560) CENGİZ KAĞAN YASALARININ TARİHİ VE SOSYAL DAYANAKLARI

Yayin Tarihi 4 Mayıs, 2011 
Kategori TÜRK DÜNYASI

CENGİZ KAĞAN YASALARININ,

TARİHİ VE SOSYAL DAYANAKLARI

image00112.jpg

Dünya tarihinin gelmiş-geçmiş en büyük hükümdarlarından birisi olarak kabul edilen Çingiz Han’ın (1161-1227) fetihleri ve onun yasaları hakkında şimdiye kadar binlerce çalışmanın yapıldığı bir hakikattir. Tabi ki ona duyulan ilgi boşuna değildir. Çünkü 60-70 senelik bir ömür zarfında ki- bunun 15-20 yıllık bir dönemi çocukluk çağıdır- ortalama 40 yıl içerisinde, dünyanın yaklaşık 3/2’sine yakın bir kısmını ele geçirerek, haklı bir ün kazanmıştır.

Bakış açısına ve sosyal olayların neticesine göre Çingiz Han, zaman zaman göklere çıkarıldığı gibi, bazen da yerin dibine batırılmaya çalışılsa da, gerçek olan bir şey var, o da; dünyanın sonuna kadar yaptıkları ve yapmadıklarıyla adı unutulmayacak bir şahsiyettir.

…….

 

Çingiz Yasalarının toplu bir metni yoktur. Biz onları Çingizliler dönemini anlatan çeşitli kaynaklardan topluyoruz. Dolayısıyla yararlandığımız birinci elden vesika, pek çoklarının yaptığı gibi Tarih-i Cihangüsa olacaktır.

…….

 

Çingiz Yasası dendiği zaman; sanki Çingiz tarafından icat edilmiş kanunlar veya yazıya geçirilmiş töreler düşünülüyor ki; işin derinine indiğimizde vaziyetin hiç de böyle olmadığı anlaşılıyor. Dolayısıyla tarihi belgeler içinde gezindiğimizde, bu yasaların Çingiz Han’dan çok daha önceki vakitlerde zuhur ettiğini görmek mümkündür.

Kaynaklar, Çingiz Han’a izafe edilen bu toplum kurallarının, Çingiz Han ve karısı Börte tarafından küçük yaslardan itibaren büyütülmüş bir Türk olan Siki-Kutuku’nun eliyle metal levhalar üzerine kazındığını aktarmaktadır. 1206 kurultayında Çingiz, Siki-Kutuku’ya söyle emrediyordu: “Bize tabi olan insanları sınıflandır; keçe çadırlarla, tahta evlerde oturanları ayır. Kimsenin sözlerine karsı gelmesine izin verme. İnsanların içinde hırsızları temizle, yalancıyı kontrol et, ölümü hak edeni öldür, cezayı hak edeni cezalandır, sonra bütün halkla ilgili alınan kararları Kök Defter’e kaydet”.

 

Aynı zamanda baş yargıç olan bu şahıs, unvanını Türklerden geçen “yarganlık”tan alıyordu ki; bilindiği üzere Bilge Kağan’ın (716-734) kardeşi Köl Tigin de, 716’dan sonra hem ordu komutanlığına, hem de bas yargıçlığa atanmış ve buna bağlı olarak da Inançu Apa Yargan Tarkan sanını taşımıştır. Dolayısıyla yapılanların hepsi bir adalet bakanının kontrolünde gerçekleşiyordu. Türk idareciler kimseye haksızlık ya da zulüm yapmak istemediler. Çünkü Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi olarak kendini gören Türk kağanı sadece Türk milletinin değil, bütün insanlığın hükümdarıydı. Onun için de zaten kitabelerin basında, Türk kağanının insanoğlunu yönetmek üzere vazifelendirildiğine dair atıf vardır. Türk cihan hakimiyetinin temelinde de, evrenin her tarafına Türk adaletini hakim kılma düsturu yatar. Mo-tun, Attila, Kapgan, Çingiz, Temür vs. gibi güçlü Türk hükümdarlarının çağında çoluk-çocuk, köylü, tüccar kim olursa olsun, devletin sınırları dahilinde bir yerden bir yere korkusuzca seyahat yapabiliyorlar ve Türk’ün an’anevi adalet anlayışının her tarafta hakim kılındığını gördükleri için kendilerini güven içerisinde hissediyorlardı. İcraatlar ve yazılı kaynaklar bu muazzam devletin de yeryüzünde bazı vazifeleri olduğu ortaya çıkarıyor. Yani bu savaşçı kavmin görevi sadece kılıç sallayıp, savaş yapmak değildi. Onun başlıca görevleri, Tanrı’nın verdiği devlet ve güç ile Tanrı adına dünya nizamını kurmaktır. Bu Türk devletinin başlangıcından, bu güne kadar devam etmiş bir dünya görüşüdür.

……

 

Prof.Dr. Saadettin GÖMEÇ

 

Cengiz Kağan Yasalarının Tarihi ve Sosyal Dayanakları (pdf) olarak verilmiştir. Sayın Hocamıza teşekkür ederiz.

 

DOSYAYI AÇ: 

cingiz-yasalarinin-tarihi-ve-sosyal-dayanaklari.pdf

 

 

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap