58) SÜPER DEVLET MEŞRUİYET BELGESİ

Yayin Tarihi 5 Ocak, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

 

Süper Devlet Meşruiyet Belgesi

 

 

Güzide medyamızın köşe yazarlarını yeni yılın bu ilk günlerinde neler yazmış? Merak ettim ve sizler için notlar aldım. Bunun için pastırmanın kokusunu takip ettim de denilebilir.

 Bayramın üçüncü günü Abdullah Gül’ün Huber köşkünde bazı gazetecilere verdiği, pastırmalı kahvaltıya takmış durumdayım, bunu belirteyim. Kimler pastırma yemiş o sabah? Hani bir gün önce Hayrünnisa Sultanın özel olarak Kayseri’den siparişini vermesiyle. Cengiz Çandar mesela. Ondan başlayalım okumaya o halde.

 Gül’ün ABD ziyareti için bulduğu kılıf, “2003 de bozulan dostluğu kurtarma çabası”. Yılların Çandar’ı bula bula bunu mu buldu diye düşünerek devam edelim okumaya. Bush’un Türkiye’de sevilmediği, ilk önceleri Gül’ün de istenmediği düşünülürse şeklinde ki sözlerinin anlamı ne? Türkler tarafından sevilmeyen iki lider oval ofiste, mum yakıp dertlerine mi yanacaklar? Diye düşünüyoruz ister istemez. Ayrıca Bush, zoraki Cumhurbaşkanlığı köşküne oturan Gül’ü davetle bakın ne yapmış oluyormuş? Ona ” süper devlet meşruiyet belgesi” veriyormuş. Doğru ya Dünya gemisinin dümeninde ki Bush, Abdullah Gül’ü tanıdıktan sona bize en fazla, pastırma yemek düşer.

 Gelelim pastırma ziyaretinin ikinci konuğuna. Mehmet Barlas. Hani haber programının arkasından çıktıkları iki kişilik şovla, milletin gazını aldıkları bir programı da var kendisinin. Bakalım pastırma ona yaramış mı? Sigara yasağının, türban konusunu kapattırıp kapattırmayacağını merak ederek başladığı satırlarında diyor ki. AB nin sigara yasağını uyguluyorlar ama 301 ne olacak? “Seçkinci” toplulukta ki konuşmaları aktardığını söylüyor Barlas. Cem İpekçi’nin “Üniversite türban çözülmeden, defile yok” demesi gibi, Barlas’ta keşke,” Türban hallolmadan köşe yazmam” diyebilse, diye düşündüm. Gerçi 301 kalkınca “Türklüğe küfür” serbest olacak bunu mu kastediyor belli değil. Temel hak ve özgürlükler alanı Türk’e küfüre kadar genişlerse değmeyin bu zevatın keyiflerine.

 İşi Türk’e küfüre indirgeyerek bir noktada tele volelerine ortak oluyoruz bu kesimin.

 “ Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” diye başlayan kısmın maddesidir 301. Bunlar Türk’e küfretmenin suç sayılmamasını değil, devletin egemenlik alametini ortadan kaldırmaya çabalıyorlar. Buna dikkat çekiyorum. Bu maddeler “Egemenlik maddesi” diye geçer.

 Pastırma ziyafetinin baş konuğu tahminleriniz üzere Nazlı Ilıcak. Başbakanın damadının gazetesine aylar öncesinden kurulduğu köşesinde iltifatlarını hiç eksik etmiyor. Milletvekili adayı yapılmadığını takip ettiği günlerde Erdoğan’a,” Bu çıkışın bir de inişi vardır” mealinde ki söylemini geçersek, pastırmayı hak etmiş diyebiliriz. AKP İktidarını A dan Z ye destekleyen, genellikle yağ damlayan satırları kayganlığından ötürü okumaktan zorlansanız da bildiğiniz Ilıcak işte.

 Ali Bayramoğlu. Bakın neler demiş köşesinde? “ 2002-2007 yılları arasında ki tüm değişim hukuk üzerinden ve hukuk eli ile oldu.”  Muhtemeldir ki AKP ile hukuk kelimesini ayni görmeye başlamış Bayramoğlu. Pastırmadandır pastırmadan. “Temel hak ve özgürlükler alanı da”   genişlemiş. Cemaatçisinden, 2. Cumhuriyetçisine kadar tamamında bu söylem hakim. Erdoğan ve Gül’ün eşlerinin başının örtülü oluşunu kastediyorlar zahir.

 “Kürt sorunun arkasındaki derin toplumsal durum ve taleplerin fark edilmesi” gibi önemli bir cümle kurmaya çalışmasına bakarak, pastırmayı hak edip etmediğine karar verebilirsiniz zaten.

  Gelelim pastırmanın diğer konuğu Mustafa Karaalioğlu’na. 22 Temmuzdan itibaren devletin zirvesinin uslubunun değiştiğini yazmış satırlarında. Köksal Toptan’lı yumuşatma operasyonun ardından, Abdullah Gül golünü tabi ki işlememiş. AKP nin Toptan formülü ile kıvama getirdiği mecliste, Toptan uslubunun altını çizmiş. Ona göre 22 Temmuz irticayı bitirmiş. Keşke vitrin Müslümanlığını da bitirse idi diyerek, düşünüyorum. AKP bu vıcık vıcık ortam ile nereye varmayı hedefliyor?

  2006 yılının sonbaharında yayın hayatına giren Bugün gazetesi, o günlerde marketlerde alış veriş yapanlara bedava dağıtılıyordu. AKP nin bu gazeteyi kiraladığı söylemi vardı. Yaklaşan seçimlere kadar, bedava dağıtılan bu gazete ile epey bir eve girmiştir muhtemelen. Başbakan AKP yi sadece kömürle ” Take off” yapmadı görüldüğü üzere. Medyada aleyhine kalemleri kovdurdu, gazete kiralayarak, bedava dağıttırdı. İşte o Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk’de pastırma yiyenlerden.

  Kendisi “Diyalog ve Hoşgörü” faaliyetlerinin aranan bir aktörü olmuştur. Bulunduğu cephede yanındakiler ile nelere saldıracağının tahlilini yapmış, zaman ve mekana ayak uydurmuş, neticede pastırmayı hak etmiş bir yazardır kendileri.

 Pastırmalı kahvaltı da Fehmi Koru niye yoktu? Diye merak ettim mesela. El eksik kalıyor olmazsa.

 Gelelim Ahmet Hakan’a. Yok, o Huber’de ki pastırma ziyafetine davetli değildi. “Eşli davet” falan kısmını geçerek, kendisinin bir vakitler o pastırmanın tadına mutlaka bakmış olacağını düşünmek olası.

 Geldiği yeri eleştirir gibi yapan Ahmet Hakan’ın bir gün Fehmi Koru gibi Bilderberg’e gittiğini duyarsak fazla şaşırmayız açıkçası. Koru bıyığını kesmişti, A.Hakan tüm sakalı nasıl keser diye merak ediliyor sadece. Bir yerlere pastırma bağlantısı olmasa epey iyi yazdığını da ifade etmek gerekiyor. AKP aynen, Amerikan projesini uyguluyor medyada. Yandaş ve karşıt yazarları organize ediyor. Toplumun gazı başka nasıl alınabilir?

 Yeni yılın ilk günlerinde, 2008 den çok şey beklediğimi fark ettim. Neden acaba?

NEVAL KAVCAR

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap