404) Bonhoeffer’ın Aptallık Teorisi Nedir?

Yayin Tarihi 28 Haziran, 2023 
Kategori SOSYAL

Bonhoeffer’ın Aptallık (Cahillik) Teorisi Nedir?

Dietrich Bonhoeffer, Alman Lüteryan teologdur. Bonhoeffer, kendisi rejime, özellikle de antisemitizme karşı çıkması ile tanınır.

Alman tarihinin en karanlık döneminde, genç bir papaz olan Dietrich Bonhoeffer, yaşanan vahşete karşı fikirlerini dile getirmeye başlamıştı. Yıllarca insanların fikrini değiştirmeye çalıştıktan sonra, Bonhoeffer bir akşam eve geldi ve evinde kendisini götürmek için bekleyen iki adam ile karşılaştı. Tutuklanmıştı.

Hapishanede geçen süre zarfında Bonhoeffer, şairler ve düşünürlerden oluşan bir ülkesinin nasıl bir korkaklar, düzenbazlar ve suçlular kolektifine dönüştüğünü düşünmeye başladı. Sonunda, sorunun kökeninin kötülük değil, aptallık olduğu sonucuna vardı.

aptallığın teorisi

Hapishaneden yazdığı ünlü mektuplarında Bonhoeffer, aptallığın en tehlikeli düşman olduğunu kaleme alacaktı. Toplumda oldukça ses getiren fikirleri aşağıda okuyacağınız gibiydi.

Bir düşmana karşı savaşabiliriz. Ama aptallığa karşı savaşamayız. Aptallık topluma en büyük zararı verir. Kişi kötülüğe karşı protesto edebilir, güç kullanarak kötülük önlenebilir ancak aptallığa karşı savunmasızız.

Aptal (daha doğrusu cahil) kişilere kanıt göstermenin anlamı olmaz. Bu kişiler kolayca saldırgan hale gelebilirler. Aptal bir insanın ön yargısıyla çelişen gerçeklere inanılması gerekmez. Bu fikirleri çürütemediklerinde önemsiz ve rastlantısal diye bir kenara itilirler. Bütün bunlarda, aptal kişi kendinden memnundur ve kolayca sinirlendiğinden, saldırıya geçerek tehlikeli hale gelir.

Bu nedenle, aptal bir insanla uğraşırken kötü niyetli biriyle olduğundan daha dikkatli olunması gerekir. Aptallıktan nasıl kurtulacağımızı bilmek istiyorsak, onun doğasını anlamaya çalışmalıyız. Kesin olan şu ki, aptallık özünde entelektüel bir kusur değil, ahlaki bir kusurdur.

Entelektüel olarak dikkat çekecek derecede çevik ama aptal olan insanlar olduğu gibi, entelektüel olarak son derece sönük ama kesinlikle aptal ya da cahil diye tanımlayamayacağımız insanlar da vardır. Yani aptallık doğuştan gelen bir kusur değildir. Süreç içinde bazı insanlar aptal olmayı ya da cahil kalmayı tercih eder. İnsanlar ile ilgili bu sorun grup halindeki bireylerde daha çok rastlanır. Bu nedenle aptallık psikolojik olmaktan çok sosyolojik bir sorundur.

Aptallık Toplum Mühendisliği Sonucunda Oluşur

aptallığın teorisi

Kötülük bir kukla ustasıdır ve onu mümkün kılan akılsız kuklalar kadar hiçbir şeyi sevmez.

Burada iş başında olan süreç, zeka gibi belirli insani yetilerin birden bire ortadan kaybolması değildir. Bunun yerine, yükselen gücün ezici etkisi altında kalan bu insanların düşünme yetileri bir biçimde ellerinden alınmaya başlar. Onunla sohbet etmeye kalkarsanız onu bir kişi olarak değil, onu ele geçiren sloganlar ve benzeri şeyler bütünü olarak görürsünüz.

