85) İSTANBUL

Yayin Tarihi 11 Eylül, 2008
Kategori SLAYTLAR-RESİMLER

istanbul.pps

Paylaş:

Yorumlar

“85) İSTANBUL” yazisina 6 Yorum yapilmis

ZÜHAL ASMA yorum tarihi 12 Eylül, 2008 02:55

COK TESEKKÜR EDERİZ:)
CAAANIM ISTANBUL,
*CİHANA BEDELSİN,GÜZELLER GÜZELĞİ, CENNETDEN GÜZELSİN.
-SEN HER AN YASANSADA DOYULMAYACAK BİR ‘SEVDASIN’
*BOSUNAMI PAPA…UCAKDA SON DAKİKA ARKASINA BAKIP..AKLIM SENDE KALDI..DEDİ..
-ASLINA ONDA AKLI OLDUGU DA MESHUL YA!ÖYLE YA EFENDİM HERKESE VERMEKTEN!
*GÜZEL ‘İZMİR’LE BENZERLİGİ LEVANTENLERİN YASAMASI.AVRUPANIN,AVRUPADAN GELENLERİN EN GÜZEL TARAFLARINI YASATTIGI..MUHTESEM SEHİR.
-SENİ BENDEN ALMASINLAR DİYE ÖYLE DUA EDIYORUMKİ..HERGÜN!
-AMA GÖZÜNÜN İCİNE BAKA BAKA MAHVETTİLER SENİ CANIM İSTANBUL..DİYE BİR SİİRİ VARDI..İLHAM GENCERLE,SAMİ SEFERİN.
*EY GÜZEL ANADOLU HALKI..EY KOCAMAAAN!POLİTİKACILAR!ALLAH ASKINA BURAYA YERLESMEYİ BIRAKIN ARTIK!
-ANADOLUYU ELIMIZDEN ALMALARI AN MESELESI!!
-KANMAYIN POLTIKACILARA!!GELMEYIN..ONLARA SADECE ANADOLUNUN HER KÖSESİNİ İSTANBULDAN DAHA GÜZEL+
YASANACAK HALE GETİRMELERİ KARSILIGINDA OY VERİN.VE HUZUR ICIN..İSYANBULLUNUNDA SİZE GELMESİNİ SAGLAMAK İCİN..ANADOLU TOPRAKLARINI TEKRAR TÜRKİYEYE KAZANDIRIN.DÖNÜN..
*İSTANBULU YASATANLARA BIRAKIN!
*EY SABANCILAR+KOCLAR+ASLANLAR+GEYİKLER+ENTELLER+TEKSTILCILER..VS.LER..ÖGRETİN ARTIK POLİTİKACILARA!!DUYURUN SESINIZI..KENDINE SOSYETE DEDIRTENLER?ASLINDA HERKES NERELIYSE,ORAYI GELISTIRMEK ÜZERE KREDILER ALSIN VE BOGAZ TOKLUGUNA DEGİL!MEMLEKETLERINI ZİYARETE ACIK HALE GETIRMEK+GÜZELLESTIRMEK İCİN ANLASMALAR YAPSINLAR..HÜKÜMETLERLE..NASIL BODRUMDA KÜCÜK İSTANBUL YARATTINIZ!!!EMİNİM..HER TARAFDA GÜZELLİK YARATIRSINIZ SİZLER!EGER İSTERSENİZ?BASARIRSINIZ..
*İNSAATCILAR!!K.DENİZ ASLINDA MUHTESEM!SİZLER GELMEYİN..İSTANBUL SİZE GELSİN..BETONLARINIZIDA ALIN GÖTÜRÜN..G.DOGULULAR;SİZİN GERCEKTEN MİSTİK MEMLEKETINIZ VAR, ORAYA BARIS GETIRIN..CALISARAK..BİZLERİ DOSTCA AGIRLAYARAK..
*DOGU;SEVGİLİ DOGU..AVRUPADA KAR GÖÜRNCE NASIL MUTLU OLUYORSAK..VAN’IN BAHCESEHİR İLCESİMİYDİ?HANİ KISLARI KARDAN GECİT OLUSUYOR!ARTIK ORALARI ELELE GELİSTİRELİM..BIRAKIN..İSTANBUL ESKİSİ GİBİ TERTEMİZ KALSIN..SİZLERDE ARADA GELİN..AGIRLANIN..SİZLEREDE GELSİNLER..MİSAFİRLERİNİZİ AGIRLAYIN..GÜNEY ALMANYADA HER HAFTA SONU,HER KASABA,KÖY BİR DİGERİNE ZİYARETE GİDİYOR!GÖRÜLESİ YERLERİNİ GÖRÜYOR..AMA YİNE EVİNE DÖNÜYOR:)
*İNSANIN EN VERİMLİ OLDUGU YERİ YİNE EVİ OLMALI!KENDİ MEMLEKETİ…BUNU ANCAK SİZ!AKLI-SELİMLER YAPTIRIRSINIZ!BAKINIZ ARTIK G.ANTEPDE ÜNİVERSİTELİ OLUCAKMIS:)AVRUPADAKİLER!DÖNÜN YUVANIZA..ORADAKİ EDİNDİGİNİZ SİZİ BİZDEN ALAN..YABANCILIGINIZI KALDIRIN ARADAN.
***SN.YILMAZ BEYİSN.PAMUKOGLU PASAYA İLETSENİZ!
–YAPACAK C O K İ S VAR:) HA! GAYRET.
YUDUM İNSANI,ÜLKE DOSTLARIM..İSTANBULUDA, ÜLKEMİZİN AYRI GÜZELLİKDEKİ YASANILASI YERLERİNİ ANCAK KENDİ YERLİ HALKI GÖZLER ÖNÜNE SEREBİLİR.POLİTİKACILAR!YARDIMCI OLUNUZ.
*BIRAKIN ALLAH ASKINA GÜNEYE HABİRE TOPRAK ÜSTÜNE ‘HEYÜLA’ OTELLER DİKMEYİ..HER YÖRENIN HALKINI TURİZM İCİN CALISMAYA TESVIK EDECEK,PLANLAR YAPIN!SADECE OTELLE TURİZM OLMUYOR!
-DAHA NE ANLATSAM..BİTMEZ..KIMSE DINLEMEZ..AMA BU SEVDADA BİTMEZ.
http://mayisyasemenleri.blogspot.com/ yorum tarihi 12 Eylül, 2008 18:17

