822) Dinlerin Cinselliğe Bakışı

Yayin Tarihi 25 Ocak, 2016 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

DİNLERİN CİNSELLİĞE BAKIŞI

image001

——————————————————————-

‘Modern değişmeler din mensuplarının cinsellik algılarında ne gibi değişikliklere yol açmıştır?’

Din ve cinsellik insanın yaratılışından itibaren en çok tartışılan ve ilgi duyulan konulardan biri. Bu iki konu hem birbiriyle zıt, hem de iç içe.
Cinsellik ve din arasında karşılıklı bir ilişki söz konusu. Dinler, bir tarafta cinselliğin anlamı ve toplumdaki cinsiyet rolleri üzerinde güçlü bir etkiye sahipken, diğer tarafta cinsellik, insanın doğal bir eğilimi olarak dinlerin önemli konuları arasında yer alıyor.

Din, faaliyet alanı olarak tüm dünyayı kapsamına alır ve bütün dünya dinlerinin tarihinde görüldüğü gibi cinselliğe dair en küçük olayla bile ilgilenir.

Bu durumda akla şu sorular geliyor; dinlerin cinselliğe bakışı nasıldır, dinlerin ortaya koyduğu cinsel ahlak ilkeleri nelerdir, modern değişmeler din mensuplarının cinsellik algılarında ne gibi değişikliklere yol açmıştır?

Tarihin her döneminde cinselliğin en önemli sınırlayıcısı “din” olmuştur ve din adamları tarafından cinselliğin bazı sınırlar içinde yaşanmasının daha sağlıklı olacağı tavsiye edilmiştir.

Bütün dinler ve kadim gelenekler, insan hayatının belirli bir düzen ve disiplin içinde yaşanmasını önerirler. Yeme içmeden insani ilişkiler ve cinselliğe kadar bu düzen ve disiplin, insan ve toplum için oldukça önemlidir.

Genel olarak dinlerin, cinsellik konusundaki tutumu, cinsel istek ve arzuların görmezden gelinmesi değil, meşru yollarla ve çizilen sınırlarla insandaki bu ihtiyacın giderilmesi yönündedir. Dinlerin koyduğu sınırların aşılması ise cinsel sapma ve sapkınlık olarak değerlendiriliyor.

İslam’ın bu konuya bakışı, olumsuz olmamakla birlikte çizilen sınırlar içinde yaşandığında ödüllendirilen bir davranıştır. İslam, evlilik dışında cinsel ilişkiyi yasaklar ve zina olarak adlandırır. Ayrıca tüm sapkın ilişki biçimlerine yaklaşılmamasını emreder. Örneğin Lut peygamberin toplumunun işlediği homoseksüellik şu ifadelerle kınanır: “Lut’u da peygamber gönderdik. Kavmine dedi ki: ‘Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz? Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz.’ (Araf Suresi 80-82)

Kur’an ayetlerle cinsellik konusunu insanlara açıklıyor ve hem bireysel huzur ve toplumsal düzen açısından hem de Allah-insan ilişkisinin ahlâkîlik boyutunun sürdürülmesi bakımından bu açıklamaları sistemleştirerek insanlara sunuyor.

Yahudiliğin cinselliğe bakışı ise İslam’dan çok farklı değildir. Tora’da erkek ve kadına verilen cinsel duygu ve davranışın amacının insan neslinin devamını sağlamak olduğu açıkça belirtilir. (Tekvin 1:28-29; 9:6-7)

Bu bağlamda Yahudilik hem bekarlığa hem de ruhbanlığa karşıdır. Yahudi geleneğinde homoseksüellik, onu itici ve iğrenç olarak tanımlayan Tora’nın açıklamaları doğrultusunda yasaklanmış ve homoseksüelliğin fizyolojik ya da psikolojik bir rahatsızlık ya da bir çeşit yaşam tarzı olarak kabul edilemeyeceği ilkesi benimsenmiştir. Nitekim iki kadın ya da iki erkek bu tür bir yaşamı kendi iradeleriyle kabul etmiş olsalar bile bu durum suç olarak değerlendirilmiştir.

Homoseksüelliğin yasaklanmasının çeşitli sebepleri vardır. Bunlardan birisi, homoseksüelliğin insan şerefini alçaltan sapkın bir eylem olması, ikincisi ise bu tür eylemlerin insan neslinin çoğalmasını engellemesidir. Dolayısıyla cinselliğin, neslin devamını sağlamak gibi önemli işlevini yerine getirememesi, Yahudilik’te büyük önem taşıyan aile kurumuna zarar verdiği için dini yasaklar arasında yer alır.

