586) ABD ASKERLERİ, MİSYONERLİK YAPIYOR!
Yayin Tarihi 4 Mayıs, 2009
Kategori BASIN-YAYIN
ABD’den askerlerine:
Hristiyanlığı yayın!
ABD merkez komutanlığının açıktan din propagandasını yasaklamasına rağmen Bagram üssünde yapılan ayinlerde ABD askerlerine Hıristiyan dinini yaymaları gerektiği telkin ediliyor.
El Cezire’nin ele geçirdiği video kasette ABD’nin Bagram hava üssünde bulunan askeri papazlar Afganistan’ın yerel dilleri Peştun ve Dari dillerinde yazılan İncillerle görülüyor.
Video kasete alınan ayinde, Afganistan’daki ABD ordusu papazların başkanı Yarbay Gary Hensley, askerlere, bir Hıristiyan ve İsa’nın takipçileri olarak “onun şahitleri olma” sorumluluğunu taşıdıklarını söylüyor.
Yarbay Hensley, “Özel kuvvetler, temelde insanları avlıyorlar. Biz de Hıristiyanlar olarak aynısını yapıyoruz. İsa adına insanları avlıyoruz. İnsanları avlamalıyız. Onların peşinden cenneti taşımalıyız, böylece onları krallığa alacağız. Yaptığımız bu, bizim işimiz bu” şeklinde konuşuyor.
Video kaset bir yıl önce, Bagram’da birkaç gün geçiren ABD ordusu eski üyesi ve belgesel yapımcı Brian Hughes tarafından çekildi. Kaset El Cezire muhabiri James Bays tarafından ele geçirildi.
Bays ayrıca, Bagram’da bir İncil dersinde çekim yaparken aldığı Peştun dilinde yazılan kitaplardan birini Hughes’ten aldı. Bir Peştun, Bays’a kitabın İncil olduğunu doğruladı.
Bagram’da çekilen bir başka video kasette, askeri papaz olmak için eğitilen bir asker olan Çavuş Jon Watt, İncilleri bastırıp Afganistan’a gönderen ABD’deki kilisesine teşekkür ediyor.
Çavuş Jon Watt, İncil dersinde, “Tanrıya şükretmek istiyorum. Çünkü Afganistan’a İnciller göndermek için kilisem biraz para topladı. Buraya geldiler ve parayı gönderdiler.” diyor.
ABD’den gelen İncillerin Afganlılara dağıtılıp dağıtılmadığı bilinmiyor. Fakat Hughes, çekimlerini yaptığı ayinler ve İncil derslerine katılanların hiç birinin Peştun veya Farsça’nın Deri lehçesinde konuştuğunu görmediğini söyledi.
Hughes, “Dari ve Peştun dilini nasıl öğrenecekleri hakkında konuşmuyorlardı. İncilleri okuyarak bir nevi dil dersleri de görüyorlardı. Bu dokümanlara sahip olmalarının tek sebebi bunları Afgan halkına dağıtacaklardı. Bunun yanlış olduğunu düşündüm ve bu sebeple belgeselde önemli olabileceğini düşünerek filme aldım” dedi.
Pentagon yetkililer video kasetler hakkında herhangi bir yorumda bulunmadılar, ancak El Cezire muhabirine göre Washington için büyük bir endişeye sebep olan Afganistan için İncillerin dağıtılması konusu siyaseten çok hassas bir konu.
İncillerin varlığı ve askerlere Hıristiyanlığı yaymaları yönünde teşviklerin hala devam edip etmediği bilinmiyor. Ancak video kasetler bir yıl önce çekildi, bu sırada ABD Merkez Komutanlığı herhangi bir din veya inancın propagandasının yapılmasını açıktan yasaklamış durumda idi.
Birinci Genel Kural diye adlandırılan düzenleme konusunda, bir video görüntüde, askeri papaz Yüzbaşı Emmit Furner toplanan askerlere, “Din propagandası ne manaya geliyor biliyor musunuz?” diye soruyor. Bir asker, “Birinci Genel Kural” diye cevaplıyor. Watt ise, “Din propagandası yapamazsınız fakat hediyeler verebilirsiniz” diye bir çözüm yolu sunuyor. Video kasette ayrıca, ABD askerlerine Irak’a İncil götürmeleri tavsiye ediliyor.
Afganistan’da ABD askerlerine Hıristiyanlık propagandası yaptırılmak istendiği ile ilgili video kasetler, ABD başkanı Barack Obama’nın Afganistan devlet başkanı Hamid Karzai’yi misafir etmeye hazırlandığı bir döneme denk geldi. İki liderin, Pakistan ve Afganistan sınır bölgesinde yer alan El Kaide ve Taliban güçleri ile nasıl mücadele edileceği konusunu ele almaları bekleniyor. Washington’da 5-6 Mayıs’ta yapılacak görüşmelere Pakistan devlet başkanı Asif Ali Zerdari de katılacak.
