407) LALE DEVRİ’NİN SONU
Yayin Tarihi 12 Eylül, 2009
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ
LALE DEVRİ’NİN SONU
Tarih kitaplarında okudunuz. Lale Devri; Osmanlı Devleti’nin 1718 ile 1730 yılları arasına verilen bir isim. Padişah 3. Ahmed ile veziriazam (başbakan) Nevşehirli Damat İbrahim Paşa; o sıralarda İstanbul’da bir eğlence dönemi başlatmışlardı. Şarap su gibi akıtılıyor, her gece bir başka köşkte zevkü sefa içinde yer gök inletiliyordu. İstanbul, lalelerle donatılmıştı.
İşte bu gösterişli hayatı, Patrona Halil adlı, bir hamam tellakı yıktı. Ezilen, sömürülen halkı peşine takıp bir isyan başlattı. İsyancılar; o bağları bahçeleri yakıp yıktılar; Lale Devri’ni bitirdiler.
15 senedir İstanbul’da Lale Devri yeniden yaşatılıyordu. Şehir, Avrupa Kültür Başkenti ilan edilecekti. Bir sel vurdu İstanbul; dünyaya rezil oldu.
Patrona Halil’in 300 sene kadar önce yaptığını, geçen gün Ayamama Deresi’nde sel yaptı.
Gerçi padişahımız Tayyip Erdoğan ile onun Veziriazamı Kadir Topbaş hal edilmediler ama, yine de bir devir bitti. Bundan sonra İstanbul’un caddelerine lale dikerek ‘Ne iyi belediyecilik yapıyorum!’ diyen bu zihniyete halk inanmayacaktır.
DİLİ TUTULMUŞTU
Sel sonrasında şehrin sorumlusu Kadir Topbaş ne yapacağını bilmez durumdaydı. Gazetecilere, ikide bir ‘Sayın Valimizle görüşeceğiz!’ diyerek kendi yapması gereken işin sorumlusu sanki İstanbul Valisi imiş gibi bir hava yaratıyordu. Bu suçluluk duygusu ve beceriksizlik yüzünden olsa gerek; Başbakan Erdoğan’a da gerekli bilgiyi İstanbul Valisi Güler veriyor; Belediye Başkanı Topbaş, kendisini gizlemek zorunda kalıyordu.
Buna mecburdu… Çünkü milyarlarca dolara hükmeden belediyenin yaptığı iş bir dolar bile etmiyordu. İstanbul’u bir felakete karşı hiç mi hiç hazırlamamıştı Bay Topbaş… Asker, helikopteri ile kurtarma çalışmalarını yürütürken, Kadir Topbaş’ın belediyesi ortalıkta yoktu.
Kendisi de o çok mağrur bürokratları da halka kömür ve yiyecek dağıtmak dışında bir proje geliştirememişlerdi.
Bölgesel bir sel baskınında böyle çaresiz duruma düşen İstanbul Belediye Yönetimi; beklenen o büyük depremde ne yapar? Başbakan Erdoğan acaba bunu düşünmeye başladı mı?
Üstelik Bay Topbaş; bu felakette işi insanlara ve atmosfere yıkarak dersini almadığını göstermiş iken…
ISLAH ETTİK DİYEREK BATIRDILAR
İstanbul’da felaketin yaşandığı Basın Ekspres Yolu; bir dere yatağından geçiyor. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş; ‘Dereleri ıslah ediyoruz!’ diyerek bu dereleri bir tünelin içine sokuyor. Sonra da çevresini zenginlere, partililere iyilik yapmak için imara açıyor. Eskiden koyunların otladığı yerlerde şimdi gökdelenler yükseliyor. Dere yatağının tam üstüne otel bile yapıldı Topbaş döneminde. Bay Topbaş, dereleri islah ettik diyerek suç işledi ve sele açık bölgeyi imara açtı. Islah projesi yağma projesi biçiminde yürütüldü. Sanki İstanbul dağbaşıdır da Kadir Topbaş ve Başbakan Erdoğan oralara bina yapan vatandaşı suçluyor. Efendiler; oralara birileri bina yaparken siz ne yapıyordunuz? Siz milletin aklıya dalga mı geçiyorunuz?
***
Bu köşede defalarca yazdık. Özellikle Kadir Topbaş döneminde, İstanbul’da nerede bir boşluk kalmış ise, kitabına uydurularak oralara dev binalar konduruldu. Öyle ki dört yolun ortasına, otoyolun hemen kıyısına, büyük yol ayrımlarına bile iş yerleri yapıldı. Şehrin kan damarlarını oluşturan yollarımızın kıyıları eş dost hatırına imara açıldı. Örnek mi istiyorsunuz, E-5 otobanında giderken sağa sola bir bakın, göreceksiniz.
Bunlarla felaketin ne ilgisi var demeyin… İşte böyle İstanbul’un bütün boşluklarını zenginlere yağmalatan bir belediye yönetimi; dereleri de yağmalatıp doldurttuğu için su, denize ulaşacak yatak bulamıyor ve sonunda önüne dikilen engelleri yıkarak gidiyor.
Bu olay bir Avrupa ülkesinde olsaydı ne başbakan kalırdı ne belediye başkanı. Bizde ise onlar vatandaşı suçluyorlar. Böyle halka bu felaket az bile…
Rıza ZELYUT / GÜNEŞ
Yorumlar
“407) LALE DEVRİ’NİN SONU” yazisina 4 Yorum yapilmis
Yorum yap
Yine çok güzel yazmış rıza zelyut.