Ancak modern döneme geldiğimizde dini yasaklar konusunda bazı dini gruplarda esnemeler olmuştur. Örneğin Reform Yahudiliğinde bugün homoseksüellik; sadece ahlaki yargıya bağlı bir yaşam tercihi değil, biyolojik bir eğilim olarak da göz önünde bulundurulmaktadır. Bundan dolayı Reformist Yahudilikte homoseksüeller haham olarak görevlendirilebilmekte ve çoğu reformist haham, aynı cinsiyete sahip insanların evliliğini onaylamaktadır.

Hıristiyanlıkta ise konuya bakış diğer dinlere göre biraz daha esnektir. Aslında Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde cinsellik konusu diğer dinlerle paralel bir anlayışa sahipti. Modern dönemlere gelindiğinde cinsel yasaklar sadece ruhban sınıfını kapsamış, diğer din mensupları bu konudaki yasaklara riayet etmemişlerdir. Geçmişte Malta şövalyeleri ile Kudüs’e giden şövalyelerin evlenmemesi özendiriliyordu. Bu şövalyeler evlenmiyorlar fakat yüksek bir ideal uğruna savaşıyorlardı. Ancak bugünün yüksek idealden uzak insanlar evlenmemeye özendirildiğinde, eşcinsel eğilimler ortaya çıkıyor. Eşcinsellik konusu da bugün birçok kilisenin çözemediği önemli problemleri arasında yer alıyor.

Sonuç olarak şunu ifade edebiliriz ki dinlerin cinselliğe bakışı birbiriyle paraleldir ve genel olarak cinselliği evlilik sınırları içinde meşru görmektedirler. Bunun en önemli sebebi de neslin devamının sağlanması ve nesillerin birbirine karışmamasıdır.

İlk insanın yaratılışına bakarsak Allah önce Hz. Adem’i sonra da ona eş olarak sadece Hz. Havva’yı yaratıyor. Bu yaratılıştan Allah’ın cinsellik konusundaki sınırlarını görmek mümkündür; cinsellik, erkek ve kadın arasında, tek eşle ve sadakatle olmalıdır.

Zeynep Ocak

Dağ Medya Din Editörü
[email protected]

http://dagmedya.net/2013/07/10/dinlerin-cinsellige-bakisi-modern-degismeler-din-mensuplarinin-cinsellik-algilarinda-ne-gibi-degisikliklere-yol-acmistir/

Paylaş:

Yorumlar

“822) Dinlerin Cinselliğe Bakışı” yazisina 2 Yorum yapilmis

  1. Mojekler Mekany: Turkmenistan yorum tarihi 30 Ocak, 2016 09:10

    Bu gün Mabel Matiz, Murat Boz gibi sapik sanatçilari örnek alan gençlerden sadaketmi bekliyecek?? Birde utanmadan her kesin hayati kendisi ilgilendirer diye soylemeye cesaret hem ediyorlar, hakikatden her kesin hayati kendino ilgilendirer, ama bir kişinin eşcinselligi üstün birşeymiş gibi göstererek tv’larda medyada hortlamasi olacak bişey degil, musliman bir toplumun eşcinsellige bakişini ve hatda onlardan nefret bile edenlerin çokdugunu iyi biliyorlar ve nefretçileri eşcinsellere saldirtarak homoseksuelizmi dahada yaygin hale getirmek istiyorlar, hakikatden eşcinsellik hastalik ve bu hastaligi yaymaya gerek yok, eşcinselligi toplumun taci gibi gostermek nankörlükdür. birakin tedavi gorsunler, tedavi istemeyen ve o haline yaşamak isteyen birak sürdursunler hayatini, kim ne diyor onlara? Azinliklarin haklari olmali, ama kamunun tepesine çikmali degildir. Her kes haddini ve yerini bilecek. O kadar.

  2. Mojekler Mekany: Turkmenistan yorum tarihi 30 Ocak, 2016 09:22

    maalesef Turkmenistanda çalişan türk inşaat firmalarinda türk gardaşlarimizin içinde gay çok, üzücü yeri fakir fukaranin vilayetlerden kendi memleketlerinde iş bulamayip inşaat firmasinda ucuz bir maaş için çalişmaya gelen gencecik erkek ve düşünceden uzak çocuklarin arasinda bu pis hastaligi yayginlaşmasindan korkuyoruz. Bizde Ceza kanunun 135.maddesine göre erkekle erkek temasda bulunurken yakalanirsa 2 yila kadar hapis cezasi var. Benim bu madde ile bir çok genci yakalayip hapse gonderen bir cinayet şubesinde işleyen polis arkadaşim var, onun yaptigi analize göre eşcinsellige baş vuran gençlerin yüzde ellisi türk inşaat firmalarinda çalişan gençler. Bende şunu anliyorum, şer odaklarinin kuklalari o zavalli hastalarin her yere bu pisligi yaymasini çok istiyorlar..

Yorum yap