DÜNYA BÜLTENİ
Yorumlar
“586) ABD ASKERLERİ, MİSYONERLİK YAPIYOR!” yazisina 7 Yorum yapilmis
Yorum yap
HOCAM ALLAH sizden razi olsun bizleri aydinlatigin icin yilmaz karahanli
Bir zamanlar Türkiyede de misyonelik faliyetleri hızlı bir şekilde gelişmişti.İncillein arasında 300 400 dolarlarla faikir insanların ve özellikle deprem bölgelerinde muhtaç insanları hediye adı altında beyinlerini yıkadıklarını.
Yaşamda dinin çok büyük önemi vardır bu kuşkusuz ama siyasetin din ile tetiklenerek kitle yaratması da en büyük ve en önemli bir yoldur.
İnançları ele geçiren bir insan istediği gibi karşısındakini yönlendire bilir.
Amerikan askerleri o topraklara kadar ulaşmışkan tabi misyonerlik yapıp dinlerini ve din adı altında siyasi örğütlerini kurmalarıda doğal ve mümkün bir sonuçtur.Cahil insanların genelini oluşturduğu eğitim oranı yok denecek kadar az olaqn bi ülkede de bu çok kolay ve başarılı olcaktır.Her devletin bu konu üstünde durması ve dinden ziyade inançlarla beslenilmiş bir siyasi otoritenin oluşmasını engellemesi lazım diye düşünüyorum…
Sanma Şâhım Sen Herkesi Sâdıkâne YâR Olur…
*ALMANYADA DA,CİNLİ,KADINLAR YAPIYORDU BU İSİ!
-YABANCILAR ÜLKELERİNE GELİNCE!HEMEN HABERLERİ OLDUGUNDAN,ONLARA İS OLARAK -MİSYONERLİGİ YAPTIRIRYORLAR!
*TÜM BUNLARI BİZLERİNDE ÖGRENİP,UYGULAMASI GEREK!
*DİNİMİZDE BU YASAK OLSA DA..ONLARIN ANLADIGI DİL!DEN,KONUSMALIYIZ!ONLARLA..BAS EDEBİLMENİN TEK YOLU BU!
*BOSNADADA BÖYLELER..OFFF;(
BİZDE HALA DAHA BİRBİRİNİ *HAMMM YAPMAKLA MESGULÜZ!
Fethullahndan büyük misyonermi var dünyada. Birazda kendimize bakmamı zlaızm diye dşünüyorum. Onlarca ülkede okullar açıp yeşil sermaye ile misynerliğin en büyüğünü Fethullah cemaati yapmakta dünyada. Onun için yabancı misyonerlere diyecek bir söz de bulamıyorum doğrusu. Onlar Fethullahın ve onun gücünün yanında çok sönük kalırlar.
“Yeni Haçlı Seferi”ne DUR diyecek Kılıç Arslanlar’ın Ruhu nerede?
Geçen hafta bir haber seçim gürültüleri arasında kaynadı ve dikkatlerden kaçtı.
Halbuki Türkiye’nin ve İslam dünyasının geleceğiyle ilgili bir haberdi, önemle sorgulanmalı ve hassasiyetle üzerinde durulmalıydı.
Haber, Libya’ya yönelik hava operasyonlarının komuta merkezi olan İzmir’deki NATO üssünün, Kara Unsur Komutanlığı’na çevrilmesi kararının alınmasıyla ilgiliydi. (1)
Haberde Ankara’nın bu karara hayır demediği naklediliyordu.
Bu habere göre, NATO’nun yapacağı kara işgal operasyonlarında komuta merkezi, bundan sonra İzmir’deki İttifak üssü olacak. Gerek Libya’ya karşı ve gerekse diğer İslam ülkelerine karşı NATO’nun, Afganistan ve Irak işgallerinin devamı olan kara operasyonları İzmir’deki İttifak üssünden sevk ve idare edilecek.
Bilindiği gibi, bugünkü iktidar yaklaşık 10 yıl önce İslam dünyasına karşı başlatılan savaşın ilk aşamalarında Amerikan savaş uçaklarının Türkiye’den-İncirlik üssünden kalkmasına izin vererek İslam’a savaş açanlara yardımcı olmuştu. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ABD’de “Los Angeles World Affairs Council” adlı kuruluşun düzenlediği konferansta yaptığı “Avrasya’da değişen güvenlik ortamı ve Türkiye’nin stratejik önemi” konulu konuşmasında “Irak savaşında ABD, İncirlik’i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi.” Demiştir. (AA)
Aynı savaşın, geçen aylarda gerçekleştirilmeğe başlanan ikinci aşamasında, Kuzey Afrika’ya yönelik operasyonlarda, Türkiye’nin ABD’ye ve NATO’ya yardımları yine devam etti.