Canım İstanbulum; gözbebeğim, gözümün nuru, karasevdam. Gece rüyalarım, gündüz düşlerim, hayal alemimin tek varlığı, canım İstanbulum. Ruhumun en derin ve saf duygularıyla tek seslenişim, sevdamı haykırışım, ağlayışım, dert ortağım, hayat arkadaşım, can yoldaşım canım İstanbulum.

Seni anlamak ne mümkün. Hele anlatmak… Ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa ve sadece seni yazsa yine nafile. Müfessirler otursa seni tefsir etse, feylozoflar sana olan sevdamın sırrını düşünse yine de beyhude.

Çünkü sen Alemlerin Efendisinin bize kutlu müjdesisin. Sevgililer Sevgilisi, Efendilerin Efendisinin mübarek bir muştususun. Çünkü sen, feth–i mübin olarak haber verilen tek beldesin. Sen belde–i sultansın, Eyyub el–Ensari’nin makam–ı şehadetisin. Çünkü sen, Akşemseddin’in niyaz halinde göz yaşlarının ıslattığı mukaddes vatan toprağısın, Ulubatlı Hasan’ın kanının son damlasına kadar akıttığı cânın karşılığı cânansın. Çünkü sen, Hüdavendigârların, Yıldırım Beyazıdların rüyalarının şehrisin, II. Mehmed (Fatih) adındaki yağız delikanlının sevdasısın, ilk göz ağrısın. Çünkü sen, yeniçerinin her sabah okuduğu gülbankındaki duaların mazharı kutlu şehirsin. Kelle koltukta giden akıncının tek hedefisin.

Öyle bir akıncı ki kılıcını vurdukça küffara:

“Düşsün çelengi Rûmun eğilsin ser–i Frenk

Vur Türk’ü gönderen yed–i takdir aşkına

Son savletinle vur ki açılsın sûrlar

Fecr–i hücum içindeki Tekbir aşkına” diye çınlayan Osmanlı Türkü’nün feryad–ı figanısın.

Hey Koca şehrim, Dersaadetim, payitahtım! Kimler can verdi senin uğruna? Nice koç yiğitler feda etti kendini. Allah aşkına sen kimsin, nesin? Nedir cihanın senin için yanıp tutuştuğu? Söyle sende büyü mü var? Yoksa efsunlu musun? Nedir bu alımın?

