53) ABDÜLHAMİD’İN PETROL HARİTASI
Yayin Tarihi 28 Aralık, 2007
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
2. Abdülhamid’in
petrol haritası
Güneydoğu’da petrol var mı, yok mu? Sultan II. Abdülhamid tarafından hazırlanan petrol haritasında bu soruya 100 yıl önce cevap verilmiş. İşte detaylar!…
Türkiye petrol denizi üzerinde mi? Sınırın öteki yakasında petrol çıkıyor da Güneydoğu’da niye çıkmıyor? Ya da başlayıp bitmeyen bir polemik; Türkiye’de petrol var ancak yabancılar çıkarmamıza izin vermiyor! Peki gerçekten petrolü bol denilen Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde petrol var mı? Bu soruya Sultan II. Abdülhamid yüz yıl öncesinden cevap veriyor. Sultan’ın hazırlattığı tespit haritasında Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse tamamında yüksek ölçekte petrol rezervinin olduğu saptanıyor. Görevli mühendisler araştırmalarını Doğu ve Güneydoğu ile sınırlı tutmayıp Osmanlı toprakları içinde bulunan Zaho, Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Musul ve Bağdat gibi bölgeleri de tarıyorlar. İşin en ilginç tarafı yüz yıl önce hazırlanan petrol haritasının birçok yerinde hâl-i hazırda petrol çıkarılıyor olması. 6 ay önce Barzani ailesi tarafında Habur Çayı’nın öteki kıyısında çıkartılan ve Türkiye’nin, tabir yerindeyse, iştihanı kabartan petrol kuyuları bunlardan sadece biri.
BİTLİS’TE PETROL
Sultan II. Abdülhamid özellikle 1800′ün son çeyreğinde tüm dünyada gündeme gelen ve stratejik bir maden olduğu kabul edilen petrol için büyük çaba harcadı. Yetişmiş jeoloji ve maden mühendisi olmaması Devlet-i Aliye’nin elini kolunu bağlıyordu. Ancak uğruna savaşların çıkartılacağı, yeni bir dünya düzeninin oluşturulacağı petrolün ehemmiyetini anlayan Abdülhamid sıkıntıları kendi fedakarlıkları ile aştı. Hazine-i Hassa’dan, yani padişahın şahsi malından ödenek çıkartılarak geniş kapsamlı bir petrol rezervi çalışmasına girildi. Sultan’ın kendi parasıyla yaptırdığı çalışmada yabancı ve yerli mühendisler yer aldı. Musul ve Bağdat havalisinde, Dicle ve Fırat nehirleri havzasında petrol taraması yapıldı. Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habip Necip Efendi yönetimindeki araştırma ekibi çalışmalarını 22 Ekim 1901′de Sultan II. Abdülhamid’e sundular.
Bu zamana kadar söylenen ancak mahiyeti hakkında bir bilginin bulunmadığı “Sultan’ın petrol haritası” sadece Güneydoğu’da değil, Hakkâri ve Bitlis gibi illerde de petrol bulunabileceğ ini öngörüyor. Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri tespit etmiş. Heyetin başkanı Paul Groskoph, petrol noktalarını tek tek tespit ettiklerini aktarırken, takip ettikleri güzergâhı da detaylı bir biçimde anlatıyor. Petrol havzasını dolaşan Paul, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervlerinin bulunduğunu belirtiyor. Dicle Nehri kıyısındaki noktalarda yeterli araştırmayı yükselen sulardan dolayı yapamadıklarını da raporuna ilave eden Paul, nehrin kıyısı dışında, Dicle’nin kıyı şeridi boyunca uzayıp giden yüksek dağlarda da petrol bulunduğunu kaydetmiş. Yine de o dönemin teknik imkanları açısından 900 metre yükseklikteki bu dağlardan petrolün çıkarılması ve nakliyatının zor olacağını eklemeyi unutmamış raporuna.Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse tamamı ve Doğu Anadolu’nun bir kısmını kapsayan petrol haritasında Diyarbakır, Mardin, Bismil, Hazro Çayı etrafı, Sinan, Batman Çayı etrafı, Dicle bölgesi, Midyat, Bedran, Tulan, Siirt, Botan Çayı etrafı, Habur, Fındık, Cizre, Habur Çayı etrafı, Bitlis Çayı kıyısı ve Hakkâri (Çölemerik)’de önemli petrol yataklarının bulunduğu kaydediliyor.
