74) DÜNYA’NIN EN MÜSRİF DEVLETİ: TÜRKİYE
Yayin Tarihi 8 Şubat, 2009
Kategori SİYASİ
Dünyada en çok yarım kalmış yatırımlar Türkiye’de
8 bin yarım kalmış yatırım ayıklana ayıklana 2 bine düşürüldü ama bunların bitmesi bile 5 yılı alacak.
2009 Yılı Yatırım Programı’da, yerel yönetimlerin yürüttükleri hariç olmak üzere 2 bin 332 yatırım projesine yer verildi.
Kamu yatırım stokunda 1990’lı yıllarda 8 bine yaklaşan, ancak “yapılabilirliği ve önceliğini yitirenlerin ayıklanarak yıllar itibariyle azaltılan ve 2006’da 2 bin 525’e kadar düşürülen proje sayısı, seçim yılı 2007’de yeniden artırılarak 2 bin 710’a, 2008’de de 2 bin 759’a çıkarılmıştı.
245.8 MİLYAR TL GEREKLİ
2009 Yatırım Programındaki mevcut projelerin toplam bedeli 2009 fiyatlarıyla 245.8 milyar TL olurken, 2008 sonuna kadar yapılan toplam harcama ise 110.9 milyarda kaldı. Tamamlanarak ekonomiye kazandırılabilmesi için 134,9 milyara gereksinim bulunan, ancak 2009’da sadece 17.1 milyar TL ödenek ayrılan projelerin mevcut ödenekle ortalama tamamlanma süresi 5.3 yıl olarak belirlendi. Diğer bir deyişle kamu, hiç yeni yatırım projesine başlamaz ve her yıl bu miktarda kaynak ayırırsa mevcut projeleri ancak 5 yılda bitirebilecek.
50 YILDIR BİTMESİ BEKLENEN YATIRIMLAR
Kamu yatırım stokunun ortalama tamamlanma süresi 5,3 yıl olurken, neredeyse yarım asırdır süren projeler de olduğu dikkati çekti. 2009 yatırım programında yer alanlar içinde en eski yatırımın Aşağı Gediz sulama projesi olduğu belirlendi.
İzmir-Manisa’da 1963 yılında başlatılan ve toplam proje tutarı 2009 fiyatlarıyla 917,2 milyon TL olan Aşağı Gediz bölgesi sulama ve taşkın önleme projesine 2008 sonuna kadar olan dönemde 909,2 milyon TL harcandı. 2009 yılında söz konusu proje için sadece 835 bin TL ödenek ayrıldı. 46 yıldır süren bu yatırımın 2012 yılında bitirilmesi öngörülüyor.
ACİL BİTİRİLECEK PROJELERDEN BAZILARI
Yarım asra yaklaşan yatırımlardan TCK’nın 1964 yılında başlanan çeşitli il yolları yapımı projesinin 2012, aynı yıl başlayan DSİ’nin Erzincan 2. Merhale Sulama ve Meriç Taşkın projesinin 2010, TCK’nın Konya Karaman arasındaki Bozkır-Hadim-Adiller yol yapım projesinin 2012 yılındı bitirilmesi umuluyor. DSİ’nin 1966 yılında başlanan Aşağı Büyük Menderes ile Çivril-Işıklı-Baklan sulama-taşkın önleme projesinde ise hedef 2011 yılı.
Yatırım stokunda ayrıca 1970’li ve 1980’li yıllarda başlanıp hala bitirilemeyen çok sayıda proje bulunuyor.
EN BÜYÜK İSRAF 1970-2000 DÖNEMİNDE
Kamu yatırımlarında özellikle 1980 öncesi dönemde uygulanan popülist politikalar, korkunç bir israf tablosu ortaya koymuştu. Devlet, özellikle 1970’li yıllardan bu yana plansız biçimde ve daha çok siyasi kaygılarla yatırım programlarına alınarak yüksek tutarlarda para harcanan, ancak yıllar itibariyle yeterli ödenek ayrılamadığı için daha bitirilemeden eskiyip demode olan yatırımlar, gerekliliğini yitirdi.
Kamu yatırım programına önceliği olmayan, fizibilitesi yapılmayan, bütçe kısıtı öngörülmeyen, seçim öncesi siyasi kaygılarla konulan, ortalama tamamlanma süresi bazı sektörlerde 30 yılı aşan birçok proje alınması, adeta bir “kamu yatırımları mezarlığı” ortaya çıkardı. Bu durum çok sayıda yarım kalmış projenin oluşmasına yol açtı.
İŞTE YILAN HİKÂYESİNE DÖNEN PROJELER
Kaynaksız seçim yatırımları arasında en çarpıcı örneği ‘Nemrut Dağı turistik yolları’ projesi oluşturuyor. 1967’de başlanılan yol inşaatı, kaynaksız yatırımlar liginin en uzun soluklu projesi olarak liderliğini koruyor. Bu projeyi, 27 yıldır bitmeyen ve çürümeye terk edilen Manisa Akhisar’daki sigara fabrikası izliyor. Gümüşhane’de yapımı dört yıl önce biten, ancak ‘yatakhanesi’ unutulduğu için hizmete giremeyen ‘yatılı’ bölge okulu, başka kara mizah örneği. İşte projelerden bazıları şunlar
- 18 yıldır süren İzmit-Haramidere Petrol Boru Hattı, Türkiye ile İslam Bankası’nı karşı karşıya getirdi. Banka proje için verdiği 8.5 milyon dolarlık krediyi faiziyle geri istiyor.
- Ağrı’da yapımına 1977’de başlanılan Doğubayazıt İlçe Kültür Merkezi’nin bu yıl bitirilmesi öngörülüyor. Ne var ki 1 trilyon liralık yatırım için bugüne kadar 301 trilyon lira harcandı.
- Aksaray’daki çevre düzeni ve tören yeri onarım çalışmaları 1982’den beri sürüyor. 1 trilyon 200 milyar liralık maliyet öngörülen projeye bugüne kadar yapılan harcama 270 trilyon lira.
- Batman’da 1995’de ihale edilen 250 yataklı devlet hastanesi için 2.9 trilyon lira harcandı, yüzde 37’si bittikten sonra kaderine terk edildi.
- Isparta’da Yalvaç Sağlık Meslek Lisesi 130 milyar liralık harcamadan sonra çürümeye bırakıldı. İhale tarihi Ocak 2001, gerçekleşme oranı yüzde 6. Ağustos 1998’de ihale edilen, 330 milyar liralık yatırım öngörüsüyle temeli atılan Mersin-Bozyazı Devlet Hastanesi’nin yapımı, bataklıkta olduğu için durduruldu.
- İzmir’de 78 milyar liraya mal olan Kiraz Devlet Hastanesi, patates deposu oldu. İhale tarihi Ağustos 1995, gerçekleşme oranı yüzde 80. Giresun’da yüzde 89’u biten Espiye Sağlık Ocağı, halka fındık kurutma yeri oldu.
YENİDEN ERGENEKON YORUMU:
Ülkemizin kalkınmasını,
Halkımızın yoksulluktan kurtulmasını ve bilinçlenmesini engelleyen en önemli etken, Atatürk’ten sonra Türkiye’yi yöneten Siyasilerdir.
Bu israf ve yağma ekonomisinin diğer sorumlusuda, Ülkemizi kötü yönetenlere karşı duyulan aidiyet duygusunun oluşturduğu “Apatllık” duruşudur. Zira kendine insani değerlerle saygı duyulması ve hizmet verilmesi hususunda mücadele veremeyen toplumlar sömürülmeye müstehaktır…
Atatürk’ün TBMM’de 1 kasım 1937 tarihinde yaptığı son konuşması, ne durumda olduğumuza dair bir ölçüttür.
Lütfen bu “Son Hitabeti” okuyalım!
http://www.yenidenergenekon.com/son-hitabet/
Yılmaz KARAHAN
Yorumlar
“74) DÜNYA’NIN EN MÜSRİF DEVLETİ: TÜRKİYE” yazisina 2 Yorum yapilmis
Yorum yap
Yeniden Ergenekon yorumu apaçık israfın nedenlerini anlatmış,Son Hitabeti ya da Atatürk’ün ilkeleri okumakla kalmayıp anlayabilseydik ve çizdiği yoldan gidebilseydik bugün bu içinde bulunduğumuz durumun dışında olup Dünyayı yönetebilirdik. Ne yazıkki vatanını satmayı tercih eden, siyaset deyince bunu anlayan politikacılara bu yetkileri bizler verdiğimiz için önce kendimizi eğitmeliyiz. Kendimizi israf etmekten vazgeçtiğimizde Ülkemizi gerçekten seven ve sahip çıkan bireyler olduğumuzda varlığımızı yükseltebiliriz.
Atatürk’ün ilgili konuşmasını ilgili safyaya gittim okudum.
Oraya şu yorumu bıraktım, tekrar yazmakta bir beis görmüyorum.
“Sana inanmayan kâfir.
İkazlarını dikkate almayanlar katmerlisi.”