaklara rağmen tefsir, 10 bin adet bastırılarak Yurdun her yanına gönderilmiştir.
“Sonra Kuran’ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim.” (Atatürk’ün Temel Görüşleri, Fethi Naci, s.55)
Atatürk camilerde Türk Halkı’nın anlayacağı sade bir Türkçe ile hutbe ve vaaz verilmesini de emretmiştir.
“Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)
Atatürk 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir’deki Paşa Camii’nde verdiği hutbede:
“Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran’daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93) Dinimizin hangi ölçüler içerisinde yaşanmasını açıklamıştır.
Atatürk, İslam dininin tamamen ilme ve mantığa uygun bir din olduğunu bir başka sözünde de şöyle ifade etmiştir:
“Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. … İslam’ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz” (Atatürk”ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
Büyük Önder Atatürk, İslamiyet’te ve Türklük’te kadın ve erkek eşitliğini de ifade ederek, gerici kapalı zihniyetlerden vaz geçilmesi gerektiğini de açıklamıştır.
“Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)
Atatürk: “Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun’i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.” (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.32)
Ulu Önder, din adamlarına karşı her zaman samimi bir şekilde hürmetkar olmuş ve saygı duymuştur.
Cumhuriyet’in ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, Atatürk’ün kendisine duyduğu saygı ve hürmeti şöyle anlatmıştır:
“Ata’nın huzuruna girdiğimde beni ayakta karşılardı… “Paşam beni mahcup ediyorsunuz” dediğim zaman “Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır.” buyururlardı. Atatürk, şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil din adamlarını sevmezdi.” (Atatürk ve Din Eğitimi – Ahmet Gürtaş – Diyanet İşleri Bakanları Yayınları s.12)
Atatürk Kuran okutulmasına da son derece önem vermiştir. Hafız Zeki Çağlarman Atatürk’ün bu yönünü şöyle anlatmıştır:
“Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım’la uzun yıllar komşuluk yaptık. Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine; “Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme”der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi.” (Din Toplum ve Kemal Atatürk, Ercüment Demirer, s.10)
Hazırlayan:
YILMAZ KARAHAN
Yorumlar
“86) ATATÜRK’ÜN DİNİ SÖYLEMLERİ VE TAVRI” yazisina 13 Yorum yapilmis
Yorum yap
Sayın Hocam KARAHAN;
Konularınızı, konulara yapılan yorumları ibretle okuyorum. Bu dinci denen guruba mensup olanların “köle” olduklarına inanmaya başladım, ve zerre kadar itimadım güvenim kalmadı bu kölelere.
Bu yalnız ve yalnız “paraya tapan” köleleri inceleme imkanı buldum son günlerde. Dergahlarına girdim, meclislerinde bulundum. İnsanlık dışı tavır, söz ve hareketlerine şahit oldum. Yeri geldiği zaman hepsinden bahsedeceğim.
Hemfikir oldukları yegane konu rant. Bir şeyler kapabilme arzusu, batan gemi sandıkları ülkemizi şimdiden yağmalamaya başladıklarını gördüm.
Eyy Yüce Yaradanım! Sen de görüyorsun bunları, akıllarından geçenleri biliyorsun, niyetlerini biliyorsun. Bu Ad kavmi artıklarını bizlerin başına musallat ettin Eyy Yüce Yaradanım…
Kölelerin saldırı tarzları, bende Ulu Başbuğ ATATÜRK’e daha bir kuvvetle yapışma, daha büyük bir aşk ile sarılma duygusu yarattı.