HARİTA İLK KEZ YAYIMLANIYOR
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çalışmalarını tamamlayan heyet daha sonra bugün Irak sınırları içinde kalan merkezlerde petrol taramasına devam ediyor. Kerkük, Babagürgür, Zaho, Süleymaniye, Bağdat, Musul ve Altınköprü’deki petrol noktaları kilometre ve yerleşim yerlerine göre yön tayini yapılarak kayıt altına alınıyor. Raporda Kerkük ve şehre 15 kilometre uzaklıktaki Babagürgür bölgesinde yoğun miktarda petrol rezervinin bulunduğu belirtiliyor. Babagürgür bölgesinin II. Abdülhamid’in şahsî malı olduğu, ve bu topraklarda Türkiye’deki Nefçi ve Doğramacı ailesinin pay sahibi olduğu biliniyor. Ekip yaptığı tetkikler sonucunda en kaliteli petrolün Bağdat yakınlarındaki El-Kayra ile Mendel’de olduğu sonucuna da varıyor.Ulaşımın Dicle’de sal üstünde, karada da at ve eşek sırtında yapıldığı bir dönemde aylarca süren bir çalışma sonunda Başmühendis Paul Groskoph, ince detayların yer aldığı raporun sonuna iki önemli noktayı da ilave etmeyi unutmuyor: “Dicle ve Fırat nehirleri havzasında zengin ve mühim petroller bulunuyor. Bunların işletilmesi ve pazarlanması için Bağdat’a uzanan bir tren yolu lâzım. 1889′da inşaatına başlanan ve 1902′de biten demiryolu petrolün Anadolu’ya taşınmasını sağlayacaktır. Bunun için ana hatta sadece birkaç ilave ek hattın yapılması yeterlidir.” Baş mühendisin ikinci notu ise iyi değerlendirilmesi durumunda bu petrol coğrafyasının gelecekte dünyanın en önemli merkezlerinden biri olacağı şeklinde.
Kısa bir zamanda bu kadar noktada tarama yaptırarak günün kıt imkânlarına rağmen petrol tespitini belgelendiren Sultan II. Abdülhamid’in saltanat ömrü petrol çıkartmaya yetmedi. İlk kez yayımlanacak olan ‘Sultan’ın petrol haritası’ Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve önümüzdeki günlerde kamuoyuna sunulacak olan “Osmanlı Döneminde Irak” isimli kitapta yer alacak. Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Budak, bu çalışmayla Irak’taki Osmanlı’yı kamuoyuna sunacaklarını belirtiyor. Kitabın editörlüğünü yapan Cevat Ekici de kitaptaki birçok belge ve çizimin, özellikle de petrol bölümündeki haritaların halen üzerinde çalışılmaya değer belgeler olduğunun altını çiziyor.
Çalışmanın kapsamı petrol haritası ve bununla ilgili raporlarla kısıtlı değil. Hazine-i Hassa’ya devredilen petrol hakları ve bununla ilgili yazışmalar da bulunuyor kitapta. 18 Kasım 1902′de Yıldız Sarayı’na gönderilen belgede Musul vilayetindeki petrol madenlerinin imtiyazının Hazine-i Hassa’ya verildiği kaydediliyor. Daha sonraki tarihlerde padişaha ait araziler Maliye Hazinesi’ne devrediliyor. Ancak 12 Ocak 1920′de Maliye Hazinesi’ne devredilen padişaha ait bütün malların tekrar Hazine-i Hassa’ya devri için bir kararname çıkartılıyor.
Aksiyon dergisinin 480. sayısında yer alan “Hanedan Musul’u istiyor” başlıklı haberde, Osmanoğulları nın Sultan Abdülhamid’ten miras kalan Musul’daki gayrimenkullerini almak için hukuki bir mücadele başlattıklarına yer veriliyordu. Aynı haberde hanedanın mirasçılarının daha önceki dönemlerde Musul’daki gayrimenkulleri dava yolu ile kazandıkları, ancak birtakım siyasi manipülasyonlar sebebiyle bu kararın uygulanmadığı da vurgulanıyordu.
