435) TÜRK TARİHİNDE BİR VAHŞET GÜNÜ: AHISKA SÜRGÜNÜ

Yayin Tarihi 20 Kasım, 2009 
Kategori TÜRK DÜNYASI

TÜRK TARİHİNDE BİR VAHŞET GÜNÜ:

AHISKA SÜRGÜNÜ

14 Kasım 1944 gecesi bütün Ahıskalı Türkler Stalin’in emriyle vatanlarından zorla sürgün edildi. 40 binden fazla Ahıskalı erkek de  II. Dünya Harbinde Alman Cephesi’ne gönderilmişti. Savaşın bitişinde Ahıska’da geri kalan ihtiyar kadın ve çocukların tamamı eski yük vagonlarına doldurularak Orta Asya’ya sürgün edildi. Savaşa giden Ahıska erkeklerinin çoğu da muhtelif cephelerde öldüler. Sağ kalanlar ise evlerine, köylerine döndüklerinde yakınlarından hiç birini bulamadılar.

İnsanlık tarihinin kaydettiği en hazin olaylardan biri olan bu sürgünü yaşayan Sadi Eşrefoğlu’nun hatıralarını kendi dilinden dinleyelim:

“1944 yılı sonlarına doğru bizim yaşadığımız bölgeye Askeri birlikler yerleştirilmeye başlandı. Bu birliklerin geliş sebebi Almanlar’a karşı savaş hazırlıkları olduğu söylendi. Bu askeri birlikler durmadan köylere giden yolları genişletiyor ve köprüler yapıyorlardı. Bütün çalışmaların sebebi askeri mühimmatın taşınması olarak söyleniyordu.

Bu çalışmalar devam ederken köylerde her ailenin reislerini köy merkezine topladılar. Bu sırada ben de savaştan yeni dönmüş ve 26 yaşında idim. Toplantıda bizden askeri mühimmatın taşınması için yapılan yol ve köprü çalışmalarında yardımcı olmamız istendi.  Bunun üzerine biz de askerlere yol ve köprü çalışmalarında yardımcı olduk. Bir kaç gün sonra yapılan yol ve köprülerden askeri zırhlı araçların geldiğini gördük. Arabaların geldiği günün gecesi her eve bir asker gönderilerek, her aileden bir kişinin köy merkezine gelmesi emredildi.

Erkeklerin Çoğu Savaştaydı

Bu yıllarda erkeklerin hemen hepsi II. Dünya Savaşına gönderildiğinden dolayı, çoğu ailede erkek bulunmuyordu. Bu emir üzerine erkeğin olmadığı evleri temsilen kadınlar toplantıya geldi. Toplantıda iki saat içinde aile fertleri ve eşyalımızla birlikte köy meydanına gelmemiz söylendi. Bazı kimseler bu duruma itiraz ettiler. Bu yüzden toplananlar arasında kargaşa çıktı. Bu kargaşaya sebep olan halkımızın ileri gelenlerinden birçoğu yakalanarak hapse atıldılar.

Çok geçmeden zırhlı araçların gürültüsü bütün köyü sarstı. Altı veya yedi ailenin zorla yerleştirildiği araçlara hareket emri verildi. Hareket eden araçlar Ahıska’nın Azgur köyünde durdular. Burada bizi daha önce cepheye askeri malzeme taşınmasında kullanılmış kırık dökük vagonlar bekliyordu. Daha sonra aile fertleri birbirinden ayrılmış bir şekilde, altı yedi aile askerler tarafından zorlanarak bu hayvan vagonlarına dolduruldular. Çoğu ailenin reisi cephede olduğu için geride kalan hanımları yalnızca çocuklarını toplayabildiler. Birçoğu da yanlarına yiyecek ve eşya da alamadan vagonlara acımasızca dolduruldular.

Sürgün esnasında görev alan askeri birliklerde bulunan Türk kökenli askerler bu duruma dayanamayıp ortada kalan kimsesizlere yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Sonu belirsiz bu yolculukta trenler bir kaç günde bir istasyonda duruyor ve her vagona birer kova sulu yiyecekle bir kaç ekmek dağıtılıyordu. Lokomotif sayısı az olduğundan bazen istasyonlarda günlerce bekliyorduk. Çünkü bizi getiren lokomotif, geri dönüp diğer istasyondaki vagonları bizden önceki istasyonlara çekerek getiriyor sonra da dönüp tekrar bizi alıyordu.

Hasta ve İhtiyarlar Perişan Oldular

Bu mecburi yolculuğun yapıldığı eski yük vagonlarında bilhassa yaşlı, hasta ve çocukların çoğu açlıktan ve soğuktan perişan oldular. Vagonlarda tuvalet olmadan ihtiyaçlarını gideremeyen kadınlar ve yaşlılar idrar torbalarının patlamasıyla hayata veda ettiler. İhtiyar ve hastaların durumu ise daha acı verici idi. Bu durumda olanlar askerler tarafından vagondan zorla alınıyor, istasyonlarda karlar üzerine terk ediliyor ve bir daha onlardan haber alınamıyordu.

