81) ENERJİ SAVAŞLARI VE TÜRKİYE -2
Yayin Tarihi 12 Ocak, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
Enerji savaşları ve Türkiye’nin rölü (2)
Putin, enerjinin patronu oldu
Kazakİstan ve Türkmenistan ile yeni boru hattının inşası konusunda anlaşan Putin, bölgede tek söz sahibi olmayı başardı.
Batı dünyası muhtaç
Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan arasında yapılan anlaşma Batı dünyasının elini ciddi derecede zayıflattı. Anlaşmaya göre, yeni Boru hattı, Hazar Denizi’nin kuzey doğu kıyısı boyunca uzanarak Kazakistan’dan Rusya’nın güneyine girecek. Buradan da Avrupa’ya ihraç edilecek. Boru hattının uzunluğu 510 kilometre. Bunun 360 kilometresi Türkmenistan’dan, 150 kilometresi Kazakistan topraklarından geçecek. Daha sonra bu boru hattı 1967 yılında inşa edilen Orta Asya – Merkez (Rusya) boru hattına bağlanacak. Yaklaşık 1 milyar dolara mal olacak ve inşası 2010 yılında tamamlanacak olan bu boru hattı ile yılda 30 milyar küp gaz ihraç edilmesi planlanmakta. Bu, Fransa kadar bir ülkenin neredeyse bir yıllık talebi demek. Uzmanlar, bu hattın Rusya’nın Orta Asya doğal gazının Batı’ya taşınması konusunda vananın Moskova’nın elinde kalmasını temin ettiğini belirtiyor. AB ülkeleri, doğal gaz tüketiminde büyük oranda Rusya’ya bağımlı durumda.
Hayalleri yıkıldı
Kazakistan, Türkmenistan ve Rusya arasında yapılan anlaşmadan önce Avrupa Birliği, Rusya’dan geçmeyen alternatif yollarla Hazar havzasından doğal gaz ithal etmenin yolunu arıyordu. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri bunun yerine Hazar Denizi tabanından geçecek bir hat inşa edilmesini istiyorlardı. Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye uzanacak ve buradan Avrupa’ya dağılacak böylesi bir alternatif hattın, AB’nin enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığını azaltması umuluyordu. Ancak Rus liderin, Kazakistan ve Türkmenistan ile anlaşması, AB ve ABD’nin bütün hayallerini yıktı.
Vana Moskova’nın elinde!
Kazakistan ve Türkmenistan ile yeni boru hattının inşası konusunda anlaşan Rusya lideri Putin, bölgede tek söz sahibi olmayı başararak, ’enerji savaşları’nda Batı dünyasına karşı büyük bir güç elde etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, son yıllarda uyguladığı politikalarla her alanda olduğu gibi enerjide de dünya siyasetine damgasını vurdu. Geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı anlaşma ile Hazar bölgesinde tek söz sahibi olan Rus lider Putin, böylece başta AB ve ABD olmak üzere kendisine rakip olarak görünen Türkiye’nin politikalarını by-pass etti. Putin’in Hazar bölgesindeki bu hamlesine yönelik hiç bir devletten bir cevap gelmedi. Rusya Devlet Başkanı Putin’in eneji alanındaki bu önemli ataklarını değerlendiren Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Rusya-Ukrayna Uzmanı İlyas Kamalov, son yaşanan gelişmelerin ardından enerjinin diplomatik boyutu dikkate alındığında Türkiye’nin kendi iç kaynaklarına yönelmesi gerektiğine dikkat çekti.
Devre dışı bıraktı
Rusya’nın uygulamaya sokmak istediği ve bunun için başlattığı diplomasi ataklarının Ankara’yı ciddi anlamda devre dışı bırakmakta olduğunu dile getiren Kamalov, Türkiye’nin enerjideki kaynak çeşitliliğini kendi öz kaynaklarından edinmesinin en akılcı politika olduğunu kaydetti. Son günlerde enerji alanında yaşanan en önemli gelişmenin Rusya’nın Kazakistan ve Türkmenistan ile Prikaspiyskiy (Hazar Yanı) hattının inşası konusunda anlaşma imzalamaları olduğunu vurgulayan Kamalov, “Bu anlaşma çok önemli. Bununla birlikte Rusya enerji anlamında gerçekten bölgede önemli bir mesafe aldı” ifadesini kullandı.
