67) KOD ADI : ANAYASA
Yayin Tarihi 7 Ocak, 2008
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
KOD ADI: ANAYASA -1-
Taslak açıklanmadı, oldu bittiye getirilecek
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Özden: AKP kendi zihniyetini dayatıyor, faşist tavırlar sergiliyor. Türkiye Cumhuriyeti bunları hak etmiyor
Anayasa çalışmaları her geçen gün hız kazanırken ve tartışmalar kızışırken, Anayasa mı yoksa AKP mi tartışılıyor, toplum karar vermiş değil. AKP’nin hazırlattığı anayasanın bilim kurulu da artık tartışmaların odağında. Anayasayı eleştirenler, bilim kurulunu da sert bir dille tenkit ediyor. Bunun ötesinde anayasa tartışmaları da beraberinde bir takım soruları getirdi. Başta 12 Eylül darbesi olmak üzere, darbenin ürünü olan anayasa ve bu anayasada yapılan değişiklikler de sorgulanıyor. Acaba değişiklik yapılmalı mı? Değişiklik yapılacaksa bu şekilde mi olmalı? Her şeyden öte AKP bu konuda samimi mi? Hukukçular bu konuda değişik görüşler ortaya koyarken, AKP’nin anayasa hazırlıkları noktasındaki girişimler genel olarak pek de samimi değerlendirilmiyor.
Değişmeli ama…
Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, yapılması düşünülen değişiklikler noktasında öncelikli olarak temkinli davranılması gerektiğini belirtti.. Özden 12 Eylül ve onun ürünü olan anayasanın eleştirilmesini olağan karşılarken, AKP’nin yapacağı anayasa değişikliğine farklı bir açıdan bakmayı tercih ederek şunları söyledi :
İlerici değil
“Eğer bir değişiklik yapacaksanız bu daha ileri bir düzeyde gerçekleşir. Yani ilericilik söz konusu olur. Cumhuriyetin kazanımları söz konusudur. Bunun üzerine daha çağdaş düzeyde kazanımlar yerleştiriyorsanız, bu ileriye doğru gitmek anlamına gelir. Anayasalarda yapılacak değişikliklere de bu açıdan bakmak gerekiyor. Ancak burada gördüğümüz durum bu değil. AKP gerici zihniyetini sisteme empoze etmek istiyor. Görülen bu. Ayrıca şimdi kamuoyunda tartıştığımız taslak metin başka, TBMM’ye giden taslak metin ise başka olacak. Bu sakıncalı. Biz tepkileri aldık. Ona göre düzenleme yaptık diyecekler, Anayasa değişikliği dediğimiz çok ciddi bir konuyu oldu bittiye getirecekler.” Türkiye’deki hiçbir emekli Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ya da Danıştay gibi kurumların başkanlarından görüş alınmadığını anlatan Özden, “Anayasa gibi bir ülkenin en önemli metnini değiştirmek istiyorsunuz, önemli kurumlarda başkanlık yapmış hukukçulardan görüş almıyorsunuz. Ayrıca sivil toplumun önemli kesimlerinden de görüş almıyorsunuz. Toplumu temsil edenlerden görüş almıyorsunuz. Olmaz böyle şey” dedi.
Dünyada örneği yok
Özden şöyle devam etti: “Yargı bağımsızlığı bu metin de tartışmalı olarak kalıyor. Üniversiteler özerk değil, yine tartışmalı olarak yer alıyor. Bunun yerine bir takım kılık kıyafet ölçütlerini anayasaya sokmaya çalışıyorsunuz. Bu zihniyet dünyanın hiçbir yerinde yok. AKP kendi gerici zihniyetini dayatıyor. Dinci faşizm tavırları sergiliyor. Türkiye Cumhuriyeti bunları hak etmiyor.”