Ey Yüce Tanrım; yarattığın kullarından birisi olan ATATÜRK’ü benim kavmime bahşettiğin için dualarımız az gelir sana, sen ki kainatın yaratıcısı, âlemlerin Rabbi, seçkin yarattıklarını bizim kavmimize bağışlayıcısın and olsun ki senin yolundan sapmayacağım, ve and olsun ki senin büyüklüğünü, senin kuvvetini, senin bağışlayıcılığını aklimdan çıkartmayacağım…
BU DİN BEZİRGANLARI,BİZİ KURANDAN UZAKLAŞTIRMAK VE ARAPLAŞTIRMAK İÇİN KURANIMIZI ELLİMİZDEN ALARAK,ÇEŞİTLİ HURAFE,MENKİBE,PEYGAMBER ADINA HADİSLER.BİRZAMAN GELDİKİ KURANDAKİ İSLAMİYETİLE YAŞADIĞIMIZ İSLAMİYET ARASINDA HİÇ BENZERLİK DAHİ KALMADI.KURANİKERİM:İSLMİYETTE BÖLÜCÜLÜĞE,TEFRİKAYA ,MEZHEPÇİLİĞE,TARİKATLARA ASLA İZİN VERMİYOR.ŞİMDİ SİZLERE BUNLARI YASAKLIYAN AYETLERİ YAZACAĞIM.LÜTFEN OKUYUN;YUNUS SURESİ 4CÜ AYET,ZUMME2-3,RAD14,ARAF 2-3BAKARA 2,ENAM 70-159,ALİ İMRAN105-109,RUM12,FURKAN 68,MAUNA 9.ŞİMDİ İSLAMI TİCARİ EMTİA YAPMIŞLAR YE BABAM YE.ALLAH BİZİ BU DİN BEZİRGANLARINDAN KURTARSIN.SON YILLARDA CAMİLERDE ALLAHLA PEYGAMBER ARASINDA BİR YARIŞTIR GİDİYOR.İMAM EFENDİ AYETİ OKUYOR ,ARKASINDAN PEYGANBERE HADİSLE TASDİK ETTİYOR.BU KÜFÜRDÜR.HERKESİN DİKKATİNİ ÇEKERİM.MUHAMMED DENDİĞİ ZAMAN;HERKES ELİNİ KALBİNİN ÜZERİNE GÖTÜRÜYORALLAH DENDİĞİ ZAMAN EN UFAK BİR HAREKET YOK.BU KONULARDA SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR ŞİMDİLİK BU KADARLA KİFAYET EDELİM. İLERDE TEKRAR GÖRÜŞELİM.BU KONUDA HASBİHALE HAZIRIM.SAYGILARIMLA.
iki yorumuda okudum.ikinizde kişi olarak çok basit siniz. eğer türkiyede yaşıorsanız gözünüzü
elinizle ovalayıp tekrar bakın türkiyenin haline.
atatürk öncesi türkiye
atatürk sonrası türkiye
atatürkün insani tarafını tartışmaya acamak aptallıkmıs.bu nedemek.ne kadar da basit sözler.kimse tartısmaya acmıyor.bunu anlayamadınızmı.sadece insani tarafını gösteriyor.anlatıyor.simdiye kadar peygamber yerine konduya.kelimeleri sözleri sanki bir buyruk gibi anlatıldı.yarı tanrılastırıldıya yıllardır.ozaman siz türkiyede yoktunuz sanırım.farkında olmadınız bunların.haberiniz yoktu.ama ben burdaydım ve aynen bana bu sekilde tanıtıldı Atatürk.ve ne insani yönden ne tarihi yönden gercekler gösterilmedi.bir kurgu yaratılmıstı kutsal yapmak için atatürkü.ve benim beynimi yıkamak için.gercekleri ben coktan ögrendim.cünkü arastırdım.ve can dündarda aynısını yaptı.ve harika film oldu.bunu seyretmek bana cok iyi geldi.ve Atatürk sevgimi asla azaltmadı.cünkü ben atatürkün insan oldugunu biliyordum.ve insanların kusurları hataları yanlışları olurdu.