Dönüm noktası oldu
Kazakistan ve Türkmenistan ile daha önce yapılan mutabakatın anlaşma ile sonuçlanmasının ’enerji savaşları’nda dönüm noktası olduğunu kaydeden Kamalov, “Şunu belirtmek isterim ki bu sadece enerji kaynaklarını elde etmek ya da enerji kaynaklarının iletimini sağlamak noktasında bir anlam taşımıyor. Bu anlaşmanın imzalanması demek, aynı zamanda Rusya’nın Batı karşısında önemli bir zafer kazanmasının da onaylanması demektir” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin Türkmen gazının, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını istediğini kaydeden Rusya-Ukrayna Uzmanı Kamalov, Orta Asya ülkelerinin Rusya’dan yana karar verdiğini söyledi. Bunun gerek ekonomik, gerekse siyasi nedenleri olduğuna işaret eden Kamalov, sözlerini şöyle sürdürdü:
Büyük engeldi…
“En başta bu kararın son anda verilen bir karar olmadığını belirtmekte fayda vardır. Rusya her iki Orta Asya ülkesiyle de uzun süreden beri görüşmeler yürütmekteydi. Hazar Yanı projesinin maliyetinin Transhazar projesine göre daha az olması ve bu maliyetin büyük kısmını Rusya’nın üstlenmesi, hiç şüphesiz Orta Asya ülkeleri için projeyi cazibeli kıldı. Diğer taraftan Hazar Denizi’nin statüsünün belli olmaması, Transhazar projesinin hayata geçirilmesinde büyük bir engel teşkil etmektedir. Türkmenistan ve Kazakistan’ın Rusya’nın teklifini kabul etmelerinin bir başka önemli nedeni ise, gerek Türkmenistan’ın gerekse Kazakistan’ın Rusya’ya sattıkları gazın fiyatını artırmaları ve Rusya’nın bu artışları hiç sorun çıkarmadan kabul etmesidir. Böylece Rusya, müttefiklerinin de çıkarlarını gözettiğini gösterdi. Halbuki, söz konusu ülkelerin fiyat artışına gitmeleri Rusya’dan ziyade Ukrayna’yı etkileyecektir. Zira, Rusya Orta Asya’dan aldığı gazı Ukrayna ve Avrupa ülkelerine ihraç etmekte ve söz konusu fiyat artışını da Ukrayna ve Avrupa’ya ihraç ettiği gazın fiyatına yansıtmaktadır.”
Çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa…
Rusya, Türkmenistan ve Kazakistan liderleri, Türkmen doğalgazını Kazakistan üzerinden Hazar Denizi’nin çevresini dolaşarak Rusya’ya ulaştıracak yeni doğalgaz boru hattı için anlaşmaya varmışlardı. Mayıs ayında el sıkışan Vladimir Putin Nursultan Nazarbayev ve Gurbanguli Berdimuhammed, ülkelerinin çıkarlarına göre davrandıklarını açıklamışlardı.
Bütün taraflar kazançlı çıktı
ASAM Rusya-Ukrayna Uzmanı Kamalov, Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan arasında yapılan anlaşmadan bütün tarafların kârlı çıktığını söylemenin mümkün olduğunu kaydetti. “Bu anlaşma ile Rusya, enerji alanındaki konumunu daha da güçlendirdi” diyen Kamalov, şunları söyledi: “Moskova bu kozunu siyasi alanlarda da kullanmaya çalışacaktır. Rusya artık AB’nin iç enerji pazarında daha fazla yayılmaya çalışacağı gibi, AB’nin Rusya’ya enerji alanında olan bağımlılığı da her geçen gün artacaktır. Orta Asya ülkeleri, AB karşısında güçlenmiş olarak kendi şartları çerçevesinde hareket etmeye ve bir bağlamda AB’yi yönlendirmeye çalışacaklar.” İlyas Kamalov, Rusya’nın Türkmenistan ve Kazakistan ile yaptığı anlaşma ile Avrupa karşısında daha da güçleneceğini belirterek, “Batı açısından en olumsuz netice ise Nabuco Projesinin gerçekleşmesi şansının azalmasıdır” diye konuştu.
Yeni dengenin değişmesi çok zor
“Avrasya coğrafyasında enerji kaynakları için verilen mücadelede kaybedenler arasına Türkiye’yi de dahil etmek mümkün”
ASAM Uzmanı İlyas Kamalov, Orta Asya’da enerji alanında Rusya lehine oluşan bu dengenin kolay kolay değişmeyeceğine vurgu yaparak, “Avrasya coğrafyasında enerji kaynakları için verilen mücadelede kaybedenler arasına Türkiye’yi de dahil etmek mümkün” ifadesini kullandı. “Kazakistan’ın daha önce Burgaz-Dedeağaç hattına petrol vermeyi kabul etmesi, Bakü-Tiflis-Ceyhan hattını zayıflatacaktır” diyen Kamalov, şunları kaydetti:
By-pass edildi
“Transhazar ve Nabucco projelerinin ertelenmesi de Türkiye için olumsuz bir gelişmedir. Bundan birkaç ay önce ise Rusya, Yunanistan ve Bulgaristan ile Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattının inşası konusunda anlaşmaya varmış ve böylece Türk Boğazlarını by-pass etmişti. Bugün Türkiye’de Türkiye’nin ”enerji koridoru“ olacağı yönünde tartışmalar yapılmaktadır. Ancak Türkiye’ye bu misyonu daha çok Batı’nın verdiğini söylemek mümkündür. Rusya’yı devre dışı bırakmak isteyen Batı, Türkiye’ye ”enerji koridoru“ hayalleri yaşatıyor.”
Türkiye’nin alternatifi
Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin dikkatli davranması gerektiğini ifade eden Kamalov, “Ortadoğu’daki istikrarsızlık gerek Türkiye’yi, gerek AB’yi ve kendi enerji kaynaklarına sahip olmayan ülkeleri alternatifsiz bırakmaktadır. Bu bağlamda Türkiye için en önemli çözümlerden biri de, kaynak çeşitliliğine gitmek ve bu kaynakları kendi topraklarında aramak ve çıkarmaktır” şeklinde konuştu.
YARIN: Rusya iyi oynuyor
Yorumlar
Yorum yap