520) KIZIL ELMA NEREDE?
Yayin Tarihi 25 Ocak, 2011
Kategori TÜRK DÜNYASI
Kızıl Elma, tarihte Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden bir semboldür. Bu idealin esasını i’lâ-yı kelimetullah da denilen gazâ ruhu teşkil eder. Bu da İslâm dininin her yerde işitilmesini temin etmek demektir. Kızıl Elma, Eski Türklerden beri hükümet erkânının da, askerin de, halkın da haberdar olduğu bir ideal idi.
“Hakkın beni gönderdiği yer”
Kimine Vaktiyle “Kızıl Elma’ya!” sözü, askeri cesaretlendirir, zaferin şifresini çözerdi. İyi de, Kızıl Elma ne idi, nerede idi?
Kızıl Elma müşahhas (somut) bir semboldür. Bizans tahtının üzerinde veya Ayasofya kubbesinden sarkan ve Hazreti İsa’ya ait olduğu söylenen altın top yahud Ayasofya önünde İmparator Iustinianus heykelinin elindeki altın küre sebebiyle İstanbul Kızıl Elma olarak anılmıştır. Fetihten az evvel bu küre düşmüş ve bir daha yerine konamamış; bu da Bizans’ın düşüşüne işaret sayılmıştı. Üstelik imparatorun eli yeni fâtihlerin memleketi olan doğuyu gösteriyordu.
İstanbul’un fethinden sonra, Papalığa ait San Pietro Kilisesi’nin bakır renkli kubbesi veya mihrabındaki altın toptan dolayı Roma Kızıl Elma sayıldı. Roma’nın fethedileceğine dair hadîs-i şerif sebebiyle Müslümanlar Roma’nın fethini hedef edinmişti. Bundan dolayı Kızıl Elma tabiri en çok Roma için kullanılmıştır. Yıldırım Sultan Bayezid, cülûs tebriki için gelen ecnebilere, “Roma’ya kadar gidip, atımı San Pietro mihrabında yemleyeceğim” demişti.
Zaman ilerleyip fetihler arttıkça Kızıl Elma mefhumu da değişmiştir. Evliyâ Çelebi Kızıl Elma’nın cihan hâkimiyeti idealinin hedefini teşkil eden ve Hıristiyanlığın merkezi pozisyonundaki altı meşhur “Frenk Şehri” olduğunu söyler. Bunlar Kızıl Elma Sarayı’nın bulunduğu Budin, Kızıl Elma Kilisesi’nin bulunduğu Estergon, İstolni Belgrad, çan kulesinde altın top asılı Sen Stefani Kilisesi sebebiyle Beç (Viyana) ve Köln gibi fetih planı içindeki şehirlerdir. İlk üçü Macar, diğer ikisi Avusturya Kralı’nın pâyitahtı idi. Budin’in fethi üzerine şairler padişahı Kızıl Elmayı aldığı için tebrik eden şiirler yazmıştır. Sâbit’in mısraı şöyle: Kızıl Elmayı tığiyle kim aldı şah dedim tarih. Hayretî de der ki: Çıktı bir sahibi kemal dedi ana tarih/Şahım Kızıl Elma’yı ayva ile doldurdun.
Üç kıtanın birleştiği yerde devlet kurmadan evvel, Osmanlılar bunu millî vicdanlarında kurmuşlar ve bütün hamlelerinde o büyük ülkünün gittikçe uzaklaşan hudutlarına doğru atılmışlardır. Ana vatana her taraftan genişleyen bir harita çizilmiş gibidir. Gönüllerdeki bu haritanın türlü istikametlerindeki büyük merkezlerine hep Kızıl Elma denmiştir. Ömer Seyfeddin’in 1917’de yazdığı Kızıl Elma adlı hikâyesinde Kanuni Sultan Süleyman Kızıl Elma’yı “Hakkın beni gönderdiği yer” olarak tarif eder. Nitekim bu padişah arada bir askerlerin kışlalarını ziyaret edip şerbetlerini içer, sonra bardakları para ile doldurur, ayrılırken “Kızıl Elma’da görüşürüz” derdi. Asker de “Destiye kurşun atar, keçeye kılıç çalarız, padişahım seninle biz, Kızıl Elmaya dek gideriz” derdi. Yahya Kemal de bu ülküyle coşup şöyle söylemiştir:
Çıkdı Otranto’ya pür velvele Ahmed Paşa,
Tuğlar varsa gerekdir Kızıl Elma’ya kadar.
Roma’da San Pietro kilisesinin kızıl elma görünümündeki mihrabı
Kızıl renk murad rengi
Kızıl renk ve elma eski Türk töresinde derin mânâlara sahiptir. Elma muradı ifade eder. Masallar “Gökten üç elma düştü” diye biter. Kızıl renk de murad rengidir. Bayrak kırmızıdır. Gelinlik kırmızıdır. Lohusa yatağı kırmızıdır. Kırmızı, her gün doğuşuyla dünyaya hayat ve ümit veren güneşin rengidir. Doğarken ve batarken altın top şeklindedir. Sadece Çingeneler değil, bütün Şark bu renge tutkundur. Eski düğünler oğlan evinden kalkan bayrakla başlardı. Tepesine kızıl bir elma yerleştirilen bayrak düğün müddetince kız evine dikilir; sonra tekrar oğlan evine getirilirdi. Kızıl Elma aynı zamanda altın top demektir. Çünki kızıl, altın için de kullanılır. Böylece harbin ganimet faslına da işaret ederek heyecanı kabartır, cesareti arttırır.