yüce insan M.K.ATATÜRK sadece vatanı milleti değil dinide sahtekarların, yobazların elinden kurtarmış olmanın saldırılarında bugün dahi hemde yüce şahisyet M.K. ATATÜRK,ün adı ile yepılıyor. fakat bunu tüm dünya ve içteki bazı kandırılmış ve hatta hıyanetlik yapanlar dahi bilir ki muhtaç olunan kudret damamrlarımızdaki asil kanda mevcettur
ben bir tartışma programında fatih altaylıyı seyretmiştim 2 hafta oluyor söyle demişti;türk askeri türkiyenin sınırlarını koruyor ve hatta anamızın bacımızın bacak arasınıda koruyor bu cok doğru bir laf bakın ırak a kimbilir kactane kadına tecavuz etmişlerdir eğer atatürk olmasaydı şimdiki türkiye olmazdı ve bir ırak bir filistin gibi olurduk şimdi bir ırak a bir filistine birde türkiyeye şöyle bi baksınlar bu atatüre düşman olanlar herseyin farkına varacaklar ve birde bu dindar laikler cıktı tam bır sacmalık bu akp nın oyunudur kimse kanmasın ben bu türkiyede hem dindarım hem laıkım
esra hanım,ilk cümlelerinizde kendinizle tezatsınız.ayrıca,insani olanların,insani yönü tartışılır.sizin iddianızı kabul edersek,gerçekleri öğrenebilmek için,okullardaki kaynaklar şart değil,sanırım artık yetişkin bir insansınız ve araştırabilrsiniz.benim size tavsiyem,kulaktan dolma bilgiler edinmek yerine,daha alternatif kaynaklarda araştrmalar yapmanızdır.çünki bu sitedeki yazılarınızdan anladığım kadarıyla,sürekli bir saldırı ve karalama var.eğerki araştırdınzsa kaynaklarınızı bende merak ettim doğrusu!asla tanrılaştırıldı fikrinize katılmıyorum,bunu manevi bir zayıflık olarak kabul ederim ki;Atatürk’ün din ve devlet işleri derken ne kadar haklı olduğunuda bu şekilde birkez daha anlarım.Atatürk,benim ve sizin farklı düşüncelerde olmamıza rağmen,burada bu kadar rahatça fikirlerimizi yazıyor ve tartışabiliyorsak,daha sayabileceğim birçok hakkı elde etmemize nedendir.Ben bir müslüman,Atatürk’ün liderliğine inanan bir Türk milliyetçisiyim.Ben inançlarımı yaradanla aramda yaşıyorum,bunada Atatürk’ün lider olduğunu kabul etmem asla engel değil.(bu arada aklıma bir atasözü geldi,üzümü yemek değil,bağcıyı dövmek gibi)
BİR YAZIMDADA BAHSETTİĞİM GİBİ M.KEMAL ATATÜRK TÜRK TARİHİNİN YETİŞTİRDİĞİ ENDER LİDERLERDEN BİRİ VE SONUNCUSUDUR,ŞU ANA KADAR.İYİ BİR TARİH VE DİN BİLİNCİ OLMASI ONUN VASIFLARINDAN EN ÖNDE GELENİDİR.YAPMIŞ OLDUĞU İŞLER VE GÖSTERMİŞ OLDUĞU HEDEFLER BUNU AÇIKÇA ORTAYA KOYMAKTADIR.HER İŞTE EHİL KİŞİLERİ GÖREVLENDİRME VE HURAFELERDEN ARINMAYI ISRARLA TEKRAR ETMESİ BU GÜNLERİ BU MİLLETE YAŞATMAMAK İÇİNDİ.HIRSIZLIĞI HAYDUTLUĞU ONUR SAYANLAR HURAFELERLE VARLIĞINI DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞANLAR M.KEMAL ATATÜRKÜ ELBETTE KARALAYACAKLAR EĞER ELLERİNİ VİCDANLARINA KOYUP KENDİLERİNİ ONUNLA BİRKERE KARŞILAŞTIRSALAR.ONUN TIRNAĞI OLMADIKLARINI GÖRECEKLER
LÜTFEN YOUTUBE YE ATATÜRK ÜN SON MECLİS KONUŞMASI YAZIN VE İZLEYİN…..
SAYIN DEYERLI MUHTEREM HOCAM EMEGINIZE ELLERINIZE SAGLIK “ALLAH “YARDIMCINIZ OLSUN
**BURDA CADDEDE MİLLİPİYANGO SATAN,YILLAR ÖNCEDEN İCİMİZE GİREN KÜRDÜZ,ÖNCE KÜRDİSTAN SONRA TÜRKİYELİYİZ!SÖZÜNÜ BUNDAN;10 SENE ÖNCE SARFETMEYE BASLAYAN TİPLERİ,CAMİDE TOPLANTI HALİNDE GÖRMÜSTÜK!İBADETE GİTTİGİMİZDE.
NE SÖYLENEBİLİRKİ;HERSEY ORTADA,MECLİSE BAKSANIZA!
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Türklük onur ve şerefini bizlere yaşattığın için sana minnettarız.Mekanın cennet ruhun şaad olsun.
bence bu kadar güzel düşünmeyin bizim insanımız atatürke tapıyor ya tapıyor bence bu yanlış tamam saygım büyük ama bu kadurı fazla