65 NOKTADA PETROL TESPİT EDİLMİŞ
1. Diyarbakır 2. Mardin 3. Bismil 4. Hazro Çayı 5. Sinan
6. Batman çayı 7. Dicle 8. Midyat 9. Bedran 10. Bitlis Suyu (çayı)
11. Tulan 12. Siirt 13. Botan çayı 14. Habur 15. Fındık
16. Cizre 17. Dehuk 18. Zaho 19. Habur çayı 20. Hakkari
21. Ahmediye 22. Bisan 23. Alkuş 24. Akra 25. Büyük Zap26. Revanduz 27. Musul 28. Karakuş 29. Nemrut 30. Küçük Zap
31. Erbil 32. Köysancak 33. Altınköprü 34. Şargat 35. Hamrin Dağı
36. Kerkük 37. Taşhurmatı 38. Tavuk 39. Karadağ 40. Süleymaniye
41. Karadağ 42. Aksu 43. Tuzhurmatı 44. Kefri (Salahiye)
45. Deli Abbas 46. Tikrit 47. Samara 48. Haso çayı 49. Narbin Suyu50. Diyale Suyu 51. Ramadi 52. Felluce 53. Mendeli 54. Bakuba
55. Kazımiye 56. Bağdat 57. Museyyeb 58. Hılle 59. Kerbela
60. Hit 61. Fırat 62. Anah 63. El-Kadim 64. Ebu Kemal 65. Meydani
ABDÜLHAMİT’İN PETROLE İLGİSİ MEŞHUR
II. Abdülhamid’in petrol ile ilgili çalışmaları daha çok genel olarak biliniyor. Kapsamlı ve detaylı bir şekilde bilinmiyor. Bu haritanın ortaya çıkarılması önemli bir gelişmedir. Abdülhamid dünyadaki değişimi yakından takip ediyordu. O dönemlerde petrolün yeni kullanım alanları bulduğunun da farkındaydı. Artık motorlu taşıtlar yaygınlaşıyor ve bunlarda petrol kullanılıyordu. Donanmaları ile dünyayı idare etmeye çalışan İngilizler kömürle çalışan gemilerini artık daha pratik olan petrolle çalıştırmaya başlamışlardı. Abdülhamid bunların hepsini biliyor ve petrolün gelecekte stratejik bir silah olacağının hesabını yapıyordu. Bu yüzden Musul’un petrol arazilerini satın aldı. Çünkü İngilizler ısrarla burayı istiyordu. İngilizler, 1. Dünya Savaşı’nda Bağdat’ı almak için harcadıkları paranın 7 mislini Musul’a sahip olmak için harcadılar.
Dr. Orhan Koloğlu
Yorumlar
“53) ABDÜLHAMİD’İN PETROL HARİTASI” yazisina 3 Yorum yapilmis
Yorum yap
Dünya petrol canavarları şirketlerince “Bay Yüzdebeş” diye anılan bir Osmanlı Ermenisi, Üsküdar doğumlu Kalust Sarkis Gülbenkyan (1869-1955)tarafından harita üzerine kırmızı kalemle çizildi Güneydoğu haritamız. Adına da “Kırmızı Hat Anlaşması” denildi. Oysa, yöredeki petrol kaynaklarıyla ilgili rapor hazırlama görevini ona Sultan İkinci Abdülhamid vermişti. Gülbenkyan, 1902’de İngiliz vatandaşı oldu ve Osmanlı Devleti’nin istek ve desteği sayesinde edindiği bilgileri Anglo-İranian (BP), Royal-Dutch Shell, Standard Oil (Mobil) gibi isimlerden oluşan kartele % 5 hisse karşılığında verdi. Haritaya çizdiği kırmızı hattın üst tarafının Türkiye’ye bırakılmasını istedi. O çizginin alt tarafı Musul-Kerkük’tür!.. Bizim kendi sınırlarımız içinde var sandığımız yataklar ise, Anadolu tektoniğinin sarsıntılarla parçaladığı minik birikintiler, kısa sürede suya dönüşen gölcüklerdir. İşte bugüne kadar, bu birikintilerden ve elbette son derece pahalıya malolduğu için ekonomik olmayan petrolü elde edebiliyoruz. Yani, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmiyor!.. Ha, şimdi dünyada petrol azaldı da bu minik rezervler kıymete mi bindi?.. Bilemem. Bildiğim o ki; nice ırkdaşını “sadık vatandaş” sayıp en üst düzey devlet görevleri vermiş olan Osmanlı’yı “satan”lardan sadece birinin, Gülbenkyan’ın ihanetine sızlanmaktayız. Gülbenkyan’ın ayrıca Türkiye’den götürüp Lizbon’daki müzesine koyduğu çok değerli eski eser koleksiyonlarını da hatırlarsak, esasen açılımı “saflık” olan “iyiniyet”imizin hangi boyutlarda olduğunu görürüz. Eskiler bu kadar iyi niyetli kimselere “cennet öküzü” derlerdi!..