Yunan mitolojisinde de Atlas’ın dört kızı (hesperides) altın elma ağacını korur. Altın Elma (küre) her yerde olduğu gibi Türk mitolojisinde de cihan hâkimiyetini ifade eder. Halk kültüründe de bilinir ve dile getirilir. Destan şöyle: Atam olur öğrendim ata binmeyi/pirimden öğrendim kılıç çalmayı/Dilerim Mevlâdan Kızıl Elmayı/Yan anam yan, bana derler Genç Osman.
Saltuknâme’de Avrupa içlerine yapılan bir sefer anlatılır: “Bir ulu şehre çıktılar. Bir ulu kilise kapısı üstünde bir altın top dururdu. Pes anda Sarı Saltuk eğitti, ‘Bu nedir?’ Eğittiler, ‘Buna kızıl elma derler’. Kasdetti ki o ulu altın topu indire. Hızır aleyhisselam geldi. ‘Hazreti Muhammed halifesi gele, o indire’ dedi.” Bir de Alman efsanesi var: Kıyamete yakın Türkler Köln’ün altın elmasına (golden apfel) kadar gelip atlarını katedralin sütunlarına bağlayacak; ama sonra hepsi yok olacaktır. Buna Liechtenstein Kehâneti derler. Hatta Anadolu Felâketi’nden önce fazla coşkulu bazı Yunanlılar “Türkleri Anadolu’dan sürelim, ta Kızıl Elma’ya kadar” demişlerdi.
Hayalden hayal kırıklığına
Kızıl Elma, Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasıyla hayal kırıklığına dönüştü. Şair bunu şöyle terennüm eder:
Kızıl Elma kapusunu feth ederken nacağı,
Ne revâdır bozula Hazreti Bektaş ocağı.
Son devirde Ziya Gökalp’in öncülük ettiği “Yeni Milliyetçilik” telâkkisinde Kızıl Elma artık “Türk kavminin” cihan hâkimiyetinin sembolüdür. 1913’te yazdığı şiirinde şöyle der:
Buymuş meğer Türk’ün Kızıl Elma’sı
Böyle demiş Oğuz Hanın yasası.
Tarih boyunca hep batıya doğru olan Türk fetihlerinin yönü artık Orta Asya’dır. Yani “Kızıl Elma Turan’dır” demek istenmiştir. Nehirlerin doğuya akanı makbuldür, ama şehirler hep batı yönünde büyür.
Prof. Dr. Ekrem Buğra EKİNCİ
Yorumlar
“520) KIZIL ELMA NEREDE?” yazisina 10 Yorum yapilmis
Yorum yap
saygıdeğer hocam öncelikle kaleminiz daim olsun,her insanın kalbinde bir kızıl elması varmış geçmişten günümüze süregelmiş kızıl elma o anki değerlerin fetih hırslarıyla içlerinde büyüttükleri ve elde etmek istedikleri emellerine kavuşma arzularıyla askerlerine hücum emri verdiği bir ideal olmuştur,şahsım olarak bende orta asyada kenarlarında çağlayanların olduğu tek geçiş noktası bulunan herbir kişinin cesaret edemediği gizemli bir vadi olarak biliyorum kızıl elmayı.şimdiki zamandada memleketin ulaşmak istediği bir kızıl elma olmalı saygılarımla ALLAHA emanet olun hocam
[…] KIZIL ELMA NEREDE? Kızıl Elma, tarihte Türk cihan hâkimiyeti idealini temsil eden bir semboldür. […]
NE MUHTESEM MİSTK,İNANIS VE İDEALLERİMİZ VARMIS!
AMA ARTIK,BUNLARI PARAYA DÖNÜSTÜRÜP ÜLKEMİZİ ZENGİNLESTİRECEK/HALKIN SIRTINDAKİ PARA SIKINTISINI ALICAK SEKİLE DÖNÜSTİREMEZMİYİZ YARADANIN NEREDEYSE HEDİUELERİNİ?—
İTALYADAKİ BU SEFAHAT VE AKIN AKIN!!TURİST GİTMESİ/ROM*AYA DEMEK BU SEBEPTENDİR!
-NASILDA BİLİYORLAR=PARAYI KENDİLERİNE CEKMEYİ!MİSTİSİZMLE..
