499) YAKUP CEMİL
Yayin Tarihi 8 Ekim, 2010
Kategori TÜRK DÜNYASI
YAKUP CEMİL
Türk Milleti’nin tarihinde sayısız kahramanlar vardır. Bu kahramanların birçoğunu yazılı belgelerden öğrenir ve gurur duyarız. Ancak Tarihimizin ihtişamı içinde yüzbinlerce adsız kahramanların varlığını unuturuz… Bana göre kahramanlık; milleti için, vatanı için, devleti için, dini için, şahsi bir menfaat beklemeden hayatını tehlikeye atarak hizmet etmektir. Bu hizmet; savaşta da olabilir, diplomasi alanında da…
Milli ve manevi değerlerinin korunması, yaşatılması ve yüceltilmesi uğruna terini ve kanını döken, yad edilen ve unutulan tüm Kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
Acaba her olağanüstü iş yapanlar da kahraman mı? Cesaret, atılganlık, gözükaralık, ölümden korkmama kahramanlık payesi için yeterli vasıflar mı?
Elbette ki hayır!
Kahramanlık; akli delillerle, hakkaniyet ölçüsü içinde gösterilecek cesarettir.
Kahramanlık konusunu çok önemsiyorum! Zira çoğumuzun gönlünde bir kahraman vardır. Bir örneklemesi vardır. İşte bu kahraman modeli fikriyatımızı etkileyip, fiiliyatımıza da yön verebilmektedir.
Son zamanlarda yeniden “YAKUP CEMİL” adı konuşulmaya başlandı. Kimdir “Yakup Cemil” ?
Örnek alınacak bir kahraman mıdır?
Yoksa;
Komutanına sadakatle bağlı, cesur bir fedai midir?
Yakup Cemil, 1903 yılında teğmen rütbesiyle Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra ilk görev yeri olan Manastır’da Enver Paşa’nın komutasında bulunmuştur. Burada Bulgar, Sırp, Yunan ve Arnavut çetelerine karşı mücadele eder, gayri nizami harp alanında tecrübe sahibi olur. İttihat ve Teraki Cemiyetine katılır.
1911 yılında Mustafa Kemal’le birlikte Enver Paşa’nın komutasında Trablusgarp cephesinde İtalyanlara karşı yerli halkı organize ederek gerilla savaşına katılan Yakup Cemil; burada düşmana bilgi verdiği şüphesi ile, teğmen Şükrü’yü gece çadırına giderek kafasına bir kurşun sıkarak öldürmüştür. Bu olayı üzerine İstanbul’a gönderilmiştir.
1912 yılında Balkan Savaşlarında Bulgarlar Edirne’yi, Yunanlılar Selanik’i ele geçirmişti. Bunu bahane eden İttihat ve Terakki Partisi mensupları Enver Paşa’nın liderliğinde Bab-ı Ali’ye baskın düzenledi. Baskın esnasında, karşılarına çıkan Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa’yı, Yakup Cemil “Bu herife laf anlatılır mı?” diyerek şakağından vurmuştur. Enver Paşa kan dökülmemesi için talimat vermişti. En ufak bir harekette tetiğe basmayı huy haline getiren Yakup Cemil dur durak bilmiyordu. Baskında 4 kişi ölmüştü…
1913 yılında Edirne’yi ve Trakya’yı Bulgar işgalinden kurtarmak için Teşkilat-ı Mahsusa’nın liderlerinden Süleyman Askeri ve Eşref Kuşçubaşı önderliğinde çetelerden oluşan bir ordu kurulmuş ve Yakup Cemil de gönüllü olarak görev almıştır. Ağustos 1913’te Bulgarlar’dan temizlenen Trakya’da Gümülcine Başkentli bir Türk Devleti kurulmuştur.