SAYIN GÖKSAY’A YORUMUNDA VERMİŞ OLDUĞU BİLGİDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.
YENİDEN ERGENEKON
MASONLAR TÜRKİYE’DEKİ PETROLÜ KİME SAKLIYORLAR?
Netpano yazarı Hakan Yılmaz Çebi son petrol yasasını hakkında bilinmeyenleri açıklıyor. Yabancıların Türkiye’de petrol aramasına izin veren kanunun kabul edilmesinden sonra, ülkemizde petrol arayan şirketlerin TAMAMI YAHUDILERE AiTTIR.
Güneydoğu’da arama yapanlar arasında en büyük iki petrol şirketi “MOBİL” ve “SHELL”di. Shell Petrol şirketi uluslararası sahada Hollanda-İngiliz ortaklığı etiketi kullanır. Royal-Dutek Shell’e bağlıdır. Sahibi MARKUS SAMUEL isimli bir YAHUDI’DIR. Diğer petrol arayıcısı şirket “MOBİL” ise bilindiği gibi YAHUDI trilyoner ROCKEFELLER’ın birçok petrol şirketinden biridir.
Türkiye’de petrol aramaya başlandığı 1956 yılından 1968 yılına kadar MOBİL’in Türkiye’deki Genel Müdürü NECDET EGERAN’dı. Necdet Egeran 1954 ‘te yabancı şirketlerin Türkiye’de petrol aramasına izin veren Petrol Kanunu’nun kabul edilmesinde en büyük çabayı sarf edenlerden birisi. Aynı zamanda MTA’nın ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün kurucularından. Daha sonra emekli olup 56′da Mobil’in başına geçer. Mobil’in petrol bulduğu kuyuları beton dökerek toprak üzerine çıkmasını engellediği söylentilerinin yaygın olduğu tarihte Mobil’in tek söz sahibi idarecisiydi. … Dönemin ETİBANK GENEL MÜDÜRÜ BURHAN ULUTAN da o tarihlerde çalkalanan rivayetleri doğruluyor. Kendisiyle görüşmemiz sırasında yaptığı açıklamada Ulutan şunları söyledi:
“1965′LERİN BAŞINDA MOBİL OİL’İN BAŞINDA EGERAN İSİMLİ BİRİSİ VAR. BU ARADA PETROL BULUNAN KUYULAR DA KAPATILMIŞ…”
O dönem en gündemdeki şahıslarından Necdet Egeran’ın başka büyük bir özelliği daha var. Bu özelliğini TÜRKİYE’DEKİ MASONLARIN kendi aralarında yayınladıkları “ŞAKÜL GİBİ” isimli MASON DERGISI’NDEN öğreniyoruz.
ENVER NECDET EGERAN’IN KİMLİĞİ
24 Ekim tarihinde DOĞUŞ LOCASI’nde tekris edildi. (42 YAŞINDA)… Mayıs 1950′de KALFA, Ekim 1950′de ÜSTAD oldu… NECDET EGERAN Bilgi Locası’nın 25 kurucu üyesi arasındadır… 1955 yılında da ÜSTAD-I MUHTEREM oldu… EGER AN 1958′de Türkiye Büyük Locası’na GENEL SEKRETER seçildi. … Locası tarafından İSKOÇYA BÜYÜK LOCASINA Fahri Büyük 2. Nazırı unvanı verildi… 1964 yılında 1. BÜYÜK LOCASI’nı temsilen New York Büyük Locası’nın toplantısına davet edildi… NECDET EGERAN 2 Mayıs 1965′te PEK SAYIN ÜSTAD seçildi. 58 yaşında 16. Masonik yılında TÜRK MASONLUĞUNUN EN GENÇ BÜYÜK ÜSTADI OLDU…” (Şakül Gibi Dergisi)
Görüldüğü gibi NECDET EGERAN, Amerika’dan ısmarlama gelen CEVAT EYÜP TAŞMAN gibi yabancı petrol şirketlerin türlü entrikalar çevirdiği bir dönemde Türkiye’nin en aktif masonu olma özelliğini de taşıyor. Aynı tarihlerde petrol çıkan kuyuları betonlayan MOBİL’in Genel Müdürü olması ÇOOOK İLGİNÇ RASLANTI olsa gerek!!!
