394) Bronz Çağı Asya’da Çobanların Göç Yolları
Yayin Tarihi 17 Kasım, 2020
Kategori KÜLTÜREL
Bronz Çağı Çobanları Düşünülenden Daha Az Göç Ediyordu
Günümüzde Rusya’nın güneyi olan bölgede yaşamış olan Bronz Çağı göçebe çobanları, daha önce düşünülenden daha kısa mesafeler kat etmişlerdi. Hint-Avrupa dillerinin bu bölgeden çıkmış olabileceği düşünülüyor ve bu bulgular, teknik ve tarımsal yeniliklerin Avrupa’ya nasıl yayıldığına dair yeni sorular ortaya çıkarıyor.
Kafkas dağlarındaki otlaklarda otlayan hayvanlar C: Sabine Reinhold
Bronz Çağı boyunca (yaklaşık MÖ 3900 – 1000) çobanlar ve aileleri, Kafkasya’nın yamaçları ve kuzeye doğru olan bozkırları koyun, keçi ve sığırlarını yanlarına alarak dolaştılar. Hint-Avrupa dilini ve yük vagonları, evcil atlar ve metal silahlar gibi teknik yenilikleri Avrupa’ya getiren Hint-Germen gruplarının bu bölgeden çıkmış olabileceği düşünülüyordu.
Araştırmacılar şimdiye kadar, bu teknoloji transferinin, yer değiştiren kırsal toplulukların uzun mesafeli göçlerine ve ticaret bağlarına dayandığını ve bu hareketliliğin Orta Doğu ve Avrupa’yı birbirine bağladığını düşündüler.
Şimdi ise uluslararası bir araştırma ekibi, bu toplulukların gerçekten bu kadar uzun mesafeler kat edip etmediğini sorguladı.
Beslenme, düşük hareketlilik seviyelerini ortaya çıkarıyor
Araştırmacılar, göçler hakkında sonuçlar çıkarmak için Bronz Çağı göçebe çoban topluluklarının diyetlerini yeniden yapılandırdılar. Analizleri, Kafkasya yaylalarında ve kuzeye komşu bozkırlarda bulunan tümülüslerden ve gömütlerden alınan iskelet kalıntılarına dayanıyor.
Çalışmanın yazarı Profesör Kurt Alt, ‘’Bu insan kemikleri ve dişleri arkeolojik hazinelerdir. Ekonomik stratejiler, bunlarla ilişkili hareketlilik modelleri ve sosyal farklılaşma hakkında daha derin anlayışlar kazanmak için temel kaynaklar.’’ diyor.
Araştırma ekibi, sekiz bölgeden alınan 150 bireyin iskelet kalıntılarının kemik kollajenindeki karbon ve nitrojenin izotopik bileşimini analiz etti. Ayrıca bilim insanları bu verileri 50 hayvanın kemik kollajenindeki izotop oranları ve o dönemin yerel bitki örtüsü ile karşılaştırdı. Kemik kolajenindeki izotop oranları, bir kişinin tükettiği temel gıda maddelerindeki izotop oranlarını yansıtıyor.
Sonuçlara göre, bu grupların diyetleri esas olarak kalıntılarının bulunduğu bölgelerdeki besin maddelerine dayanıyor.
Çalışmanın yazarlarından Sandra Pichler, ‘’Topluluklar görünüşte kendi ekolojik alanları içinde kaldılar ve bozkır, orman veya daha yüksek bölgeler arasında geçiş yapmadılar.’’ diye açıklıyor.
İzotop analizlerine göre et, süt ve süt ürünleri bu bireylerin temel gıdalarının büyük bir bölümünü oluştururken, yabani bitkiler tarafından da destekleniyordu. Bronz Çağı’nın sonuna kadar diyetleri daha çok ekili tahıllara dayalı olmaya başladı, dolayısıyla bu dönemlerde ana besin kaynağı darıydı.
Kulaktan kulağa yayılan teknoloji transferi
Bu çalışmanın bulguları, Kafkas topluluklarının çok hareketli olmadıklarını ve büyük ölçekli göçler gerçekleştirmediklerini ortaya çıkarıyor, bu da MÖ 4. ve 3. binyılların devrim niteliğindeki teknik yeniliklerinin başka yollarla aktarıldığını gösteriyor.
Dönemin toplulukları daha kısa mesafelerde hareket ettiyse, bronz işleme, atların evcilleştirilmesi ve metal silahlar gibi teknolojik bilgiler kulaktan kulağa aktarılmış olmalıydı.
Yazar: Dilan Dede on 13 Kasım 2020
University of Basel. 21 Ekim 2020.
Makale: Knipper, C., Reinhold, S., Gresky, J., Berezina, N., Gerling, C., Pichler, S. L., … & Lyakhov, S. V. (2020). Diet and subsistence in Bronze Age pastoral communities from the southern Russian steppes and the North Caucasus. Plos one, 15(10), e0239861.
