659) FATİH MEDRESESİ
Yayin Tarihi 1 Şubat, 2013
Kategori TÜRK DÜNYASI
Özerk bir üniversite: Fatih Medresesi
Fatih Sultan Mehmet feth ettiği İstanbul’u yalnız devletin merkezi değil ilmin de merkezi yapmak istemişti. Bu sebeple fethin ardından ihtiyacı karşılamak için bir taraftan Zeyrek Medresesini oluştururken diğer taraftan da Fatih Medresesinin/üniversite (Sahn-ı Seman) inşasını emretmişti. 1463-1470 yılları arasında yapılan üniversite 8 medreseden meydana gelmekteydi. Yüksek öğretim için kurulan medreselerin her birinde 19 oda bulunmaktaydı. 19 odadan 15’i Danişmend adı verilen medrese öğrencilerine 2’si hademelere ve 2’si de Muid adı verilen asistanlara tahsis edilmişti. Daha sonra bu medreselere öğrenci yetiştirmek amacıyla 8 yeni medrese daha inşa edildi. Bu medreselere Sahn Medreselerinin ihtiyacını karşılayan Tetimme veya Müsile-i Sahn (Sahn-ı Seman’a götüren) adı verildi. Külliyede ayrıca Darürşşifa (Hastane) Tabhane (misafirhane), kütüphane ve hamam bulunmaktaydı.
Fatih Medresesinin ilk baş müderrisi Molla Hüsrev idi. Medresenin diğer meşhur müderrisleri ise Ali Kuşçu, Molla Abdülkerim, Mevlana Ali Tusi, Mevlana Muslih al-Din Kastalani, Kadızade Kasım ve Hatibzade Muhyiddin Mehmet idi
Fatih Sultan Mehmet inşa ettirdiği Medreselerin ana ders programlarını bu medreselerde görev alan müderrislerle beraber tespit etmişti. Ana ilim kollarının haricinde yardımcı ilim dallarının seçimini ise müderrislere bırakmıştı. Fatih Medresesinde görevli müderrisler protokolde Sancak Beylerinden önce gelirlerdi ve Kadılık mevkiine yükselme imkanları bulunmaktaydı.
Fatih Sultan Mehmet yaptığı vakıflarla müderris-talebe ilişkilerini, onların maaşlarını ve diğer ihtiyaçlarını maddeler halinde açıklamıştı. Fatih vakfiyesinde baş müderriste ve talebelerde olması gereken vasıfları şöyle ifade ediyordu: Meşhur olmalı, akli ve nakli ilimlerle birlikte yardımcı ilimleri bilmekte de şöhretli olmalı. Ayrıca baş müderris ilim kadar öğretme kabiliyeti olan bir olmalıdır. Fatih Medresesinde okuyan talebeler de bilinen belli başlı kaynakları anlayacak ve okutacak seviyede olmalıdır. Girecekleri medresenin müderrisleri huzurunda mülakata tabi tutulmalıdır.
Fatih Sultan Mehmed kurduğu Fatih Medresesi ile yakından ilgilenmekteydi. Bununla beraber medresenin ilmi özerkliğine hiçbir şekilde karışmamıştı. Medresedeki ilmi tartışmaları ilgiyle takip eden Fatih Sultan Mehmed bunların bir çoğuna katılmıştı ancak bununla beraber hiçbirine müdahalede bulunmamıştı. Yapılan tartışmalarda tamamen tarafsız kalmış ilim adamları fikirlerini serbest bir şekilde ifade edebilmişlerdi.
Medresenin ilmi ve idari özerkliği genişti. Dışarıdan ilim sahibi olmayan birinin medresede bir yer veya unvan alması imkansız gibiydi. Bu durum hükümdarlar için de geçerliydi. Fatih’e atfen anlatılan bir hikayeye göre Fatih; ‘Birgün saltanattan çekilirsem burada bir odam olsun isterim, gelir çalışırım” deyince “vakıa bunları siz yaptırdınız amma bir odaya sahip olamazsızınız” denir. Fatih sebebini sorduğunda ise “ siz ne talebesiniz ne de müderrissiniz” cevabını alır. Bunun üzerine Fatih şartın sınav olduğunu anlar ve “ peki beni imtihan ediniz” der. Sınavı başarıyla geçen Fatih medresede bir talebe odasına böylece sahip olur. Fatih medresesinde böyle bir kültür olduğu ve böyle bir odanın medreselerin kapatılmasına kadar bir rahle ve minderle muhafaza edildiği rivayet edilir.”
Ömer Aymalı-Dünya Bülteni
Kaynaklar:
Mehmet Saray,İstanbul Üniversitesi Tarihi,
Fevzi Günüç; Türk Kültür ve Medeniyet Tarihinde Fatih Külliyesi
Yorumlar
Yorum yap