Bu nedenle düşünce sistematiği bozulmuş bu kişiler ile tartışmak yararsızdır. Çünkü söyledikleri argümanlar kendilerine ezberletildiği için fikir içermez. Sonucunda bu kişi her türlü kötülüğü de yapabilir. Ancak yaptığı şeyin temelinde bir kötülük olduğunun farkında varmayacaktır.

Bu kişilerin tek kurtuluşu içlerinden gelerek yani isteyerek özgürleşmeleridir. Ancak bu aptallığın üstesinden gelebilir. Ancak çoğu durumda öncelikle kişinin bağlarından kurtulması gerekecektir. O zamana kadar bu tarz düşünen bir kişiyi ikna etmeye yönelik tüm girişimlerden vazgeçmeliyiz.

Dietrich Bonhoeffer’in “aptallığın teorisi” başlığı ile kaleme aldığı bu düşünceleri elbette yaşadığı dönem için elbette tehlikeliydi. Nitekim kendisi, 9 Nisan 1945’te şafak vakti Adolf Hitler’e karşı bir komploya karıştığı için Flossenbürg toplama kampında, Birleşik Devletler askerlerinin kampı kurtarmasından sadece iki hafta önce asılarak idam edildi.

“Ahlaki bir toplumun nihai sınavı, çocuklarına nasıl bir dünya bıraktığıdır.” diye not düşecekti yazılarına. Tüm dünyada, gerçeğin çarpıtılmasıyla hipnotize edilmiş ve özgür düşünce yetilerini yitirmiş milyonlar, aptallaşmaya ve hayatlarımızı zindana çevirmeye devam ederken tek tesellimiz her şeye rağmen bu hayatlarda Bonhoeffer gibilerinin varlığıdır.

https://www.matematiksel.org/bonhoefferin-aptallik-teorisi-nedir/

Bonhoeffer’ın Aptallığı Açıkladığı Mektubu

“Aptallık, iyilik karşısında kötülükten daha tehlikeli bir düşmandır. Kişi kötülüğe karşı çıkabilir, onu ortaya dökebilir ve gerekirse güç kullanarak önleyebilir. Kötülük, içinde her zaman kendi yıkımının tohumunu taşır; o yüzden insanlarda en azından bir huzursuzluk duygusu bırakır. Oysa aptallığa karşı savunmasız durumdayız. Ne protestolar ne de güç kullanımı aptallığa karşı bir işe yaramaz; mantıklı gerekçelere kulak tıkanır. Gerçekler eğer kişinin ön yargılarıyla çelişiyorsa artık onlara inanılması gerekmez —bu tür durumlarda aptal kişi eleştirici hale bile gelir. Yok eğer reddedilmesi imkansız ise, bu durumda gerçekler rastlantısalmış gibi önemsizleştirilir ve bir kenara itilir. Bütün bunlar olurken aptal kişi, kötü niyetli kişinin tam tersine, halinden tamamen memnundur; fakat kolayca sinirlenebildiği için saldırıya geçerek tehlikeli hale gelir. Bu nedenle, aptal bir insanla uğraşırken, kötü niyetli birine göre daha dikkatli olmak gerekir. Aptal bir insanı makul gerekçelerle asla tekrar ikna etmeye çalışmamalıyız, çünkü bu anlamsız ve tehlikelidir.

Eğer aptallığın üstesinden nasıl geleceğimizi bilmek istiyorsak, önce onun doğasını anlamaya çalışmalıyız.

Şurası bir gerçek ki aptallık özünde entelektüel bir kusur değil, insanlık kusurudur. Entelektüel olarak hayli sönük ve aptaldan öte bir şey olmayan insanlar olduğu gibi olağanüstü güçlü bir zekaya sahip ama ahmak olan insanlar da vardır. Bunu belirli durumlarda şaşırtıcı biçimlerde keşfederiz.