Bütün bu güzelliğin yetmiyormuşçasına bir de nazlı gelin gibi süslenmişsin. Berrak Marmara sularından sir gerdanlık takmışsın. Sanki o da yetmiyormuş gibi Kızkulesinden narin, zevk sahibinin gönlünü okşayan bir de madalyonun var.

Ya o nedir? Boğazın iki kıyısındaki mor salkımlı erguvân çiceklerinden sürmelerin. Yanağının üstündeki mavi gözlerden süzülen iki damla duygusal ve içli gözyaşları; yoksa siz Göksu musunuz? Tanıyamadım mı sizleri? Siz Küçüksu musunuz? Hay Allah yine bilemedim. Siz Hünkarlara ev sahipliği yapan kenarında şerbetten tatlı sohbetlerin yapıldığı Sadabat deresi olmalısınız.

Hey şu uzakta gözüken selvi boylu güzeller. Size söylüyorum, size; başları bulutlara değercesine semaya yükselenler. Siz kimsiniz? Siz Ayasofya mı, Sultanahmet mi, yoksa kutlu şehrin yadigarı Süleymaniye misiniz?

Peki ya şu gördüğüm koca ulu çınar nedir? Duruşu Beyad–ı Hünkara benziyor. Efendi ve mülayim. Bakışı; bir kartal bakışı kadar sert, bir gül kadar narin, ana kucağı kadar sıcak. Herhalde bu olsa olsa Yavuz’dur. Hayır! Tebessümü Osman Gazi’yi andırıyor. Bak yüzünde Yusuf’un güzelliğinden çizgiler var. Çıkartamadım galiba… Tabii ya! Bu koca çınar payitaht–ı İstanbul olan koca Osmanlı çınarıdır.

Hey koca şehir! Senin için o Kutlu Nebi en güzel methiyesini söyledi. Ümmet gönül koydu bu söze. Bu yolda can verdi, cefa çekti, feryad etti. Kutlu sahabe Eyüp Sultan doksan yaşında, on beşlik civan delikanlı gibi at sırtında sana ulaştı. Emir verdi, hedef gösterdi, daha ileri daha ileri diye. Aziz Mahmud Hûdayi, Hz. Musa misali, destur, dedi. Boğazın engin sularını iki şakk etti; geçti, gitti hedefine. Hezarfen Ahmet Çelebi çıktı Galata’ya. Temaşâ etti İstanbul’u… Açtı kanatlarını alımlı süslü bir kelebek gibi, İstanbul üstlerinde kanat çırptı bir kartal misali. Yine de doyamadı senin güzelliğine. Yahya Kemal en derûn duygularını, en samimi dizelerini senin için yazdı. Tanburî Cemil Bey kainatın muştusunu şarkılara taşıdı. O mimarların mimarı koca mimar; ruhunun inceliklerini maddeye döktüğü o muhteşem eserlerini senin için yaptı. Ama nâfile…Bütün bunlar senin güzelliğini ve seni anlatmaya yetmedi ve yetmeyecek…
http://mayisyasemenleri.blogspot.com/ yorum tarihi 12 Eylül, 2008 18:17

İstanbul…
Ananemi hatırlarım o gerçek bir İstanbul Hanımefendisiydi,üzerinde her zaman şık o yılların döpiyesleri, bakımlı ve uzun saçları,düzgün Türkçesi,serçe parmak inceliğinde yaptığı meşhur yaprak sarması,.. Üsküdar-Salacak’da 3 katlı ahşap bir köşkte, kocaman bir bahçesi erik,elma..ağaçları, leylaklar,bembeyaz manolyalar arasında koşuşturduğum çocukluğum…Salacak’da denize girdiğimiz, bomboş sokaklarında dolaştığımız güzelim İstanbul’um..
Doğduğum..büyüdüğüm..okula gittiğim…
Genç kızlık dönemlerimizde Ada’larda ve Moda’da geçen kaygısız günlerim..
İlk işe giriş heyecanım. İş hayatıyla tanışmam…Anadolu yakasından Avrupa yakasına işe gidiş gelişlerimde bile duyduğum haz…Evliliğim…Ananemin evini anımsadığım Güzel Çengelköy’ümdeki evim…..denizin üstünde yaşadığım yıllar..
İlk bebeğim..ardından ikinci oğlum…onların Beylerbeyi iskelesinde kuşları kovalayışları…
Adım adım büyümelerini izlemek…aynaya bakıp bu çocuklar benimmi demek…Dostlarım..Ailem..
İstanbul’un her bir semtinde geçirdiğim unutulmaz anılar, gerçek dostlar, çocukluk arkadaşlarım…
Ortaköy’de kumpir, Kavaklar’da Waffle,Arnavutköy’de balık, Beylerbeyinde midye yemek, Emirgan’da çay içmek, Nişantaşı, Bağdat Caddesinde vitrin gezmek, cafelerde sohbet etmek…
Boğaz köprüsünden her sabah geçerken tüm İstanbul’u seyretmek…
İstanbul’dan ayrılacağım son anda bile bana en güzel armağanı veren şehir…

