743) Beceriksizlikle İhanet Arasında Çok İnce Bir Çizgi Vardır!
Yayin Tarihi 31 Ocak, 2015
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
Beceriksizlikle İhanet Arasında Çok İnce Bir Çizgi Vardır!
Osmanlı-Türk tarihinin en dramatik savaşlarından birisi hiç şüphesiz Balkan Savaşlarıdır. Bu savaşlar sonucu Rumeli topraklarımız tamamen elimizden çıkmıştır. Yüz binlerce Müslüman Balkanlarda yaşadıkları toprakları terk ederek Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmış, binlerce sivil ve askerimiz hayatlarını kaybetmiştir. Kısaca, Balkan Savaşları tam
bir faciadır.
Peki Balkan savaşları birden bire mi patlamıştır? Elbette ki hayır. Savaşın başlangıcından önce Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Karadağ devletleri Rusya’nın önderliğinde ittifak yapmışlardı.Bu devletlerin ordularının savaş hazırlıklarına başlamaları, bölgede yaşayan Arnavutların isyanları yaklaşan savaşın ayak sesleri olmuştur.
Ancak iç siyasette İttihat Ve Terakki Fırkası-Hürriyet Ve İtilaf Fırkası ayrışmasıyla birbirlerine düşen Osmanlı yöneticileri, Balkanlarda yaşanılan gelişmeleri doğru okuyamamış, gereken tedbirleri zamanında almamışlardır. Balkan faciasını yaşamamızda Osmanlı yönetiminin hatalarını şöyle özetleyebiliriz.
Birinci hata; Müslüman oldukları için ayrılıkçı olmayan Arnavutların, uygulanan yanlış politikalar sonucu ayrılıkçı Arnavutların saflarına itilmesi.
İkinci hata; iç siyasette ki İttihatçı-İtilafçı ayrışmasının aynı şekilde orduya da yansıması ve subayların da kendi aralarında bölünmüş olması.
Üçüncü hata; gelen bütün istihbaratlara karşılık Balkanlarda bulunan 120 tabur(75 bin) askerin terhis edilmesi.
Dördüncü hata; Sırbistan’ın Osmanlı ile savaşmak için Almanya’dan satın aldığı silahların o dönem Osmanlı toprağı olan Selanik’ten Sırbistan’a sevk edilmesine izin verilmesi.
Beşinci hata; Balkan devletlerini kışkırtan Rusya’nın “Balkanlarda savaş olmayacak’’ şeklinde vermiş olduğu garantiye güvenilmesi.
Balkanlarda bu gelişmeler yaşanırken durumun kötüye gittiği konusunda hükümeti uyaranlara dönemin Dahiliye Nazırı Nazım bey 15 Temmuz 1912 de Meclis-i Mebusan’da yapmış olduğu konuşmasında ‘’Balkanlardan imanım kadar eminim’’ şeklinde cevap vermiştir.
Bu konuşmadan çok kısa bir süre sonra (8 Ekim 1912) Balkan Savaşı başlamış ve 8 ay gibi çok kısa zaman zarfında hem Balkanlardaki toprakları kaybedilmiş hem de çok ciddi bir itibar kaybına uğranılmıştır.
Bugün yaşadığımız olaylara, devletimizi yönetenlerin liyakatsızlıklarını, beceriksizliklerini, vurdum duymazlıklarını, yaşadığımız olayları doğru
okuyamamalarını görünce aklıma nedense hep Balkan savaşları öncesi yaşanılanlar gelmektedir.
Güney Doğu’da bir şeylerin ters gittiğini, bu bölgemizde inisiyatifin yer yer devlet güvenlik güçlerinin ellerinden çıkıp bölücü terör örgütünün eline geçtiğini, örgütünün bölgede vali ve kaymakamlar atadığını, mahkemeler kurup yargılamalar yaptığını, vergi topladığını, askerlik şubeleri kurup dağa militan devşirdiğini, güpe gündüz şehir merkezlerinde kimlik kontrolü yaptıklarını, devlete bağlı vatandaş ve korucuları kaçırarak şehit ettiğini, bazı mahallelerde hendekler kazarak savaş düzeni aldıklarını, bölgede binlerce silah dağıtıldığını, güvenlik güçlerinin evlerinin işaretlendiğini, gönderdeki bayraklarımızın indirilip yakıldığını, bazı şehir yada ilçe merkezlerinin savaş alanlarına çevrildiğini neredeyse Mısır’da ki sağır sultan duyduğu halde Cumhurbaşkanı ve Başbakan ısrarla bu konuda üç maymunu oynamakta, bizlere sürekli olarak Lafonten’den masallar anlatarak çözüm sürecinin başarıyla yürüdüğünü söylemektedirler.
Sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Başbakan; siz hangi çözüm sürecinden bahsediyorsunuz? Tıpkı Osmanlının Balkan savaşı öncesi yaptığı hataları yapıyor, bölgede yaşanılan olayları doğru okuyamıyorsunuz. Sayenizde Güney Doğu bölgemiz tam anlamıyla yangın yerine dönmüştür. Bunu hala göremiyor ve tedbirlerini almıyorsanız, hala lafla peynir gemisini yürütmeye çalışıyorsanız, hala Kobani’de ki şanlı (!) direnişçilere selam göndermekle yada evinize Kürtçe lügat almakla övünerek yani bölücülere mavi boncuk dağıtarak bu sorunu çözeceğinize inanıyorsanız bu yaptıklarınızı beceriksizlik olarak nitelendirmek korkarım ki çok hafif kalacaktır.
Unutmayın ki; beceriksizlikle ihanet arasında çok ince bir çizgi vardır.
ORHAN ŞEN
Yorumlar
“743) Beceriksizlikle İhanet Arasında Çok İnce Bir Çizgi Vardır!” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Efendim bilindiği gibi sözde dostumuz ve müttefikimiz olan,aslında düşmanlarımız olan USA-İngiltere-Fransa-Almanya -İsrail ve içimizdeki hain yandaşları Türkiyemizi bölmek ve parçalamak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Buna Araplarıda dahil edebiliriz.Hainlik ve ihanet onlarda. Ayrıca Hiç Türkler için ağlayan Araplarlar gördünüzmü? ben görmedim. Buna Şuanda Türkiyeyi idare eden AKP iktidarının devletimizi idarede gösterdikleri büyük hatalar,Devlet idaresini 5 vakit namazda gören anlayışları işleri daha çok çıkmaza sokmuştur. Asla şunu unutmamamız gerekli TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ÇIKIŞ YOLU ATATÜRKÜN iç-dış-ekonomi-EĞİTİM POLİTİKALARI İLE Atatürk ilke ve inkılaplarının acilen hayata geçirilmeleridir. vE ACİLEN AKP İKTİDARININ GÖREVDEN alınmalarıdır.Atamızın Türk milletine tavsiyesi olan “TÜRKLÜK ŞUURU OLMAYANLARA DEVLET İDARESİNİ VERMEYİNİZ”sözünü mutlaka hayata geçirmeliyiz.Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti olarak yüzümüzü mutlaka Ermenistan hariç komşularımıza ve Türk dünyasına çevirerek karşılıklı menfaate dayalı dostluk,ticari,Turizm ve gerekirsede askeri ilişkilere girerek çalışmalara hemen başlamalıyız.ve geliştirmeliyiz.. Ayrıca ülkemize Arapları ve Kürtleri alacağımıza Türk soydaşlarımızı almak en akıllı davranış olacaktır.Türk ulusu AKP iktidarından ve yaptıklarından bıktı. Türk ulusunun bahrından çıkan ,tek güvencemiz olan Kahraman Türk silahlı kuvvetlerimizle her Türlü belayı def edeceğimiz inancım sonsuzdur.Yukarıda saydığım devlerler ve içimizdeki yandaşları TC ‘ne Psiklojmik savaş açmışlar,Türk ulusunun milli ve manevi değerleri ile oynamaya başlamışlardır. Unutmasınlar karşılarında inaçlı ,Türklük şuuru olan Mustafa Kemalin Askerleri vardır. Bir Tatar Atasözünü sizlere söylemek isterim “BAYKUŞLAR İSTEDİ DİYE,GÜNEŞ DOĞMAMAZLIK ETMEZ. Saygılarımla