Yeni Yöntemlerle Bronz Çağı Göç Rotaları Ortaya Çıkarıldı
Arkeologlar Çin’in kuzeybatısındaki Sincan bölgesinde, Bronz Çağı çobanlarının mevsimsel göç rotalarını yeniden yapılandırdılar.
Sincan bölgesindeki Kazak çobanlar, kış kamplarına göç ediyorlar C: Peter Jia
Bronz Çağı insanlarının ve sürülerinin hayatta kalması için çok önemli olan kar ve bitki örtüsü döngülerini belirlemek için, hem uydu görüntülerini hem de arkeolojik buluntuları inceleyen araştırmacılar, günümüz çobanları ile röportaj da yaptılar.
Pekin Çin Sosyal Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar ile birlikte, bu verileri 3500 yıldan daha uzun bir süre önce çevrenin nasıl kullanıldığına dair bir model oluşturmak için kullandılar.
Baş yazar Dr. Peter Jia, ‘’Bronz Çağı insanlarının çevrelerindeki kaynaklardan nasıl yararlandığına dair bu ayrıntılı model, Tarih Öncesi İpek Yolu’nun anlaşılmasına büyük ölçüde yardımcı oluyor.’’ diyor.
‘’Örneğin, etnografik araştırmalarımız –yerel çobanlarla yapılan röportajlar– mevsimler boyunca belirli yerlerin neden seçildiğini ve hala tercih edildiğini açıkladı: erken ve geç otların varlığı, yaz dönemine uygun otlatma potansiyeli ve kışın kar örtüsünün olmaması.’’
‘’Arkeolojik araştırmalar ve kazıların sonuçlarıyla birlikte uydu görüntülerinin analizi, bu anekdotlara dayalı hesapları analiz etmemizi ve doğruluğunu kanıtlamamızı sağladı.”
Araştırmanın yazarlarından Profesör Alison Betts şunları ekledi, “Önceki arkeolojik kanıtlardan, Bronz Çağı çobanlarının Sincan bölgesindeki hayata nasıl adapte olduklarını ve yerleştikleri araziyi nasıl kullandıklarını belirlemek zordu. Artık insanların bir yerde kaldığı sezonu belirlemek için geçerli bir metodumuz var.’’
Çalışma Alanı: Kuzeybatı Sincan bölgesindeki Bortala Vadisi C: Alison Betts
Bozkırdaki tehlikeler: Mevsimsel göç neden önemli?
Avrasya step/dağ bölgesi sert bir ortam. İnsanların, bu kurak bölgeye adaptasyon sağlaması, evcil hayvanların ortaya çıkmasıyla Bronz Çağı’nda gerçekleşti. Ama bugün hala, insanların geçim kaynakları için tehlikeli bir yer olmaya devam ediyor. Kışın çok fazla kar yağıyor ve hayvanlar yeterince yiyecek bulamıyorlar. Yerlilerin ‘beyaz felaket’ dediği kar nedeniyle yüzlerce canlı ölüyor. Çok az kar ise insanlar ve hayvanlar için yeterince su olmaması demek. Bu da ‘kara felaket’ olarak adlandırılıyor. Araziyi mevsimsel göç yoluyla yönetmek, hayvancılığa dayalı ekonomik sistemin hayatta kalması ve sürdürülebilmesi için çok önemli.
Bronz Çağı kış kampının girişi. Paralel taş hatları arasındaki boşluklar, kar fırtınalarına karşı kalın bir rüzgar geçirmez koruma sağlamak için sıkıştırılmış çamurla dolduruluyor. C: Alison Betts
Öncü metodoloji
Çalışmanın gücü, en son uydu teknolojisini etnografik ve arkeolojik saha çalışması ile birleştiren disiplinler arası yaklaşımında yatıyor.
Otlak alanlarındaki bitki örtüsü için büyüme döngüleri oluşturmak ve uydu görüntülerini kullanarak kar derinliğini tahmin etmek, araştırmacıların farklı mevsimlerde çobanlık için dağların farklı bölümlerinin uygunluğunu ortaya çıkarmalarına olanak tanıdı. Bu verileri yerel Moğol ve Kazak çobanlarının hesaplarıyla karşılaştırdıklarında, eşleştiklerini gördüler.
Eş yazar Dr. Gino Caspari, “Arkeoloji, insanların geçmişte çevre ile nasıl etkileşimde olduklarına dair içgörü sağlayan birkaç alandan biri.’’ diyor.
‘’Dünya çapında çevresel koşulların sertleşmesiyle, bu tarihi analiz etmek çok önemli. Bu çalışma, akademik disiplinleri birbirine bağlamamızı ve uluslararası işbirliği yapmamızı sağladı. Bizim çalışmamız buna çok iyi bir örnek.’’
Yazar: Dilan Dede on 16 Kasım 2020
University of Sydney. 4 Kasım 2020.
Makale: Jia, P., Caspari, G., Betts, A., Mohamadi, B., Balz, T., Cong, D., … & Meng, Q. (2020). Seasonal movements of Bronze Age transhumant pastoralists in western Xinjiang. Plos one, 15(11), e0240739.
Yorumlar
Yorum yap