Bu yolculukta anne ve babalarını kaybeden insanlar halen yaşamakta; Anne, baba ve vatan hasretini çekmektedirler. Yolculukta soğuktan donmamak için istasyonlarda yakacak türünden her şeyi vagona atıyor ve bunlarla ısınmaya çalışıyorduk. Yolculuk sonunda sadece bizim köyden 96 kişiden 86’sı soğuktan donarak can verdi. Geri kalan 10 kişiden ise sadece 6 kişi ayakta durabiliyorduk. Bir aydan fazla süren yolculuk sonunda Özbekistan’ın Nemengan rayonuna (vilayet) ulaştık.

Yalan Propaganda

Burada yerleştirilmeye başladığımız ilk dönmelerde Özbekler bizden kaçıyor; bizimle ilişkilerinde dikkatli ve şüpheli davranıyorlardı. Daha sonra edindiğimiz bilgelere göre biz buraya gelmeden önce Özbekler arasında bizim hakkımızda “insan eti yiyen” ve “kan içen” bir millet olduğumuz propagandası yapılmıştı. Tabii ki, bu propagandayı yapan devrin Stalin hükümeti idi.

Daha sonra Özbeklerle ilişkilerimiz iyileşiyor ve günden güne gelişiyordu. Ama şunu da söyleyeyim ki. bazı bölgelerde Özbekler Stalin’in etkisiyle halkımıza olmadık zulüm ve işkenceler yapmışlardır. Ne yaptıklarının farkında olmayan bu insanlar kadın, çocuk, yaşlı demeden kanal, yol ve köprü inşaatlarında çalıştırıldılar.

Bütün halk bu ağır şartlar altında kışı çıkardıktan sonra, bu sefer de yerleştirildiğimiz bölgeler “olağanüstü” hal bölgesi ilan edilerek askeri denetime tabi tutulduk. Tam sekiz sene her 10 günde bir gidip merkeze aile sayısının durumunu, sağ ve ölü sayısını bildirmek mecburiyetinde kaldık. Geçen bu müddet zarfında ölü sayısında bir artış oldu. Bunun sebebi ise aç kalan insanlarımızın otla beslenmesiydi.

Burada bunu söylememin sebebi ise bizi sürerlerken her ailenin bütün mal varlıkları kayıtlar geçilerek gittiğimiz yerde bu mal varlığının karşılığı ödenecektir, denilmişti. Fakat, buna karşılık sekiz sene zarfında bize verilen bir baş hayvan ve bir kaç ev eşyasından başka bir şey yoktu.”

Rasim Bayraktar – Ahıska

www.turkalemiyiz.com

image00125.jpg

 

Paylaş:

Yorumlar

“435) TÜRK TARİHİNDE BİR VAHŞET GÜNÜ: AHISKA SÜRGÜNÜ” yazisina 9 Yorum yapilmis

  1. mustafa kenanoğlu yorum tarihi 20 Kasım, 2009 16:18

    Gürcüler hala Ahıska Türklerine dönüş izni vermiyor.bizden ise Gürcülere her türlü yardım var..

  2. Acaroğlu yorum tarihi 20 Kasım, 2009 16:58

    Sayın Karahan,bendeniz Ahıska Türkü’yüm.01-08-2009 tarihinde Ahıska’ya ikinci seferdir gidiyorum.Rasim Bayrak kardeşimiz bu hususda ilmi çalışmalırı vardır.O’na buradan çok teşekkür ediyorum.Dış Türklerin yanında olduğum gibi ,heran Ahıska Türklerinin yanında olmam ,benliğimin ta kendisi olmalıdır.Zaman zaman,Yenibosna’daki derneğinie de gidip,dertlerine ortak oluyorum.Halen babamdan kalma Anıska’dan getirmiş olduğu elma fidanlarını aşılayıp,Ahıska elmaları bahçemizde benim yaşımdan büyüktürler.Ahıskadaki Türkler büyük zülüm gördüler,soy kırımının daniskasını yaptı kominist Gürcü asılı Rus Lideri Stalin.Ahıska gençleri Türkiyedeki gençlerimiz ,bu zülümü çok iyi bilmektedirler.Ama ne yazıkki,zavallı iktidarların dış Türkler için politikaları sıfır düzeyde devam etmektedir.Allah Ahıska Türklerine ,dayanıklılık gücü ve kuvveti versin.İnşaallah tamamı Ahıskaya geri döner topraklarına kavuşurlar.Orası Türk topraklarıdır.Çok değerli genç arkadaşlarımız Ahıska için çalışmakta,güncel tutmaktadırlar.Onlara birkere daha teşekkür ediyorum.Acaroğlu Saygılarımla