Örneğin, önce İzmir’deki NATO hava üssünün, hava operasyonlarında komuta merkezi olarak kullanılmasına Ankara evet dedi.
Sonra NATO tarafından, Türkiye’ye, İslam ülkesi Libya karşısında ABD donanmasının korunması görevi verildi. Ankara buna da hayır demedi ve 6 savaş gemisiyle Amerikan savaş gemilerinin yanında yer aldı.
Son olarak başta sözünü ettiğimiz, Libya’ya ve ardından tüm İslam dünyasına karşı yürütülecek kara işgal operasyonlarının İzmir’den yönetilmesi kararı verildi. Ve ardından ABD’den yapılan resmi bir açıklama ile Türkiye’nin savaşa bilfiil katılması, yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ABD ve NATO güçleriyle birlikte Müslümanların üzerine ateş etmesi ve bombalar yağdırması istendi.
NATO’nun Kara unsur komutasının İzmir’e taşınmasına itiraz etmeyen Ankara siyaseti, Türkiye’nin İslam dünyasına karşı savaşa aktif olarak katılma dayatmasına evet diyecek midir?
Bu “evetler” zinciri nereye kadar devam edecektir? Ve bu sürecin sonu nereye varacaktır?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için, savaşın başından itibaren devam edip gelen süreci iyi okumak ve değerlendirmek gerekiyor.
Öncelikle savaşın, İslam’a ve İslam dünyasına karşı “Yeni Haçlı Seferi” olarak icra edildiğini unutmamak gerekir.
ABD Eski Başkanı George W. Bush, on yıl önce savaşı başlatırken, bu savaşın “Yeni Haçlı Seferi” olduğunu ilan etmemiş miydi?
Daha önce 1995 yılında Nisan ayında NATO Genel Sekreteri W. Cleas, İttifak’da gerçekleştirilen konsept değişikliğini açıklarken “Komünizmin çöküşünden sonra yeni düşman İslam’dır.” Dememiş miydi?
NATO, o tarihlerden itibaren devamlı İslam’ı ve İslam dünyasını hedef alan bir strateji uygulamış, son 10 yıldan beri İslam dünyasına karşı sürdürülen dünya savaşında (Afganistan ve Irak İşgallerinde) en aktif bir şekilde yer almıştır.
İttifak, savaşın bundan sonraki aşamalarında da İslam’a karşı aynı aktif rolünü ve görevini devam ettirmektedir.
Zaten NATO’nun oluşumunda ve misyonunda Haçlı ruhu vardır ve İttifak bu ruhla stratejisini belirlemektedir.:
“Askeri savunma amacıyla kurulmuş olan Kuzey Atlantik Paktı’nın (NATO’nun) sembolü bir haçtır. Buna rağmen Türkiye bu haça itiraz etmemiştir! Askeri bir örgütün sembolü niçin haçtır diye sorulmamalıdır. Çünkü AB’nin ilk sekiz ülkesinin üst yöneticilerinin ve egemenlerinin tamamı da geçmişte ***TAPINAK ŞÖVALYELERi*** diye bilinen gizli Askeri-Dinci Örgütün üyesiydi. Yaptıkları tek değişiklik, günümüzde Malta Haçı diye bilinen, kendi sekiz köşeli haçlarını düz haç ile değiştirmiş olmalarıydı.(…) Pek bilinmez ama NATO’nun gizli askeri operasyonlarının yanı sıra bir gizli misyonu daha vardır. Bu da sembolü olan 4’lü haçın gösterdiği misyondur: Dünyanın 4 bir yanına ve yönüne ‘ASKERi Misyonerler’ göndermek ve Zionist_Evangelistlerin testamentlerini buralara sokmak ve yerleştirmektir. Bilindiği üzere NATO’ya üye ülkelerin biri hariç, diğerleri Christendome’da yer alan Hıristiyan ülkelerdir. TEK istisna Türkiye’dir. NATO’nun özellikle Orta Doğu’ya, Türk Cumhuriyetleri’ne ve Kafkasya’ya yönelik ASKERi Misyonerlik çalışmaları, Türkiye’deki Askeri üslerinde görevli ASKER PAPAZLAR tarafından yürütülmektedir.” (2)
İslam dünyasına karşı savaşı bilfiil yürüten NATO böyle bir Haçlı ruhuna sahiptir. Zaten ABD Eski Başkanı Bush’un ifadesiyle İslam dünyasına karşı yürütülen bu savaş “Yeni Haçlı Seferi”dir.