Türkiye’nin yıllardır petrol yönünden dışarıya bağımlı kalması ve belki de Ortadoğu’nun sayılı petrol üreticisi ülkelerinden biri olma şansını kaybetmesi ile TÜRKİYE’DEKİ MASONLUK, SİYONİZM davasına pek önemli katkılarda bulunmuş ve neticede hipnozlu milletvekillerinin uyuduğu bir anda YENİ PETROL YASASI MECLİS’ TEN TAYYİ MEKAN yaparak geçmiştir NETEKİM!..
BİR DÖNEM TÜRK PETROL REZERVLERİNİ KONTROL EDEN MASONLARIN LİSTESİ:
SELİM SOYDANBAY.: MOBİL MÜDÜRÜ, DEV LOCASI
KAZIM AKYEL: TÜRKİYE PETROLLERİ GENEL MÜDÜR MUAVİNİ, UYANIŞ LOCASI
İBRAHİM ENVER ALTINLI.: MTA ENSTİTÜSÜ UZMAN, KÜLTÜR LOCASI
İHSAN RUHİ BERENT.: MTA GENEL MÜDÜRÜ, UYANIŞ LOCASI
OSMAN ŞEVKİ FİGEN: MOBİL OİL MARMARA BÖLGESİ MÜDÜRÜ, MUSAVVAF LOCASI
MİTHAT GÜLDÜ.: ETİBANK BAŞKONTROLÜ, İDEAL LOCASI
İHSAN MİZANOĞLU.: PETROL OFİSİ MÜDÜRÜ, İNANIŞ LOCASI
RAUF ROZENTAL.: SOCANİ VAKUM PETROL ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ.: KÜLTÜR LOCASI
BAHRİ ERGENE, MOBİL.: FAZİLET LOCASI
BESİM TAN, MOBİL MÜDÜRÜ.: SEVGİ LOCASI
İBRAHİM DERİNER.: ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ESKİ MÜSTEŞARI, BİLGİ LOCASI
İHSAN KAYIN.: PETROL OFİSİ MÜDÜRÜ, İNANIŞ LOCASI
NİMET DANABAŞ.: MADEN KREDİ BANKASI MÜDÜRÜ, KÜLTÜR LOCASI
SÜHA TUĞRUL AKSOY.: ETİBANK ALIM SATIM ŞUBE MÜDÜRÜ, ÜLKÜ LOCASI
OSMAN BİLEN.: TPAO PERSONEL MÜDÜRÜ, UYANIŞ LOCASI
LÜTFİ ERSİN ÜÇER.: SHELL CO. PLANLAMA MÜDÜRÜ, ÖZLEM LOCASI
SABİH BÜYÜKARIKAN.: ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI MÜŞAVİRİ, UYANIŞ LOCASI
TURHAN KUT.:ETİBANK GENEL MÜDÜR MUAVİNİ, UYANIŞ LOCASI
SABRİ CEREN.: TPAO PAZARLAMA MUHASEBE MÜD., UYANIŞ LOCASI
ZİYA AYTINBAŞ.: TÜRKİYE PETROLLERİ A.O GENEL MÜDÜR MUAVİNİ, UYANIŞ LOCASI
ABDÜLKADİR ASNA.: MTA ENSTİTÜSÜ TTL ŞUBESİ MÜDÜRÜ, UYANIŞ LOCASI
RIFAT AYAYDIN.: TÜRKİYE PETROLLARİ A,Ş., UYANIŞ LOCASI
OSMAN ALİ BERKMAN.: MOBİL MÜDÜRÜ, ANKARA UYANIŞ LOCASI
MEHMET RIZA AKASLAN.:TPAO MALİ İŞLER GRUP BAŞKANI, UYANIŞ LOCASI
ATİLLA AYKOL.: MADEN JEOLOJİ MÜHENDİSİ, DEV LOCASI
AHMET BARAY.: ETİBANK GENEL MD. MUAVİNİ, UYANIŞ LOCASI
ZEKAİ BOYER, TPAO PERSONEL MD. ANKARA UYANIŞ LOCASI
BELGİN ERKAN.: TPAO GENEL MD. İKMAL GRUP BAŞKANI, GÖKKUŞAĞI LOCASI
CENGİZ ERDAL .: PETROL OFİSİ A,Ş. GENEL MD. YARDIMCISI, GÖKKUŞAĞI LOCASI
YALÇIN İLTER .: MOBİL OİL BÖLGE MD. MATRİKÜL N: 1320
Yukarıda da görüldüğü gibi madenlerimiz yıllarca Siyonistlerin “ÇİFTLİKLERİMİZ” dedikleri mason localarına kayıtlı “kişilere” bırakılmış! Üstelik bunların pek çoğu TÜRKİYE’NİN AZAMİ DERECEDE MİLLİ DUYARLILIK GÖSTERMESİ GEREKEN TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI çalışanları olması GAFLET ÜLKESİ olmamızı göstermiyor mu?!