  3. Metin ÖZBER yorum tarihi 24 Kasım, 2009 19:03

    Bu sürgünü ciddiye aldığımızdan emin değilim. Herkes hayattan bihaber yaşıyor. Buna bende dahilim geçen günlerde İzmirde Uğur Mumcu gösteri merkezinde düzenlenen anma törenine katıldım. Anca böyle öğrendim. Toplum olarak sorumsuzuz. Bu ayıbı medyada anmalarını bekledim, ama boşuna 1-2 dakikalık tv haberlerinde ya da ufak köşe yazılarında kayboldu gitti yine. Seneye kasım ayınımı beklemeliyiz hatırlamak için? Kendi özümüzü bırakıyorum bu bir insanlık suçu. Bunun üzerine gidilmeli o insanlar kardeşimiz özümüz bizim ve bu acıyı bu insanlara çektirmenin kimsenin hakkı yok. Bayraksız topraksız sadece kültürleri ve benlikleri o kocaman kalplerinde yaşayan kardeşlerime selam olsun.

  4. Hakan kaşkay yorum tarihi 29 Ocak, 2010 02:30

    mediya ve iktidarlari oyandirmaliyiz.
    yoksa turkluk yok olur.
    sadece bir turkiye kalir tek başina.

  5. şenol dede yorum tarihi 10 Ekim, 2011 14:12

    ahiska ve tüm türkler bir gün çin seddinde görüşmek üzere …ardahan posoftan bütün ahiska ya selamlar…

  6. erdoğan güngör yorum tarihi 24 Aralık, 2011 19:42

    mekanları cennettir bizi yaşatmak için ölen atalarımızın nenelerimizin nur içinde yatsınlar bende bir ahıska turkuyum vatanı olmayan kımlığinde turk yazan ezgudeli baba azğurli anadan oz ahıskalıyam anam babam dedelerim kaçmıs turkıyeye ama bır coğu orda kalmıs yıllarca gormemış kımse kımseyı yılların ozlemı ve rusların zülmüyle yasamıs direnmıs ve gelecek nesıllerın kurumaması icin zülme dayanmışlar bugun turkıyede yasayan bızler onlara bınlerce kez mınettarız mekanları cennet olsun atalarımızın tum ahıska turklerıne selam olsun toylarda muhabbetlede ve ıyı gunlerde gorusmek uzere yasayın yaşatın

  7. Kara Kartal yorum tarihi 1 Şubat, 2012 14:33

    Mustafa kenanoğlu başımızdaki başbakan gürcü çünkü vikipedisine bakın…

  8. ruslan izneov yorum tarihi 17 Haziran, 2012 22:58

    rabimiz bizden ne istemis bize bukadar cine dert verrmis buda yetmezmishgibi hayla ana vetenimize donemiyoruz bn gurcistanda oturuyorum birgun halkmzn vatanna doneceyi umutle fakat goruyorumki isler iye gedeceyine kotuye gidiyor dedem rusyadan geldi ev ald ve rusyaya dondu orada hersey satp temeli donmek icin fakat gurcistana yerlesmek istediyini anadklar icicn bidaha gurcistana brakmadlar ustune bide snr dsi etiler suanda ahskaya yabanc bir turis gelse rahatlkla geze biliyor ama bir ahskal geldiyinde basdan sona kontrol ediliyor ne yapp ne itiyi tamamen goz altndan takib ediliyor bunarn bizi vatanmza almak gibi niyetleri yok artk ne yapsam nere gitsem bilmiyorum Rabimden her gece artk guldur bizimde yuzumuzu diye duua ediyorum bizde krkmadan cekinmeden muslumanz diye bilelim kimse bizimle dalga gecmesin ezmesin kucuk gomesin yeter artk cekdiyimiz aclar artk isyan ediyorum hayata ve onun bizlere yasatklarna .

  9. Elşad Memmedov yorum tarihi 14 Kasım, 2013 11:16

    Stalinden sonra Qorbaçovun antitürk siyaseti daha amansız oldu.Azerbaycanın torpaqlarının ermeniler terefinden işğalına revac vermesi,sürgün heyatı yaşayan ahıska türklerinin Özbekistandan yene de ermeni şovinistlerinin başçılığı ile şiddete meruz qalmaları,talan edilmeleri,qetl edilmeleri.Tessüfler olsun ki Azerbaycandan başqa heç bir türk esilli dövlet ahıskalara arxa durmadı.Ve yene de çox tessüfler olsun-indiye qeder bu hal davam edir.Suriyeden,Misirden,Somaliden,Sudandan olan qaçqın arablara gösterilen sayğı,münasibet ahıskalara gösterilmir.Onların taleyi zamanın sert küleklerine buraxılıb.Bu ögey münasibetin kökünü kesmek kimsenin ağlına gelmir

Yorum yap