Genellikle aptallığın doğuştan gelen bir problem olduğu izlenimi egemen olsa da gerçekte insanlar belirli koşullar altında aptallaşırlar; hatta daha doğrusu bunun olmasına izin verirler. Bu arada, kendilerini diğerlerinden izole eden veya yalnız yaşayan insanların, bu kusuru, sosyalleşmeye meyilli veya zorunlu olan bireylerden ve gruplardan daha az sıklıkla sergilediklerini belirtelim. Ve öyle görünüyor ki aptallık belki de psikolojik olmaktan çok sosyolojik bir sorundur. Tarihsel koşulların insanlar üzerindeki etkisinin özel bir biçimi, belirli dış koşulların psikolojik bir sonucu. Daha yakından gözlemlendiğinde, ister politik, ister dini nitelikte olsun, kamusal alandaki her esaslı güç yükselişinin, insanlığın büyük bir kısmına aptallık hastalığını bulaştırdığı ortaya çıkıyor. Burada sanki bir sosyolojik-psikolojik yasa var gibidir. Birinin gücü diğerinin aptallığına ihtiyaç duyar. Burada işleyen süreç, örneğin zeka gibi insanların belirli kapasitelerinin aniden körelmesi veya başarısız olması değildir. Burada daha çok, yükselen gücün ezici etkisi altında insanların bağımsız düşünme yetilerini kaybettikleri ve farkında olarak veya olmayarak ortaya çıkan koşullar karşısında özerk bir konum oluşturmaktan vazgeçtikleri görülüyor.

Aptal kişinin genellikle inatçı olması, onun bağımsız olmadığı gerçeğine karşı bizi kör etmemelidir. Bu tür biriyle konuşurken, sanki bir insanla değil, onu ele geçirmiş olan sloganlar, replikler ve benzerleriyle karşı karşıyaymışız gibi hissederiz. O bir büyü altındadır, kördür, kötüye kullanılır ve istismara uğrar. Böylece akılsız bir alet haline gelen aptal kişi her türlü kötülüğü yapabilecek ancak aynı zamanda yaptığının kötü olduğunu göremeyecek duruma gelecektir. İşte burası şeytani suistimal tehlikesinin pusuya yattığı yerdir, çünkü bu, insanları bir kalemde yok edebilir.

İşte tam bu noktada, aptallığın üstesinden, öğretme ile (izahatla) değil yalnızca bir özgürleşme eylemiyle gelinebileceği oldukça açık hale geliyor. Burada, çoğu durumda gerçek bir içsel kurtuluşun ancak onun öncesinde bir dışsal kurtuluş olduğu zaman mümkün hale geleceği gerçeğini kabul etmeliyiz. O zamana kadar aptal insanı ikna etmeye yönelik tüm girişimlerden vazgeçmeliyiz.

Gelinen bu nokta, bu tür koşullar altında insanların gerçekte ne düşündüğünü bilme çabalarımızın neden boşuna olduğunu ve sorumluluk bilinciyle hareket eden kişi için bu sorunun neden bu kadar bağıntısız olduğunu açıklar. Tanrı korkusunun bilgeliğin başlangıcı olduğuna dair İncil ayeti, insanların Tanrının önünde sorumlu bir yaşam sürmeleri için içsel özgürleşmelerinin, aptallığın üstesinden gelmenin tek gerçek yolu olduğunu bildirir.

Fakat aptallık hakkındaki bu düşünceler, insanların çoğunluğunun her durumda aptal olduğunu düşünmemizin tamamen önüne geçtiği için bir teselli de sunar. Bu da gerçekte, iktidardakilerin, insanların içsel bağımsızlık ve bilgeliğinden çok aptallığından yararlanmayı bekleyip beklemeyeceğine bağlı olacaktır.”

https://bakikaracay.com/aptalligin-teorisi-aptalik-kotuluk-bonhoeffer-mektuplari/

 

Paylaş:

Yorumlar

“404) Bonhoeffer’ın Aptallık Teorisi Nedir?” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Zuhal ASMA yorum tarihi 28 Haziran, 2023 19:38

    KESIN UZUUN YILLARDIR APTALLASTIRILMISLAR.VE HALA DAHADA IRKÇI VE FAŞISTLER.”-NETFLİXDE IZLEDIM YENI BELGESELI.HALA YAHUDILERIN YOK EDILDIGINE UZULMUYORLAR/Cunkü 2 TARAFDA REKABETÇİ.

Yorum yap