1914 yılında Yakup Cemil, Doğu Anadolu’daki Ermeni komitecilerinin yaptığı katliama karşı gönüllü mahkumlardan bir birlik kurması istenmiştir. O da, Sinop Cezaevinden 2000 mahkum seçmiştir. Bu mahkum seçimini sayın İlyas Kara naklediyor:
“Yakup Cemil son adamlarını, ünü bütün imparatorluğa yayılmış ve günümüze kadar da gelmiş olan Sinop Zindanlarından devşirir. Hepsi birbirinden belalı, hepsi birbirinden tehlikeli iki bin adam. “ Berberler bir adım öne çıksın” der. Ve komutlar komutları izler: “ 1 leşi, 2 leşi, 3 leşi, 4 leşi, 14 leşi olan bir adım öne çıksın.” Sonunda bir kişi kalır hem berber olan hem de 14 leşi bulunan, yani 14 cinayeti olan, yani 14 adam öldüren. Yakup Cemil 14 leşli berberi şöyle bir süzer tepeden tırnağa ve sonra “ getir bir sandalye ve beni tıraş et, seni özel berberim tayin ettim” der. Berberin gözü kanlı, Yakup Cemil’in gözü kara. Usturanın sapı katilin elinde, ağzı Yakup Cemil’in gırtlağında. Ölümle liderlik arasındaki süre saniyeden de kısa. 14 leşli özel berber Yakup Cemil’in yüzünü sabunlamada, 2 bin kanlı katil sahneyi izlemede ve Yakup Cemil sandalyede ayak ayak üstüne atmış tütününü tüttürmede. O sandalyenin üstünde, o usturanın ucunda ve o 2 bin kanlı katilin huzurunda liderlik sınanmada, daha doğrusu insanlara liderlik dersi verilmede.”
Yakup Cemil, Doğu Anadolu’da emirlere itaatsizlik ve yargısız infaz yapmasından dolayı, Enver Paşa’nın amcası Halil Kut Paşa’nın komutasındaki Bağdat’a gönderilir… Halil Paşa’da Yakup Cemil’in disiplinsiz davranışlarından bıkar ve onu İstanbul’a gönderir. İstanbul’da Enver Paşa’dan yeni görev ve rütbe bekler. Ancak beklentisinin karşılığını alamayınca, Enver Paşa’ya küser ve onu devirmek için eski mahkumlarla birlikte darbe yapmayı planlar. Bu durumdan haberdar olan Talat ve Enver Paşalar tedbir alarak, Yakup Cemil’i ve taraftarlarını tutuklattırır… Vatana ihanetten yargılanır!
Enver Paşa, Yakup Cemil’in idam edilmesinden yana değildi. Enver Paşa Almanya’da iken, Talat Paşa Yakup Cemil’in idam fermanını imzalar!
11 Eylül 1916 tarihinde kurşuna dizilerek idam edilmiştir.
İdamından önce, 14 kişilik idam mangasının önünde ellerini bağlatmak, gözlerini kapattırmak istememiştir. Manga komutanının “ateş” emrini askerler uygulamamıştır. Bunu anlayan Yakup Cemil;
“Asker, nişan al” gülerek “Ateş” diye kendi ölüm komutunu vermiştir.
Denildiğine göre Yakup Cemil, Mustafa Kemal’i iktidara getirmek istermiş..!
Atatürk, Ali Fuad Cebesoy’a şunları söylemiştir:
“Yakup Cemil asılmış. Sebebi de ben başkomutan vekili ve harbiye nazırı olmadıkça kurtuluş yoktur demiş. Dediğini yapmış bile olsaydı ben İstanbul’a gittiğimde ilk iş olarak Yakup Cemil’i cezalandırırdım. Eğer ben o ve onun gibiler tarafından iktidara getirilecek bir adamsam, adam değilim!”
YILMAZ KARAHAN
NOT: Yakup Cemil hakkında daha geniş bilgi edinmek için lütfen aşağıda belirtilen kitaplara müracaat edelim.
1) FEDAİ (Cepheden sehpaya Yakup Cemil) – İLYAS KARA
2) TEŞKİLATIN SİLAHŞÖRÜ – İLYAS KARA
3) TEŞKİLATIN İKİ SİLAHŞÖRÜ – SONER YALÇIN
Yorumlar
“499) YAKUP CEMİL” yazisina 1 Yorum yapilmis
Yorum yap
Site yönetimine düzeltmesinden dolayı teşekkürler.