*ACABA İSTANBUL NİCİN HAK ETTİGİ TURSİTİNE KAVUSAMIYOR BİR TÜLÜ!?–
*GECEN SENEKİ O LES HALİNİ GÖRÜNCE..ATASOFYANIN ETRAFININ!VEDE OARADA İS?!!YAPAN?UYDURUK KAHVELERİN!NASIL KACACAGIMI BİLEMEMİSTİM..TEK HUZURLU YER TÜKİSTAN KAHVESİYDİ..SİMDİLİK EL SÜRÜLMEMİS SÜKÜR.YAZMISTIM SİZE.*MÜTHİS BİR KONU BU!
*AMA ANLIYORUMKİ;BİZLER KENDİ ZENGİNLİKLERİMİZLE PARA KAZANAMIYORUZ!–İSTE BURASI PEK ÜZÜCÜ!
YANİ ASLINDA BELEDİYLERİMİZ İCİN İSTANBUL KENDİLİGNDEN PARA HAZİNESİ.-AMA DEDİM YA!BU ASALETİMİZ YOKMU!AH!
”Acaba hangi KÖSEDEN bakabildigimi ANLATABİLDİMMİ?”DOSTLAR.
*DOGU BİZİM OLMALIYDI!TÜMÜYLE(*
BİR DAHA YAZYIM!YANLIS ANLAMA İSTEGİNDE OLUR BİZİM ADAMLARIMIZ..
*TÜRK/MÜSLÜMAN!KALKIPDA NEDEN İSTANBULU ZİYARET ETMEZ?BU SEBPELRDEN DOLAYI!.
*İSTE HEP BÖYLE OLMUS:( YANİ;EKİP ANLAYISI DEDİGİ SEY..ABEDENİN..BİZDEDE OLSAYMIS!
EH!ANLATABILDIM DEGİLMİ ARTIK?-LÜZUMSÜZ POLEMİK OLMASIN DİYE!
Kızıl elma,şimdilik Alahın Türk’e almayı nasip ettiği tüm topraklar,bu gerçekleşirsede tüm dünya,ayrıca kızıl elmanın dinle ilgisinide anlamış değilim,Türkün herzaman kızıl elması vardı.Herzamanda olacak.Dün bizim olan yerler tekrar bizim olacak arabın yaşadığı yerlerde buna dahil.
Kızıl Elma araştirdığım kadarı ile Cihana hükmetmiş Osmanlı’ nın almaya iki kez teşebbü s ettiği ancak ilk defasında ciddi bir askeri ve lojistik hazırlık yapmadan Kanuni zamanında yapılan 1 . viyana kuşatması ile alınması planan Osmanlı tabiri ile Alman Kayzeririnin başkenti olan Viyanadır ki gerek orta çağ avrupasında gerekse yakın çağ avruphasında Avrupanın en önemli başkentlerinden olmuştur
öte yandan Osmanlıyı zirveden yavaş yavaş geri götürmeye başlayan olay olarak da adlandırılan ve Osmanlının en şöhretli ve idealist VEZİR-SERDARIEKREMLERİNNDEN olan bi okadar da bahtsız ve talihsiz olan aslen günümüzün Amasya ili Merzifon ilçesi Marince köyünden olan O günün Osmanlı tabiri ile Merzifon-i Kara Mustafa Paşa tarafından gerçekleştirilen 2 .Viyana kuşatma sıdır ki 14 temmuz 1683 tarihinden başlayarak aralıksız 12 Eylül 1683 tarihine kadar Orta çağ avrupa sını en meşhur askeri -siyasi politik merkezi olan viyanın kuşatılmasıdır
Bu olayı daha doğrusu tarihi değiştiren ve dünyaya hükmetmiş olan Osmanlıyı zirveden geri dönmeye başlayan olayı mevcut vesikalan doğrultusunda çok araştırdım.Ünlü tarihçiler ki yerli ve yabancı bu olay hakkında yorum yapmışlardır.Ancak bu sefere bizzat katılan Silahdar Tariihinin yavzarı Fındıklılı Mehmet Halife sefere gitmezden önce Bahtsız Sadra zamın bir Rüya gördüğünü devrin dili ile şöle anlatır: vaktinden evvel sadrazam rüyasında görür ki ayağuna çizme giyup giderken önüne yedi başlı bi ejder zahir olup ve ü zerine yürüyüp sokar rüya muaabbiri( tabircisi) Hasan efendiye tabir ettirir; giydüğün çizme azimet-ü sefere( sefere gidişe ) delildür ve ol yedi başlı ejder Nemçe Ça sarıdır ki Nüşirevan tacı eanda olduğunda yedi kral emrine ramdır.Sizden bu seferden feragat hayırludur der.İşta Cenabı ALLAH bazı kullarının başına geleceğini rüyalarında onlara gö steriyor, ne ilahi bir tecellidir ki Bahsıt SERDAR başına geleceğini rüyasında görmüş ve ilahi rüya birebir gerçekleşmiştir.Savaşta tüm avrupa kralları el ele vererek Osmanlının Viyana surları önünde mağlup olmasını sağlamışlardır.Elimdeki bilgi yalnızca bunlardan ibaret değil.
müslümanın müslümandan BAŞKA Dostu yoktur BEYLERR