(.:) MASONLARIN KENDİ ARALARINDA KULLANDIĞI ÖZEL İŞARETLERDEN BİRİDİR!
RETOG ŞİRKETİ’NİN HAZIRLADIĞI TÜRKİYE’DEKİ PETROL DOSYASI…
”En Zengin Yataklar Türkiye Kürdistanı’nda”
Türkiye sınırlan içindeki petrole ilişkin oyunların yoğunluğu çok zaman kamuoyunda “Türkiye’de petrol var ama ortaya çıkarılmıyor” tartışmalarına yol açıyor. Yıllardan beri bu konuda medya kuruluşlarında birçok haber dönem dönem yer alır. Ne hikmetse bulunan petrol sahalarını hiçbir gazeteci veya medya kurumu yerinde görmez, tespit etmez veya edemez. Bu konuyu ciddiyetle ele almış hiçbir haber programı veya gündem haber bulamazsınız. Şahsıma da yapıldığı gibi, teşebbüs eden birçok gazeteciyi de işinden ederler. Yapacağınız çalışmayı hem kursağınıza gömerler hem de yayınlayacak bir yer bulamazsınız. Diğer taraftan Türk halkı bu iri gazete ve televizyonlarda yayınlanan magazin programlarına ilgisini günbegün gösterirken, niye kendilerine bu tarz konuların işlendiği programların gösterilmediğini bir türlü sormaz!..
Neyse konumuza dönelim ve 27 ŞUBAT 1992 tarihli Güneş Gazetesi’nin birinci sayfasında yayımlanan hayli ilginç rapora bakalım. “En verimli yatakların ‘Türkiye Kürdistanı’nda olduğunu ileri sürdüler”… “Amerikalı Ceyarlar Güneydoğu’da” başlıklı haberde bakın hangi cümleler yer alıyor:
“GÜNEYDOĞU ANADOLU’YU ve Bitlis, Van, Adıyaman, Tunceli illerini “TÜRKIYE KÜRDISTAN’I” olarak değerlendiren bir ABD şirketi, ülkemizin yeraltı zenginlikleri konusunda ilginç iddialarda bulundu. Amerikalı petrol şirketi RETOG, Türkiye, Suriye, Irak sınır bölgesinin petrol ve gaz rezervlerinin raporunu yayınladı. Rezerv açısından çok zengin olduğu bildirilen bu bölge, raporda Kürdistan (!) ( DİKKAT EDİNİZ lütfen YIL 1992- H Y ÇEBİ) olarak nitelendirildi.
“14900 Landmark Blyd. Sütte 370 Dallas, Texas 75240 USA adresindeki Retog” şirketince hazırlanıp satışa sunulan raporda, Türkiye’nin çok şaşırtıcı bir coğrafî konumu olduğu kaydedildi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin, Ortadoğu petrol bölgelerinin kuzeydeki uzantısı olduğu belirtilen raporda, şu anki faal petrol sahalarının az miktarda petrol rezervlerine sahip olduğu vurgulandı.