Atatürk ve devrimleri yok edilmek isteniyor
“Cumhuriyetin temel metni üzerinde oy çokluğuna dayanarak oynamak, sivil darbedir”
Anayasa çalışmalarının amacının baştan belli olduğunu söyleyen Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise, AKP’nin renksiz ve ideolojisiz bir anayasa istediğini söylemekten çekinmediğini dile getirdi. Anayasa’da olmayan bir yetkiyi kullanmak isteyen AKP’nin kendi oy çokluğuna dayanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel metni üzerinde bu şekilde oynamak istemesinin sivil darbe yapmak olduğunu ifade eden Kanadoğlu kaydetti : “ AKP’nin hazırladığı anayasanın amacı baştan ortaya kondu. Anayasa’da Atatürk İlke ve devrimlerini istemiyorlar. Yüzde 46’lık oy oranı nedeniyle istediklerini yapmak istiyorlar. Anayasadan yetki almayan, anayasa da olmayan bir yetkiyi kullanarak kendi görüşlerini dayatmak istiyorlar. ” AKP’nin değişiklik yönünde attığı adımları sivil darbe teşebbüsü olarak nitelendiren Kanadoğlu, “Sosyal talepler karşısında anayasa değişikliği yapmak doğal. Ancak AKP’nin yapmak istediği anayasa değişikliğinin ihtiyaç olan noktalarının muğlak “ dedi. Kanadoğlu bu konuda da şunları söyledi :
Başarılı olamazlar
“Elbette bu anayasanın bir takım eksiklikleri vardır ve toplumda bu yönde talepler olabilir. AKP şimdi bu talepleri kendi talepleri gibiymiş göstermek istiyor. 1982 anayasası değişsin ama neden ? Bu sorunun cevabı bir türlü ortada yok. AKP buna cevap vermiyor, bunun yerine Atatürk İlke ve devrimlerinden uzak bir anayasa yaratmaya çalışıyorlar, bunun yerine kendi zihinlerindeki topluma elbise olarak biçiyorlar. Sorun buradan kaynaklanıyor. Türkiye’ye bir elbise biçilmek isteniyor.”
AKP’nin kendi düşüncelerini her fırsatta topluma uygun hale getirmeye çalıştığını ifade eden Kanadoğlu, bu tür sivil darbe girişimlerinin de başarılı olmasının mümkün olmadığını bildirdi.
İsteyen istediğiyle oynayamaz
AKP’nin hangi sosyal ihtiyaçtan dolayı Anayasa değişikliğine gittiğini açıklaması gerektiğini vurgulayan Kanadoğlu bu sorunun cevabı bulunmadığı takdirde, anayasa değişikliği tartışmalarının da çok daha yoğun olarak devam edeceğini söyledi. Her zaman, her isteyenin anayasa değişikliği gibi çok ciddi bir konuya el atmasının yanlış olabileceğini de belirten Kanadoğlu, Türkiye cumhuriyeti rejiminin ilkelerinin belli olduğunu, bunu da kimsenin değiştirmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Çok da acil değildi
AKP’nin Anayasa değişikliği konusundaki tartışmalı tutumunun ‘Milli Görüşçü’ siyasi içgüdüye dayandığını belirten Cindoruk, “Değiştik diyorlar ancak değişmediler. Gömleği çıkaramadılar. Bu tavırlar onun işareti” dedi.
TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ise, Türkiye’nin 1983 yılından bu yana önemli gündem maddelerinden bir tanesinin anayasa olduğunu kaydetti. İçinden geçtiğimiz süreçte anayasa değişikliğinin çok da elzem bir ihtiyaç olarak algılanmadığını ifade eden Cindoruk, “ Bu konunun başlı başına öne çıkarılmasının bir anlamı bulunmamaktadır” dedi.
Türkiye’nin sorunlarını eş güdüm içerisinde aşmak zorunda olduğunu kaydeden Cindoruk, “Örneğin anayasa. Türkiye’nin tek bir konuda yaşanan soruna odaklanma gibi bir lüksü bulunmamaktadır.Bugün sosyal sorunlar bulunmaktadır.Türkiye siyaseti burada anayasayı tartışmaktadır, ancak terör kentleri vurmaya devam etmektedir. Bu da siyasi otoritenin belli noktalarda dikkatinin dağıldığını açıkça ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
Zaman kaybediyoruz
Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesinin de toplumdaki kamplaşma olduğuna dikkat çeken Cindoruk şunları da ifade etti: “ Bugün insanlar parçalanmış, ya da kamplara bölünmek istenmiş sosyolojik yapılar üzerinden kendilerini tanımlamak istemektedirler. Laik-anti laik ya da buna benzer örneklerde olduğu gibi. Türkiye’nin kesinlikle böyle tartışmalarla zaman kaybetmemelidir. Bu tür tartışmalar sorunları daha da ağırlaştıracak ve derinleştirecektir.”
İçgüdüleri değişmedi
AKP’nin anayasayı değiştirmek için özellikle acele ettiği ve rejime saldırı içerisinde bulunduğu yönündeki tezleri de değerlendiren Cindoruk bunların siyasi içgüdüden kaynaklandığını söyledi. Bir siyasi partinin hemen değişmesinin mümkün olmadığını dile getiren Cindoruk, şunları kaydetti: ”AKP Milli görüş gömleğini istese de hemen üstünden çıkaramaz. Çıkaramadı da. Bugün AKP’ye yöneltilen bu tür eleştirilerin altında bu yatıyor. AKP teorisyenleri istedikleri kadar merkezdeyiz desenler bile merkezde olamazlar. Milli görüşten kalma siyasi iç güdüleri var.”
YARIN: Brüksel ve Washington’ın Anayasası
::.. Macit SOYDAN ..::
Yorumlar
Yorum yap