Biraz nostalji yapmak istedim..İstanbul..öyle derin anlam yüklü ki..herkesin bir İstanbul’u kendine göre vardır, anlatacaktır diye düşündüm..hadi sizlerde katılın :=)

ve size İstanbul armağanı sesli izleyin bu olaganüstü görüntüleri..iyi seyirler :=)

http://www.ersineser.us/
ZÜHAL ASMA yorum tarihi 12 Eylül, 2008 22:58

GÜZEL:) MAYIS YASEMENLERİ!ÖYLE GÜZEL BETİMLESMİSSİNİZKİ..SONRA DAHA GENİS OKUYACAGIM.
*YASEMENLER:) BALKONUMDAKİ YASEMENİ 2003 YILINDA BODRUM/YALIKAVAKDAN, MERCAN, CİCEGIYLE BIRLIKTE GETIRMISTIM..HALA DAHA YASIYOR..ÜSTELİK KISIN BALKONDA DONMASINA RAGMEN..MERCANDA ÖYLE..SEVGİYLE OLMAYCAK SEY YOK..
-SU ANDA 10 ADET CİCEK ACTI:) CÜNKÜ İSTANBUL 2 GECEDİR EPEY SICAK.AMA RÜZGAR GELİNCE::(;( HEMEN DÖKÜLÜYORLAR..ÖYLE BÜYÜK SEVGİM VARKİ ONLARA..
*AMA ONLARIN ALTINDA ASLA SEVGİ YASAMAYIN..ONLAR GİBİ KISA SÜRERLER..
**BİRDE ERGUVANLAR ACAR..ONLARIN RENGİ İSE CENNET:)ESKİDEN BAHCELİYDİ EVLERİMİZ..O VAKİTLER TÜM CİCEKLER VE MEYVALARLA BÜYÜDÜK..BEN CAMLICADA KÜCÜK VE BÜYÜK CAMLICADA YETİSTİM..ALABILDIGINCE ÖZGÜR..SİMDİ ERGUN GÜRSOYUN SATIN ALDIGI KÖSKTE OTURURDUK..BAHCEMIZDE HERSEY VARDI..SADECE KARPUZ VE CİLEK HARİC..ONLARDA OKUL ARKADASIMIN SİMDİ KOCASI OLAN AİLENİN EVİNDE VARDI..YANİ HEPSINI TOPRAKDA TANIDIM..ANLATMAKLA BİTMEZ..BİZ BU İSTANBULU AKLIMIZA GELDIKCE YAZALIM..RUHUMUZU RAHATLATICAK..
http://mayisyasemenleri.blogspot.com/ yorum tarihi 14 Eylül, 2008 10:17

Zühal Hanım size binlerce teşekkürler en samimisinden, kalbimden..beni öyle güzel anılara götürdünüzki…İstanbulun güzelliklerini paylaşaım evet çok haklısınız, şuan ben 1.5 senedir Mersinde yaşıyorum, üye olduğım bir sitenin forum sayfasında açmıştım bu yazıyı, gelen yazılarada biraz isyankar bir yanıtım olmuştu, o isyanımdan sonra söz güzellikleri paylaşalım burada:)
saygı,selam ve sevgilerimle..

—

Hani derler ya İstanbul’da yaşanmaz, biran önce gitsek şu şehirden, trafiği, keşmekeşi, insanları,..sayarlar sürekli..hormonsuz domates yemek istiyorum, eski komşuluk ilişkilerini yaşamak istiyorum, kafamı dinlemek, trafikte sorun yaşamak istemiyorum..sayarlar bir biri ardına…