Raporda öne sürülen görüşlerin aşırı derece detaylı olması dikkat çekti. Dört ciltten oluşan rapor, bölgedeki 517 petrol kuyusunun tüm kayıtlarını kapsıyor. Ayrıca bölgenin tüm jeokimya ve termal özellikleri ve tarımsal etkinliklerini gösteren haritalar da raporda bulunuyor. Raporda yalnızca Ortadoğu’nun Güney bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu görüşünün aksine, içinde Türkiye’nin Güneydoğu bölgesi topraklarının da bulunduğu kuzey bölgelerinin petrol bakımından zengin olduğu belirtildi. Ayrıca bu bölgede daha önce ayrıntılı bir araştırma yapılmadığı kaydedildi.
45 bin ABD doları fiyatla satışa çıkarılan raporda, Türkiye Kürdistanı olarak adlandırılan yöredeki, işlenmeyen petrol sahalarının rezervlerinin büyüklüğü övülüyor. Bakir bölge olarak adlandırılan işlenmeyen sahaların Irak ve Türkiye’de işlenen petrol sahalarından daha verimli olduğu iddia ediliyor.
Retog şirketinin yeraltı ve petrol araştırma fırsatları, Türkiye Kürdistanı adlı raporunda, 500 bin ölçekli harita, kuyular, büyük petrol ve gaz sahalan, 52 ayrıntılı kuyu jurnali, 517 kuyu bilgi kayıtları, yerüstü coğrafî bilgiler, Bouger yerçekimi bilgileri, Türkiye-Suriye ve Irak’ın sismik derinlik haritaları ile bu ülkelerde çalışan petrol sahalarının ayrıntılı haritaları bulunuyor. Raporda aynca Türkiye’nin siyasî yapısıyla bunun komşu ülkelerle kıyaslamaları da detaylarıyla anlatılıyor.”
YIL 1992: “TÜRKIYE KÜRDISTAN ”I Dillerde
Retog şirketinin vermiş olduğu bizim için azami öneme sahip bilgilerin yanında özellikle bu raporda yer alan Türkiye Kürdistanı cümlesine dikkatlerinizi çekmek isterim. İsrail Siyonizminin ABD’ye yaptırdığı Irak işgali sonucu bu niyet her geçen gün gerçekleşmek üzere. Oysa 1990 yılında çıkan Masonluk ve Kapitalizm adlı eserin ilk baskısında “özel bölümde” bu konuya dikkat çekilmiş, “Yukanda bahsettiğimiz gerek zengin petrol yatakları, gerekse GAP projesi gibi dev bir projenin yer aldığı topraklarda kurulacak bir Kürt devleti, İsrail için yutulacak lokma değildir. Kurulması tasarlanan bu devletin zayıf, askerî güçten yoksun, ekonomik açıdan himayeye muhtaç bir devlet olacağını tahmin etmek hiç de güç değil. Plânın ikinci aşamasında, Ortadoğu’nun tek söz sahibi ülkesi haline gelecek İsrail için, bu Kürt devletini kontrol ve himayesine almak gayet kolay olacaktır. Kürdistan’ın İsrail’in bir eyaleti olmasıyla gelişecek bu aşama, İsrail’in Güneydoğu Anadolu sınırları içine alıp vadedilmiş topraklara kavuşmasıyla sona erecektir.
Rapor, şöyle devam ediyor;
“Olay bu yönden değerlendirilince, Time Dergisi’nde çizilen Kürdistan haritasının Güneydoğu Anadolu’nun uzaydan çekilen petrol haritasıyla üst üste çakışmasının bir tesadüf eseri olmadığı açıkça anlaşılır. Dergide yayınlanan Kürdistan haritasının sınırları Gaziantep’ten başlıyor. Kuzey Irak’tan Halepçe’ye kadar uzanıyor. Türkiye’nin zengin petrol yatakları Diyarbakır, Adıyaman, Nusaybin ve Batman arasında tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni içine alan bir yay çiziyor.”
Diğer taraftan uzaydan çekilen petrol yataklarının haritası üzerine Kürt sorununu bahane ederek ABD’nin bölgeye yerleşmesi de çok dikkat çekici bir olay. Körfez krizi ve şimdi de Irak savaşı derken bölgede “insanî yardım ve güvenlik kampları” adı altında büyük bir oyun oynanıyor. ( netpano.com)