İşte İzmir’deki NATO üssünün, Kara Unsur Komutanlığı’na çevrilmesi ve “Haçlı Seferi”nin Türkiye’den-İzmir’den sevk ve idare edilmesi kararı bunun için asla gözardı edilmemesi ve ciddi bir şekilde sorgulanması gereken bir olaydır.
Ankara yönetimi ve siyaseti de bu karara dur demesi ve hayır demesi gerekir. Türkiye NATO üyeliği statüsünün sağladığı yetki ve imkanı kullanmalı ve İslam dünyasına karşı “Haçlı Seferi”nde yer almamalı ve bu savaşın komuta merkezine ev sahipliği yapma gafletinde bulunmamalıdır.
İşin garip tarafı şudur ki, İslam dünyasına karşı başlatılan sözkonusu Haçlı Seferi’nin boy hedeflerinden birisi de Türkiye’dir.
Bilindiği gibi ABD bu savaşta kendini haklı göstermek için, terörü bahane göstermişti. Afganistan ve Irak işgallerini de bu bahane ile gerçekleştirmişti. Bugün ABD’nin terörist ülke olarak itham ettiği ve hedef ilan ettiği ülkeler arasında Türkiye de vardır. ABD’nin etkin gazetelerinden Pittsburg Post Gazette’nin ele geçirdiği bir belgeye göre, Amerikan istihbarat ve güvenlik yetkilileri tarafından yapılan bir çalışmada Türkiye “potansiyel terörist” ülkeler arasında kabul edilmiştir. Belgeye göre, 2006 yılında hazırlanmasına başlanan listede 35 ülke arasında, İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi ülkelerin yanı sıra Amerika’nın Müslüman dünyasındaki en yakın müttefikleri olarak bilinen Türkiye, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler de yer almıştır. (3)
Bütün bunlar göz önüne alındığında, Türkiye, bu savaşın İzmir’den yönetilmesine izin vermekle, aslında sonuçta kendi başında patlayacak olan, kendini hedef alan bir savaşa adeta ev sahipliği yapmış olacaktır.
Türkiye’nin başında bulunanlar, son zamanlarda bölgemizde meydana gelen olayları ve bu olaylar karşısındaki tutumlarını ve kararlarını yeniden gözden geçirmelidirler ve nerede yanlış yaptıklarını sormalıdırlar, sorgulamalıdırlar.
Bilindiği gibi, tarihte eşek üzerinde bütün Avrupa’yı bölge bölge dolaşan ve eli silah tutan Hıristiyanları Müslüman Türkiye’ye karşı Haçlı Seferlerine katılmağa çağıran Papaz Piyer Lermit vardır. İlk Haçlı Seferi onun çabaları ile düzenlenmiş, sevk ve idare edilmiştir.
Piyer Lermit’in bugünkü takipçileri ve mirasçıları, Türkiye’nin içine kadar girmişler, “Haçlı Seferleri”ni Türkiye’den sevk ve idare etmeyi, Türkiye’yi de Haçlı ordusuna katmayı planlamaktadırlar.
Türkiye’nin sorumluları bugüne kadar uzaktan-yakından yardımcı oldukları bu savaşa aktif olarak katılmaya ve bu “Haçlı savaşı”na ev sahipliği yapmaya karşı çıkmalıdırlar ve oyuna gelmemelidirler.
Dün Papaz Piyer Lermitler’in Haçlı Seferlerinin karşısına Kılıç Arslanlar çıkmış ve Haçlı ordularına dur demişlerdi.
Bugün Türkiye’nin içine kadar sokulan Piyer Lermitler’in ruhuna dur diyecek Kılıç Arslanlar’ın ruhu gerekiyor.
O ruhu sadece Müslüman Türk milleti değil, tüm İslam dünyası arıyor ve bekliyor.
Sevgiler, saygılar…
Yeni Siyonist Haçlı Seferleri”ne DUR diyecek Kılıç Arslanlar Selahaddin Eyyubiler Yavuz Selimler Mustafa Kemaller yetiştirecek bizleriz!hepimiziz Bilgi Birlik kuvvettir Dirliktir ! YOKSA Bölücülüktür! Hedefiniz Akdenizdir! ileri!
1 Yeni Çağ Gazetesi, 06.06.2011
2 Aytunç Altındal, Gül ve Haç Kardeşliği, Alfa Yayınları, 2004, İstanbul, s: 81
3 Vatan gazetesi, 10.03.2008
http://netpano.com/haber/1241
***TAPINAK ŞÖVALYELERİ VE YENİ DÜNYA DÜZENİ***
http://www.kumkale.net/makale.asp?id=001f8
Şehit kemikleri üstünde sarhoş Haçlılar
http://YeniCagGazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=3568
Müslüman Türkü Hristiyanlaştırma projesi
http://kayseri.net.tr/haber_detay.asp?haberID=4794