Ben İstanbul’dan, Mersin’e taşınırken bunun gibi sözler edenlerdendim,(ağzıma biber sürmek gerek:P)
Yaşadığımız şehir değil, bizleriz düzeni bozan, burada ne hormonsuz domates gördüm, ne de düzgün bir trafik..sebzelerin en güzeli önce İstanbul ve diğer büyük şehirlere gidiyor, bağ-bahçeniz yoksa malesef hormonsuz birşey yiyemiyorsunuz, trafikte İstanbul’dan bir yerden bir yere giderken zaman kaybediyorsanız bu şehrin büyüklüğünden, trafik kurallarına gelince gelin burda görün, nasıl araba kullandıklarını, otobüse ineceğiniz yeri söylediğiniz andan itibaren sizi 500 mt ileride ancak firene tüm ayak gücüyle basarak indirecektir :=), yayaya yol vermek, sollamadan gitmek, emniyet kemeri takmak gibi kavramlar varmıydı:=), ya motosikletliler..evimin önünde hergün enaz bir kaza izliyorum!.
Boğazın canlı balıklarının aygın baygın hallerini taze balık İstanbul’dan geldi diye satarlar burada size:=), Akdeniz balığınıda ben sevmem, saman gibi birşey :=) Burası turuçgiller şehri değilmi? Limonun kilosunu kaça alıyorsunuz siz? buradaki turfanda meyve fiyatı da :=)

Yaşam kolaydır diyorlar evet kolay,çünkü burada iki tip insan var ya nereden geldiği bilinmeyen parası çok olan ya da emekli-memur diye ayıracağımız. İş imkanı sıfır, eğer arkanızda sağlam biri yoksa asla iş bulamazsınız bu şehirde, diplomalarınız, bunca yıllık iş kariyeriniz önemli değil, lise mezunu olup ama organizsayon firmalarının hostesleri gibi bir görünüşünüz varsa hiç konuşmasanızda olur sadece gülümseyin istediğiniz şirkette “Müdür” bile yaparlar sizi:=)
Bir işiniz var ise ve sizin bağlı oldugunuz Müdür sizden vasat ise ayak oyunları başlar, koltuk korkusu sarmıştır çünkü!!!
Yaşam kolaydır, çünkü çok parası olan yukarıdaki statüde değilseniz,para harcayacak fazla bir yer bulamayacağınızdan üste para bile biriktirebilirsiniz, Üniversite mezunu, yabancı dili olan, iş tecrübesi iyi, orta ölçekli şirketlerde çalışmış 30 yaşında bir arkadaşım şuanda 350._YTL ye Mersinin büyük sayılan isim yapmış bir şirketinde yönetici asistanı olarak çalışıyor!! gerisini siz düşünün..askeri ücrete iş bulan kendini “azınlık mutlu kişiler” arasında sayıyor:=)

Burada kimmi rahat yaşıyor, çok parası var, güneydoğudan gelmiş “mütehattlik” yapan ve Mersin’in her bir köşesini adeta istila etmiş vatandaşlarımız:=)
Gerçek Mersin’lileri bulursanız banada haber verin, ellerindeki topraklar yok pahasına alınmış, sessizce çekip gitmiş ya da kendi halinde yaşamayı seçmiş..

Mersin çok güzel bir şehir, en güzel yerinde oturmanın ve komşularımın dışında bana İstanbul’dan iyiki geldim dedirtecek bir durum yaşamadım.
İstanbul’u bozanda Mersin’i bozanda aynı düzen değilmi? neden hemen İstanbul suçlanırki? taşı toprağı altın diyen gelenler bozmadımı İstanbul’u, Şimdi neden gerçek İstanbul’lular kaçmak zorunda kalıyor!!
İşte bu yüzden şimdi daha çok seviyorum İstanbul’u..sevmediğim içinde yaşamayı haketmeyenler!
http://mayisyasemenleri.blogspot.com/ yorum tarihi 14 Eylül, 2008 10:29

http://www.youtube.com/watch?v=7RLkES7Z3GY

Saçlarını dağıtır rüzgar
Yeditepe üzerinden
Hatıralar tarihin küllerini savurur
Kadın gibi, kısrak gibi
sarılayım gel ince beline
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından
Tüketilmiş yaşanmamış
Hediyelik hayatlar, ah bu evler,
Pencereler bu kapılar, sokaklar
Hüzün gibi, sevinç gibi,
Eskitilmiş zamanlar
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından
Minareler uzanmış gökyüzüne bağırır
Kara sevdan nerelerden
Yüreğimi çağırır?
Dua gibi, büyü gibi ezberledim hasretini
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından

Yorum yap

85) İSTANBUL

Yorumlar

Sayfalar

Kategoriler

Son Yazılar

Bağlantılar