EFENDİM, AKLIMA HEMEN,FRANSIZ GENERAL FRANCHET D’ESPEREYin isgal altındaki İSTANBULDA,COK SAYIDA KİSİYLE İSTİSAREDE BULUNDUKTAN SONRAKİ SÖZLERİ GELDİ!
—TÜRKİYEde enerji sahibi olan kisiler yalnız ittihat ve terakki cemiyeti üyeleridir!Geri kalanlar bir hadımlar toplulugundan baska sey degildir.BEN BUNLARA CANLILIK KAZANDIRMAK İSTERİM!deyip;ilk is olarak,il jandarma örgütünü yeniden düzenlemeye kalkmıs!
-Sonra PTT yi düzeltmeye!kalkısmıs
-Sıhhiye vekaletine ve Tapu kadastroya!!uzmanlar getirtmis!!!
-Günümüzde neler yapılmakta?fark varmı?
OLANLARA GÖZ+KULAK SAHİDİ OLUPDA FENA HALDE İCERLEMEMEK İCİN,TÜRK+MÜSLÜMAN OLMAMAK GEREKİR.ACI COK ACI..DİLERİM,BİZİM ERKEKLERİMİZDE ARTIK ÖGRENİRLER!BİZE YAPILANLARI!aynen iade etmeyi!ANLAMALILARKİ;YİGİT likden anlıyan,TÜRKLERDEN BASKA millet yok!
*YUKARIDAKİ GÜZELİM;SARI+KIRMIZI,GS.LI RENKLERİN AHENGİNİ:)SAPLAR BOZMUS.NE YAPALIM?TÜM BİTKİLER YESİL.AMA CİCEKLER DEGİL:)
—SN.KHAN,
YUKARIDAKİ YAZINIZA BUGÜN,İNSANLAR,EPEYCE,LAF EBELİGİ YAPTILAR.AMA DÜNDE İTİTRAF ETTİLER:( PARALAR DAGITMISLARDI DİYE..iste gelip gecicilige SEBEP OLAN HALK KİTLESİ!onlara ne yapsan doymazlar!
*keske,hepsini,köylerinde,kasabalarında,İYİ YASATAN HÜKÜMETİMİZ OLSAYMIS!bugüne kadar olmamıs!BUNDAN BÖYLEDE OLDURMAZLAR:( YÖNETMEGE SOYUNANLAR;ANCAK FİKİR AYRILIGIYLA KAVGA EDERLER:(
*****FAKAT,BUNCA YILLIK,SUSMUSLUGUN CEZASINI,ANCAK,DOGAL YOLLARLA VERİYOR YARADAN!
iste bundan sonrası s e s s i z l i k
….BİZE SÖZ KALMAZ!
GERCEK İNANC,MUTLAK HUZUR VERİR.
*sahte,davranıslar TÜRK MİLLETİNE YARASMAZ.
sel felaketinin,yaşandığı bölgede ikamet ediyorum.
insanlarının çaresizlik içinde,en fazla canlarını
verdiği basın ekspres tem yoluna 500 mt.mesafe var
eğer evden 05.00 gibi çıksaydım.belkide aynı kaderi yaşayacaktım..bölgeyi çok iyi biliyorum.
iki dere arasıdan havalanına giden tem yolu var.
son yıllarda turizm bölgesi ilan edilerek bir sürü
devasa alış veriş merkezleri açıldı.3 tanede 5 yıldız hotel yapıldı.son yapılan 3 katına kadar su doldu.avea nın ana merkezi çöktü.30 yakın hayat söndü.akp belediyesi 16 yıldır.sadece imara açtı bu bölgeyi hiç bir ıslah düzenleme yapmadan..sadece yazları o tem yoluna laleler ve peysajı yapıldı.yol kenarlarının çünkü devlet erkanı geçiş güzargahı olduğundan,güzel görüntü olsun diye,trilyonlarca lalelere paralar verilerek ithal edildi.sonuç ortada.lale ekilirken şov yapan topbaş bu bölgeye gelemiyor şimdi.neden bu kadar açık yazdığıma gelince;
yılmaz hocanın fecobook daki lale devri sonu ile ilgili gönderisine,isyan edercesine artık topbaşdan sarı laleler istiyoruz.diye belediyenin yaptıkları trilyonlarca lale israfına espri şeklinde eleştirici yorum yazdım..fakat (G.Ö.) adında bir bayan,benim ne demek istediğimi dahi anlıyamadan,aşalayıcı şekilde ”utanmadan sarı laleler istiyor..bunlarla mı vatan kurtulacak ‘demiş.biz birbirimizi böyle anlamadan,
kırarsak..başkaları bize hiç acımaz.taşı atıp kaçdığı için sizinle paylaşmak istedim.belki okur.
neden yazıldığını anlayabilir şimdi.sevgilerimle..
Aslında yazıdaki fotoğraf da bu “Lale Devri”nin altındaki amacı eleveriyor. Renklere dikkat etmek yeter: sarı, kırmızı ve yeşil. Kuşkusuz aslında Orta Asya’dan beri Türklerin rengi )ömer Seyfettin daha 1910’lu yıllarda bunu birçok yazısında anlatmıştır. Ama bugün PKK’nın simgesi renkler olarak bilinmektedir ve kuşkusuz bugün o laleleri diken “laleler”in amacı Ömer Seyfeddin’inki gibi değildir. Kısacası Belediye kaynaklarının savurganca kullanımı, o süreçte yapılan yolsuzluklar, vurgunlar yanı sıra bir de bu siyasal art niyetli arka planı da var. Gözden kaçırmayalım.